“DERİN' TARTIŞILIYOR,..." />“DERİN' TARTIŞILIYOR,..." />
Güncelleme Tarihi:
*
HÜRRİYET’İN DEYİMİYLE ‘TRAJEDİK’
2005 senesinin 20 Ocak günü Adana’da bir trafik kazası meydana gelmiş. LPG’li araç alev almış. Sürücü yaralı kurtulmuş ama, karısının, iki kızının, baldızının ve baldızının iki kızının feci şekilde ölümüne sebep olmuş. İki ay hapis yatmış, psikolojik tedavi görmüş. Sonunda, ailesi bastırmış, yeniden evlenmeye karar vermiş. 3 şubata gün vermişler.
Adamcağızı geçenlerde, yalnız yaşadığı evinde ölü bulmuşlar. Otopsi ‘kalp krizi’ demiş. Ölüm tarihi 20 ocak...
Hürriyet, 29 ocak
*
BABASINDAN KURTULDUK…
“Padişahlarımızı çocuklarımıza örnek gösterebiliriz. Onları başarıya ulaştıran Milli Görüş’tür. Fatih Sultan Mehmet’in torunları şu anda uyuşturucu partileri düzenliyor. Nasıl bu hale geldik? Benliğimize sahip çıkmadığımız için…”
Sadece Osmanlı padişahlarıyla değil, dürüstlük ve Müslümanlık timsali babasıyla da övünen, Necmettin Molla kızı Elif Erbakan
Vatan, 29 ocak
*
Biliyorsunuz, Ortadoğu ülkelerinde Caferîler’in bu törenleri kanlı ve son derece... çağdışı sahnelere sebep olur.
(Böyle deyince kızanlar oluyor ama) ‘Bizim’ Caferîler son senelerde çok medenî bir karar aldılar: Zincirlerle kendilerini yaralayıp kan akıtmak yerine, topluca Kızılay’a kan bağışında bulunuyorlar.
Bir kere daha... ALKIŞ!
Hürriyet, 30 ocak
*
BU TABLODAN SİYASİ ÇÖZÜM ÇIKAR MI?
Kıbrıs’ta yapılan anketin sonucu gözünüzden kaçmış olabilir.
Kıbrıslı Türkler’e “Şu aşağıda sayacağım kurumlara güveniyor musunuz?” diye sormuşlar... (Hürriyet, 30 ocak)
Türk ordusu: Çok güveniyorum % 80.8 – Biraz güveniyorum % 14.2
Polis : Çok güveniyorum % 39.6 – Biraz güveniyorum % 37.3
Adalet : Çok güveniyorum % 35.3 – Biraz güveniyorum % 40.4
Siyasetçiler : Pek güvenmiyorum % 51.4 – Hiç güvenmiyorum % 19.5
Sizce, Kıbrıs’ta siyasi bir çözüm mümkün mü?
*
‘HIZLI DEVE’ BAKANI GÜCENMİŞ
Etyopya’nın başkenti Addis Ababa’da Afrika Zirvesi yapılıyor. Libya Devlet Başkanı Muammer Kaddafi, Sheraton Oteli’nin bahçesine çadır kurdurdu ve ... DEVESİYLE yerleşti. Her sabah taze deve sütü içermiş bedevi.
Bizim Ulaştırma Bakanı ‘teflon’ Binali (Yıldırım) da diyor ki, “Biz olsak tefe koyarsınız. Adam yanında devesiyle geziyor...” (Sabah, 30 ocak)
Vallahi haklı, kabahat bizde: AKP’li imamileri medeni ülkelerle karşılaştırıyoruz. Kaddafi’nin Libya’sıyla, Ömer El Beşir’in Sudan’ıyla, Taliban’ın (ex) Afganistan’ıyla mukayese etsek biz de mutlu oluruz Binali Molla da...
*
PKK’NIN 182 TANE KAMYONU MU VAR?
Yükselen milliyetçi dalganın üstünde sörf yapacağım diye Avanti! tadı yakalayan Tercüman ısrarlı....
“PKK kanalıyla her yıl Türkiye’ye 1 milyon ton kaçak şeker girdiğini haber veren Tercüman’ın iddiası Fransız TV’sinin görüntüleriyle kanıtlandı”. (30 ocak)
Ben de ısrar ediyorum, bu ikinci haber Tercüman’ı yapanların matematik bilmediğini (yahut da dayak yemediğinin) kanıtı.
