Güncelleme Tarihi:
*
ATATÜRK’LE ALAY MI EDİYOR,
NE DEDİĞİNİ Mİ BİLMİYOR?
Hürriyet’in ikinci sayfasındaki ‘Polis çıplak foto istedi’ başlıklı haber şöyle başlıyor:
Gamze Özçelik’e cebren ve hileyle tecavüz edip görüntüleri internette yayınlamakla suçlanan Gökhan Demirkol hakkında...
Hürriyet, 24 ekim
*
YAZAR DİYE DEĞİL KONUŞUR DİYE ÖDÜL
Alman Yayıncılar Birliği Barış Ödülü’nü Yaşar Kemal’den sonra alan ikinci Türk yazarı.
Birlik, Pamuk’u bu ödüle neden layık görmüş biliyor musunuz?
“Alman Yayıncılar Birliği Başkanı Dieter Schormann ödülün Pamuk'a verilme gerekçesini şu sözlerle açıkladı: ‘Pamuk, demokrasi, açık toplum, fikir ve ifade özgürlüğüyle ilgilenir. Günümüzün yakıcı konularını bilir ve bunları korkusuzca alır. İnsan ve azınlık hakları için öne çıkar, Türkiye'nin siyasal sorunlarıyla ilgili tavrını alır. Gerçekleri açıklamaktan çekinmez.”
Bunun edebiyatla ne ilgisi var?
Milliyet, 24 ekim
*
BİLİMSEL HOCA
Hocalarımızın da, maşallah, ‘çeşidi’ var memlekette.
İlahiyat hocaları ortada. Dinciler ve cinciler. İsim vermeye gerek yok.
İkinci ‘medyatik’ grup da, Türkiye’nin ikide bir sallanmasını fırsat bilen ‘depremci’ hocalar.
Prof. Ahmet Ercan, İzmir’de meydana gelen yer sarsıntılarını şöyle yorumladı:
“Allah depremi sevdiği ülkelere verir. Depremler olmasa İzmir’de bu kaynaklar olmazdı. İzmir, Urla-Seferihisar arasında büyük bir enerji kaynağı elde etti. İzmirliler delgi yapın, jeotermal enerjiyi açığa çıkarın, kaplıca yapın, turizmi geliştirin diye Tanrı Ramazan ödülü verdi.”
Allah sana da versin Ahmet Hoca!
Akşam, 24 ekim
*
BALANS
Dinci belediye inat etti, Göztepe Parkı’na cami yapmaya çalışıyor, biliyorsuruz.
Askeri birlikler, 29 Ekim provalarını yapmak için Bağdat Caddesi’ni ve – tesadüf bu ya – tam da Göztepe Parkı’nı seçince, Allah için insanın sorusu geliyor:
- Sincan usulü balans ayarı mı acaba?
Gazeteler, 24 ekim
*
AL BİRİNİ VUR ÖTEKİNE
Hıristiyan misyonerler gençleri hedef alıyor ve bedava İncil dağıtıyor diye ciddi şikayetler var. Artıyor. Peki, Dosteli Derneği ve Vatan’ın ‘genç güzel üniversiteli’ diye övdüğü ‘başı açık genç kızlardan oluşan’ 20 kişilik ekip, bu misyonerlere nasıl bir cevap veriyormuş?
Sokaklarda bedava İncil-Kuran Karşılaştırması, Kuran En Büyük Mucize... gibi din propagandası yapan kitaplar dağıtarak.
Yani benim misyonerim senin misyonerini döver!
Vatan, 24 ekim
*
ÖRRETMENİM YASEMİN HEP YAANIŞ YAZIYO!
Gazetelerde sık sık maddi hata oluyor. Yazanlar, dizenler, sayfa editörleri... hepimiz – ne kadar dikkat etsek de – hata yapıyoruz. Sonra, varsa kendi köşemizde, kendi imzamızla,; köşemiz yoksa da, gazetelerde artık yaygınlaşan ‘okur temsilcisi’ vasıtasıyla, okurdan özür diliyoruz.
Kimsenin aklına yazıyı dizeni, sayfaya koyanı, editörü filan okura fitnelemek gelmiyor.
Kimsenin mi?
Mazaret beyanı!
Bilirsiniz mazeret aramam, kafadan özüre girerim hemen imlâ hatası olunca... Ama bu kez ciddi mazeretim var; bir haftadır grip nedeniyle yazılarımı şaşı bakarak yazdığım ve ısrarla yazmayı sürdürdüğüm için ortaya çıkan bir durum...
