Medya patronu kaç para maaş alır

Güncelleme Tarihi:

Medya patronu kaç para maaş alır
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 29, 2003 00:00

HEMEN heyecanlanmayın. Türkiye'deki medya patronlarının kaç para maaş aldığından söz etmeyeceğim.Zaten birçoğunun ömür boyu maaşı, ‘‘batırılmış bankaların’’ kasalarından özel hesaplara geçirilmiş, gizli fonlardır.Ben New York Times Gazetesi'nin sahibi Arthur Sulzberger Jr'un aldığı yıllık paradan söz edeceğim.1 MİLYON DOLARNewsweek Dergisi, geçen hafta New York Times'ın Yönetim Kurulu Başkanı'nın yılda ne kadar para aldığını yazdı.New York Times Gazetesi halka açık bir şirket. Yıllık geliri 3 milyar dolar. 48 bin hissedarı var. Borsada işlem gören hisse değeri 7 milyar dolar.İşte böyle bir şirketin en tepe yöneticisi ve patron ailenin üyesi olarak Sulzberger'in aldığı yıllık para şu:Bir milyon dolar maaş. 1.5 milyon dolar prim. 3.6 milyon dolar sınırlı hisse.Yani kısa dönemde elinden çıkaramayacağı hisse.Bir de belli bir süre sonunda ödenmesi vaat edilen 200 bin dolarlık hisse.Şimdi gelelim Newsweek Dergisi'nin, durup dururken rakibi olan bir medya şirketinin başındaki insanın maaşını niye açıkladığına.Hepiniz okumuşsunuzdur.Bundan iki hafta kadar önce New York Times'ta bir skandal patladı.Gazetenin Jayson Blair adlı muhabirinin, ‘‘asparagas’’ haber yaptığı iddiasıyla işine son verildi.Bu, ABD'deki ne ilk asparagas olayıydı, ne de sonuncusu olacaktı.Ama işin içinde New York Times gibi bir dev olunca, bütün öteki medya kurumları piranha balığı gibi üzerine atıldı.Newsweek işi, şu soruyu sormaya kadar götürdü:‘‘Sadece muhabirin gitmesi yeterli mi? Gazetenin genel yayın müdürü ve sahibi de bunun bedelini ödemeli mi?’’EVET ÖDEMELİBu soruya verdiği cevap da şuydu:‘‘Hem şirketin içindeki moral, hem de şirketin dıştaki imajı açısından, daha yukardaki sorumluların da bunun bedelini ödemesi gerekir.’’Dergi, bu görüşünü desteklemek için de, gazetenin en tepesindeki Arthur Sulzberger'in her yıl kazandığı parayı veriyor.Son iki ay içinde yaşanan iki olay, dünyanın her yerinde en güçlü ve en büyük gazetelerin nasıl acımasız bir mercek altında olduğunu gösterdi.VURUN BÜYÜĞEİki ay kadar önce, Fransa'da Le Monde Gazetesi üzerine bir kitap yayınlandı.Ben aynı kanıda değilim ama birçok gazeteciye göre, Le Monde dünyanın en iyi gazetesidir.Bu kitapta, Le Monde'un genel yayın yönetmeninin ve haber merkezi yöneticilerinin yaptığı türlü türlü işler anlatılıyordu.İtiraf edeyim, kitabın 50'nci sayfasından ileri gidemedim.Çünkü bende, ‘‘gerçeği bulmaktan’’ çok, içlerindeki kıskançlığı ve düşmanlığı tatmin etmek isteyen iki ‘‘rate’’ (başarıyı ıskalamış) gazeteci tarafından yazıldığı duygusunu yarattı.Le Monde'dan sonra New York Times'a karşı yapılan saldırılara bakıyorum ve şu sonuca varıyorum:Bu dünyada başarılı, güçlü ve büyük olmak artık çok zor bir iş.Çünkü, başkalarının yaptığı kat ve kat hataya karşı sessiz kalan çevreler, büyük ve güçlü olan onda birini yaptığında, piranha balığı kesiliyor.Türkiye'de Hürriyet'in durumu da budur. O nedenle, hayatının her anında, büyük ve başarılı olmanın bedelini ödemeye hazır bir güçlü psikolojiye sahip olmanız gerekir.Bizler bunu yaşayarak öğrendik.Hürriyet'in hem patronluk koltuğu, hem de yöneticilik koltukları iğneli fıçı gibidir.Herkesin gözü sizin üzerinizdedir.Etrafta, ayağına bastığınız ve görünmez sargılarla gezen çok sayıda siyasetçi, banka batakçısı, üçkáğıtçı ile sahtekár vardır.Buna bir de zamana ayak uyduramamış, meslekten kendi kendini tasfiye etmiş gazetecileri, bütün ruhunu başarıyı kıskançlık deposu haline getirmiş zavallıları eklerseniz, eh karşınıza mütevazı bir öfkeliler ordusu çıkar.KADERO nedenle bu koltuklara oturan insanlar, orada oturdukları sürece yaralı bereli gezmeye mahkûmdurlar.Görüyorsunuz, sadece bizde değil, bütün dünyada büyüklerin kaderi bu.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!