Medyadan – MAGAZİNİMTRAK

ÖNCE EHLİYET SONRA ŞOFÖRLÜK!

Bugün-Melodi’nin haber ayağında otomobil reklamı köşesinin bu haftaki konuğu genç manken Elif Ece imiş, Peugeot 307’sinden bahisle diyor ki:

- Şoförlüğü bu arabada öğrendim!

Trafiğin anasının neden ağladığını anladınız mı, millet önce ehliyet, andından araba alıp, en son kullanmayı öğreniyor! J

Bugün, 10 nisan

*

HELİN AVŞAR SOSYOLOJİK SORUNU ÇÖZMÜŞ!

Evliliğe niçin karşı olduğunu izah ediyor:

- Çünkü cep telefonları çoğaldı. Bilgisayar var. İnsanlar birbirine çok çabuk ulaşıyor. Bu yüzden aldatmalar da hızlılaşıyor.

(Hızlılaşmak fiiline de dikkatinizi çekerim bu arada!)

Vataniki, 10 nisan

*

FUHUŞUN AMATÖRÜ OLUR MU?

Natalia adlı yabancı bir mankene sormuşlar:

- Sizin ülkenizde de bazı mankenler parayla fuhuş yapıyor mu?

Kadın – bizim gazetecilerden daha akıllı ve bilgili olduğu için – bozmuş bunları:

- Parayla fuhuş ne demek?

Haklı kızcağız, bedava yapılana fuhuş derler mi?

Şok, 10 nisan

*

İŞTE YILIN ÇİFTİ, diyor başlık.

Polonyalı çift, dünya çirkini damak 44 kilo, gelin ise 138 kilo imiş. Şok kendine göre bir aşk hikayesi uydurmuş, keşke yerim olsa da size okutabilsem. Ama bir resimaltını akrataracağım en azından.

Çifti öpüşürken gösteren bir fotoğraf, 138 kiloluk gelin, boynunda asılı duran 44 kiloluk damadı kıçından kavramış ve yumulmuş; resimaltı:

“Agneiszka (gelin) damat Tadeusz’u öyle bir öptü ki, gerdek gecesinde neler olacağını herkes merak etti!”

Şok, 10 nisan

*

KÂBUS GİBİ ...

Meşhur itiraf.com sitesinden bir alıntı:

“Babam annemi gerdek gecesi görmüş. Annemi halam ve eniştem tanıyormuş. Aradaki iletişimi halam sağlamış. Annemin ayakkabısının tekini gösterip babamı az çok bilgilendirmişler. Babam bir defa annemin yolunu kesip görmeyi denemiş ama annem fark edip yolunu değiştirmiş. Gerdek gecesi babamın ağzından çıkan ilk söz, ‘Çok şükür çirkin değilmişsin’ olmuş...”

Ne korkunç bir eziklik, bir kadercilik değil mi!

Takvim, 10 nisan

*

BEN MERAK ETMİYORUM, YA SİZ?

Türkiye’nin en büyük gazetesi Hürriyet’in sürmanşeti ‘Festivalde merakla beklenen soru’ diyordu.

“İstanbul Film Festivali’nde finale az kala kulislerde dedikodu kazanı (Öğğğ!) kaynamaya başladı. Akıllardaki soru şu: ‘Jüri başkanı Zuhal Olcay, dargın olduğu eski eşi Haluk Bilginer’in rol aldığı ‘Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü’ye karşı önyargılı davranacak mı?”

Hürriyet Büyük Gazete, 11 nisan

*

GÜZEL AMA BİRAZ GEÇ!

Cengiz Semercioğlu iyi bir televizyon yazarıydı, nedense ‘her konuda yazan yazar’ formatına geçti. Şöyle diyordu mesela:

Trafikteki satıcıların yaratıcılıkları arttı

Milli piyango satıcıları için "eski bir kızılderili numarasıdır".Elindeki piyango biletini "yanlışlıkla" müşterinin ayağının dibine düşürürler, "sizin kısmetinizmiş" diyerek satmaya çalışırlar.

Şimdi bu eski numarayı, trafikte sayısal loto satıcıları yapıyor.

Yağmurlu İstanbul’da trafiğe sıkışmış araçların arasında gezen loto satıcıları, oynanmış kuponları "yanlışlıkla" ellerinden düşürüyor.

Bir bakıyorsunuz, arabanın camına yapışmış bir sayısal loto kuponu...

Hemen peşinden de "kısmetinmiş abi" diyerek yanaşan bir loto satıcısı...