Yılda 1 milyon ton kaçak şeker (senenin 365 günü sınırdan geçirilse) GÜNDE 2.740 TON şeker demektir.
15 tonluk kamyonla kaçırsanız... 182 tane kamyon ister.
PKK şeker kaçakçılığını katır sırtında kaçakçılık yapıyormuş. Bir katır kaç kilo yük taşır?
*
TÜRKLER’İN YARATICILIĞINI YÖNLENDİRMEYİ BAŞARABİLSEK, mucizeler yaratacağız da...
A.A.nın haberi:
“YÜREĞİR ilçesi’ne bağlı Çamlıbel Mahallesi’nde yaşayan dört çocuk annesi Gülşah K. (43), “Deniz Feneri” adlı yardım kuruluşunu arayarak, eşinin olmadığını, hiçbir yerden gelirinin bulunmadığını ve ahır gibi bir evde yaşadığını bildirdi.
Yardım kuruluşu adına çalışan yardımsever Beşir Tokmakçı, haber vererek gittiği evde yardım paketlerini teslim etti. Beşir Tokmakçı, ailenin kapısı ve penceresi kırık, tuvaletinin kapısı olmayan, yerleri çıplak, koltukları eski ve kırık evde oturduğunu görünce, ertesi gün daha fazla yardım için aynı eve bu kez habersiz gitti, ama kimseyi bulamadı.
Tokmakçı, olayı araştırınca, ailenin o evde yaşamadığı, yardım toplama amacıyla yani göz boyamak için yaptığı ortaya çıktı. Gülşah K.’nin oturduğu evin ise yeni bir binada yer aldığı, üç oda bir salon olduğu, kapılarına kadar halı serili, pencerelerinin PVC kaplama ve sobalı olduğu görüldü. Gülşah K.’nin evinde çok sayıda yardım malzemesi de bulundu. Gülşah K.’nin, bu yardımları, gelen yardımseverlere gerçeği söylememeleri için komşularına da dağıttığı belirlendi.” (Hürriyet, 31 ocak)
*
KİM DEMİŞ? NE DEMİŞ?
“Milliyetçilik bu toplumun ana çimentosudur. Milliyetçiliğin varlığından kimse korkmasın.”
Milliyetçi Halk Partisi Genel Başkanı Deniz Baykal
Şaka bir yana, Deniz Bey’in, Hırant Dink’e suikast yapılacağının 11 aydır bilinmesi ama polisin tedbir almaması konusunda söylediklerine çok güldüm: “Bunun hesabını başta Başbakan olmak üzere iktidar vermek zorundadır. Olaya tak tak diye gidilmeliydi. Siyasi sorumlusu olmalıydı. Ama Başbakan gitmiş Habeşistan’tanda Habeşli kurtarıyor...”
Hürriyet, 31 ocak
*
TÜRK PARASINA HAKARET Mİ?
Nevşehir’de polis bir otele baskın yapmış, 29 yaşındaki bir gercin cebinden ‘yırtık vaziyette’ 5-10 öe 50 YTL ‘parçaları’ çıkmış. (Yırtık vaziyette parça biraz tuhaf ya, neyse, haber böyle...) Genç, bardaki bir müşterinin yırtık paraları yere attığını, kendisinin de bir bankaya götürmek için topladığını söylemiş. Yine de bu genç hakkında ‘Türk parasına hakaret’ suçundan dava açılmış.
Bu da ‘monetarist’ 301.madde olsa gerek...
*
DAĞ BAŞINI DUMAN AAAALMIŞ
Orman Bakanlığı’nın verilerine göre, Akdeniz ve AB ülkeleri içinde... en az orman yangını Türkiye’de çıkıyormuş. (Tabii ki Orman Bakanlığı bunun kendi başarısı olduğunu iddia ediyormuş.)
