Güncelleme Tarihi:
ANA!
Bülent Ersoy mankenden bozma şarkıcılara çatmış: Ben podyuma çıkıyor muyum! (Sabah’la Günaydın, 7 mart)
Mankenler korkmuş mudur bilmem ama... bizim için ciddi bir tehdit! J
*
AVCI MI AY MI?
“Metro Turizm’in sahibi olan Talip Öztürk, manken Pınar Tezcan ve Fatoş Seğmen’den sonra şimdi de Asuman Krause ile aşk yaşamaya başladı” diyen habere “Podyum avcısı” diye başlık atmış gazete. (Şok, 7 mart)
Bence kimin av kimin avcı olduğu karışık...
*
ZEKERİYA BEYAZ’A OKURU SORUYOR:
“Hanımım Rus uyruklu. Müslüman olsun diye çok uğraştım, olmadı. Durumumuz caiz mi, boşanmam mı lazım?”
Zekeriya Hoca da tabii ki ciddi ciddi cevap veriyor, caizdir diyor. (Takvim, 7 mart)
Ben olsam: Karıyı boşamak için kendine başka bahane bul, beni alet etme! derdim. J
*
BASININ BİR YÜZ KARASI
Hani bazen politikacılar, sanatçılar ‘medya çarpıttı sözlerimi’ diye dert yanıyor ya, % 50’si doğrudur, işte size bir örnek:
Pelin Batu şöyle diyor: “Çıplaklık yaptığım işin bir parçası. İşim neyi gerektiriyorsa yapmaktan çekinmem. Son olarak babamla da aramın bu sahneler ve fotoğraflar yüzünden açıldığı söylendi. Böyle bir şey söz konusu bile değil. Benim babam çok aydın bir insan. Allah'tan başkalarının anlamadığı şeyi o anlıyor. Bir oyuncu olduğumu biliyor. Bu yüzden babamla sorun yaşamıyoruz. Benimle gurur duyuyor...."
Bakın bu sözler, Vatan’ın Magazin sayfasının başlığında ne hale geliyor: Çıplaklık işimin parçası babam da gurur duyuyor (Vatan, 7 mart)
Sanki kızcağız ‘babam benim soyunmamdan gurur duyuyor’ demiş gibi...
*
BASININ BİR YÜZ KARASI-2
En İyi Oyuncu Oscarı alan aktörün fotoğrafı ve altında bir yazı:
“38 yaşındaki Philipp Seymour Hofman ilk adaylığında Oscar kazandı. Eşcinsel olduğu iddia ediliyor.”
Bir defa internetten şöyle bir tarasanız, adamın gayet hızlı bir hetero olduğunu, yıllardır birlikte olduğu (ve ödül töreninde kendisine eşlik eden) Mimi O’Donnell’den bir oğlu olduğunu göreceksiniz, (Eşcinselliğe engel değil tabii ki) bu bir.
Eşcinselliğin konuyla ne ilgisi var, iki. ‘Eşcinsel olduğu iddia ediliyor’ ne demek, üç. Adam eşcinsel Truman Capote rolünde oynadı diye eşcinsel mi olması gerekir?
Vatan, 7 mart
*
(M)ALINTI
“Anne babaların bu kelimeyi hak etmesi için bu kelimeleri hak etmeleri gerek.”
‘Benimle dars eder misin?’ programında dansöz Asena - Vatan, 7 mart
*
BU HÜLYA AVŞAR’LA GERÇEKTEN BAŞA ÇIKILMAZ!
Gazetecilerin bir sorusuna verdiği ‘güncel’ cevap: Ben Feraye’yi tanırım, çok iyi kızdır!
Zekâ ne güzel bir şey...
Akşam, 7 mart
*
NE DİYEYİM BEN SİZE…
Kurtlar Vadisi’nde ‘Baron’ rolünü üstlenen Zafer Ergin vatandaşların kendisini gerçekten Baron (babaların babası) zannettiğini, haraç vermek isteyenler çıktığını, yediği yemeğin, bindiği taksinin parasını almaktan kaçınanlar olduğunu söylemiş. (Bugün, 7 mart)
Serdar da diyor ya... bu salakların da benim gibi memleket yönetiminde bir oyu var!
