Kanal D’de Benimle Dans Eder Misin? diye bir program var; trafik kazası..." />Kanal D’de Benimle Dans Eder Misin? diye bir program var; trafik kazası..." />
Güncelleme Tarihi:
Kanal D’de Benimle Dans Eder Misin? diye bir program var; trafik kazası geçirmiş, bir bacağı protez bir kız da sahneye çıkmış ve ‘gösterisiyle ekran başındakileri kendine hayran bırakıp ağlattı’mış. (Hürriyet, 27 şubat)
Tek bacağını kaybetmiş bir genç kızın direnci, iradesi – görseydim – beni de duygulandırırdı mutlaka... da, anlamadığım bir şey var: bütün görüntülerde, pantolonunun bir paçası sıyrılmış, protez ayağını gösteriyor.
Aynı kız pazar günü (5 mart) Hürriyet’in Zoom ilavesinin kapağında da aynı ‘Ablalarım abilerim…’ pozundaydı.
Keşke buna gerek görmese… biz onu takdir ederdik zaten.
*
HEYKELTRAŞ EDA VE İLK HEYKELİ... diyor manşet.
Spot: Sosyetenin ünlü simalarından Eda Taşpınar, gerçek yüzünü ilk kez GÜNAYDIN'a gösterdi! Haftanın dört günü heykel yapan Taşpınar: İnsanlar bu yönümü görmeseler de olur. (Sabah’la Günaydın, 27 şubat)
O zaman niye ‘GÖSTERDİN’ ? Neyse… bize gerçek veya değil ‘yüzünü’ göstermeleri iyi olmuş, çünkü biz bu hanımı yarı cıbıl gece kulüplerine girerken ve çıkarken tanıyoruz bir tek!J
*
MESAİ
“Ömrü dizi setlerinde geçen Hande Ataizi 1 milyon dolara ev aldı. Kendine bir zengin işadamı sevgili bulan Noella ise 250 bin dolarlık evin sahibi oldu” diyen ailenizin gazetesi Şok soruyor:
“Hande çalıştı da, Noella ne yaptı?”
Kimse kimseye bedava ev almaz, herhalde o da bir mesai yapmıştır...
*
ÖLÜYORUM BEN BU OKŞAN ABLA’NIN RÜYA TABİRLERİNE...
Cemil rumuzlu okur rüyasında gökyüzünü seyrediyormuş, yüzünü seçemediği beyaz giymiş biri yanına gelip ona gökyüzünde tespih taneleri gibi dizilmiş 7 veya 10 civarında (diyor nasıl bir hesapsa) gezegen göstermiş. Söylediklerini hatırlamıyormuş.
Efsane Okşan Abla’nın 6.hissiyle yorumu:
“Rüyanız güzel sanatlar alanındaki yeteneklerinizi geliştireceğinize ve bilginizi artırarak çok daha iyi bir konuma geleceğinize işaret etmektedir. Çevrenize örnek ve faydalı bir insan olmaya devam edeceksiniz. Ülkemiz açısından rüyanız devlet yönetiminde saygın insanların işbaşına geleceklerine işaret etmektedir...”
İyi sıhhatte olsunlar yani...
Şok, 27 şubat
*
AŞIK OLMAK ÜZERE
Ebru Gündeş ‘Şarkılarımı onu düşünerek söylüyorum, adını söylemem’ dediği sevgilisinden bahisle, ‘aşık olmak üzereyim’ diye medyayı uyarmış.
Birdenbire olursa ‘yıldırım aşkı’ derler.
Böyle ağır ağır olunca ne demek gerek?
Takvim-Papatya, 28 şubat
*
MAÇO TÜRK ERKEĞİ TARRKAN
Rus kadın yazar, Türkiye’yi ‘fuhuş yuvası ve kuş gribinin kol gezdiği bir ülke’ olarak tanıtan bir kitap yazmış, (değil midir?) ‘Türk Aşkı ya da Doğu’nun Sıcak Geceleri’ adıyla; şimdi bu hikaye bir TV dizisi haline getirilecekmiş.
Bir Türk erkeğine aşık olup Türkiye’ye gelen Rus kadını rolü için Marina Aleksandrova’nın, sevgilisini genevele satan ‘maço’ Türk erkeği rolü için de Tarkan’ın adı geçiyormuş.
Tarkan’ın menaceri itiraz ediyor, ‘Tarkan’a böyle bir rol yakıştırılamaz’ diyor. (Hürriyet, 1 mart)
Haklı ‘maço Türk erkeği’ rolü için Tarkan çok uygun değil!
