Medyadan – Genel konular

Güncelleme Tarihi:

Medyadan – Genel konular
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 01, 2005 23:15

Develere acıyorum da – Ilımlı İslam olmaz diye ikna edilmesi gereken biz değiliz – Çok amaçlı imam kadrosu – Eskiden 1 Türk dünyaya bedeldi – Batı basını da, aydını da ikiyüzlü – Siz de İstanbul’u FAZLA sevdiniz galiba – Maliye tuttuğunu öper – Aslında kızılmak değil, sevinmek gerekir – Bak şincük Başbakan’ı düşürdüğümüz duruma üzüldüm – Ayşe Hanım da soruyor, Yoksulluk Aylığı diye verilen 180 lirayı ne yapayım ... ve sair alıntılar.


"FT'ye göre; Hırvatistan Başbakanı Ivo Sanader, AB Engelli Koşusu'nda Başbakan Tayyip Erdoğan'ı geçermiş..."
www.acikgazete.com <http://www.acikgazete.com> adresinden yayın yapan AÇIK GAZETE'den (ÜSTTE)

*

DEVE OLMASIN DİYE

Avusturalya’da deve sayısı o kadar artmış ki, yabani develeri havadan, keskin nişancılar vurup öldürecekmiş. Haber ‘on binlerce’ hayvandan bahsediyor.

Hayvanlara acıyorum tabii ki, ama böyle radikal bir tedbir alınmazsa, milyonlarca canlı yok olabilir, diyor uzmanlar.

Bir de niye acıyorum biliyor musunuz?

Dünyada 1 milyar insan aç deniyor. Acaba bu develerin etini çürümeye terk etmektense, fakir ülkelere ulaştırmak çok mu pahalıya patlar?

Ben ekonomi öğrencisiyken, o tarihte 12 ülkeden oluşan Avrupa Ekonomik Topluluğu’nun fiyatları denetlemek için üreticiden satın alıp buzhanelerde stokladığı binlerce ton tereyağı çok tartışılırdı, ‘tereyağı dağları’ diye. Sivil toplum örgütleri ‘Niye bu tereyağını, stoklamak için üste para harcayacağımıza, fakir fukaraya dağıtmıyoruz?’ diye. Cevabı basitti: Fiyatlar düşmesin diye!

Posta, 27 nisan

*

NİYE LAİKLİK UYARISINDAN ALINDI DERSİNİZ?

AKP Grup Başkanvekili Prof. Dr. İrfan Gündüz, Anayasa Mahkemesi Başkanı Mustafa Bumin’in türban konusundaki açıklamalarına çok sert cevap vermişti, ‘Sayın Bumin’in önüne konulan metni okumadan, hazırlıksız şekilde yakalandığı kanaatini taşıyorum’ dedi.

Mustafa Mutlu bu tepkiyi yorumlamadı, sadece ‘Bumin’i suçlayan Gündüz hakkında bilmediklerimiz’ diye bilgi aktardı okurlarına.

İskenderpaşa Cemaati’ne yakınlığı, her tarikata eşit mesafede olduğu (demek ki tarikatların varlığını kabul ettiğini), zaten tarikatların kapatılmasına karşı çıktığını söylüyor... Gündüz’ün kendisi, Tempo’ya verdiği bir mülakatta.

Vatan, 27 nisan

*

YORUMSUZ

Vatan’ın ‘başaltı’ yazarı Ruhat Mengi’nin bugünkü yazı başlığı:

Bilmeden konuşan rezil olmayı göze alır!

Vatan, 27 nisan

*

‘ILIMLI İSLAM LAFI İNSANLARI RENCİDE EDİYOR’ diye rahatsızlığını belirten Başbakan diyor ki:

Ilımlı İslam olmaz. 11 Eylül sonrası bu laf ortalıkta çok dolaşıyor. İslam barış dinidir, aşırılıkları reddeder.’

Sayın Başbakan, bizim bu konuda ne düşündüğümüz belli, bizi değil, Humeynileri, Talibanı, Usameleri ikna etmelisiniz!

Gazeteler, 27 nisan

*

HANGİSİ DOĞRU?

Akşam gazetesini ‘milliyetçi sosyalist’ çizgiye doğru hızla götüran arkadaşımız ve meslektaşımız Serdar Turgut, Çanakkale’de son neferine kadar şehit düşen 57.Alay’ın hikayesini anlattı.

Efsanevi alayın, Avusturalya’daki Gelibolu Müzesi’nde sergilenen sancağının altında şöyle yazıyormuş:

Ey ziyaretçi! Önünden geçmekte olduğun sancak dünya müzelerinin en nadir eseridir, çünkü bu sancak dünyadaki tek esir Türk sancağıdır. Bütün alay şehit olduktan sonra bir ağaca dayalı olarak bulunmuştur.”

