Medyadan magazinimsi alıntılar…
Güncelleme Tarihi:
Mahsun’un çellist aşkı, diyor sürmanşet.
Önemli bir haber! Türkücü Mahsun Kırmızıgül’ün son aşkı çello sanatçısı Mine Cangal’mış yani, sizin anlayacağınız ‘yaklaşık’ (magazincede zamanın ‘izafi’ olduğunu göstermek için kullanılır bu yaklaşık) iki aydır ‘aşk yaşıyorlar’ imiş…
Aynı haberin resimaltı diyor ki, sanatçı bir aileden gelen (çello sanatçısı) Mine Cangal’ın anne ve babası viyolonsel sanatçısı imiş. (Hürriyet, 13 kasım)
Ne yani, herkes çello’nun viyolonsel’in kısaltması olduğunu bilmek zorunda mı!
*
Kendi haberini okumamak
15 yaşındaki erkek öğrenci (İngiltere’deyiz) 26 yaşındaki öğretmenini tornavidayla tehdit ederek ırzına geçmiş.Öğretmen ‘Çok iğrençti oral seks yapmaya razıydım…’ diyor.
Korkunç bir olay tabii ki de… benim anlamadığım, haberdeki şu unsur:
Tecavüz eden öğrenciden şikayetçi olmayan öğretmen “Poole’un Lordswood Erkek Lisesi’nde daha önce 6 kez tecavüze uğradığı ortaya çıktı.” (Hürriyet, 13 kasım)
Yani kadın öğretmen yedinci kere öğrencileri tarafından tecavüze uğruyor ve hiç sesini çıkarmıyor… Bu ne biçim haber yahu?
Neyse, Allah’tan İngiliz basını doğrusunu yazıyor da…
BBC’nin haberine göre kadın öğretmen 15 yaşındaki öğrencisiyle (en az 7-8 kere) cinsel ilişkiye girdiği için sübyancılıktan yargılanıyormuş ve kendini ‘cinsel ilişkiye girdim ama çocuğun elindeki tornavidanın tehdidi altında’ diye savunmuş!
*
E zor tabii…
Manken Sema Şimşek evlendiğimizde başımızı sokacak yerimiz yoktu, evimizi aldık, “Artık bebek çalışmalarına başlayabiliriz” demiş. (Akşam, 13 kasım)
Çok çalışmanız lazım, çoook!
*
Eşekçalan
Siverekli Mehmet Bey, Adliye’ye başvurmuş, soyadı Türkoğlu olarak değiştirmek için. “Soyadımdan çok çektim, bari çocuklarım çekmesin” demiş.
Haklı vallahi, soyadı… Eşekçalan imiş! (Vatan, 13 kasım)
Böyle bir fıkra vardı eskiden: Adam mahkemeye başvurmuş ‘Ahmet Bok olan adımı değiştirmek istiyorum’ demiş. ‘Haklısın kardeşim’ demiş hâkim, ‘İsmini ne olarak değiştirmek istiyorsun?’ Düşünmeden cevap vermiş adam: ‘Mehmet Bok’ !
*
Rüya tabiri
Lale rumuzlu bir okuru rüyasını anlatıyor:
“Rüyamda bir bademlikteyim. Bir tane tavuk ve bir tane de kedi var yanımda. Kediyi kucağıma aldım. Tavuk da bizi arkamızdan takip ediyordu. Yolda giderken kedi ile epey bir süre muhabbet ettim. Sanki bir daha mı evlenecekmişim. Öyle bir şey aklımda kalmış. (Bu arada evliyim.)”
Ablaların ablası Okşan Ablam’ın yorumu:
“Rüyanız rahatlığa ve feraha kavuşarak size hem yararı hem de zararı dokunan bir kimseye işaret etmektedir. Bu arada eşinizin asil ve neşeli bir insan olduğu (Haydiiii!) ayrıca kolay bir rısk elde edeceğiniz rüyanızdan anlaşılıyor. Parlak bir anlayışa sahip olarak dost sohbetlerine gönül verecek ve mütedeyyin insanlarla birlikte olacaksınız. (Haydaaaa!)”