*
ERKEN ÖLÜM DEDİKLERİ
Balıkesir’de çıkan yerel gazetelerin 25 şubat tarihli sayısında bir cenaze ilanı çıkmış. Balıkesirspor, Adanaspor ve Beşiktaş’ın eski futbolcularından Özer Umdu’nun vefat ettiğini söyleyen bir ilan. Balıkesirli futbolcular sahaya, kollarında siyah bantla çıkmış. Valinin izlediği maç öncesinde iki dakika saygı duruşu yapılmış.
Bandırma’da bir lokalin işletmeciliğini yapan Umdu’nun bu durumdan, eve gelen bir başsağlığı telefonu üzerine haberi olmuş, hem sevenlerine teşekkür ediyor, hem de ‘Yasa gerek yok, yaşıyorum ve çok iyiyim’ diye müjde veriyor. (Vatan, 1 mart)
*
BOZACININ ŞAHİDİ...
“Çok üstüne gidiyorlar kızın. Seray’ın (Sever) albümünü dinlemedim ama, kimin çıplak sesi orkestrasız güzel ki?” Şarkıcı Gülben Ergen
Kelebek, 2 mart
*
SIFIR NE?
“Sıfır bedenim. Dünyada en ideali benim kilom. Bütün popçular da benim kiloma ulaşmak için uğraşıyor...” Gülşen
Milliyet, 2 mart
*
İLAHİ…
Sosyetik Güney ailesinin ‘Otomobil Osman’ lakaplı oğluyla evlenmek isteyen Şenay Akay’a, aile bazı şartlar ileri sürdü-ymüş, habere göre. Şenay şimdi Güneyler’e layık olabilmek için ata binmesini öğreniyor, İngilizce ve piyano dersleri alıyor-muş. (Takvim, 2 mart)
Demek ki Güney ailesi ‘sosyetik’ değil ‘aristoktarik’!
Şenay ‘Otomobil’ Osman’ı boşversin, bu kadar uğraştıktan sonra ‘Prens’ Willians’ı alsın...
*
2.29’DA KRAVAT BAĞLAMAK NEYE YARAR?
Biliyorsunuz, Guiness Rekorlar Kitabı’na girenlerin her ikindi namazından sonra sopalanmasından (L) yanayımdır ben… lüzumsuz işlerle uğraştıkları için…
Edirneli kravat imalatçısı Sebahattin Bey de bir rekor denemesi yapıyormuş, iddiaya göre 2 saniye 29/100’de kravat bağlıyormuş!
Bugün, 3 mart
*
NİYE YUNAN MİTOLOJİSİNDEN BİR İSİM?
Ağaoğlu Grubu, dünyanın en büyük rezidansı olduğu iddia edilen ANDROMEDA’ya satışa sunmuş. (Sabah, 4 mart)
Biliyorum, moda böyle, isimlerin Türkçe olması ayıp sayılıyor, illa İngilizce olmadı en azından gâvurca olacak da… niye YUNAN MİTOLOJİSİ’nden bir isim seçtiler acaba? İngilizce sanıyor olabilirler mi?
*
‘ELEGAN BİR MEKAN’ diyor GUSTO köşesinde Reha Muhtar. (Babası da ‘şık, zarif’ demez ELEGAN derdi…) Adı BANLIEUE 6080 imiş. İzzet Çapa işletiyormuş.
Bu ‘Banlieue’yü görünce aklıma geldi, hanidir yazacağım…
Bir tane daha var böyle, adı SALOMANJE…
Eh be kardeşim, illa Fransızca bir isim koyacaksanız, bari FRANSIZCA koyun…
Ona (Anadolu’dan yarın gelmiş kimi emlakçıların dediği gibi) salOmanje değil, salAmanje derler. Zaten niye ‘yemek odası/salonu’ demezler, onu da anlayabilmiş değilim.
Sabah’la Günaydın, 4 mart
*
PEK YAKINDA…
Bir SAUNA ÇETESİ çıktı ya ortaya, hani güya Diva Alev Masaj Salonu’nun sahibi Alev Şahin adlı kadının ihbarı üzerine… (Gazeteler, günlerdir)
Bu sarışın uzun saçlı, metal gözlüklü, gömlek düğmelerini zorlayacak şekilde göğüsünü gere gere pozlar veren bu Alev Şahin adlı hanıma bakıyorum da… (Yanda)
Bakalım ne zaman ve hangi televizyonda program sunacak!
*
ALİYE’Yİ CHEVROLET’DE BASTILAR
Aliye dizisinde Aliye rölünü (başarıyla) oynayan Sanem Çelik, Boğaz sırtlarında, bir arabanın içinde, dizinin yapımcısıyla öpüşürken yakalanmış. Adamın evli oluşu işi karıştırıyor.