Star’a göreyse, aynı plakette şöyle yazmaktadır:

Bu sancak, sonuncu muhafızın altında ölü olarak yattığı ağacın dalında asılı bulunmuştur. Karşınızda duran kahramanlık timsali bu Türk alay sancağını selamlamadan geçmeyin.”

İkisi de güzel, ikisi de dokunaklı ... da, hangisi doğru?

Melburn’de bir e-dost var mı bize doğrusunu söyleyecek?

Akşam, 27 nisan - Star, 30 nisan

*

ÇOK AMAÇLI İMAM BUNLAR

AKP Milletvekili Yahya Akman’ın kardeşi imammış. Bıyığına hayran olduğum Sağlık Bakanı Recep Akdağ bu imamı Şanlıurfa Birecik Devlet Hastanesi’ne MÜDÜR olarak atamış.

CHP Milletvekili Mehmet Neşşar Meclis’e verdiği soru önergesinde sorar gibi yapıp tiye alıyor:

Amacı hastaları yaşatmak olan bir kurumun başına, ölenlere hizmet veren bir kişinin getirilmesi trajikomik bir durum değil midir?”

Sahi aklıma geldi, İran’dan ve Türkiye’den başka ‘imamlar tarafından yönetilen’ devlet var mıdır acaba?

Gazeteler, 27 nisan

*

HESAP DEĞİŞTİ ARTIK

% 9.9 büyüdük, rekor kırdık filan diye seviniyoruz ya... Türkiye kişi başına düşen 4.250 $ milli gelirle, 180 ülke içinde sadece 65. olabilmiş. Lüksemburg birinci, milli geliri kabaca 70.000 $.

Yani artık 1 Türk dünyaya bedel değil, ancak 16’da 1 Lüksemburgluya bedel!

Birgün, 28 nisan

*

ÜZMEYİN ERDAL’IMI

Orgenenal Şükrü Sarıışık, isim vererek emekli Tümgeneral Osman Pamukoğlu’nu eleştirdi, yazdıklarıyla ve konuştuklarıyla ilgili olarak. Pamukoğlu dava açacağını söyledi.

Erdal (Güven) bu iki paşanın kavgasına üzülmüş, diyor ki “Özellikle de bu tartışmanın tüm kamuoyunun önünde yapılmasından oldukça rahatsız oluyorum. En kısa zamanda bu kısır tartışmanın bir son bulması gerektiğine inanıyorum.”

Erdal Paşamı rahatsız etmeyin, öpüşün bakiim! J

DB Tercüman, 28 nisan

*

MÜNECCİM MEDYA

Kemal Derviş’in BM Kalkınma Programı’nın başına getirildiği haberini veren NY Times yanlışlıkla İsmail Cem’in fotoğrafını kullanmış.

Neden böyle bir hatanın haber değeri var, anlamadım ama, Hürriyet bu haberi şu cümleyle bitirdi:

Gazetenin fotoğraf karışıklığıyla ilgili, okuyucularından bugün özür dilemesi bekleniyor.”

Hürriyet 28 nisan

*

İKİYÜZLÜ ALÇAKLAR

Muammer Elveren arkadaşımın Hürriyet’e manşet olan haberi 4 x 4’lük idi.

Fransa’da, 13 nisan günü hükümeti protesto gösterisi yapan liseli gençleri sille tokat döven CRS-SS’lerin (Fransız toplum polisinin kısa adı, CRS’tir. Cumhuriyet Güvenlik Birliği gibi bir laf. 68 olaylarında öğrenciler CRS’e ‘CRS-SS’ diye tempo tutarak karşı gelir, kaldırım taşı atarlardı. Sonradan biz de toplum polisine, yeşil üniformanın üstüne beyaz plastik miğfer giydikleri için Pepsi veya Az Yoğurtlu Bakla diyecektik...)

Pardon, Fransız polisi gösteri yapan kızlı erkekli liselileri sille tokat dövmüş, tekmeleyip yerlerde sürüklemiş ama Fransız medyası bu görüntüleri iki hafta boyunca kamuoyundan gizlemiş.

Halbuki Türk polisi kadınları dövünce, biz Türk gazeteleri manşetlerimizle kınamıştık, Fransız medyası, aydınları, sivil toplum örgütleri, resmi makamları da ‘Bak sizi AB’ye almayız ha’ diye fırça atmışlardı.

PARİS KRİTERLERİ diye manşet yaptı Hürriyet... Yani Kopanhag Kriterleri sadece bizi bağlar, Fransızlar, Almanlar yapınca kimseden gık çıkmaz.

