ÇOK GOLÜ ATAN KAZANSIN Fenerbahçe-Galatasaray derbisi öncesi, Hürriyet..." />ÇOK GOLÜ ATAN KAZANSIN Fenerbahçe-Galatasaray derbisi öncesi, Hürriyet..." />
Güncelleme Tarihi:
ÇOK GOLÜ ATAN KAZANSIN
Fenerbahçe-Galatasaray derbisi öncesi, Hürriyet gazetesi ‘ünlülere’ maç tahminini sordu. Ünlü dediğiniz bir takım manken, şarkıcı, türkücü, işadamı ve politikacı. (Yani pek muteber biri yoktu içlerinde... deeermişim! J)
Her biri bir cevap vermiş iyi kötü. Ben Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül’ün tahmin dememek lazım, temennisine bayıldım: EN ÇOK GOLÜ ATAN KAZANSIN!
Sayın Bakanım başka bir ihtimal yok zaten! J
Hürriyet, 22 nisan
*
VECİZE
“Herkesin düşüncesi kendisine aittir.”
Hülya Avşar – Sabah’la Günaydın, 24 nisan
*
BİR İTİRAF
“Babaannem 78 yaşında. Denize giren insanlar denizde işiyor diye hayatı boyunca bir defa bile balık yememiş.”
Takvim, 24 nisan (itiraf.com’dan alıntı)
*
DURAN TOPLARA İYİ VURUR
Melih Aşık yazdı:
“Sevgili Erman Toroğlu, pazar gecesi Maraton programında deniz subayı ve erlerinin neden saç uzattığını anlattı... Herkes fiyaka için saç uzattıklarını sanırmış... Oysa ilgisi yokmuş... Denizci denize düştüğünde, saçlarından yakalayıp tekneye çekmek içinmiş saç uzatma... Toroğlu askerliğini Deniz Kuvvetleri'nde yaptığı için bilirmiş konuyu... Dün eski Deniz Kuvvetleri mensubu CNN Türk Genel Müdürü Dinç Üner'le sohbet ederken bu bilgiyi aktardık... Bir süre sustu, sonra dedi ki:
- 19 yıl Deniz Kuvvetleri'nde görev yaptım, ilk defa böyle bir şey duyuyorum...”
Eee, Erman Toroğlu eski topçudur, duran toplara iyi vurur!
Milliyet, 25 nisan
*
(K)ALINTI
“Benim o kültürsüz insanlarla işim olmaz. Zaten şimdi ultrasyondan çıktım, çok mutluyum...”
Ceylan - Vataniki, 25 nisan
*
UYKUSUZLUK
“Uyku düzeni ile zekâ ve eğitim düzeyi arasında büyük bir bağlantı bulunuyor” diyor haber, başlığı da hüküm fıkrası gibi: Aptal erkek iyi uyuyor! (Takvim, 25 nisan)
İlk defa uykusuzluk çektiğim için kendimi mutlu hissettim!
*
ŞEYTANIN CİNSİYETİ
Bir vatandaş Prof.Zekeriya Beyaz’a soruyor: Şeytan erkek mi, dişi mi?
Zekeriya Hoca böyle bir suale verilebilecek tek cevapla geçiştiriyor: ALLAH BİLİR!
Takvim, 25 nisan
*
SALLLLLLLLLLÇA
23 Nisan törenleri için TRT’nin davetlisi olarak Türkiye’ye gelen yabancı çocuklardan birinin, Bulgar Deçko’nun, cep telefonu ve parası çalındı. Gazetede delikanlının ağlayan resmini görünce benim bile aklıma geldi doğrusu, İstanbul’da olsa bir yolunu bulup bir cep hediye ederdim, ‘Türkler hırsız!’ diye düşünmesin, memleketine ağlayarak dönmesin için…
Antalya Valisi Alaaddin Yüksel, memleketine dönmeye hazırlanan Deçko’ya yeni bir cep telefonu hediye etmiş, çaldırdığı parasını da cebine sıkıştırmış. Çok iyi etmiş çünkü artık, ömür boyu ‘Türkiye’ye gitmeyin, hepsi hırsızdır’ diyeceğine Deçko bir Türk dostu ve Türkiye propagandacısı olacaktır.