İddiaya göre, öpüşüp koklaşmanın dozunu biraz kaçırmışlar (bizim milletin ölçüsü belli olmaz, onun için bu lafa pek inanmadım), diğer araçların içindeki vatandaşlar huzursuz olmuş, olunca ne yapmışlar, polisi mi aramışlar, hayır… Show TV’de yayımlanan Pazar Keyfi adlı magazin ve kimin eli kimin cebinde programını aramışlar.
Demek ki ceplerinde ‘hani bir gün bir yerde öpüşen iki ‘ünlü’ görürsek açar haber veririz’ diye programın telefonunu bulunduruyorlarmış!
Bu arada, Hürriyet’in haberi diyor ki “Kudret Sabancı’nın kullandığı Chevrolet marka jeep içinde öpüşürken birden karşılarına çıkan kemaraları gören çiftten Sanem Çelik, kısa bir şaşkınlığın ardından kendini jeep’in içinde yere attı. Kameraların jeep’in içinde kafasını önüne eğmiş bir vaziyette çektiği Çelik, yaklaşık yarım saat o vaziyette kaldı. Kudret Sabancı ise eliyle yüzünü saklamaya çalıştı.” (Hürriyet, 5 mart)
Demek ki kadın arabanın içinde saklanmaya, adam yüzünü gizlemeye çalışırken, kameralar yarım saat taciz çekimine devam etmiş…
Doğrusu paparazzi olmak istemezdim!
*
PEYNİR GEMİSİ EN İYİ LAFLA YÜRÜYOR, BAKSANIZA
Sanatçıların 2006’da ödeyeceği gelir vergileri (ilk 9-10 en azından) açıklandı.
Mehmet Ali Erbil beyan ettiği 6,4 trilyon gelir ve tahakkuk eden 2,5 trilyon vergiyle birinci sırada.
M. Ali Erbil 6.400.000 2.500.000
Tarkan 4.677.000 1.583.000
Hülya Avşar 2.100.000 900.000
Cem Yılmaz 3.600.000 720.000
Seda Sayan 2.745.000 600.000
Ata Demirer 1.820.000 365.000
M.A.Erbil “Birinci olmak beni bir kez daha onurlandırdı, gururlandırdı. Çok mutluyum. Beni her fırsatta eleştirenlere bu sıralama en iyi yanıt oldu. Benimle aşık atanlar listede yok. Demek ki lafla peynir ekmek gemisi yürümüyor. Üretmek lazım” demiş. (Kelebek, 5 mart)
Bence lafla peynir gemisi bal gibi yürüyor, baksanıza vergi rekortmenlerinin en üçü… cukkayı çeneleriyle götürenler! J
*
4 G’Sİ YERİNEDE KADIN
Amerika’da bir araştırma yapmışlar, fakirler şişman kadından hoşlanıyormuş, muhtemelen kiloyu zenginlik (iyi beslenme) işareti saydıkları için… (Posta, 5 mart)
Atalarımız boşuna ‘Kadın’ın 4 G’si yerinde olacak…’ dememişler.
(Bu 4 G’nin ne olduğunu artık siz tahmin edin… Hayır Serdar Turgut, hayır, ‘G noktası’ dahil değil bu listeye! J)
*
ŞEBNEM ÖZİNAL NE KADAR HAKLI:
“Türkiye’de iyi iş yapmak çok riskli. İyi olan takdir görmüyor. En yakın arkadaşlarımdan takdir beklerken beni hep kösteklediler. Önümü kesmeye ve aleyhimde konuşmaya başladılar. Çok hayal kırıklığına uğradım…” (Akşam-Siesta, 5 mart)
Türkiye böyledir Şebnem Hanım, rahmetli ‘atom karınca’ albayımın dediği gibi ‘Şevk ile çalışanı zevk ile becerirler…”
*
BÖYLE BİR GÜNDE BU HABERİ ATLAMAK… ÇOK ACI!
Star fena şişti. Birçok gazetenin ‘Aliye-Sanem Çelik evli yapımcısıyla yakalandı’ haberini nal gibi kullandığı gün, Star’ın manşeti de Aliye idi ama Yargıtay 2’nci Hukuk Dairesi Başkanı Ali İhsan Özuğur’un sözlerini manşete çıkaran gazete (“Aliye dizisi toplumu yanlış yönlendiriyor. İsterse erkeğin, çocuklarını annelerinden ayırabileceği şeklinde yanlış imaj uyandırıyor. Hukuk buna izin vermez”) ASIL ÖNEMLİ HABERİ atlamıştı. (Star, 5 mart)
Pazar günü, Star’ın magazin müdürünün yerinde olmak istemezdim!