Yazılar bilgisayara dizgideki arkadaşlarımız tarafından aktarılınca "orijinal" kelimesi orjinal, "indirgemek" kelimesi ingirgemek (yine şükrediyorum "fingirdemek" de olabilirdi), genel anlamda "tiyatro" ise özel hale getirilerek Tiyatro şeklinde değişivermiş.
Şikâyetleri yazıişlerinden (yazımı sisteme aktaran) Yasemin alıyor. Ama yine de ben özür diliyorum.
Ruhat Mengi – Vatan, 25 ekim
*
RÜŞVETİN NOTER BELGESİ
Rüşvet
Doğru hatırlıyorsam adlarını, işinsanı Selim Edes, bir bankanın müdürlüğünü yapan ve kendisine «Elinde belge var mı?» diye soran Engin Civan'a (Kişileri ve hadiseleri nasıl unutuyoruz değil mi? Bu dediklerimi ben de sora sora öğrendim) o günlerde vecizeleşen şu suali, küfür tonunda haykırmıştı:
– Ulan rüşvetin belgesi mi olur?
Hepimiz ona hak vererek gülümsemiştik. Sualin cevabı geç geldi. TRT'nin üst görevlilerinden birinin, dizi yapımcılarından taksitler halinde tahsil edegeldiği rüşvetin ödenmediğini görünce, noter aracılığıyla o firmaya ihtarda bulunduğu yazılıyor, söyleniyor... Bir itiraz eden de çıkmıyor bu söylentiye.
İş adabına ve ahlakına, biz de bir hizmette bulunduk galiba?
Hakkı Devrim-Radikal, 25 ekim
*
BİN KERE YAZDIM, BİR KERE DAHA YAZABİLİRİM
“SSK ve Bağ-Kur’da 36 ay vâdeli af – Kamu alacağına en uzun vade - Başta SSK ve Bağ-Kur prim affı olmak üzere birçok kamu alacağına af getiren torba yasa bu hafta Meclis’in gece mesaisiyle yasalaştırılmaya çalışılacak.” Hürriyet, 25 ekim
Ey vergisini, primini, borcunu zamanında ve tam olarak ödemiş mükellef, ey KERİZ !..
*
KRALDAN FAZLA KRALCI-1
Yeni Şafak “İstanbul taşınacak” diye büyütürken haklıdır. Depreme karşı şehrin yeniden planlanması doğrudur. Sonra AKP’nin ve AKP’li belediyenin kimi savunulması zor karar ve icraatına böyle bir gerekçe bulmaya çalışmaları da, AKP’nin sesi Yeni Şafak için normaldir. (26 ekim)
Peki Sabah’a ne oluyor? Sabah niye hanidir kraldan daha kralcı? Mesela niye bugün ‘Dubai Towers bereketi’ diye reklam yapıyor? (Sabah, 26 ekim)
Aynı gün Dubai şirketinden aldıkları 2 tam sayfa ilanla ilgisi yoktur tabii de!...
*
GAP’I GAPTARMAYANLARA
Başbakan, Kuveytli sermayedarları davet etmiş: “Yerli girişimci hangi olanağa sahipse, yabancı da sahip. Güneydoğu Anadolu Projesi’ni sizinle yapalım!”
“GAP bölgesini Yahudiler ele geçiriyor!” diye komplo senaryosu yazanlara müjde. Yahudiler değil Araplar geliyor!
Posta, 26 ekim
*
MHP eğilimli Ortadoğu gazetesi ‘TÜRK HALKI YAMAN’A SAHİP ÇIKTI’ diye yazdı.
“Boğaziçi Üniversitesi’nce düzenlenen ‘soykırım konferansı’nı iptal ettirdiği için görevden alınan Hâkim Sadettin Yaman’a çeşitli sivil toplum kuruluşları, siyasetçiler, bürokratlar sahip çıktı...” Devamı 9.sayfada
Merak edip açtım 9.sayfayı.
‘Türk halkının sahip çıktığı’ Yaman’ın görevden alınmasına tepkilerin ‘çığ gibi büyüdüğü’ söyleniyordu. Uzun bir haberdi. Ama içinde çığ gibi tepkiden, hâkime sahip çıkan Türk halkından, sivil toplum örgütlerinden, siyasetçilerden, bürokratlardan TEK BİR SATIR, TEK BİR İSİM yoktu nedense.
Sadece Sevgi Erenerol, “Bütün hâkim ve savcılar Türk Devleti’ni korumakla yükümlüdürler. Böyle bir konferansa sessiz kalınmış olsaydı, o zaman görev yerine getirilmiş olmayacaktı. Türk milletine bu tür davranışta bulunanlar gerekli cezayı bulacaklardır’ diyerek ‘tepkisini dile getirdi’ miş.