Merak etmeyin, yüzünüzü kara çıkarmayız, bu ayıbı örter, 2007 senesinde EN ÇOK ORMANI BİZ YAKARIZ! Söz…
Star, 31 ocak
*
ÇOK PARTİYE NE GEREK VAR? BİR TANE OLSUN, HERKESİ TEMSİL ETSİN
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kapatılan DEHAP yöneticilerinin % 10’luk seçim barajının kanunsuz ve gayriadil olduğu iddialarıyla açtığı davayı sonuçlandırdı. Yüce Mahkeme “seçim barajı insan hakları ihlali sayılmaz” dedi özetle.
Kimi ilkel gazetelerimiz “Ooooh ooooh Dehap’a nasıl geçirdiler!” moduna girdi. Oysa – konuya AİHM’nin nasıl müdahale edebileceğini anlamamış olsam da – siyasi temsil ve demokrasi açısından, % 10’luk bir baraj elbetti ki adil değil. Üstelik bu baraj bir ‘Kürtçü partinin Meclis’e girmesini önlemek için lazım’ diye indirilmiyorsa, bu resmen haksızlık, antidemokratik. (Bu arada söyleyeyim, ben dinci partiler gibi Kürtçü partilere de karşıyım.)
Kemal oğlu Nazlı’dan olma Mehmet Ali Ilıcak oğlumuz da sevinenlerden. ‘Tek parti yönetiminin’ memlekete ne kadar faideli olduğunu söyledikten, ‘her kafadan bir ses çıkıyor, menfaatler çatışıyor’ diye Meclis’e çok parti girmesinin sakıncalarından söz ettikten sonra bizi teselli ve tavsiye ediyor:
“Zaten her parti milletvekillerini değişik etnik kökenden, farklı kültürden seçiyor. Her kesimden vatandaşın temsili partilerin içinde mevcut. AIHM'nin aldığı karar seçim öncesi yerinde oldu. Partiler marjinalleşmenin yerine, geniş halk kitleleri tarafından benimsenmeye çalışsınlar.” (Bugün, 31 ocak)
Vallahi billahi delikanlı haklı... Öyle bir sürü partiye ne gerek var? Şu kadar genel merkez, bu kadar makam aracı, çay kahve gideri filan, bissürü masraf.
AKP, hem dinci hem laik, hem Kürtçü hem Türkçü, hem feminist hem maço, hem sağcı hem solcu filan olsun, mesele hallolur.
Ulan kimsenin aklına gelmemişti be...
*
HABER FENA HALDE ‘ASPAR’ KOKUYOR
Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) ve İçişleri Bakanlığı adrese dayalı nüfus sayımı için 550 YTL maaşla 60.000 eleman arıyor ama maaşı kimseye beğendiremiyor. (Pardon... Şok, 31 ocak)
Sen Türkiye’de, 550 lira maaşla, 60.000 kişiyi istihdam edeceğim de... 6.000.000 kişi baş vurur, dalga mı geçiyorsunuz!
*
DÜZELTME DEĞİL BOZMA
Ergun Babahan, Başbakan’ın bir ‘düzeltmesini’ yayımladı köşesinde.
“Erdoğan, Babahan’ın Etiyopya yolundaki sohbetlerini “Erdoğan yargıdan şikâyetçi” başlığıyla sunmasandan rahatsız olmuş, bu başlıktan “bütün yargı kararlarından mutsuz olduğu gibi bir sonuç çıkabileceği yolunda endişesini” dile getirmiş ve “şikâyetinin sadece kesinleşmiş yargı kararlarıyla ilgili olduğunu” söylemiş.” (Sabah, 1 şubat)
İçimize su serpildi. Biz de Başbakan, ‘bütün’ yargı kararlarından şikayetçi zannetmiştik! Halbuki sadece ‘kesinleşmiş’ yargı kararlarından yakınıyormuş...
Biri bizi kafaya alıyor ama kim; Erdoğan mı, Babahan mı?
*
*
POLİSİN İŞİ VAR…
Hrant Dink’in katil zanlısı Ogün Samart’ın Samsun’daki bir karakolda milli kahraman muamelesi gördüğüne, Atatürk’lü posterin önünde, elde bayrak, birlikte HATINA FOTOĞRAFI çekildiğine hep birlikte şahit olduk. (Gazeteler, 2 şubat)
Bu arada… İstanbul Aksaray’da Diyarbakırlı bir işadamının otel odasını basıp, yatağının altına uyuşturucu koyan, sonra ‘100 bin YTL (rüşvet) vermezsen seni tutuklarız’ diye şantaj yapan 4 polis memuru tutuklandı. (Vatan, 1 şubat)
Aydın’da yapılan uyuşturucu operasyonunda 8’i kadın 28 kişi göz altına alındı. Bunların 14’ü polis memuru. (Hürriyet, 2 şubat)
Her zaman söylüyorum, polisimiz canilerle, tecavüzcülerle, gaspçılarla, kapkaççılarla ilgilenemez… İŞİ VAR!