Şu İstanbul trafiğinin pazarlama sektörüne kattığı yaratıcılığa bayılıyorum.

Varsa trafikte rastladığınız bu tür ilginç satıcılar yazın bana, İstanbul trafiğinde neler satıldığının bilançosunu birlikte çıkaralım... (Kelebek, 11 nisan)

Okurların yardımını istemesi isabetli, çünkü piyangocuların bu anlattığı ‘bileti elinden düşürme’ numarası epey eskidir, yeni değil.

*

SOSYETİK GÜZELLER HAKKINDA GÜZELLEME

Benim yıllardır sorduğum ‘Bu sosyetik güzeller kimdir? Parayı nereden bulurlar?’ sualine, Aykut Işıklar cevap veriyordu köşesinde:

“Örneğin Ataşehir’deki stüdyo evler tamamen garsoniyer gibi... O küçük daireler kimlere ait, sahipleri haftada kaç gün geliyorlar? Evlerde oturan tek bayanların yakıt parasını kim ödüyor? Polis bir araştırsa ya... O kadınları fuhuş yapıyorlar diye Emniyet çağıracak mı? Peki hafta arası Polenezköy motellerine kimler gidiyor? Otoparklarındaki Mercedes otomobiller kimlerin? Yoksa şirketlerin yönetim kurulu toplantısı Polonezköy’de mi yapılıyor? Etiler, Ulus gibi kapısında güvenlik bulunan sitelerde oturan bekâr kadınların geliri nereden geliyor? Hani her gazetenin cemiyet sayfasında ‘haftanın şık kadını’ seçilenler... Babası yok, kocası yok ama yazın Bodrum’da kışın Uludağ’da çuvalla para harcayan kadınlar... Neredeyse çırılçıplak dolaşarak her davette sanki iş arıyorlar. Aynı doktora gittikleri için suratları aynı. Adına sosyetik güzel denilen bu genç kadınların üç yıl önce ne yaptığını bilen var mı? İzmir’den gelmiş, kimin yanında kalmış, ne yemiş ne içmiş. Bu lüks hayatın masrafları nerede kazanılıyor? Hatunları bir işte gören var mı? Maşallah hepsi artistler kadar ünlüler. Bütün gün güzellik salonunda, kuaförde, zayıflama merkezinde veya estetik klinikçisindeler. Nazım Durak veya Taylan Kümeli gibi akıllı insanları süper zengin yaptılar. Polis bu kadınların evine girip çıkan işadamlarına karışabilir mi? Onları Emniyet Müdürlüğü’ne davet edebilir mi? Ederse ne olur? Hep diyorum , gariban kadın (ki buna cahil ve fakir mankenler de dahil) yaparsa fuhuş-skandal, zengin semtlerde zengin insanlar yaparsa özel yaşam-seviyeli beraberlik olur. Bu konuda bile adaletsiz dünya...

Bugün, 11 nisan

*

HADDİNİ BİLEN…

‘Kağıt bebekler’e sormuşlar: Entelektüel kimdir?

Kızlar iyi kötü bir cevap vermiş. Mesela Tuğba Altıntop, entel tarifini şöyle noktalıyor:

“Cahil olup da entelmiş gibi dolaşanlar çok belli ediyorlar zaten. Öyle bir format içerisine girip kendimi komik duruma düşürmem.”

Star-Box, 12 nisan

*

BİR İTİRAF DA MANSUR FORUTAN’DAN

“Hayatımdaki 'manita' şablonu da bu dizinin kadın oyuncularının bileşkesine tekabul eder. Yani ideal tipim, Sue Ellen, Pamela ve Lucy'nin bir potada eritilmiş halidir. Hatta Pamela'nın yani Victoria Principal'ın yerli Playmen'de çıplak resimlerini gördüğümde hayatımda bir çağ kapanmış, yenisi açılmıştı: Ergen olmuştum. Bu süreç hala devam ediyor...”

Akşam, 12 nisan

*

UTANÇ MI REKLAM MI?

Vatan gazetesinin isimleri gizleme gereği duymadan sürmanşetten verdiği telefon konuşması, Barbie operasyonu zanlısı (pezo’nun adli adı) Dinçer Dinçsoy ile ‘mağduru’ (dıııt) Fulden Uras arasında geçiyor. Tarih 4 ekis 2005, saat gece 00.45

Fulden: Haa canım

Dinçer: Şimdi oda numarasını falan söylüyor da. Saat 02.00 gibi orda olacağız da, saat ikiye çeyrek kala benim evin önünden alabilir misin? Mümkün mü?

F: Alırım kimdi bu?

