“ABD: TÜRKİYE'DEKİ..." />“ABD: TÜRKİYE'DEKİ..." />
Güncelleme Tarihi:
*
GÖRMEYE NİYETİ OLMAYINCA MÜRTECİNİN…
Milliyet’in manşetiydi, Mehmet Demirkaya imzalı haber:
Belediye kaçak kurs binasını göremedi!
İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi'nin CHP'li üyesi Can Özyedierler, Sarıyer'de, Boğaziçi Öngörünüm Bölgesi'nde yapımı süren kaçak inşaatın bulunduğu 8. ve 9. parsellerle ilgili bir soru önergesi verdi. 10 ay sonra gelen yanıtta “8. parselde inşaat yok deniyordu”, 9. parselle ilgili ise hiçbir bilgi yoktu. Oysa gözden kaçan 9. parselde üç katlı bina inşa edilmişti ve kız Kuran kursu faaliyet gösteriyordu.
Milliyet, 27 mart
*
BIRAKIN GERİ ZEKALI KALALIM
Kuzey İrlanda’da bir üniversite, Avrupa uluslarının Zeka Katsayısı’nı (IQ) hesaplamış, nasıl yaptıysa.
Avrupa’nın en zeki milleti Almanlar ve Hollandalılar imiş, ort.107 IQ ile. Türkiye 90 IQ ile sondan bİKİNCİ. (Sırplar 89 ile en son sırada.)
Listeye bakıyorum da, IQ ölçütüne göre Avrupa’nın en zeki milletleri Almanlar, Hollandalılar, İsveçliler, İsviçreliler ise... s’tir edin biz ‘geri zekâlı’ kalalım!
Milliyet, 27 mart
*
Bugün gazetesi bir gün eleştirdiği AKP hükümetini ertesi gün yağlıyor.
27 mart günü manşet ‘AKP’nin beceriksizliklerini Sezer’e yıkma gayreti’ kokuyordu:
“Hükümete Sezer kilidi - Erdoğan Hükümeti, 3 Kasım’dan bu yana Cumhurbaşkanı’nın 432 vetosuyla yürütme vazifesini yapamaz hale geldi.”
Oysa aynı, yine AKP’yi hoş tutmaya gayret eden bir gazeteci, Mehmet Barlas ‘Ankara’yı iyi bilenlere’ dayanarak şöyle diyordu:
“Belki Başbakan Erdoğan, Sezer'in önüne bazı atama listelerini, bunların veto edileceğini bile bile getiriyor. Örneğin Sezer'in vetosu Merkez Bankası Başkanlığı'nın vekaleten yürütülmesine yol açmış olmadı mı? Bu şekilde asıl istenen isim Erdem Başçı, Banka'nın yönetiminde kaldı.”
Bugün ve Sabah, 27 mart
*
ÖNCE PARTİNİN MENFAATİ SONRA DEVLETİN
Abdullah Öcalan yakalandığında iktidar ortağı olan MHP çok zor bir karar aldı, büyük bir siyasi riske girdi ve ‘Türkiye’nin menfaati MHP’nin çıkarından önemlidir’ diye, katilin idam edilmekten kurtulmasına göz yumdu. Devlet Bahçeli bu konuda ‘devlet adamı’ gibi davrandı.
Recep Tayyip Erdoğan kendisini eleştiren Devlet Bahçeli’ye “Kıskançlık yapmayın! Teröristbaşı bile idamdan sayenizde kurtuldu!” diye cevap vererek, başbakan olmanın devlet adamı olmaya yetmediğini bir kere daha gösterdi. (Star, 27 mart)
*
ÖZERKLİK
Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan içimize su serpti: Merkez Bankası Başkanı kim olursa olsun, kur rejimi değişmeyecek! (Hürriyet, 27 mart)
Böylece Merkez Bankası’nın ne kadar ‘ÖZERK’ olduğunu anlamış olduk...