Haber buraya kadar mükemmel... ama bir resimaltı var ki, yazı işlerinde kime okutsam, aynı tepkiyi aldım: kahkaha ve ‘fena sallamış!’
Resimaltı: “Deçko Penec ‘Artık biliyorum ki başıma bir şey geldiği zaman Türkler bana yardımcı olacak’ dedi.
Eğer ben gazeteciysem iddiaya girerim ki... meslektaşım bu cümleyi kıçından uydurmuş!
Bugün, 25 nisan
*
NEREYE DÖNERSEN DÖN…
DTP’nin kurucusu, kapatılan DEP’in eski milletkillerinden Selim Sadak, aklı sıra Türkiye’yitehdit ediyor: “Genelkurmay Başkanı’na sesleniyorum, operasyonları durdurun çünkü Kürtler yüzlerini başka tarafa dönecekler!”
‘Kürtler’den maksadı herhalde ‘gerilla’ dediği PKK’lılar ve DTP’li yandaşları...
Biz de onlara Göthe’ye atfedilen bir espriyle cevap verelim:
‘Nereye dönersen dön, götün arkada kalır!” J
*
OHH, DERİN BİR NEFES ALDIK!
Manken Gizem Özdilli, iddiaları ve dedikoduları kesin bir dille yalanladı:
- Şaman değilim!
Star-Box-Magazin-vesaire, 26 nisan
*
(Ç)ALINTI
“Sağımı solumu mıncıkladılar, önce çok korktum ama sonra bu olayın hayranlarımın bana olan sevgisi yüzünden olduğunu düşünüp hoşgörüyle karşıladım.”
Tuğba Özay, manken - Şok, 26 nisan
*
(M)ALINTI
“Annem hakkaten çok kaliteli bir sanatçı annesi...”
Seren Serengil, kaliteli sanatçı annesi kızı - Vataniki, 27 nisan
*
MÜTEAHHİT
“Erdal Acar’ın, sahip olduğu Acarkent’in içinde 1000 metrekarelik 5 katlı villası var” diyor haber. Evin su boruları patlayınca, salon ve yatak odalarıyla İtalyan mobilyalar perişan olmuş, ‘Nazar değdi’ diyor Posta. (27 nisan)
Müteahhit malzemeden çalmış olmasın!
*
KADINLARIN SORUNLARINI TOPUKLU PABUÇLA GEZEREK ANLAYANLAR
Artık ne saçmalık yapacaklarını bilemiyorlar. Bir dergi, Ata Demirer, Koray Candemir, Bedri Baykam gibi ‘ünlü’ erkeklere topuklu kadın ayakkabısı giydirip, poz verdirmiş, ‘Bir erkek, kadınların yaşadığı sorunları en iyi nasıl anlar?’ sorusuna cevap arıyorlarmış, güya…
O yetmez, ‘ünlü’ erkekler ayın 5-6 günü ‘pet’le gezsinler!
(Gazeteler, 28 nisan)
*
İŞTE BU TRAFİK MAGANDALARINI BİTİRİR
Cinsel Tıp Derneği, trafik magandalarına öldürücü darbeyi indirdi:
Yaptıkları bir açıklamaya göre, trafikte tehlikeli biçimde araba kullanan, sürat yapan, aşırı agresif davranan erkekler… yatakta erken boşalan, beceriksiz, kendine güvensiz partnerler!
(Güneş’in başlığı: Trafikte aslan, yatakta kedi!)
Bu haberi diğer gazeteler de büyütmeli… Trafik rahatlar belki de! J
*
KIZILOT KONUYU ÇÖZMÜŞ
Hürriyet’in vergi danışmanı yazarı Şükrü Kızılot, konusunda saygı duyulan bir uzmandır ama bir kötü huyu vardır, bilhassa hafta sonları, bayatlamış fıkra ve bin yıllık internet geyiklerini anlatmak zorunda hisseder kendini.