Peki Ortadoğu’nun haberini inşa ettiği, Türk milleti / sivil toplum kuruluşları / bürokratlar / siyasiler adına konuşan bu Sevgi Erenerol kimmiş?
TÜRK ORTODOKS KİLİSESİ BASIN SÖZCÜSÜ !
Bayağı KALABALIK bir Türk Halkı imiş!
Ortadoğu, 26 ekim
*
ÇOK YAZILDI AMA ALINTISI BULUNSUN...
“Başbakanın devirdiği çamın büyüklüğü, güven duygusunu kaybettiğini gösteriyor” diyordu Vatan’ın başyazarı Güngör Mengi.
Hani Erdoğan, 29 Ekim resepsiyonu için rektörlere topluca davetiye gönderen Cumhurbaşkanı konusunda “Bu sorunun muhatabı değilim. Soruyu muhatabına sorarsanız iyi olur. ikincisi de adama derler ki, bayram değil, seyran değil...” dedi ya...
Mengi diyor ki: (1) ‘Adam’ diye bahsettiğin Cumhurbaşkanı’dır (2) 29 Ekim’i bayramdan saymıyor musun?
Vatan, 26 ekim
*
YAKIŞIR!
Geçen hafta alıntı yapmıştım hani, Van 100.Yıl Üniversitesi Rektörü Yücel Aşkın için ‘ERMENİ KÖKENLİDİR’ diyen milletinvekili, neydi adı, Ramazan Toprak’tan...
Hani ‘askerî savcılık, askerî hâkimlik, mahkeme başkanlığı yapmış’ diye hayretler etmiştim.
Devamı varmış şanlı biyografisinin, Mustafa Mutlu yazdı:
Toprak, 1997 yılında Hâkim Binbaşı iken Yüksek Askerî Şûra kararıyla, Ordu’dan atılmış.
Gerekçe: İRTİCAİ FAALİYETLERDE BULUNMAK!
(Tabii ki derhal dinciler kucak açıp... milletvekili yapmış kendisini!)
Vatan, 26 ekim
*
SADECE... 400 SENELİK BİR FARK VAR ARADA
Prens Charles’ın yeni karısı Camilla Parker, kaynanasının hediye ettiği bir taçla görülmüş.
Posta haberi salçalayım derken sallıyor:
Tacı var, güzel mi güzel
İngiltere Veliaht Prensi Charles’ın eşi Camilla Parker, Kraliyet Ailesi’ne ait taçla ilk kez basına poz verdi. (Buraya kadar iyi!) Kraliçe 2.Elizabeth, düğünde gelini Camilla’ya, annesi Kraliçe 1.Elizabeth’in tacını hediye etmişti. ‘Ana Kraliçe’ olarak bilinen Kraliçe 1.Elizabeth bu tacı en son 1947’de Güney Afrika’da takmıştı.
Ve Ana Kraliçe’nin söz konusu taçla bir fotoğrafı.
Küçücük bir hata olmuş, şöyle 400 senecik: İngiltere Kraliçesi 1.Elizabeth 1533-1603 yılları arasında yaşamıştır ve 2.Elizabeth’in annesi olmak için... biraz yaşlıdır.
Posta, 27 ekim
*
KRALDAN FAZLA KRALCI-2
Yukarıda, Dubai Dikintileri konusunda ‘Sabah’a ne oluyor?’ diye sordum.
Aynı suali Van Rektörü konusunda da soruyorum.
Sabah, İŞTE SUÇLAMALAR diye manşet yapmış, haber yapıyor ayağına Van 100.Yıl Üniversitesi Rektörü’nü yukarıdan aşağıya suçluyor.
Bu Sabahçılar’ın AKP’den ne beklentisi var acaba?
Sabah, 27 ekim
*
AYSUN ÖLDÜ, TECAVÜZCÜSÜ VE BABASI ARTIK ÖZGÜR!
Aysun (Bolat) ölü bulundu. Henüz 18 yaşındaydı. (Hürriyet, 29 ekim)
4 yıl önce, 14 yaşındayken babası olacak DIT onu 26 yaşındaki hala oğluyla zorla nişanladı.
Bir akşam arkadaşlarıyla gezerken saati fark etmediği için eve geç geldi diye, babası olacak DIT onu sille tokat dövdükten sonra, nişanlısı olacak DIT’a ‘Al götür, kız sizin. Ne yaparsan yap!’ diyerek Aysun’u kovdu.