Şok, 13 kasım
*
Utanmış! diyor başlık.
“Hülya Avşar’ın kardeşi Helin geçen akşam ….. içini gösteren bir bluz giymişti. Deri ceketini elinde tutan Helin Avşar flaşlar patlayınca utandığını söyleyip önlem aldı. Ceketi ile bluzunu kapattı.”
“Bence bu Helin çok akıllı kız. Dikkat çekip gazetelere nasıl haber olacağını iyi biliyor” diyor Halil Kalmuk.
Haber yapma kardeşim, niye yapıyorsun?
Posta, 13 kasım
*
Lerzan Mutlu - 1
“Kıskançlığın hat safhayı aştığı, iğrençlik ve komploların bulunduğu yalan bir dünyada beyazlar içerisinde dolaşan ama sürekli kuyusu kazılmaya çalışılan ve kıskanılan bir insanım” demiş Lerzan Mutlu. (Hürriyet-Kelebek, 14 Kasım)
Ayşe (Gerçel) “Had safhayı aşmak ne ola ki, had safhaya ulaşmak denir ona...” diyor.
İlahi Ayşe, Lerzan 21 kelimeden müteşekkil bir cümle kurmuş o kadarının lafı mı olur!
*
Seksi ve seyahati severmiş
Hande Ataizi ‘Hayatın anlamı seks ve seyahat’ demiş. (Hürriyet-Kelebek, 14 kasım)
Bence medyayla dalga geçiyor. Hani bir fıkra vardır, ‘Seksi ve seyahati sever misin? O zaman s.tir git!’ diyen…
*
Cengiz Semercioğlu yazdı:
Cevat Çapa da kim?
“Benim gözümden kaçmıştı, Radikal’de Kemal Yavuz yakalamış.Tuna Kiremitçi’nin düğünde İclal Aydın’a okuduğu şiirin ’Cevat Çapa’ya ait olduğunu yazmış magazin sayfaları.
"Anlaşılan magazin muhabirlerinin şiirle, şairle işi yok.
Onlar her şeyi ’Çapa’ olarak görüyorlar.
Bunu acaba İzzet Çapa etkisine mi bağlamalı" diye soruyor Kemal Yavuz...
Şairin adını yanlış yazan Milliyet, Vatan ve Sabah’ın aksine Cevat Çapan’ın ismini tek doğru yazan Hürriyet’e de ’bravo’ diyor.
Şimdi Hıncal Uluç’a nazire yaparcasına, "Dünyanın en kolay işi Sabah’ta editör olmak" diye yazı yazmak var ama bence hepimizin şapkayı önümüze koyup düşünmesi daha doğru olur.”
Hürriyet-Kelebek, 14 kasım
*
Oryantal yarışması ve genç beyinler
Sabahları televizyonda bir göbek yarışması var, içler acısı.
Tercüman gazetesi bu rezilliği eleştiriyor haklı olarak ama konuyu ‘ahlâki değerler’e getirerek tribüne oynuyor. Bir de resimaltı başlığı çok komik:
‘Genç beyinlere ucuz şöhret zehri’
Oryantal yarışmasına katılanlarla seyredenlerin beyni için üzülmeye değmez...
Tercüman, 14 kasım
*
Ersoy’dan tele-frikik
Magazin basınının ‘diva’ mertebesine yükselttiği Bülent Ersoy, televizyondaki programın reklam arasında (sıkı durun) ... frikik vermiş! (Takvim, 14 kasım)
Yani bacak bacak üstüne atarken orası burası görünmüş.
Doktorların ‘televizyon seyretmek sağlığa zararlıdır’ dediği bu olsa gerek! J
*
2006’nın en iyi buluşlarından biriymiş Time’a göre
‘Bluetooth teknolojisi’ ile donatılan tişört, cep telefonu üzerinden sevdiklerinize mesaj gönderiyormuş. Ama ne mesaj! Siz kendi kendinize sarıldığınızda binlerce km uzakta da olsa karşı taraftaki tişört de sarılma ve sıcaklık hissi veriyormuş. Kendinizi okşadığınızda, karşınızdaki de okşama hissi alıyormuş. (Hürriyet, 15 kasım)
Bu gazetecilerin hepsi sapık kardeşim.
Etrafımda bu haberi kim okusa, aynı tepkiyi verdi bu sabah:
- Sadece tişört mü yapmışlar abi? Aynı malzemeden iç çamaşırı da yapmışlar mı?
*
Tipsiz
Hannibal Helmurto adli bir İngiliz çatlak, sırt derisine geçirdiği dört kancayla, 4 tonluk bir kamyonu çekiyormuş. ‘Punk’ saçlı, bütün vücudu dövmeli ileze bir tip.
Şok’un resimaltı: Bir adam bu kadar tipsiz olursa, ondan herşey beklenir.
Şok, 15 kasım
*
Bu sefer başlıkta ‘derin bir espri’ yoktu bari ben yapayım
Ender Mermerci’nin küçük kızı Derin artık 25 yaşına gelmiş, ablalarına özeniyor, mutlu bir yuva kurup çocuk sahibi olmak istiyormuş.
Müge Dağıstanlı “Bakalım şanslı damat kim olacak? Çünkü Derin uslanmaz bir hanım olarak tanınıyor” diyor. (Posta, 15 kasım)
O ne demek yahu?
*
Ünlü erkekler mi, potansiyel alıcılar mı?
Kanal D’de yayımlanan bir dizide, demek ki bir erkek göz koyduğu kadına bir gece için 150.000 dolar teklif etmiş ki, Kelebek bu önemli sosyal içerikli sorunu manşet yapmış: 150 bin dolar neden verilir? (Aynı işi 100 dolara da yapanlar varken, demek istiyor...)
Ve Kelebek bu soruyu ‘ÜNLÜ ERKEKLER’e sormuş.
Ünlü erkekleri merak ediyorsunuzdur: Kaya Çilingiroğlu – Kerem Alışık – Oktay Kaynarca...
Allaaaah beni ‘ÜN’den koru Yarabbim!
Hürriyet-Kelebek, 16 kasım
*
Babanız da jean giyerdi
Kelebek’in başlığı JEAN DEFİLESİ... diyor. Haber ‘Jean sektörü’ diyor ısrarla.
Bizim blucine ‘jean’ deyince daha mı ‘in’ oluyor acaba?
Hürriyet-Kelebek, 16 kasım
*
Gazinocu Fahrettin Aslan’ın büyük oğlu Sacit ‘Babam, Emel Sayın’ı bir komutana götürdü’ diye bir açıklama yapmıştı da, Takvim bu habere ‘SKANDAL NETEKİM’ diyerek Paşa’yı da işeret etmişti bir güzel. (15 kasım)
Aslan’ın küçük oğlu, abisine kızdı:
“Ölmüş babamı p...venk ilan etti. Kardeşim dolandırıcı dediği, iftira ettiği kişiden miras almak için uğraşıyor, herkes layığını bulur.” (Sabah, 16 kasım)
Seviyeli bir kardeş ilişkisi daha…
Not: Tabii ki Emel Hanım bu çirkin iftira konusunda gerçekleri açıkladı.
*
Hülya Avşar olmadı…
Yüksel Aytuğ’un yazısının birinci sayfadan anonsu:
“İbrahim Tatlıses’in şu tatsız dünyamıza tattığı en güzel lezzet, ne lahmacun ne de mangal başında dürüme sardığı patlıcan kebabıdır. O lezzet oryantal Didem’dir...”
Hayırdır Yüksel, Hülya olmadı Didem mi? J
*
Sayın yolcular, oral seks…
ABD’de içhat seferi yapan uçakta, yolcuların tepkilerine ve hosteslerin uyarılarına rağmen samimiyeti biraz ‘ileri’ götüren çift tutuklanmış. Delikanlı kendi(leri)ni ‘Kız arkadaşımın midesi bulanıyordu, bu nedenle başını dizime koymuştu’ diye savunmuş ama inandıramamış.
Benim güldüğüm bu azgın çiftin “uçuş güvenliğini tehlikeye atmakla” suçlanması. (Vatan, 16 kasım)
Bundan böyle, uçak kalkarken bir anons daha yapacaklar:
- Sayın yolcularımız, oral seks uçağın uçuş aletlerinin güvenliğini etkilediğinden...
Hadi söz konusu pilot olsa anlarım da... J
*
Paranın kıymetini batık bankacı bilir
İşadamı Sedat Aloğlu tam bir dilenci çocuğa 50 lira verirken, müflis işadamı Erol Aksoy engellemiş, “Sakın yapma! Bu çocuklara para verip kötülük ediyorsunuz.sonra dünyada para kazanmanın tek yolunun dilenmek olduğunu zannediyorlar” demiş.
Haberi veren Müge Dağıstanlı’nın yorumu: “Oysa dünyada para kazanmanın daha tatlı ve daha kolay yolları var. Bunları da eski bir bankacı olarak herkesten iyi Erol bey bilir.”
Posta, 16 kasım
Not: Aklıma bir eski Türk atasözü geldi. Galiba Devlet Ana’dan hatırlıyorum. (Hayır Devlet Ana, televizyonlarda cips reklamına çıkan bir köylü karısı değildir; Kemal Tahir’in bir tarihi romanının adıdır.) Çok güzel deme ki ondan aklımda kalmış: Düşman nedir tutsak bilir, kaçmak nedir aksak bilir…
*
Genel seviye budur
Hani Hürriyet-internet okurları olarak komplekse kapılmayalım diye söylüyorum.
Diğerleri ‘bizden’ daha kaliteli değil.
Buyrun size 17 kasım gecesi saat 22.14’te Star’da en çok okunan 5 haber:
1 - İşte 2007 Pirelli Takvimi
2 - Demet Akalın boşanıyor
3 - 100 mankenden sutyen şov!
4 - Karısı da sevgilisi de hamile!
5 - Kedi, köpek doğurdu
Star-internet, 17 kasım
*
Deniz Akkaya-Mehmet Yıldırım muhabbetinde bir Reha Muhtar eksikti
Deniz Akkaya’ya hiçbir işadamı 100.000 dolar vermez deyip mahkemelik olan ama yine uslanmayan eski İTO Başkanı Mehmet Yıldırım bu sefer de Ali Müfit Gürtuna’nın belediye başkanıyken 1 milyar dolar rüşvet aldığını iddia etti.
Reha Muhtar “Adam ticaret odası başkanı gibi değil, ekspertiz raporu gibi mübarek” diyordu.
Vatan, 17 kasım
*
Sabah sürekli özür diliyor!
Bir gün önce ikinci sayfada koskoca bir haber yaptılar, MTV’nin yöneticisi bir kadın ‘Sezen Aksu ile Ajda Pekkan çok yaşlı, MTV’ye çıkamazlar. Serdar Ortaç’ın müzik kalitesi kötü olduğu için klipleri yayınlanmayacak’ diyordu.
Ertesi gün Sabah aynı sayfanın altında küçücük bir DÜZELTME VE ÖZÜR yayımlıyordu:
Serdar Ortaç değil Mustafa Sandal olacaktı, düzeltir özür dileriz.
Böyle bir hata nasıl yapılır Allah aşkına? Yapılınca bu kadarcık özürle konu kapanır mı?
Sabah 17 kasım
*
Masaj salonuna fuhuş baskını, diyor başlık
“İstanbul Nişantaşı'ndaki ‘Nadide Masaj Salonu’nda fuhuş yapıldığı ihbarı üzerine polis harekete geçti. Salona müşteri gibi davranarak giren 2 polis memuru, 70'er YTL ödeyerek masaj yaptırdıkları Zehra Y. (33) ve Tunus asıllı Türk vatandaşı Alia G.'ye (43) ilişki kurmayı teklif ettiler. Yapılan pazarlık sonucu 100'er YTL'ye anlaşma sağlandı. Kadınlar paraları alırken polis olduklarını açıklayan görevliler, işletmeci Yeşim G. (39) ile salonda ‘masöz’ olarak çalışan, ancak hepsi ‘fuhuş yapmak’tan sabıkalı olan 10 kadını gözaltına aldı.” (Vatan, 18 kasım)
Polisler 70’er lira ödeyerek masaj yaptırmışlar. Sonra kadınlara para karşılığı ilişki kurmayı teklif etmişler. 100 liraya anlaşmışlar. Kadınlar paraları alırken polis kimliğini açıklamış…
Heberde eksik olan unsur: Nadide Masaj Salonu’nda para peşin mi veriliyor, iş bittikten sonra mı? J
*
Bu dangalaklardan demek ki her yerde var!
