Medyadan genel alıntılar…

*

DEMEK Kİ KAFALARI ALMIYOR

‘Gasp lafının ne anlama geldiğini bilmiyorlar!’ diye başkalarına laf eder misin, al sana! Allah’ın sopası yok.

Hürriyet’in üstelik manşet haberi:

“İnternette kendilerini ‘kadın’ olarak gösterip sohbeti koyulaştırdıkları çapkın erkekleri gasp eden çete, operasyonla yakalandı...” (Hürriyet, 27 şubat)

Türk Dil Kurumu TÜRKÇE sözlüğü – Gasp: Bir malı sahibinin izni ve haberi olmadan zorla ve hile ile alma.

*

AFERİN SİZE!

“Memurların, 23 Nisan 1999 ile 14 Şubat 2005 tarihleri arasında aldıkları disiplin cezaları, bütün sonuçları ile birlikte affedilecek. Af, türban takma, irticai faaliyet, eyleme katılma gibi suçlardan verilen sürgün ve kınama cezası alan memurları kapsayacak...” (Hürriyet, 27 şubat)

Yani, kısacası, türbana ve irticai faaliyetlere af çıktı!

Ve bakın dinci gazetelerden AKP’nin yarı-resmi yayın organı Yeni Şafak, bu türban-irtica affı haberini nasıl veriyor:

“Bir dönemin ayıbı siliniyor - 'Ara dönem' mantığının etkili olduğu ortamda disiplin cezası alanları da kapsayan 'sicil affı'yla 20 binden fazla memura beyaz sayfa açılıyor”�(27 şubat)

*

KAZIN DİBİ TUTTU

Hürriyet’ten bir alıntı:

“HAMAS heyetinin Türkiye ziyaretini hatırlatan Erdoğan, HAMAS heyetinin ziyaretinden önce El Cezire televizyonuna açıklama yaptığını belirterek “Orada dedim ki, resmi görev verildikten sonra gelirlerse kendilerini resmi olarak kabul ederiz. Resmi görev verilmeden gelirlerse o zaman da parti olarak kendilerini kabul ederiz. Ha, şahsen benim düzeyimde değil de başbakan yardımcısı düzeyinde bir kabul görüldü...” (27 şubat)

Parti olarak kabul ettiyseniz ‘başbakan yardımcısı düzeyinde görüşme’ ne oluyor?

“Parti olarak kendilerini kabul ederiz” ve “başbakan yardımcısı düzeyinde bir kabul görüldü” tümceleri peşpeşe kullanılıyorsa, bu iki laftan biri samimi değildir!

*

HAFTANIN ÖZLÜ SÖZÜ

“Efendim, ‘Dışişleri’nin bundan haberi yok’... Sen git onu külahıma anlat. Dışişleri’nin hepsinin haberi var!”

Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti Başbakanı

Hürriyet, 27 şubat

*

BİR KARAR VERSENİZ…

Başlık: Başbakan Erdoğan SSK’dan emekli oldu

Haber: Erdoğan iki yılını dolduran milletvekillerine tanınan haktan yararlanarak Emekli Sandığı’ndan emekli oldu.

Milliyet, 27 şubat

(Şimal Toğral’a teşekkürler)

*

SİZ DE ÖYLE…

Birinci paragraf: Van'dan Ankara yönüne giden sürücüsünün kimliği ve plakası henüz öğrenilemeyen bir yolcu otobüsü, Sivas-Yozgat karayolunun Yıldızeli ilçesi yakınlarındaki Yaraşbeli mevkiinde devrildi.

İkinci parafraf: Van'dan Ankara yönüne giden Zülküf Büyükaslan'ın kullandığı 34 AV 3204 plakalı yolcu otobüsünün, Sivas-Yozgat karayolunun Yıldızeli ilçesi yakınlarındaki Yaraşbeli mevkiinde devrilmesi sonucu yaralananların sağlık durumunun iyi olduğu belirtildi.

Hürriyetim, 27 şubat

(Necat Er’e teşekkürler)

*

DEĞİŞTİRSENE O ZAMAN KANUNU…

Başbakan şikayet ediyor: “İcraatıma bakmıyorlar, benim bacımın başörtüsüyle uğraşıyorlar...’ (Star, 27 şubat)

Süleyman Demirel ‘Hükümet şikayet yeri değildir’ derken ne kadar haklı... Erdoğan sanki başbakan değil, muhalefet lideri... Değiştirsene kardeşim kanunları! Yook, erken seçim hesabıyla tribüne oynamak daha kolay!