*
SİZ SEÇTİNİZ!
Laik Türkiye Cumhuriyeti’nin, laik ve sosyal hukuk devleti ve Atatürk ilkelerine bağlı kalacağına namusu ve şerefi üzerine and içen başbakanı, Recep Taarrüb Erdoğan, Sudan’daki Arap Birliği zirvesine katıldı. Maalesef televizyonlarda seyredemedik, ama eminim Başbakan, tekrar denize salıverilmiş, kendi ‘elementine’ tekrar kavuşmuş bir balık gibi mutlu olmuştur Müslüman Arap kardeşlerinin arasında.
Arapların Tekbir sesleri arasında kürsüye çıkan laik TC’nin Başbakanı da sözlerine ‘Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla...’ başlamış.
Allah siz seçmenlerine bağışlasın!
Gazeteler, 30 mart
*
GÜVENLİK GÜÇLERİYLE İLGİLİ CİDDİ BİR İDDİA
Ertuğrul Özkök, Diyarbakır’daki olaylarla ilgili şöyle yazdı:
“ (...) Kimse kusura bakmasın, oradan gelen görüntülere de bakacağım. Danimarka’dan yayın yapan bir televizyonun açık talimatı ve tahrikiyle olaylar başlıyor. İşyerleri yakılıp yıkılıyor. Bankalar talan ediliyor. Ama o ne, kalkan tek cop yok. Ne polis müdahale ediyor, ne de cenazeyi düzenleyen örgütler. Burası Türkiye ise artık bazı gerçekleri açıkça konuşmanın zamanı geldi. Şurası açık. Polis ve asker bilerek müdahale etmiyor. Belli ki, "bir yerlere mesajlar veriliyor". Herkes görsün isteniyor. Örgüt de memnun. O da, "Burası bizden sorulur" mesajı vermeye çalışıyor...”
Hürriyet, 30 mart
*
İYİ…
Spot: Okullarda her gün kan dökülürken, Milli Eğitim Bakanı Çelik "Topyekûn savaşacağız" deyip 12 gün için Avustralya'ya gitti.
Manşet: İyi tatiller Sayın Bakan
Sabah, 30 mart
*
DEĞİŞEN (!) ŞERİATÇILARIN İCRAATI
Van'da kadın din görevlileri liselere gidip kız öğrencilere vaaz veriyor. Milli Eğitim Şube Müdürü “Vaizeler cinsel bilgiler veriyor. Başka bir şey değil” dedi.
Sabah, 30 mart
*
… DEVAM
Erdoğan Sudan’da konuştu: ‘Kimse islami terör demesin’!
Sayın Başbakan haklı, islami terör demeyin, takiye yapın!
Vatan, 30 mart
*
FİŞLER DOĞRUYSA İYİ Kİ FİŞLEMİŞLER
Tam da Güneydoğu’da PKK’lıların isyan teşebbüsünün olduğu günlerde, Sabah gazetesi, Diyarbakır’da Jandarma’nın valiyi bile fişlediği iddialarını manşet yapıyor. Kasıt yoktur herhalde.
Ama vali ve yardımcılarının ‘fişlerine’ bakınca, insan ‘Jandarma da endişe etmekte haklı’ diyor, tabii eğer iddialar doğruysa:
Vali Yardımcısı Ahmet Aydın: Siirt Vali Yardımcılığı görevinde iken Kastamonu iline tayini çıktı. Ancak görevine başlamadan Diyarbakır'a atandı. Nurcu.
Bismil Kaymakamı Kenan Çiftçi: Nurcu grupla ilişkisi var. Eşi şapka takıyor.
Bismil Milli Eğitim Müdürü M. Kemal Yılmaz: Hizbullah Terör Örgütü sempatizanı biliniyor. Sosyal faaliyetlere katılıyor. Eşi kapalı.
Bismil Nüfus Müdürü Bedri Zeren: Kürtçülük ideolojisini benimser. Dul olup ahlaki değerlerinin zayıf olduğu bilinmektedir.