Bu kez de meşhur bir fıkra anlatıyor, hani pilot mikrofonu kapamayı unutmuş, bütün yolcuların duyacağı şekilde ‘Önce kahvemizi içelim, sonra hostesi şaparız’ demiş. Hostesin kokpite doğru koştuğunu gören yolculardan biri atılmış: “Acele etme kızım, daha kahvesini içecek…”
Kızılot bu klasik espriyi bir ‘TEMEL FIKRASI’ haline getiriyor ama hikayeye şu cümleyle giriyor:
“Yabancı bir havayollarına ait uçak havalandıktan sonra…”
Yani işi öğrenmiş… Türk hosteslerin şarlamasına karşı tedbirini peşinen almış! J
Hürriyet, 30 nisan
*
METRES, BEDAVAYA SAYIKLAMAMIŞ
İngiltere’de Başbakan Yardımcısı John Prescott, adı sekreteriyle aşk skandalına karıştığı için istifa etti. İlişkisi olan evli sekreter, gece rüyasında bakanla olan ilişkisini sayıklayınca, skandal patlak verdi.
Habere göre, skandal sekreter, anılarını bir gazeteye … 250.000 sterline satmış.
Demek ki … bedavaya sayıklamamışmış!
Hürriyet, 30 nisan
*
RİJELİLİR İŞİNU BİLİR…
Ceyla Şahnavaz adlı bir ‘sosyetik güzel’ çıktı ortaya bir zamanlar. Bir Azeri petrol milyoneriyle evlendiği için ‘sosyetik’ takımına dahil oldu. Derken kocasından ayrıldı ve bu sefer ‘140 milyon dolar tazminat aldı’ diye haber oldu. Şimdi, hakkındaki haberler “Azeri petrolcü Ceri Şahnavaz’dan aldığı 140 milyon dolarlık boşanmaz tazminatıyla gündeme gelen Ceyla Şahnavaz…” diye başlıyor.
Başlıyor ama bu 140 milyon dolarlık tazminatın ‘gerçekliği’ konusunda rivayet muhtelif.
Son olarak, Takvim gazetesi bu hanımın Rizeli sevgilisinden ayrılmak zorunda kaldığını yazdı. Sebep, sevgilisinin otelci abisi bu ilişkiyi veto etmiş…
Rizeliler iş bilir insanlardır… demek ki, 140 milyon dolarlık servet hikayeymiş! J
Takvim, 30 nisan
*
BENİM DE VAKTİM OLMASA KEŞKE
Takvim gazetesi, ‘SOSYETE NASIL FORM TUTUYOR’ diye bir hafta sonu derlemesi yapmış. ‘Sosyetik’ hanımların çoğu ‘yoğun iş temposundan dolayı’ (!) istedikleri gibi spor yahut rejim yapamamaktan yakınıyorlar. O kadar yoğunluğun arasında, form tutabilmek için, şöyle çarelere başvuruyorlarmış…
Mesela Mine Kalpakçıoğlu adlı güzel hanım, ‘yoğun iş temposundan dolayı’ diyet bile yapamadığı için… evde her gün 1.5 saat koşu bandında koşuyor, haftada bir gün ormana giderek ter atıyor ve vakit buldukça oksijeni bol yerlerde yürüyormuş.
Kimbilir ‘yoğun iş temposu’ el verse, vakit bulup neler yapacak…
Keza Deniz Berdan adlı hanım da yoğun temposundan ‘spora vakit ayıramadığı için’ haftada 3 kez yürüyüş yapıyor, yaz aylarında bol bol yüzüyor imiş… (Takvim, 30 nisan)
Şöyle ‘yoğun tempolu’ bir sosyetik iş bulamadık anasını satayım!
*
DOĞALLIĞI SEVERMİŞ
Gamze Özçelik adlı güzel kızımız dudaklarını büyütünce, sevgilisi Mehmet Mutlu kızmış, çünkü… doğallıktan yanaymış. (Posta, 30 nisan)
Özçelik’in ağzı, burnu, memesi filan hep doğaldır çünkü! J
*
OTO-VECİZE
Güler Kazmacı’nın Posta’daki köşesinde yayımladığı ‘GÜNÜN SÖZÜ’ köşeciğine bayılırım.