Ermeni asıllı Amerikan rok grubu System of a down hayranlarından Türk Hükümeti’ne mektup, faks, e-posta gönderip, sıkı durun… 301.Maddeyi protesto etmelerini istemiş. (Yeni Şafak, 18 kasım)
Bu işsiz ve işgüzar sapıklar demek ki dünyanın her yerinde var…
*
Viagra alan adamların ilk işi…
Hürriyet’in haberiydi: Brezilya’da küçük bir şehrin belediyesi 60 yaşın üstündeki evli erkeklere bedava Viagra dağıtmış, kampanyanın adı ‘Mutlu Penis’ imiş! Hani yaşlı çiftlerin daha mutlu bir evlilik hayatı olsun diye…
Sonuç?
Erkeklerin hepsi kendine bir genç sevgili bulup karılarını aldatmış!
Belediye cinsel uyarıcıyı, erkeklerin yerine kadınlara vermeye karar vermiş… (Hürriyet, 19 kasım)
İster misiniz bu sefer de evli kadınlar azsın!!!
*
Başka bir vesileyle, aynı şeyi söylüyordu Fatih Altaylı:
Ya kadın da yaparsa
“Yaşlı erkeklerin genç kadınlara ‘kaçmasına’ erkek yazarlarımız ‘belirli bir hoşgörüyle’ yaklaşıyor. Hoşgörüye bir şey diyeceğim yok da, hoşgörünün altındaki mantığı anlamakta güçlük çekiyorum. ‘Ucuz duygusallıkları’ aşk yazısı adı altında yayınlayan bazıları ‘Hayatın anlamı kadınlardır’ diyor ve bunun ‘yaşı olmadığını’ söylüyor.
Ben bunu ‘öküzlük’ olarak görüyorum. Erkekler için hayatın anlamı ‘kadınlarsa’, kadınlar için de hayatın anlamı ‘erkeklerdir’ o halde.
Peki o zaman aynı hoşgörüyü kadınlara da gösterebilecek misiniz! 60 yaşında bir kadın eşini, çocuklarını bırakıp 25 yaşında bir delikanlıya gidince ‘Hayatın anlamı erkeklerdir’ diye yazabilecek misiniz? Yoksa bu ‘donunuzun içine inmiş’ aklınıza ve ‘duygusallık’ adını taktığınız ‘maço kültürünüze’ ters mi gelecek?”
Sabah, 19 kasım
*
Çikita Muz buymuş demek ki…
Ben - utanarak söylüyorum - hiç TV görmediğim için bu Ajdar denilen aletin neye benzediğinden bile haberim yok. Ama karım seyretmiş, çok kızmış; kızım da Çikita Muz adlı şarkısının ne kadar ittirik olduğunu söylüyordu.
Belki siz de benim gibi bu önemli konulara Fransız kalmışsınızdır diye, Vatan’ın yayımladığı şarkı sözlerini kopyaladım:
ÇİKİTA MUZ
şurup gibi şurup
turp gibiyim turp turp
ben ateş sen barut hmmm hmm
öptum seni şap şup
şapşup şap şup şap şup
ha şap ha şupp
şaka değil işte şurup
krizlere girme beni unutup
grup olalım grup
grup olalım grup
ben hudut sen haydut
gizli gizli gelme
her derde deva
şifasın şifa
çok çektim cefa
vitamini havuz...
ben gübre sen muz
ahhh muz gibiyim muz muz
ohhh muz gibiyim muz muz
çikita muz çikita muz
çikta çikta çikta çikta
çik çik çik çik çikiiiita
çikita muz çikita muz
fidanı uz
sensiz kalbim buz buz
hiçbir şey isteme benden ahhhh
yoksa bu aşk buz buz ohhhh
yoksa bu aşk göz göz dudak dudak ten ten
Vatan, 19 kasım
*
Hipopotamın ağzına sığan 120 santimlik adam
Şakir Süter de, kimi ‘ciddi’ yazarlar gibi, ara sıra fırka anlatmaya, internette gezen geyikleri kullanmaya davranıyor.