Silvan Başsavcısı Alparslan Tufan: Eşinin başı türban şeklinde kapalıdır.
Silvan Hâkimi Hüseyin Turan: Eşinin başı türban şeklinde kapalıdır.
Sabah, 31 mart
*
BAKAN OLMANIN 1.ŞARTI
Merkez Bankası için, bakanlar ‘boş kararname’nin altına imzalarını atmışlar, kararı Başbakan verecekmiş. (Sabah, 31 mart)
Bakan ‘yapılmak’ için bu kadar haysiyetli (!) olmak gerekiyor demek ki…
*
… DEVAM
Perşembe günü gazeteler ‘Başbakan’ın, Hartum’da gizlice görüştüğü kimdi?’ diye soruyordu. Çok sürmedi, kokusu ertesi gün çıktı:
“Erdoğan'ın gizlice görüştüğü El Hassanein'in dünyanın değişik yerlerindeki İslamcı hareketlerin finansörü olduğu ortaya çıktı. El Hassanein'in Erdoğan'la RP il başkanıyken tanıştığı öğrenildi.” (Milliyet, 31 mart)
*
ÇÜŞÜNÜZ!
Güneydoğu’da en son meydana gelen tahrik eylemleri için, ABD’nin Ankara’daki büyükelçisi Ross Wilson, “Hem güvenlik güçlerini hem bölgede yaşayanları serin kanlı olmaya çağırıyoruz” demiş. (Vatan, 31 mart)
Biz de – PKK’nın destekçisi ABD’nin Ankara’daki temsilcisini haddini bilmeye ve kendini sömürge valisi zannetmemeye çağırıyoruz!
*
Şakir Süter anlattı:
“KÜTÜPHANEDE TRAJİ-KOMİK ÖYKÜ
17 yaşındaki Anadolu Lisesi öğrencisi, Ankara'da Milli Kütüphane'ye gider.
Bir ödevi için kütüphanede araştırma yapacaktır.
Görevli 'dur' der:
- Yaşın kaç?
- 17.
- 18 yaşından küçükler, bu kütüphaneye giremez.
Delikanlıya bu gerekçe çok saçma gelir ama söyleyecek sözü yoktur, karşısındaki içeri almamakta çok kararlıdır.
Delikanlı, oradan çıkıp Kızılay'daki bir kütüphaneye gider ama oraya da giremez; gerekçe de şudur:
- Kütüphane Haftası nedeniyle kapalıyız!.
İşte yine 'sözün bittiği yer'lerden biri daha!..”
Akşam, 31 mart
*
Sabah’ta, Erdal Şafak’ın KIRMIZI ÇİZGİDEKİLER başlıklı yazısı, Diyarbakır’da yaşananları anlamak için çok önemliydi. Aynen aktarıyorum size, gözünüzden kaçmış olabilir diye:
Kırmızı çizgidekiler
Güneydoğu'daki olaylar, dikkatlerin Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir başta olmak üzere DTP yöneticilerinde toplanmasına neden oldu. Çünkü olayların patlak vermesinde ve tırmanmasında onların kışkırtıcı demeçlerinin başlıca etken olduğu görüşü son derece yaygın.
Eski PKK'lı Sait Çürükkaya'yı Kürt çevreleri çok iyi bilir. Örgütün ve Öcalan'ın gerçek yüzünü görünce 19 Mayıs 2000 tarihinde bir grup militanla Süleymaniye'ye sığındı.
Daha sonra Almanya'ya geçen ve siyasi mülteci hakkı elde eden Çürükkaya, yazdığı “Apo'nun Ayetleri” kitabıyla Öcalan'ı öyle çıldırttı ki, İmralı'dan örgüte emir gitti: “Onu ortadan kaldırın!”