*

MEMLEKETİMDEN İNSAN MANZARALARI

‘Bu dıt’ların da benim gibi seçimlerde bir oyu var’ serisine devam edelim.

Prof. Zekeriya Beyaz’a bugün sorulanlar:

(1) Dört çocuk sahibiyim, karım beni aile yakınımızla aldatıyor. Ne yapmalıyım? (İlahiyatçıyla ne ilgisi varsa artık...)
(2) Yampadığım bir şeyi ‘Yaptı’ diye söylediler. Benim kul hakkım doğar mı?
(3) Ticarette yalan söylemek mübahtır, diyorlar. Bu doğru mudur?
(4) Abisi ölünce, kardeş yengeyi alabilir mi? (Soran yengesini gözüne kestiren kardeş herhalde!J)

Takvim, 28 şubat

*

ADALET

Aytaç Sertel, haklı olarak ‘aşağıdaki iki haberi aynı gazetede peşpeşe okuyunca, insanın siniri bozuluyor...’ diyor:

Aşağıdaki iki haberi peşpeşe okuyunca insanın siniri bozuluyor...

- Başbakan'a yumurta atanlara 13'er yıl hapis istendi

- Alaattin Çakıcı'ya 10 yıl 10 ay hapis

Hürriyet, 28 şubat

*

EL İNSAF!

Sürmanşet, eşek kadar: Parmak kesen çetede 8 polis

Spot da öyle kocaman kocaman: Çetede polislerin yanı sıra yargı mensupları da var. (Sabah, 28 şubat)

‘Yargı mensupları’ deyince, ‘Yoksa hâkimler, savcılar da mı bulaşmış suç çetesine’ diye yüreğim ağzıma geldi.

Spot: ‘Çocuk mahkemesinden emekli yazı işleri müdürü de hukuken yardımcı oluyor.’

Fatoş’un dediği gibi, ‘Allah sizi davul etsin!’

*

DUMANIN ALTINDA ATEŞ ARAMAYIN

Adamın üstüne fazla gidiyorsunuz ama, bunların hepsi masum tesadüfler...

- Maliye Bakanı olmadan önce yönetim kurul üyesi olarak görev yaptığı Al Baraka’daki naylon fatura yolsuzluğu nedeniyle devletin 27.5 milyon dolar zarara uğratıldığı gerekçesiyle İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandı.

- Unakıtan’a bağlı Özelleştirme İdaresi’nin Tüpraş’ın yüzde 14.76 hissesini satışında Global Menkul Değerler ile Sami Ofer’e "kamuoyuna duyuru yapılmadan" gizlice satıldığı ve bu işlem öncesinde Unakıtan’ın Ofer’le görüştüğü iddiaları gündemi uzun süre meşgul etti.

- Galataport’un, yine Global-Ofer’in yer aldığı konsorsiyumuna ihale edilmesinin de önceden anlaşmalı yapıldığı iddia edildi. İhaleyi Unakıtan’a bağlı Özelleştirme İdaresi’ne bağlı TDİ açtı. Önce "Ben Ofer-kofer tanımam" diyen Unakıtan daha sonra Ofer ile "birkaç kez" görüştüğünü kabul etti.

- Unakıtan’ın oğlu Abdullah Unakıtan, 4 bin ton yemlik mısırı Nisan 2003’de ithal ederken, yüzde 20’ler düzeyinde olan gümrük vergisi, Ağustos 2003’de yüzde 45’e çıkarıldı. Unakıtan’ın bu işlemle oğluna bir gecede 259 bin dolar kazandırdığı belirtildi.

- Unakıtan’ın Çamlıca’da SİT alanındaki kaçak villalarının, 3 No’lu Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu kararı ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin onayıyla kaçak olmaktan kurtarıldığı ortaya çıktı.