Kazmacı bu kutucukta önemli vecizelere yer verir, mesela bugünkü şöyle:
“Evlilik, ‘beyaz eşya ticareti’ gibi paraya dayalı oldukça, aşk yoksul gözükür!”
Ne güzel değil mi?
Bu vecize kime aittir diye merak etmişsinizdir: Güler Kazmacı’ya ait. Güler Hanım burada genellikle Güler Kazmacı’ya ait vecizeleri yayımlar!
*
“GÜLBEN ERGEN UZAKDOĞU’YU FETHETTİ” başlığının altındaki haber:
“Eşi Mustafa Erdoğan’ın sanat yönetmenliğini yaptığı Anadolu Ateşi ekibiyle birlikte Bangkok, Kuala Lumpur ve Langkawi adasına giden Gülben Ergen, Türkiye’ye döndü. Uzakdoğu seyahatinde bol bol alışveriş yapan Ergen, valizlerini rengarenk kostümler ve takılarla doldurduğunu söyledi…”
Fethe gel!
Bugün, 30 nisan
*
BEDRİ BAYKAM
‘Türkiye'nin Picasso'su Bedri Baykam” lafına benim bir itirazım yok, Picasso’nun çocukları, torunları var, Türkiye’de de savcılar var… gerekirse onlar dava etsinler. Ama haberin gerisi müstekreh:
“Dünyada yazılmış en detaylı otobiyografiyi yazdığını söyleyen Baykam; hayatının yüzde 40'ının cinsellikten oluştuğunu ifade ediyor ve ekliyor: "Cinsellik sanatımdaki konuların beşte birini, kişiliğimin ise yarısını oluşturuyor." Otobiyografisinde erkeklerin cinselliğe bakış açısıyla ilgili yorumlar da yapan Baykam şöyle konuşuyor: "Erkekleri dinleseniz şu sonuca ulaşırsınız: Dünyada seks filmi seven, mastürbasyon yapan, çok kadınla beraber olmak isteyen ve bundan haz alan tek erkek Bedri Baykam'dır. Demek ki ben, dünyanın gelmiş geçmiş en muhteşem adamıyım! Çünkü tek başıma, milyar dolarlık bir seks ve porno endüstrisi çeviriyorum!"
“Açıklamalarının acayip olmadığını savunan ve "Dünyaya 'erkekler böyle yaşardı' diye bir belge bırakıyorum" diyen Baykam, başka örneği olmayan bir şey yapmak istediği için de 35 yıl önce spermini sildiği peçeteyi sakladığını itiraf ediyor. Bu karara varmasını ise şöyle anlatıyor: "Bunun şu anda örneği yok ve olamaz da. Çünkü bunun üç sebebi var. Birincisi: Bu kitabı okurken 15 yaşında olan ve 'ben de yapayım' diyen biri, 35 yıl bunu saklayabilecek mi? İkincisi: Saklaması önemli sayılacak biri olabilecek mi? Üçüncüsü: Bunu yapsa bile, bu artık yapılmış bir şeydir!" Sperm izini taşıyan ilk peçetenin şu anda kendi sanatsal hinterlandında (yaşam alanı) değeri olan bir kağıt parçası olduğunu da ifade eden Baykam, "Biri bana, 'Bu, Van Gogh'un spermini taşıyan mendildir' deseydi onun, benim için değeri olurdu. Bir müzede Picasso'nun spermi olsun isterdim" diye konuşuyor. Otobiyografisi için yattığı kadınlarını sayısını çıkarmakta hayli zorlandığını da dile getiren Baykam, net bir sayıya ulaşamamış; yaklaşık bir rakam belirlemiş ama "İnsanların huzurunu kaçırırım diye açıklamıyorum" diyor…”
Allah okurlarına ve sevenlerine bağışlasın, ben almayayım!
Sabah’la Kelebek, 30 nisan