İşte o Çürükkaya'nın Muş-Bingöl sınırında 14 PKK'lının öldürüldüğü çatışma konusunda “Bölgeyi tanıyan biri olarak” önemli tespitleri var:
* Muş'un güneyi diye adlandırılan o yöre 1993'ten sonra PKK'nın üs alanı olmaktan çıktı.
* Kışları karın 2-3 metreye ulaştığı bölgede değil PKK timi, bir yumurtanın bile saklanması imkânsız. Bu mevsimde oraya PKK birliği göndermek, açıkça çatıştırıp imhasını amaçlamaktan başka anlama gelmez.
* Çatışmanın ertesi günü PKK'nın ölen 14 örgüt üyesinin özgeçmişlerini ve fotoğraflarını yayınlaması da ilk kez görülüyor. Kandil'deki PKK yönetimi çatışmaya giren birlikte kaç kişi olduğunu ve kimlerin öldüğünü aynı akşam nasıl öğrendi? Zira herkes bilir ki, çatışmaya giden birlik, yakalanmamak için başta cep telefonu olmak üzere hiçbir teknik araç kullanmaz. Hem sonra birlikten 2-3 kişi ayrılmış veya kurtulmuş da olabilir. 14'ünün de öldüğünü anında nasıl haber aldılar?
Senaryodaki DTP'liler
Çürükkaya şöyle devam ediyor: “Bu birlik Kandil'deki karargâhın talimatıyla Garzan'a yollandı. Garzan yıllarca PKK'lıların imha alanı olarak bilindiğinden, gönderilen birlik gözden çıkarıldı, tüm sicilleri hazırlandı ve imha edildikleri haberi beklendi. Türk ajansları haberi verince, siciller de ANF'ye (örgüte yakın ajans) gönderildi.
Sicillerin acil iletilmesinin nedeni, hemen isimlerin açıklanmasını sağlayıp, sıcağı sıcağına cenaze sahiplerini harekete geçirmek ve kitleleri ayağa kaldırmaktı. 15 Şubat'ta (Öcalan'ın yakalanmasının yıldönümü) Diyarbakır halkının DTP'nin organize ettiği gösterilere katılmaması, başta Murat Karayılan olmak üzere PKK yöneticilerini kızdırmıştı. Diyarbakır'ın ayağa kalkması için kurbanlara ihtiyaç vardı ve bu 14 kişilik birlik o amaçla gözden çıkarıldı. Böylelikle bir güç gösterisi fırsatı yaratılacaktı.
Öte yandan DTP yöneticileri ve belediye başkanları sürekli demokratik yöntemlerle mücadeleden sözederken, ellerine sopa tutuşturdukları militanlarına dükkânları yıktırıp yaktırarak halka da partinin gücünü göstermiş oldular.”
Bu kanlı senaryoda en önemli rolü DTP'li yöneticilerin ve belediye başkanlarının oynadığı açıkça ortada. Örneğin Siirt İl Başkanı Murat Avcı, “Kimse dükkânlarını açmayacak, öğrenciler okula gitmeyecek” talimatı verirken, aslında PKK'nın emrini uyguladı. Kanıt mı? PKK'nın Batman'da dağıttığı bildiri: “Kimse işe gitmesin ve çocuklarını okula göndermesin.” Ya Baydemir'in maskeli eylemciyi öpmesi, PKK bayrakları altında Kürtçe “Sizleri cesaretinizden dolayı kutluyorum” diye seslenmesine ne demeli? Ya başka bir belediye başkanının “Asker Kürdistan'da akıttığı kanın bedelini ödeyecek” sözlerine?
DTP kurucularından Hatip Dicle'nin “Öcalan'ın partisiyiz” açıklamasıyla başlayan süreç, meydan okumaya dönüştü. DTP'liler bir yandan çocukları güvenlik güçleri önüne sürerek halkı tahrik etmeye çalışıyorlar. Bir yandan da kışkırtıcı demeçleriyle devleti kendilerine karşı harekete geçmeye zorluyorlar. Bile bile ateşle oynuyorlar.