(Bu arada Emmanuelle Beart isimli Fransız oyuncu, İstanbul Film Festivali’ne konuk oyuncu olarak katılmayı reddetmişti. Ödülü ve parayı Sophia Loren’e kaptırmıştı. Hürriyet soruyor bu dıta: ‘Şimdi Fransa’yı terk mi edeceksin?’)

Hürriyet, 28 nisan

*

SİZ DE İSTANBUL’U BİRAZ FAZLA SEVDİNİZ GALİBA

İstanbul’a ‘taşı toprağı altındır’ diye gelmişler, ama tutunamamışlar, başlarına bir türlü iş gelmiş, kimi geçinememiş, kiminin tepesine çöp dağları yıkılmış, evlerine, köylerine dönüyorlarmış artık.

Vatan-34 bu derlemeye ve üzücü habere, bu talihsiz insanların ağzından ‘Biz İstanbul’u sevdik ama o bizi sevmedi’ diye başlık atmış.

Doğrudur, siz ve sizin gibiler, İstanbul’u o kadar çok SEVDİNİZ ki, yaşanmaz hale geldi, siz bile beğenmiyorsunuz artık!

Vatan-34, 29 nisan

*

MALİYE TUTTUĞUNU ÖPERMİŞ

Vatan iyi ediyor, dolaylı vergilerle bizi soyan Maliye’yi teşhir ediyor.

Türkiye’de çok az şanslı insanı ilgilendirse de, bir örnek:

2000 cc Opel Vectra’nın Türkiye’de de, AB’de de fabrika çıkış fiyatı 20.800 Avro imiş. Ancak aynı araç, vergileriyle birlikte Almanya’da 23.696 Avro, İspanya’da 27.750 Avro, İngiltere’de 24.445 Avro ve Fransa’da da 28.680 Avro’ya satılıyormuş.

Peki, milli geliri bu saydıklarımın 4’te, 5’te biri olan Türkiye’de kaça satılıyormuş?

Sıkı durun: 39.388 Avro’ya...

Yani Maliye, arabanın fiyatına % 100 vergi koyuyormuş!

Çüşünüz yani!

Vatan, 29 nisan

*

YOLSUZ MİLLETİN VEKİLİLERİ

Vatan’ın başyazarı Güngör Mengi’den bir iki rakam:

Meclis’te 550 milletvekilinin 78’inin dokunulmazlığının kaldırılması için dosya bekliyormuş.

Yani her 7 milletvekilinden 1’i şaibeli bir defa. Tabii bu daha hakkında dokunulmazlığının kaldırılması için dosya hazırlananlar. Demek ki bu safhaya gelmeyenlerle henüz suçu ortaya çıkmamışları da katarsanız, herhalde her 2 milletvekilinden 1’i şaibeli duruma düşer. Neyse, şimdilik bu 78 rakamını aklınızda tutun.

Bu 78 milletvekilinden 28’ine istinat edilen suçlar ise ‘MİLLETVEKİLİ SEÇİLMEYE ENGEL SUÇLAR’ ...

Ve bu 28 milletvekilinin arasında 5 Bakan ve Sayın Başbakan da var tabii ki...

İşte bunun için, diyor Mengi, Ağrı Milletvekili Cemal Kaya’nın dokunulmazlığının kaldırılmasındansa, milletvekilliğinden istifasını tercih etti AKP... Çünkü dokunulmazlığı kaldırmaya bir kere eyvallah derlerse, en az 78 milletvekili, bu arada 5 Bakan ve Sayın Başbakan da topun ağzında...

BUNLAR yolsuzluklarla mücadele edecekler he mi? Ne kadar safsınız...

Vatan, 29 nisan

*

ASLINDA SEVİNMEMİZ GEREKİR

Belçika’da 33 Kürt bir aydır açlık grevinde, sığınma hakkı istiyorlar. Gerekçeleri neymiş?

Türk Devleti (kilisede açtıkları pankarttan tercüme ediyorum) KÜRDİSTAN’da 3.600 köyü yakmış. Kürt oldukları için Türkiye’de eziyet görüyorlarmış, hayatları tehlikedeymiş...

Alçaklar, sırf zengin kapısına yaranmak için doğup büyüdükleri memleketi, vatanlarını satan alçaklar...

Bu gibilerine üzülmemek lazım aslında, aksine, içimizdeki en rezillerinden bu sayede kurtuluyoruz diye sevinmeliyiz.

Ve bunları Avrupa’ya kakalıyoruz diye, alsın tepe tepe kullansınlar, hayrını görsünler!