*
MİDEM BULANDI ARTIK
Ertuğrul Özkök “Devrin devlet’ kavramını Türk literatürüne sokan gazeteci” sıfatıyla
(1) Türkiye’de derin devlet yoktur diyor ve “Farkında mısınız, çözemediğimiz her sorunu artık ‘derin devlet’ havale ediyoruz. ‘Derin devlet’ giderek ‘derin ihmalimizin’ bahanesi haline geliyor” diyordu.
Hürriyet, 2 şubat
NOT - Bu alıntıyı okuyan ve ‘Derin Devlet’teki ‘derin’ sıfatının sosyetik güzel Derin Mermerci üzerinden bir kelime oyunu olduğunu sanan Kelebek okurlarına ve Sabah Sabah Seda Sayan izleyicilerine: Hayır buradaki ‘derin devlet’in Derin Mermerci ile bir ilgisi yoktur, ‘Derin Devlet’ … neyse boşverin, nasılsa anlamayacaksınız!..
*
BU SEÇMEN BUNU SEÇER ELBET
Miladi 2007 senesinin Şubat ayının birinci günü (yahut da bunların anlayacağı şekilde söylemek gerekirse Hicrî 13 Muharrem 1428 yahut Rûmî 19 K.Sânî 1422 günü) hem de Hürriyet okuyan BİR GRUP OKUYUCU’nün Mehmet Nuri Yılmaz’a sorduğu:
- Hocaaam, domuz derisinden deri mont yahut ayakkabı giymek caiz midir?
Bu BİR GRUP sizin benim gibi vatandaş, Devlet vatandaşın vergisinden bunları ilkokula, ortaokula (her halde o kadardır) göndermiş, ve bunlar sizin gibi, benim gibi SEÇİMDE BİRER OYA SAHİP!
Bizim burnumuz asla boktan çıkmaz…
Hürriyet, 2 şubat
*
ANANI DA AL KÖYE DÖN!
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, iç göç sorununun köylerin ihmalinden kaynaklandığını söyleyerek İstanbul’un ‘büyük bir köye’ döndüğünden şikayet etmiş. “İstanbul’a geliyorsun, işin var mı, paran var mı, niye geliyorsun?” diye gürlemiş… (Gazeteler, 2 şubat)
Adam haklı kardeşim!
Köyünde otursana, mesela Rize cennet gibi yer, ne işin var İstanbul’da! Buraya geliyorsun, işin var mı, paran var mı, yoksa en azından bir İslami şirketin bayiliğini kapacak kadar çevren var mı?
*
CEVABI OLAN VAR MI?
Ana tarafından Ermeni, baba tarafından Rum olan şarkıcı Fedon soruyor:
- Bana bile gâvur diyorsanız, AB’de ne işiniz var?
Cevabı olan var mı?
Hürriyet-Kelebek, 2 şubat
*
EN AZINDAN BOŞUNA ÖLMEMİŞLER
Bush yönetiminin iki büyük yalanın arkasına sığınarak bağımsız bir ülkeyi işgal ettiği 2003 yılından bugüne, ortalama her gün 100 sivil Iraklı ölüyor. Resmi kayıtlara göre. İşkence altında ölenleri, kaybolanları filan bilmiyoruz tabii ki…
Bu arada, 2006 sonunda yayımlanan bir ekonomik rapora göre, Lockheed Martin, General Dynamics ve Raytheon gibi Amerikan silah tröstlerinin kârı son 3 senede % 100 artmış.