Ama Diyarbakır'da sağduyulu ezici çoğunluk bu oyuna gelmedi. Devlet de gelmeyecek...
Erdal ŞAFAK – Sabah, 31 mart
*
HADİ BAKALIM HAYIRLI YAYINLAR!
EVET adıyla yeni bir gazete çıktı, hayırlı olsun, piyasa uzun ömürler versin inşallah!
Gazetenin yazarları arasında Hakan Aygün de varmış. İlk gün şöyle bir kutu yer aldı köşesinde:
APO SERBEST KALACAK
Sadece Apo şiddeti durdurabilir…
Uçaktan aşağı atma..
Köşesini, akşamın geç bir saatinde yazdığı daha ilk günden belli oldu!
Evet, 1 nisan
*
HAFTANIN ENAYİSİ
Milliyet’te bir resimaltı:
“Japonya’da anamuhalefet partisinin lideri Seiji Maehara, iktidara yönelttikleri bir suçlamanın asılsız çıkması üzerine istifa etti.”
Baykal’ın, Bahçeli’nin güldüğünü duyar gibiyim…
Ne enayiler var dünyada! J
Milliyet, 1 nisan
*
DEMOKRASİ ABİDESİ
Ne kadar zarif ve demokrat bir başbakanımız var, Allah’a şükür!
Merkez Bankası rezaletini eleştiren TÜSİAD Başkanı Ömer Sabancı’ya cevap verdi: “O kendi işine baksın, atamayı o mu yapacak!”(Sabah, 1 nisan)
Ömer Sabancı’nın bu tepkiye yine de sevinmiş olduğunu tahmin ediyorum, ‘Anasını alsın gitsin!’ de diyebilirdi ‘sizin seçtiğiniz’ başbakan!
*
… DEVAMIN DEVAMI
Hürriyet ekonomiden bu haber de:
“Merkez Bankası Başkanlığı için önümüzdeki hafta Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’e yeni bir isim göndereceklerini söyleyen Başbakan Tayyip Erdoğan, ‘Mecelle’de bir kaide var. Bizim hukukumuza da oturmuştur. Uzlaşma sağlanamazsa vekil üye ile de işler yürür’ dedi.”
Hürriyet, 1 nisan
*
RESMEN IRKÇILIK
Melih Aşık yazdı, Kıbrıslı Rumlar’ın Türk düşmanlığını ve ırkçılığı nereye kadar vardırdığının göstergesi:
Rum Kesimi'nde okullararası bilgi yarışması yapılıyor. Sorulardan biri, Hz. İsa'yı kim öldürdü? Öğrenci bir süre düşündükten sonra:
- Türkler öldürdü! deyince, soruyu soran öğretmenin tepkisi şu oluyor:
- Yanıt maalesef yanlış. Ama anlıyorum ki, siz vatansever bir gençsiniz. O yüzden yanıtınızı doğruymuş gibi kabul ediyor ve size puan veriyorum.
Milliyet, 2 nisan
*
KÜÇÜK APO
Fatih Altaylı çok doğru bir şey yazdı:
Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir, hapse girip kahraman olmaya ve PKK çizgisindeki Kürtler’in lideri olmaya çalışıyor, diye. (Sabah, 2 nisan)
İnsanın düşmanı bile kaliteli, adam gibi olmalı… Bu Öcalan’lar, Zana’lar, Baydemir’ler Türk milletine hakarettir…
*
ALTI MLKP’Lİ TUTUKLANDI, diyor haber.
Sivas’ta Marksist-Leninist Komünist Parti üyesi 6 kişi eylem hazırlığı içinde oldukları iddiasıyla tutuklanmış. (Tercüman, 2 nisan)
Bence tutuklayacaklarına, koruma altına alsınlar: malûm, marksist-leninist-komünistler’in nesli tükenmek üzere! J