- Unakıtan’ın bilgisayar şirketi bulunan kızı Zeynep Basutçu’nun, Telsim’in satışı konusunda Vodafone için aracılık yaptığı iddia edildi. Unakıtan henüz bu iddiaya herhangi bir yanıt vermedi. (Hürriyet, 1 mart)

Son olarak da (eskiden genel müdürlüğünü yaptığı) İzmir SEKA’nın arazisi üstüne kurulan SEKA Kent Park ihalesini alan şirketin... oğlu Abdullah’ın eski ortağına ait olduğu ortaya çıktı. (Vatan, 1 mart)

Milletvekillerine ‘Millet sizinle komşu olmak istiyor’ diye lojmanları boşaltma çağrısı yapan Unakıtan’ın (Devlet protokolü gereği devletin tahsis ettiği konutta oturan Dışişleri ve Milli Savunma Bakanları dışında) devlete ait lojmanda oturan tek bakan olduğunu, aidatını bile devlete ödettiğini söylemiyorum artık. (Milliyet, 1 mart)

Tesadüftür diyorum size, yoksa dürüst ve hortum kesici Başbakan, Kemal Abi’sine kol kanat gerer miydi böyle?

*

ÜZÜLMEMİZ Mİ GEREKİYOR YANİ?

Alaattin Çakıcı “52'mi bitirdim, 53'üme girdim. 10 yıl vermişler 60 yıl verseler ne olur. 3 çocuk sahibi oldum, çocukluklarını yaşayamadım. Aile hasretiyle yaşıyoruz. Bizim hayattan kimse memnun değil. Bizim hayatta emeklilik olmaz. Emeklilik bizde Azrail'e davetiye çıkartır” demiş. (Vatan, 1 mart)

Çakıcı bizi neredeyse ağlatacak...

*

SÜRMANŞETTE CIBIL KARILAR YETMEDİ, SIRA CENGİZ’E GELDİ

Hürriyet’in sürmanşetinde bir küçük duyuru, Hürriyet Tarih’in ana konusu:

CENGİZ’İN (HAN) GÜCÜNDEN AYGIRLAR UTANIRDI

Hürriyet ailenizin gazetesi, 1 mart

*

ŞAPŞALLAR…

Almanya’da hükümet ortağı sağcı hıristiyan demokratların (CDU) başkanı aşırı sağcı Stoiber ‘Kurtlar Vadisi Irak filminin Türkiye’nin AB üyeliği önünde engel olduğunu’ iddia etmiş. (Yeni Şafak, 2 mart)

Artık ne bahane uyduracaklarını şaşırdı bu şapşallar...

*

FIRSAT VARSA FIRSATÇI DA TÜRER ELBET…

Başbakan Erdoğan ‘Türkiye fırsatlar ülkesi’ demiş ve Türkiye’deki yatırım imkanlarını ve teşvikleri anlatmış. (Akşam, 2 mart)

Kemal Abisi de başbakanı başıyla doğrulamış...tır herhalde!

*

YORUMSUZ BİR ‘NEFİS’ HABER

Köyün tek üniversitelisi 'okusun' diye yol açtılar

BİTLİS Güroymak'a bağlı Kuştaşı köyünde, insanlık tarihine geçecek bir imece örneği sergilendi. Tatile geldiği babaevinde kar yüzünden mahsur kalan köyün tek üniversitelisi Cahit Tarhan'ın, köylülerle karayolları ekiplerinin elbirliğiyle yolu açmaları sayesinde okuluna döndü.

MUHTAR Rıdvan Tarhan, Erzurum'da coğrafya öğretmenliği okuyan Tarhan için, 'Cahit, üniversiteokuyan tek gencimiz. Bizim umudumuz. Gayretimiz sadece okuması için' dedi. Köylülerine teşekkür eden Tarhan da, artık sadece yazın tatile geleceğini söyledi. (cihan)

Güneş, 3 mart

*

GÜZELMİŞ ALLAH İÇİN

Barbaros Uzunöner’in derlediği ‘Vekilinizi tanıdınız mı?’ adlı kitapta (Milletvekilinizi demek istiyor Barbaros Bey…) yer alan, Milli Eğitim Bakanı’nın anlattığı anekdot güzelmiş Allah için:

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik anlatıyor: Mahallemizde bir Gülnaz ablamız vardı. 18 yıla 9 çocuk sığdırmış. Çocuklarının da çoğu normal değildi. Bir gün mahallenin dert anası olan anneme geliyor. “Teyze benim çocuklar akşam yatağa girince deliriyorlar. Buna bir çare bulunabilir mi?” diyor. Annem “yatakta haşere mi var” diye düşünüyor. Gülnaz abla, “Oğlum İsmail, Devlet Demiryolları’nda vagonlardan düşen sarı pamukları toplamış getirmişti. Ben de onlardan yatak yaptım”der demez annem meseleyi anlıyor. Gidip açıyor ki, yatağa pamuk diye konan şey izocam.