Vatan, 29 nisan

*

BAK ŞİNCİK ÜZÜLDÜM

Basın bastırdı, Ülker bayiliğini devretmek zorunda kaldı ya, Başbakan, gazeteciler adına Milliyetçilere takılmış, “Her şeyimi sattırdınız. Ne olacak param, bankada mı duracak? Şu anda duruyor da... Mecburen ya gayrimenkul alacağım ya kardeşime, çocuklarıma parayı devredeceğim!”

Nasıl üzüldüm bak, adamı nasıl mağdur etmişiz bilmeden. Sahi elindeki trilyonları n’edecek şincik?

Milliyet, 30 nisan

*

ALINTI

Hakkı Devrim’in Cihannüme’sından bir alıntı:

... gazetelerimizdeki köşekadılarının bir tarifini verdim:

- Her günün belli bir saatinde ‘Bugün ne pişirsem?’ diye kara kara düşünen ev kadınlarına benzerler, dedim.

Güldük. Tarifi tamamladım:

- İçlerinde bir yemek kursuna filan giden de yoktur. Analarından (berikiler ustalarından) ne gördülerse, o kadarıyla ‘kifaf-ı nefs’ edeceksiniz.

Radikal, 30 nisan

*

AYŞE HANIM DA SORUYOR: 180 MİLYONU NE YAPAYIM?

Eşi ölünce 4 çocuğuyla aç bilaç kalmış kadıncağız. Vakıflar Bölge Müdürlüğü 180 liralık Yoksulluk Aylığı bağlamış, bununla yaşamaya çalışıyorlarmış.

Nihayet Ayşe Hanımcık bir şirkette temizlik işçisi olarak asgari ücretli bir iş bulmuş.

Ve hemen gidip Yoksulluk Aylığını kestirmiş ‘Ben iş bulunca, ihtiyacı olan başkalarının yararlanması için aylığın iptalini istedim’ diyor.

Bütün ‘bunların’ arasında ne cennetlik insanlarlar da var, tek tük!

Vatan, 30 nisan

*

TÜRK HALKINA TEŞEKKÜRLER diyor Posta.

Bir benzer haber de Posta’dan:

Gazete VİCDANSIZLAR diye manşet yaptı, hani Gebze’de hırsızlar solunum cihazını çalıştıran jeneratörü çalınca, 2,5 yaşındaki Zehra kızın hayatı tehlikeye girmişti.

Gazetenin haberi üzerine yüzlerce okur Zehra’ya yardıma koşmuş. İthalatçı bir firma da küçük kıza bir jeneratör hediye etme sözü vermiş.

Daha bizi insanlıktan tam çıkaramadılar demek ki...

Çalışmalar devam ediyor!

Posta, 30 nisan

*

AMA BUNLAR ÇOĞUKLUKTA MAALESEF

Karayolları, çalınan ve hasar verilen trafik işaret ve levhalarını yenilemek için her sene... 25 trilyon masraf yapıyormuş.

Bu levhalar biliyorsunuz en çok ‘atış talimi yapan’ magandalardan çekiyor. Bir ‘kullanımı’ daha keşfedilmiş trafik işaretlerinin: Söküp, saç levhaların üstünde et kavuruyormuş aziz Türk milleti!

Posta, 30 nisan

*

NAMUS!

18 yaşındaki S.P. abisini terk edip başkasıyla kaçan, sonra affedilince evine dönen yengesini kandırıp, bıçakla delik deşik etmiş, sonra gırtlağını kesmiş, pişman değil ‘Başka biriyle gönül ilişkisine girdi. Evden kaçarak bizi konu komşularımıza rezil etti. Babam ve abim onun yüzünden insan içine çıkamaz oldu. Ailemin namusunu temizledim’ diyor.

İşin kötüsü ... S.P. genç bir KIZ!

Sonunda olacağı buydu!

Takvim, 30 nisan

*

AMELE PERVER

Birgün gazetesi, (19 çokuluslu dev şirketin başkanlarının katılımıyla) İstanbul’da toplanan Yatırım Danışma Konseyi’ni farklı bir şekilde yorumladı, kendine göre ve bir açıdan da haklı:

Yeni reçete geldi

Çokuluslu şirketlerin başkanları Yatırım Danışma Konseyi’nde yeni yasalar çıkarılmasını ve Türkiye’nin yatırım için daha cazip hale getirilmesini istedi.

Bu arada, aynı gazetede ‘DİSK, İzmir’de yüzyıl önce 1 Mayıs’ı kutlayan Amele Perver Cemiyeti üyelerinin toplandığı Altınpark Meydanı’ndaki asırlık ağaca karanfil bıraktı’ diyordu. İnşallah Amele Perver’i Manav Hasan, Bakkal Şemsi filan gibi bir sıfat + isim zannetmiyorlardır, buradan bakınca öyleye benziyor da..

Birgün, 30 nisan

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!