Mulumatfuruş başlıklı kısa yazısında, bugün, hani insanlara ‘vay be’ yahut da ‘bize ne’ dedirtecek rakamlara yer veriyor. Mesela ‘Pi sayısının 1 milyonuncu rakamı 9’dur’ diyor. İşte ‘dünyadaki hayvanların % 80’i altı ayaklıdır’ diyor filan.
Bu arada ben en çok ‘Bir hipopotam ağzını açarsa 120 santim boyundaki bir insan içine rahatça sığabilir’ lafına güldüm.
Tabii hipopotamin ağzını 120 santim açabilmesine değil… içine girecek 120 santimlik bir insan bulunabilmesine!!! J
*
Gizli-açık reklam
Kendi gazetem dahil, haber altında yapılan reklamlara (ne karşılığında olduğunu bilmiyorum, günahı meslektaşlarımın boynuna) gıcık olurum ya, Güneş bu sefer resmen gözünü çıkarmış. Ben, ürün, kişi ve yer adlarını XXX diye veriyorum:
Mucize krem Türkiye'de
10 DAKİKA içinde kırışıklık ve yaşlılık belirtilerini ortadan kaldıran krem, Türkiye'de görücüye çıktı. Harbiye'deki 'XXX' isimli mekanda, seçkin davetlilere sunulan 'XXX' adlı anti wrinkle krem ile plump lips dudak doldurucusu, büyük ilgi gördü. 'Mucize krem' Catherine Zeta Jones, Penelope Cruz ve Renee Zellweger gibi Hollywood starları tarafından da kullanılıyor.
GENÇLİK SİHİRBAZI
Krem, Amerika'da 'Gençlik Sihirbazı' olarak ünlenen anti-ageing uzmanı XXX tarafından tanıtıldı. XXX makyaj öncesi yapılacak olan 10 dakikalık bir uygulama ile, bayanların çok daha genç ve diri bir cilde sahip olabilecekleri söyledi.
BÜYÜK İLGİ GÖRDÜ
Mucize kremin tanıtımında, cemiyet hayatının önde gelenlerinden; Meral Yazıcı, Şirin Yalçın, Elif Dürüst, Sevgi Gedikoğlu, Begüm Şen, Aslı Şen, Deniz Berdan, Ethel Baler de vardı. Krem 295 YTL, dudak dolgunlaştırıcı ise 79 YTL'den XXX ve XXX'nda satışa sunuldu. (Güneş, 19 kasım)
Artık YUH yani!
*
Haftanın vecizesi
Güler Kazmacı’nın köşesinde, Türk büyüklerinden (J) Güler Kazmacı’dan alma sosyo-psikolojik bir vecize:
“Eşinden yeni ayrılanlar yeni yetme biri kadar ‘flörtçü’ kesilirler!”
Posta, 19 kasım
*
Lerzan Mutlu - 2
Savaş Ay bu sefer de Lerzan Mutlu denizen kızcağızı tiye alıyor.
‘BENİM ARKAMDA SADECE BEYNİM VAR ABİ’ diyor Mutlu.
Hayır hayır, sonradan olma sarışınların da beyninin yerinde popo var gibi anlamlar çıkarmayın bu sözden; Mutlu’nun söylemek istediği şu, kendisi açıklıyor zaten röportajda: “Hani derler ya arkanda kim var? Arkanda bir adam mı var? Benim arkamda bir tek beynim oldu.”
Zaten (dişleri ayrık olan insanlar şanslı doğarmış, Savaş Ay’ın söylediğine göre) çok kısmetli bir insan olduğunu da söylüyor Mutlu:
- Şanslıyımdır. Daha doğumumda şans getirmişim aileme. Zengin olmuşlar ben doğar doğmaz…
- Ne olmuş ki?
- Babamın babanesi ölmüş, miras kalmış evler, konaklar…
Posta, 19 kasım