Sevindim, 100.000 sivil boşuna (!) ölmemiş hiç olmazsa…
Sabah, 2 şubat
*
SİZİ TEMSİL EDENLER VE … YÖNETENLER
Bir haberin içine sıkışmış iki ‘görüş’ …
AKP Adana Milletvekili Recep Garip: “İslam’da töre diye bir şey yok…”
AKP Ağrı Milletvekili Halil Özyolcu: “Irak’ta sadece Amerika şiddet yapıyor. Dindarların yaptığı bir şey yok…” (Sabah, 2 şubat)
AKP’lilere kalsa Tâliban ‘İmam Hatip Mezunları Derneği’, Hizbullah ve Hamas katilleri de izci!
*
GIDAAK!
SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın, CHP ve DSP’ye seslenmiş:
“Üç partinin ittifakı solu iktidara taşır…”
Nasıldı o laf, ‘aç tavuk kendini…’
Tercüman, 2 şubat
*
NE DİYOR BU YAHU?
“Duygusu, adı ne olursa olsun, sokaktaki vatandaştan Meclis’teki milletvekiline kadar belki de hepimizin ortak isteği Cumhurbaşkanı olmak.”
Mehmet Ali Ilıcak - Bugün, 2 şubat
Ama Allah için daha yazısının başlığı okuyacaklarımız konusunda bizi uyarıyordu: FASA FİSO
*
BEKİR COŞKUN ‘KATİLİN KLİBİ ÇIKTI…’ DİYORDU
Yazısı şöyle bitiyordu:
“Bence o poster ve klip iyi bir şey.
Tamam; Hrant Dink cinayetinin bir “kendini bilmez genç” tarafından işlenmesinin ötesinde, bir “Ermeni’nin öldürülmesinin” devlet güvenlik birimlerindeki görevlilere “gurur” verdiğini gösteriyor ama...
Aynı zamanda bize ışık tutuyor.
İyi bakın:
Aydınları-gazetecileri-masumları vurmuş öbür karanlık cinayetlerdeki suç ortağı zihniyeti göreceksiniz o klipte...
Tam da oradadır...
Katillerin nasıl korunduklarının, nasıl salındıklarının, nasıl el üzerinde tutulduklarının, nasıl başka cinayetlere izin verildiğinin klibidir bu.
İyi bakın...” (Hürriyet, 3 şubat)
Bekir Coşkun’a itirazı olan var mı?
*
BİR ÇETE VAR AMA…
“Başbakan çıkıp devlet içinde çeteyi kabul ederse, 5 senede ne yaptın diye sorarlar. Orası (Hükümet) ağlama duvarı değildir.”
Süleyman Demirel - Akşam, 3 şubat
*
BİLİRİZ
“Hemen söyleyeyim. Biz yolsuzluk yapanlarla veya kaçakçılık yapanlarla asla uzlaşmayız. Beni bilenler bilir…”
Fatih Altaylı - Turgay Ciner’in sahibi olduğu Sabah’ın Genel Yayın Yönetmeni
Sabah, 3 şubat
*
YİNE Mİ DEĞİŞTİ?
Başbakan köy yollarının yapılmasını emretti: ‘Nisanı beklemeyin yol genişletme çalışmalarına hemen başlayın. Makinalar gece de çalışsın.” Bu işler için Hükümet, KÖYDES projesine 2 milyar YENİ LİRA kaynak aktarıyor. (Vatan, 3 şubat)
İçtiğimiz sudan, oturduğumuz eve kadar yeni vergiler getiren yasa rafa kaldırıldı. ‘9 ay rahatız - vergilere seçim freni’ diyor Güneş. (3 şubat)
Başbakan ‘Popülizm yapmayacağız. Seçim ekonomisi uygulamayacağız…’ diye yemin ediyordu. Bir kere daha DEĞİŞTİ galiba…
*
ÖLÜDEN DİRİDEN
Bu Türkiye bir garip memleket. 100 kişiden 99’u vergi ödemez. Devlet tuttuğunu öper. Dirisini ve … ölüsünü üstelik:
Dışişleri Bakanı Gül bir soru üzerine cevap vermiş: Yurtdışında ölen Türk vatandaşlarının cenazesi Türkiye’ye getirildiğinde hudut kapısında ‘gümrük işlemi’ (?) sırasında… DAMGA VERGİSİ tahsil ediliyormuş. Hükümet bu vergiyi kaldırmaya çalışıyor…
Hürriyet, 4 şubat