Bugün, 3 mart

*

BLAGUE BELGE (Belçikalı fıkrası)

Fransızlar Belçikalılar hakkında fıkra üretmeyi, onları aptal yerine koymayı çok severler. Yani bizim Temel’den beter ederler…

Bu kez, Belçikalılar’ın aptal yerine konmak için kimseye ihtiyacı yoktu.

Belçika komik duruma düştü, diyordu Vatan.

Terörist Fehriye Erdal ‘güya’ kaçtı ya… Belçika’nın Adalet ve İçişleri Bakanları düzenledikleri ortak basın konferansında ‘Kaçtığı sırada 3 ekip, 24 kişi ve 4 araç Erdal’ı izliyordu’ deyince, artık medya mensupları bile kahkahayı basmış…

Vatan, 3 mart

*

YANİ…

Geçenlerde, Atatürk’ün ‘manevi’ kızı Ülkü Adatepe’ye seslenmiş, Atatürk’ün hatırasına saygı gereği öyle makam aracı istemek için AKP’yi başbakana filan yazmamasını ve artık susup oturmasını rica etmiştim.

Bir haber: Ülkü Adatepe (73) zayıflamak için gittiği detoks merkezinde fenalaşarak hastaneye kaldırıldı…

Milliyet, 3 mart

*

HÜRRİYET DE BİR TUHAF…

Resmi adı Latince olan Papa’ya, herhalde Dış Haberler Müdürü Ayşe Karasu ‘Almancacı’ olduğundan ‘BENEDİKT’ adını taktı Hürriyet, Benedictus yerine.

Sonra, Papa ile ilgili bir haberde ‘Aziz Petrus Meydanı’ diyor. Yani bizim İtalyanca ‘San Pietro’ dediğimiz yere Latince isim veriyor! J

Hürriyet, 3 mart

*

HOCA DERSİ İYİ ANLATAMAMIŞ GALİBA

Hürriyet’in penis uzmanı, reklam uzmanı, beslenme uzmanı, tüketim uzmanı, yemek uzmanı, bekaretini kaybetme uzmanı, fal uzmanı, kitap uzmanı, ekonomi uzmanı yazarları olur da dini cemaatler uzmanı yazarı niye olmasın? Ahmet Hakan “Esat Coşan, ünlü Nakşi Şeyhi Mehmet Zahit Kotku’nun damadıdır. Kotku, özellikle ‘ahlak’ öğretisine önem veren bir şeyh idi. Erbakan’dan Özal biraderlere birçok önemli isme eğitim vermişti. Daha çok genç mühendisler ilgi gösterirdi Kotku’ya” diyordu. (Hürriyet, 3 mart)

Öğrencilerine bakılırsa, hoca ahlâk dersini pek iyi anlatamamış galiba…

*

Hani ‘GECİKEN ADALET ADALET DEĞİLDİR’ derler ya…

Hürriyet’in (gelin ve görümce güzel olduğu için bütün gazetelerin büyüttüğü) haberi şöyle diyor:

“KÜÇÜKÇEKMECE’de 2004 yılının aralık ayında, Hollanda’ya sevk edilmek üzere tekstil malzemelerinin içinde 300 paket içinde 160 kilo eroinle yakalanan Ebru Erşahin ile uyuşturucuyu paketlediği iddia edilen görümcesi Perihan Erşahin dün hakim karşısına çıktı.” (4 mart)

Yani … 14 aydır tutuklular ve hâkim karşısına çıkmak için bekliyorlar!

Düşünebiliyor musunuz… YA SUÇSUZLARSA?

*

ALLAH BENZETMESİN!

Ankara’da resmi ziyarette bulunan İran’ın Parlamento Ulusal Güvenlik ve Dış Politika Komisyonu Başkanı Boroujerdi de “Kendimizi evimizde hissediyoruz” demiş.

Bu molla ve yobaz takımının ikide bir bu lafı etmesi… ağırımıza gidiyor bak! J

Hürriyet, 4 mart

*

HER GÜN 1200 KONUT KREDİSİ, diyor Vatan’ın manşeti.

Şubat’ta konut kredilerinde patlama olmuş. Geçen yıl zaten günde ortalama 426 kişi kredi almış. Şubat 2005’te toplamı 3 milyar YTL (3 katrilyon eski lira) olan kredi stoku, Şubat 2006’da, sıkı durun… 14,3 milyara çıkmış. (Vatan, 4 mart)

2000 yılından başlayarak “Kredikartızedeler kapıda, tedbir alın!” diye yırtınan Serdar arkadaşınızdan bir iddia daha:

Pek yakında KONUTKREDİZEDELER ihtihara başlar, hazırlıklı olalım!