D: Bir kız arkadaşım tanıştırmıştı. Çok dehşet bi adam. Ben 1500 çektim. Bin sana, 500 kendime alacağım. Artık bir şeyler yaparsın.

F: Tamam bebeğim...

Aynı Dinçer Dinçsoy ile Didem Aksu arasındaki konuşma, 28 Ekim 2005, 15.16:

Dinçer: Nerdesin?

Didem: Ulus'tayım

D: Hazırlanabilir misin?

Didem: Tamam

D: Karşıya göndereceğim. 700 alacaksın. 400 sana, 300 bana. 1 saatlik program

Didem: Hıı

D: Hafif balık etli istiyor. Sen balık etlisin değil mi?

Didem: Tamam

D: Tamam hadi hazırlan çünkü adam çok yorgunum diyor. Hemen eve geçicem falan diyo. Çok güzel ol tamam mı?

Gazetedeki bu haberi görünce, bu kızlar acaba ne düşünüyordur?

Utandılar mı, reklamın iyisi kötüsü olmaz diye mi düşündüler acaba?

Vatan, 12 nisan

*

GELDİĞİMİZ NOKTAYA BAKAR MISINIZ!

Galiba ATV’de oynayacakmış, Kurtlar Vadisi’nin yerine ‘HEDEFTEKİ SIR’ diye bir mafya – derin devlet dizisi çekiliyormuş.

Abdullah Çatlı’yı Oktay Kaynarca, Mehmet Ali Ağca’yı da Şevket Çoruh’un oynaması düşünülüyormuş.

Peki senaryo kiminmiş biliyor musunuz?

Oral Çelik’in…
 

Geldiğimiz noktaya bakar mısınız!

Senaristinden kahramanlarına, katillerden oluşan bir REALITY SHOW’umuz eksiksi…

Vataniki, 13 nisan

*

YUKARIDAKİ SORUMA KISMİ CEVAP

Kelebek’te Cengiz Semercioğlu’nun haberi korkunçtu…

Barbie Özlem

Mankenlere yönelik fuhuş operasyonunda ismi geçen iki manken işinden oldu. Kanal 1’deki magazin programını sunan Ece Gürsel gönderildi. CINE5’te yine magazin programı sunan Pelin Giyim’le yollar ayrıldı.

Number One ise tam tersi bir tavır sergileyerek operasyonda adı geçen mankenine sahip çıktı.Hafta içi her akşam Number One’da program yapan Özlem Ertem, ekrana gelmeye devam ediyor.

Üstelik operasyondan sonra Number One programın adını da değiştirdi.Özlem Ertem’in Late Night Show olan programının adı Barbie Özlem oldu.

Şimdi Number One’cılar Özlem’e destek olmak için programın adını bir kez daha değiştiriyorlarmış. Programın adı Masum Barbie Özlem olacakmış.

Kelebek, 13 nisan

*

SKANDALDAN YAĞ ÇIKARMAK

Halbuki, Posta’daki haber çok gırgırdı:

Aliye rolündeki Sanem Çelik, Tarabya’daki ‘Hayrola Çay Bahçesi’nde, yönetmeni Kudret Sabancı ile koklaşırken yakalandı ya… Çay bahçesi adını bütün Türkiye’ye duyuran bu skandalın anısına pul değil tost çıkarmış: Artık mönüsünde ‘ÇİFT KAŞARLI ALİYE TOSTU’ yer alıyormuş. İyi mi!

Posta, 13 nisan

*

YILIN ‘ROPÖR’TAJI

Hürriyet yine büyük bir gazetecilik olayına imza attı.

Defne Barak Monaco Prensesi Stephanie’nin eski kocalarından biriyle konuştu.

İnşallah bu röportajı yayınlamak için Daphne’den üste para alıyorlardır…

Hürriyet, 14 nisan

*

İYİ GIRGIR

Televizyonda öğrenciler Mehmet Ali Erbil’e sormuşlar:

- Hiç aldattınız mı?

Cevap:

- Aldatan prostat olsun! Ay ben bir tuvalete kadar gidebilir miyim?

Hürriyet, 14 nisan

*

DAHA GÖĞÜS VAR, KAVGA ETMEYİN!

“Bir evlilikte çiftlerden biri tavuğun budunu, diğeri kanadını severse evlilik daha uzun sürer. İkise de but severse anlaşmazlık çıkar” demiş yıllardır sufizm hakkında kafa patlatan Mazhar Alanson. (Vatan, 16 nisan)

İyi de, tavuğun göğüsünü kim yedi? J