*
ALİYE MESELESİNE FARKLI BİR BAKIŞ
“Aliye rolünü oynayan Sanem Çelik öyle bir hareket çekti ki, bütün TV kanalları savaşa başladı. Kanal D ve Show TV, reyting rekortmeni Aliye’yi batırmak için elinden geleni yaparken, atv de dizisini ve oyuncularını savunuyor. Ancak halkın arasında fazla dolaşmadıkları için, savunurken diziye kötülük yapıyorlar. Aliye rolünün hayranı olan kadınlar, kızın ne yaptığını hiç umursamıyor. Ama yönetmen Kudret Sabancı’nın tipini hiç beğenmediler. Sanem Çelik’e yakıştıramadılar. İşte sorun burada... ‘Bula bula o adamı mı buldu? Kırk tane gönlüm olsa birini vermem’ diyorlar. Sabancı, Ali Kırca’nın konuğu olduğundan beri gelen maillerde hep bu yazıyor. Galiba işin şekli şimdi değişti. Evli sevgili imiş, arabada öpüşürken vatandaş şikâyet etmiş falan filan bunları aşmış Türkiye.”
Aykut Işıklar – Bugün, 8 mart
*
YORUMSUZ
“Diyarbakır’da başkomiser O.E.nin eşi tarotçuya gitti. Tarotçu Tarık Karahan ‘Falında boşanma görünüyor’ dedi. Duruma sinirlenen başkomiser, tarotçuyu dövdürttü.”
Sabah, 8 mart
*
EŞ DİZİLER!
“Aliye” dizisinin yönetmeni Kudret Sabancı daha önceki bir dizide de bugünkü eşiyle tanışıp, eski eşinden ayrılmış. Sanem Çelik ile devam.. Bir sonraki diziye kadar!..
Şakir Süter – Akşam, 8 mart
*
“POLAT’I ÖPEN SHARON, ŞİMON PERES’İ ÖPMEDİ” diyor haber.
Kurtlar Vadisi Irak filminde, Polat Alemdar’ı (Necati Şaşmaz) öpen Sharon Stone, “Ortadoğu’da barış uğruna herkesi öpebilirim” dediği halde, seyircinin ‘öp öp’ tezahüratına rağmen, Şimon Peres’in yanağına bir öpücük bile kondurmamış. (Hürriyet, 9 mart)
Perez ‘Yahudilik’ (!) etmiş... bastırsaydı 500.000 doları, değil yanağından, dudağından bile öperdi güzel oyuncuyu! J
*
DANİMARKA BU KADAR AĞIR BİR CEZAYI HAK ETTİ Mİ?
Mustafa Sandal, Hz.Muhammed karikatürleri sebebiyle Danimarka’yı protesto etmiş, prodüktörüne son ‘singıl’ının Danimarka’da satışa çıkarılmaması için talimat vermiş...
İşte şimdi Danimarka b.. yedi!
Kelebek, 9 mart
*
KEBAPÇIDA ALBÜM TANITIMI
Yelda Başaran herhalde eski bir Mis Zımbırtı filandır çünkü bir iki televizyonda ‘magazin’ programı sunuyormuş, bir de albüm çıkarmış. Bunlar çok kabiliyetli çocuklar ve birileri bunların kabiliyetini (!) keşfediyor, biliyorsunuz...
Çıkardığı albümün tanıtımını... Mecidiyeköy’deki He De Kebapçısı’nda yapmış.
Kelebek, 9 mart
*
BÜYÜK Aşk: İLK GÖRÜŞTE HEDİYE KABUL ETMİŞ
Magazin ilavesi ‘ünlü’ çiftlere ‘birbirlerini ilk gördükleri anı’ sormuş.
‘Sosyetik güzel’ Siren Ertan, trilyoner işadamı (eşi) Gökhan Çarkıklı ile nasıl tanıştığını şöyle anlatıyor:
“2001 yılında bir arkadaşın doğum günü partisinde tanıştık. Sohbet ederken masadan cep telefonum çalındı. Ertesi gün bana hediye olarak cep telefonu yolladı. 2002 senesine girdiğimiz yılbaşı gecesi beni aradı. O günden sonra da görüşmeye başladık...’ (Takvim-Papatya, 9 mart)
Cep telefonu hediye etmiş, o da kabul etmiş!.. Büyük aşk…
*
N’OLUYORUZ?
Müge Canmutlu modacı annesinin diktiği kıyafetlerle her davete ‘göğüslerini gere gere’ katılırmış. Ama ‘hemcinslerini kıskandıran o göğüslerini’ büyük bulduğu için ameliyatla küçültmek istiyor, ama korkuyor, bir türlü bıçak altına yatamıyormuş. Köşe yazarımız ‘Umarım Müge Hanım’a kimse cesaret vermez’ diyerek göğüslerine el sürmemesini temenni ediyor.
Müge Hanım’ın göğüslerini bu kadar beğenen magazin yazarımız Esin Övet bir hanım, erkek olsa ‘ilanı aşk ediyor göğüsleri üzerinden’ diyeceğim. Gerçi… neyse, bize ne! J
Posta, 10 mart
*
HAFTANIN SALAKLARI
Zekeriya Beyaz’a soruyor ‘benim gibi 1 oyu olan’ bir iki geri zekalı:
(1) “25 yaşında bir bayanım. Bir bay ile evlenmek istiyorum. Birbirimizi seviyoruz ancak ‘Evlenmemiz hayırlı olur mu?’ diye istihareye yattım ve bir şey görmedim. 2 kişi daha benim için istihareye yattı ve onlar da bir şey göremedi. Şimdi kararsız kaldık, evlenmemiz hayırlı mı şerli mi olur bilmiyoruz, bu yüzden evlenemiyoruz. Ne yapmalıyız?”
(2) “Vefat eden babamın elbiselerini hatıra olarak saklamak, hatta bazılarını kullanmak istiyorum. Ama "Onları evden uzaklaştırın, yoksa ölünün ruhu gelir" diyorlar. Doğrusunu açıklar mısınız?”
Takvim, 10 mart
*
AJDA PEKKAN ORTALAMA KAÇ YAŞINDA?
Ajda Pekkan, söz yazarı Fikret Şenes’in doğum gününe katılmış falan filan, haber diyor ki “61’inde olduğuna kimse inanmadı – Güzelliğiyle Barbie bebekleri hatırlatan ajda Pekkan’ın tamamen değiştiği gözlerden kaçmadı.” (Bugün, 11 mart)
Kendiniz söylüyorsunuz işte, Ajda Hanım bir kere daha ‘tamamen değişmiş.’
Ben size her zaman söylemiyor muyum, Ajda Pekkan’ın sadece iç organları 61 yaşındadır, gerisi arada yenilendi, diye! J
*
BİR RANDEVUEVİ BASKINI
Fatih Altaylı yazdı. Tarlabaşı’nda oturan vatandaşlar fuhuşla mücadelenin hızlandırılması için polise dilekçe vermişler, randevuevi olarak işletilen bir iki adresi de ihbar etmişler.
Polis savcılıktan ‘bir kereye mahsus’ (?) arama emri alarak, verilen adrese operasyon düzenlemiş ve şöyle bir zabıt tutmuş:
"..... sokak 18 ve 24, ....... sokak 9 ve 14 sayılı binalara gidildiğinde kapıların kapalı olduğu görülmüş, bina kapıları defalarca çalınmasına rağmen cevap alınamadığından içerde kimsenin olmadığına kanaat getirilerek arama yapılmamıştır."
Altaylı diyor ki: “Resmi polis kıyafetli memurlar randevuevinin kapısını çalıyor, kimse açmadığı için operasyon yapılmıyor. Acaba görevli memurlar ne bekliyordu, ‘Ooo, abicim hoş geldiniz. Buyurun bir şey ikram edelim’ demelerini mi? (Sabah, 11 mart)
*
HER MADENCİ ÖLÜMÜ TADACAKTIR
Madenci Erdoğan Bahadır, adının yanlışlıkla Ereğli Maden Şehitleri anıtına yazıldığını görünce müracaat etmiş.
Türkiye Taşkömürü Kurumu’ndan gelen cevap: ‘NASIL OLSA ÖLECEKSİN!’
Radikal, 11 mart
*
FARKINDA OLMADAN AÇILIŞ YAPMAK
AKP Hükümeti ve Milli Eğitim Bakanı ile aynı görüşte olan ‘Adnan Hoca’ lakaplı (hani tehditle menfaat sağlamak, şantaj ve çete suçlamalarından, ‘birileri’ tarafından ‘zaman aşımı’ dümeniyle kurtarılan) Adnan Oktar’ın kurduğu vakıf İstanbul’da ‘evrim teorisi’ni karalamak ve çocukların beynini yıkamak için bir sergi açtı, ‘Yaradılış Müzesi’ adıyla.
Açılışa kaymakamın, belediye başkanının gittiği yazıldı.
Küçükçekmece Belediye Başkanı (AKP’li tabii ki) Aziz Yeniay “FARKINDA OLMADAN AÇILIŞI YAPTIKLARINI” söyleyerek kendini savundu.
İnandırıcı değil mi?
Milliyet, 11 mart
*
AMAN HA!
Almanya’da bir hırsız sürekli ereksiyon halinde olması nedeniyle hapisten kurtulmuş, tahliye edilmiş. (Hürriyet, 11 mart)
Bu kadar tehlikeli (!) bir adamı halkın içine salmak delilik… J
*
TAYİN İSTEYEN DEVLET MEMURU
Benim gözümden kaçmış, Mehmet Y.Yılmaz’da okudum.
Oturduğu devlet lojmanı bir ay içinde iki kere soyulunca, Nevşehir’de görevli devlet memuru artık dayanamamış, tayinini istemiş. Dilekçesinde, "Ailemle birlikte can güvenliğimden endişe duyuyorum. Emniyet can güvenliğimizi sağlayamıyor. Başka bir ile tayin olmak istiyorum" demiş ama, amiri dilekçeyi işleme koymamış.
Çünkü asayiş sorunlarından yılıp Nevşehir’i terk etmek için dilekçe veren memur… ‘Emniyetten sorumlu’ Nevşehir Vali Yardımcısı Ömer Faruk Ateş!
Hürriyet, 11 mart
*
İKİ GÜZEL ANEKDOT
Antepli Barlaslar bir akşam yemeğinde bir araya gelmiş, Antep hikayeleri anlatılmış. Mehmet Barlas bir ikisini yazdı köşesinde:
“Bir de herhalde Anteplilerin nezaketini duymuşsunuzdur. Mesela kaşıkla yenilen, hafif sulu, ekşisi yerinde bir ‘Gavurdağı Salatası’ vardır bizim mutfaktaki iştah açıcılar arasında.
Yıllar önce Bir Antepli delikanlı kente Amerikalı bir gelin getirmiş. Bu yeni evli çift yemeğe davet edilmişler. Sofraya Gavurdağı salatası da gelmiş. Çat pat Türkçe konuşan Amerikalı gelin, "Bu salatanın adı ne" diye sormuş. Ev sahibi de ezilip büzülerek ‘Ecnebidağı Salatası’ diye cevap vermiş.”
“Gaziantep'e gelin giden ama Antepli olmayan kadınların başına hep böyle şeyler gelir.
Böyle bir İzmirli kız Antep'e gelin gittiğinde, ilk kez tattığı ‘Alinazik’e bayılmış. Ama yemeğin adını da unutmuş. Aradan bir süre geçip, canı yine alinazik isteyince, yemeğin adını çağrışımlarla bulmaya çalışmış. "Başında bir erkek adı, sonunda da o erkeğin inceliğini vurgulayan bir kelime vardı" diye düşünmüş. Kaynanasına gitmiş, ‘Bana Osman Kibar yapar mısınız’ demiş.”
Sabah, 12 mart
*
BİR ÇİRKİN ‘PAZAR NEŞESİ’
Anlatabilmek için tekrarlamaz zorundayım, affedin!
Hıncal Uluç’un köşesinde yayınlanan fıkraları dikkatli okuduğundan emin değilim, arada ciddi ‘kaçaklar’ oluyor...
Okusaydı, Hıncal Abi herhalde pazar günü üstelik ‘PAZAR NEŞESİ’ adı altında anlattığı şu çirkin ve üstelik sübyancı fıkraya göz yummazdı:
“Oğlan okuldan dönmüş, annesine ‘İnanmazsın’ demiş, ‘Bugün okulda ne oldu?..’ Anne merakla bakarken devam etmiş.. ‘Öğretmenimle seviştik..’
Kadın bayılası olurken, bağırmış.. ‘Derhal odana çık. Baban gelince her şeyi ona anlatacağım..’
Baba gelmiş eve akşam üstü.. Oğlan ona da anlatmış durumu..
‘Vay be’ demiş, baba gururla.. ‘Benim oğlum bu işte.. Yürü gidelim sana bir bisiklet alalım..’
Baba, oğul çıkmışlar, doğru büyük mağazaya.. En yeni model harika bir bisiklet seçmişler.. Baba oğlunun sırtına vurmuş..
‘Hadi benim aslan oğlum.. Sen atla bisiklete eve onunla dön, ben yürürüm..’
‘Mümkün değil baba’ demiş, oğlan.. ‘Oturunca fena halde ağrıyor..’
Hıncal Uluç - Sabah, 12 mart
*
WIN WIN MI FİK FİK Mİ?
Hürriyet-ekonomiden bir başlık:
ABD sırt çeviriyor, Dubai sermayesi Türkiye’ye ‘win-win’ için geliyor. (12 mart)
Beş kuruş vermeden Levent’te koskoca bir arsaya gökdelen dikmeye çalışan da bu Dubai sermayesi değil miydi?
Sakın bu ‘win-win’ Arapça’da ‘fik-fik’ anlamına gelmesin! J
*
ALAKASIZ SORU
Bir okuru Ali Atıf Bir’e sormuş: Salatalık meyve mi?
Niye Alif Atıf Hoca? Ne ilgisi var?
Hürriyet, 12 mart