Nişanlısı-dayı oğlu olacak DIT o gece 14 yaşındaki Aysun’a tecavüz etti. Babası DIT davacı oldu. Hâkim, tecavüzcü nişanlıyı 6 sene 3 ay, kızını peşkeş çeken babayı da 3 yıl küsur hapis cezasına çarptırdı. Ama hükmünü açıklarken 14 yaşındaki Aysun’a (istemeden) korkunç bir tuzak kurdu: “Evlenirseniz cezaları tecil ederim!”
İstemedi Aysun, “Ölürüm de onunla evlenmem” dedi, “Babam suçlu, cezasını çeksin” dedi. Ama ailenin baskılarına, tehditlerine boyun eğdi ve tecavüzcüsüyle evlendi. Baba ve tecavüzcü hapisten kurtuldu. Ben de o zaman ‘mahkeme kararıyla tecavüz’ diye yazdım.
Bir yıl geçti aradan. Aysun öldü!
*
TE BE BUNLAR BÖYLE OLURLAR
ABD Dışişleri Bakanı Rice’ın Irak Başdanışmanı imiş, adı Robert Deutsch. “Demokratik Irak’ın tek demokratik komşusu Türkiye olacak” diyor. Yani “Kuzey Irak’ta bağımsız bir Kürt Devleti kurulmayacak” demek istiyor aslında...
Dünyanın en güçlü devletinin dışişleri bakanının IRAK DANIŞMANI eğer ‘IRAK’TA DEMOKRATİK BİR REJİM KURULACAK’ diyorsa, Bush’un bütün yönetici kadrosu gibi, bu da ya yalancı ya aptal.
Milliyet, 30 ekim
*
AK KOYUN KARA KOYUN
Ankara Belediyesi, meşhur Angora Evleri’nde sokak isimlerini ‘dini’ çağrışım yapan yenileriyle değiştirdi. Mesela Sakız Hanım Sokağı’nın adı ZEMZEM SOKAK, Günışığı’nın adı MEDRESE, Masumlar’ın adı da MEVLANA SOKAK, Gündönümü Sokak MÜDERRİS SOKAK oldu.
(EN komiği iki caddeye KANUNİ ve FATİH adı verilirken, koskoca bir bulvara SALTOĞLU BULVARI adı verildi. Saltoğlu kim, diyeceksiniz? Bir Büyük Selçuklu İmparatoru filan mı? I-Ih... Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Yardımcısı. Melih Gökçek’in yardımcısı yani. Söz konusu Saltoğlu’nun tepkisi “NE OLMUŞ YANİ, BELEDİYEYE 22 SENELİK HİZMETİM VAR!)
Hürriyet, 30 ekim
*
AK KOYUN KARA KOYUN
Radikal manşet yaptı, haklı olarak.
Malatya Çocuk Yetiştirme Yurdu’ndaki dayak rezaletinin üzerinden şimdi de müfettiş skandalı...
AKP’li milletvekillerinin torpiliyle göreve getirilen yurt yöneticilerini denetlemeye gönderilen müfettiş... Milli Gençlik Vakfı yöneticisi çıktı. (Aynı müfettiş, aynı yurtta geçen sene bir çocuğun intihar etmesi üzerine bir teftiş yapmış, ama sonuç alamamış.)
MGY’li Müfettiş Mükremin Karakoç’un sicili çok parlak.
Ankara Büyükşehir Beyediye Başkanı Melih Gökçek’in Keçiören Belediye Başkanlığı yaptığı dönemde Teftiş Kurulu Başkanı imiş.
Bitmedi... Sivas Katliamı (Madımak Okulu) sanıklarından, kapatılan Refah Partisi’nden Sivas Belediye Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun yardımcılığını da yapmış.
MGV hakkında açılan davada Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde yargılanmış...
Hasılı, AKP’nin sevdiği gibi TARAFSIZ VE CUHMURİYETE BAĞLI bir başmüfettiş!
Radikal ve Milliyet, 30 ekim
*
AK KOYUN KARA KOYUN
Bu rezaleti de Vatan manşet yaptı:
TRT'de şeriata övgü
Devletin resmi yayın kurumunda laik düzen yerden yere vuruluyor, şeriat düzeni savunuluyor. Devletin resmi yayın organı TRT Televizyonu'nda perşembe günleri yayınlanan "Düşünce İklimi" adlı programda iki haftadır hukuk devleti ağır bir şekilde eleştiriliyor, İslam Hukuku savunuculuğu yapılıyor. İşin ilginci; ne savcılardan, ne RTÜK'ten, ne de kadın hakları savunucularından bu konuda en ufak bir itiraz yükselmiyor!
Vatan, 30 ekim
*
ALIŞACAKSINIZ, AĞIR AĞIR...
BU ARADA GEÇMİŞ CUMHURİYET BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN!