Medyadan – Magazinimsi...

BAKIN BİZİ KİMLER YÖNETİYOR

Deniz Güçer, Ankara Kulisleri köşesinde yazdı. Epeydir kırık kolu boynuna asılı gezen Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç’un alçıları açılmış. Ama bu arada 8 tane gömleği de çöpe gitmiş. Çünkü Sayın Bakan, alçıdaki sol kolunu vücuduna sarabilmek için... her sabah giydiği gömleğin sol kolunu kesiyormuş!

Akşam, 19 aralık

*

HANİ GALATASARAYLILAR’IN ‘FENER MEDYASI’ DEDİĞİ KADAR VAR

Benim zavallı takımım, Avrupa liglerinde, önce Şampiyonlar Ligi, sonra UEFA yolunda rezil oldu. Rezil ama...

Efendim, aynı FB, Avrupa’nın 10 önemli ligindeki tek namağlup lidermiş (haberin içinde Dinamo Kiev’in ve CSKA Sofya’nın da yenilgisiz lider olduğu yazılı ama, olsun, yine de Fener ‘tek’ ...), 2.64 puanla Avrupa’da ilk 4 içine girmiş ...

Başlık: DAUM’UN F.BAHÇE’Sİ TÜRKİYE’Yİ AŞTI, AVRUPA’DA ZİRVEYE ÇIKTI... (Vatan, 19 aralık)

Yuh artık!

*

Ailenizin Sırdaşı OKŞAN ABLA’nın bittiği andır

Şok okurları abuk sabuk rüyalarını anlatırlar, Okşan Abla da, en olmayacak rüyadan akla hayale gelmez ‘mealler’ bulur çıkarır. Ama bu sefer, baktım, o da pes etmiş.

Önce Okşan Abla’nın rüya yorumunu sonra Şeyma adlı okurun rüyasını vereceğim size.

Yorum: Bu rüya senin bazı konular hakkında fikir değiştireceğini gösteriyor. Bazı haksızlıklara uğramışsın ve inancın zayıflamaya başlamış olabilir... Bu rüya yakın zamanda doğru yolu bulacağına işarettir.

Sonra da Okşan Abla’yı böyle dağıtan rüya: Rüyamda şöyle bir şey gördüm. Ailece ölüyoruz ve ahiretteyiz. Amcamın oğlu ve kızı bizim emrimizde çalışıyor. Amcamın oğlu hizmetçi eve gelen misafirlere yemek falan ikram ediyor ve yüzü şimdikinden değişik özürlü gibi. Karısı bana yalan söylememe cezası verdiler diyor. Kız kardeşi de 1 yıl camiye gitme cezası aldım diyor. Rüyam nedir?

Şok, 19 aralık

*

BU FİLM İNGİLİZLERE TÜRKÇE DE ÖĞRETTİ, diyordu Milliyet’in arka manşeti.

Spot ise şöyle: İngiltere’de iki haftadır bir numara olan ‘Narnia Günlükleri: Aslan, Cadı ve Gardrop’ adlı filmle İngilizler, Aslan’ın Türkçe aslan anlamına geldiğini öğrendiler. (Milliyet, 19 aralık)

Eh bayağı bir Türkçe öğrenmişler yani...

*

ADAMLAR KORKMAKTA HAKLI!

Fransız Haber Ajansı AFP, 2005 yılının en ilginç haberi olarak bizim duvar delen aşığı seçmiş.

Hatırladınız değil mi hani 2003 yılında Kartal Cezaevinde yaşanan bir hadise vardı, kadın mahkûm KS, yan hücredeki SÇ’den halime kalmıştı da ... cinsel birleşmenin ‘duvardaki bir delikten’ gerçekleştiği anlaşılmıştı. (Gazeteler, 21 aralık)

Böyle haberlerin yabancı ajanslarda çıkması iyi değil, zaten kötü bir şöhretimiz var, adamlar “Türkler geliyor, kadınlarımızı kızlarımızı dıııt” diye korkuyorlar! J

*

İNANILIR GİBİ DEĞİL

Gaziantep’te 3 delikanlı Polis İmdat’ı telefonla arayıp ‘sokakta cep telefonlarımız gasp edildi’ diye şikayette bulunmuşlar. Polis gaspçıların eşkalini istemiş, bunlar da vermişler.

Polis, gaspçıların yaşını, üstündeki kıyafeti, saç rengini, göz rengini dikkate alarak... gasp edildiklerini iddia eden 3 genci yakalamış.

Bu salaklar meğer... kendi eşkallerini vermişler! (Şok, 21 aralık)

“Bakalım kendi eşkalimizi verirsek polis bizi bulabilecek mi, diye merak ettik...” demişler ama... bakalım polis ne yapacak?

*

ABARMAYALIM!

Tamam, Kanal D’de yayımlanan Kurtlar Vâdisi reyting yapsın diye hep birlikte üfürüyoruz ama... işin b.kunu da çıkarmamak lazım.

Dış destekçilerimizden Vatan’ın Gülümse ilavesi biraz işin dozunu kaçırmış.

“Sharon Stone gibi bir ünlü yıldızı Kurtlar Vadisi’nde oynamaya ikna etmekteki en önemli ekten” (500.000 dolardan daha ‘ikna edici’ ne olabilir acaba?) ... neymiş? Dizinin yüksek reytingi imiş!

‘Reytingimiz Sharon Stone’u bile büyüledi’ diyor yapımcısı. (21 aralık)

Allah insaf versin! Dizinin Türkiye’deki reytingi % 500 olsa, Stone’un umrunda mı, ona ne faydası var?

Not: Bu arada, güya Stone “Senaryo eline ulaştığında ‘Böyle avrupai bir şey beklemiyordum’ demiş” miş. Amerikalılar genelde çok beğendikleri bir şey için ‘Avrupaî’ demezler ama, olsun, belki de ‘içinden’ söylemiştir!

*

ALINTI

“Bu arada oyunculuk konusunda da kendimi eğitmeye çalışıyorum. Senaryo gereği saf bir kızı canlandırıyorum ama akıllıyı da, başka bir karakteri de rahatlıkla oynarım.” Aysun Kayacı

Bugün-Melodi, 22 aralık

*

BÜLENT CANKURT’UN LİFE+ KÖŞESİNDEN BİR ALINTI:

“Sosyetik isimlerin geçtiğimiz hafta sonu Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin vefatının 732.yıldönümü etkinliklerine katılmak için yine Konya’ya göçtüklerini duydum. Artık bu tür maneviyatı yüksek işlerde ön saflarda yer alan Esin Demirören’le...”

Sabah’la Günaydın, 22 aralık

*

REHA MUHTAR’IN YAZININ BİRİNCİ SAYFADAKİ SPOTU:

“TANRIM! O ne bitmek tükenmek bilmez bir enerji. O ne gençlik, sıcaklık ve hayat fışkıran bir cıvıltı. Kuşku yok burası Paris’in Saint-Germain’i... Nişantaşı’ndaki Salomanje bistro bardan bahsediyorum. Buraya Etiler’in snobize kitlesinin uğramadığına sevindim.”  (Sabah’la Günaydın, 24 aralık)

Bu spotu okurken, tam “Reha Muhtar, madem Paris’in Saint-Germain’ine benzetiyorsun, gitmişken bir zahmet söyle de o barın adını değiştirsinler, Fransızca’da Salomanje diye bir laf yoktur, ona Salamanje’ derler...” demeye hazırlanıyordum ki... ‘snobize’ lafı çıktı karşıma.

Boşverdim artık!..

*

ALLAH DİLİNE DÜŞÜRMESİN DİYORUM YA...

“Artık çok şişmanladı, yaşlandı. Piyasadan çekildi. Biz de kurtulduk' diye boşuna sevinmişiz. Banu Alkan yine geldi. Üstelik bu kez nişanlısı Murat Bey ile birlikte. Böyle TV'ciler olduğu ve çılgın menajeri Sisi sayesinde daha çok karşımıza gelecek. 15 gündür hangi programı açsak karşımıza çıkıyor. Bir bakıyorsun İbo Show'da, bir bakıyorsun atv'nin dans yarışmasında jüri oluyor. Hatta yakında sevgili ile bir eve kapanacak. 24 saat ne yaptığını gösterecek. Bence şu sıralar tek rakibi var. Ünlü terzi Yıldırım Mayruk'un asistanı olan Barbaros Şansal... TV'de 'Bu kadın ne diyor veya ne yapıyor' diye izleyen herkesi hayretler içinde bırakıyor. Ve şok ederek, kahkahalar ile güldürüyor...”�Aykut Işıklar

Bugün, 25 aralık

Not: Aynı gazetede, birkaç sayfa ileride Şafak Karaman da aynı konuyu yazmış, şöyle diyordu: Ekrandaki iki medya papatyası - "Televizyonlarda izlenecek program yok" cümlesi belki çok klasik; ama önemli bir gerçek. Eğer ki Banu Alkan ve ex aşkı Murat Taşdemir bile bu ülkede televizyon programının kahramanları olabiliyorsa bu işin çivisi çıkmış demektir...