Gerçi hükümetler ancak 500 katrilyon battıktan, üç bin kişi intihar ettikten sonra… af çıkarmayı bilirler ancak, güçleri ve kabiliyetleri o kadardır ama, yine de benden söylemesi.

*

İŞİN UZMANINA DANIŞALIM

İstanbul’da inşa edilecek 3.köprü için 5 seçenek (güzargâh) belirlenmiş, nihai kararı Başbakan verecekmiş. (Vatan, 4 mart)

Demek ki Başbakan’ımızın, Allah başımızdan eksik etmesin, şehir planlaması, çevre ve ulaşım mühendisliği gibi konularda da behresi varmış!

Şaka bir tarafa, bence kararı arazi mafyası ve ‘yolsuzluğa damardan girenler’ versin… nasılsa yeni çevre yolları geçerken hangi arazinin talan edileceğine, hangi ormanın kesileceğine, nerelere gecekondu inşa edileceğine sonuçta onlar karar verecek!

*

BURNUMUZA SOKULAN İKİ ÇİFT AYAK

Hakikaten çok merak ediyorum, kimin aklına geldi?

Hürriyet’in ana safyasında ve ilavesinde Alman Bild Gazetesi’nin Genel Yayın Yönetmeni Kai Diekmann’la Ayşe Arman’ı, çıplak ayaklarını okurun burnuna burnuna uzatarak bir yatakta yan yana yatırmak fikri kimindi acaba?

Okur da bu abuk sabukluklardan gerçekten hoşlanıyor mu acaba, yoksa gazeteciler mi öyle sanıyor? Yahut da gazete yöneticilerinin çevresinde ‘ay ne kadar marji olmuş şekerim’ diyen bir avuç dıta mi itibar ediyorlar?

Hürriyet, 5 mart

*

İRADESİYLE KENDİNİ VERGİLENDİREN MİLLET… KERİZDİR

Emin Çölaşan anlattı, cuma günü gelir vergisinin tamamını yatırmak için, elinde tahakkuk fişi, o banka senin, bu banka benim gezmek zorunda kalmış (kendisi değil, şoförü herhalde), çünkü Maliye’nin bilgisayar sistemi… sadece 1.taksidi almaya programlanmış! (Hürriyet, 5 mart)

Şimdi unuttum kim olduğunu, bir İngiliz’in sözünü hatırladım: Ben Türkler kadar vatanını seven bir millet görmedim, İngiltere’de kimse vergisini yatırmak için saatlerce kuyrukta beklemez…

*

KAFALARI OLMADIĞI İÇİN DÜŞENİ HİSSETMEMİŞ OLABİLİRLER

Halen Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı olan Yılmaz Büyükerşen’in bir sözüne çok güldüm:

“Çözüm arayan çeşitli siyasi görüşlere mensup gruplar bana da uğruyor. Benden yeni bir partinin veya mevcut partilerden birinin başına geçmemi, diğerlerini de etrafımda toplamamı önerenler oluyor.  Mesele parti liderlerinin ve üst kademe yöneticilerinin, bir türlü hatalardan dönmeyip fedakârlıkta bulunmamalarından kaynaklanıyor. Sağdakiler için de, soldakiler için de. Özellikle soldakilere söylüyorum. Her biri 'gelin, benim çatımın altında birleşelim' diyorlar ama, çatının 4 yıl önce başlarına çöktüğünün farkında değiller.”

Milliyet, 5 mart

*

HAFTANIN DEMOKRASİ, MUHALEFET, BASIN VE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNE SAYGI SÖZÜ

“Birileri çıkıyor, ‘Hamas ziyareti zamanlı mıydı, zamansız mıydı?’ diye soruyor. Sana ne? Zamanını sana mı soracağız? Zamanı biz belirleriz. Hamas'la da görüşürüz, İsrail'le de…”

Sizin seçtiğiniz TC Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan

Gazeteler, 5 mart

*

BİZ DE BEKLİYORUZ VALLA…

Saadet Partisi Genel Başkan Vekili Recai Kutan ‘Yüz yıldır nedir bu irtica? Hortlasa da görsek…’ demiş. (Yeni Şafak, 5 mart)

Recai Beyamca, hortlaması için önce gebermesi gerek… Yüz yıldır biz de bunu bekliyoruz!