Güncelleme Tarihi:
UNESCO, İnsanlığın 'Somut Olmayan Kültürel Mirası Listesi’ne, Türkiye’den Geleneksel Türk Tiyatrosu'nun önemli bir kolu sayılan meddahlık sanatını eklerken, tiyatrocu Sinan Bayraktar, ülkemizde bu konudaki çalışmalarıyla önemli bir misyon üstleniyor. Meddahlık sanatını yeniden gün ışığına çıkarmanın kendisi için önemli olduğunun altını çizen sanatçı, kendi adını taşıyan Sinan Bayraktar Tiyatrosu'nun kuruluşundan bu yana seyirciyle buluşmak için oyunlara yeni bir yorum getirme gayretinde olduğunu vurguladı. Tüm oyunlarını geleneksel Türk tiyatrosunun incelikleriyle örmeye çalıştığını belirten Bayraktar, meddahlık konusunda deneysel çalışmalar yaptığının belirterek; meddahlığı yeniden yorumladığını söyledi.
DELİ DUMRUL GİT-GELLER YAŞIYOR
Çorlu'da 11 Şubat'tan itibaren Sinan Bayraktar Tiyatrosu'nda sergilenecek 'Deli Dumrul' oyunu hakkında görüşlerini aldığımız tiyatro sanatçısı, oyundaki Deli Dumrul karakterinin pozitif şizofren belirtileri gösterdiğine dikkat çekiyor. Deli Dumrul'un Azrail ile olan mücadelesinde şizofenik göstergeler olduğunu belirten Bayraktar, "Deli Dumrul, Oğuz dönemi gerçekliği ile günümüz gerçekliği arasında git geller yaşıyor" dedi.
Oyunun aşk olgusunun insan oğluna verlimiş bir mucize olduğu temasına yaslandığını kaydeden Sinan Bayraktar, şunları söyledi: "Deli Dumrul, Tanrı'ya asi gelip; canının yerine can bulması şartıyla bağışlanacak.. Yani şizofren bir ruh hali içerisinde... Canının yerine, can arıyor. Ve bu arayışa bir cevap sadece eşinden geliyor. Ama o razı gelmiyor, büyük bir sevda yaşanıyor. Tanrı'ya yakarıyor; ya ikimizin canını birlikte al, ya da bizi beraberce bırak.. Bu yakarışın sonunda Tanrı her ikisini de bağılşlıyor. Oyun sevdayı yüceltiyor, ben de bunu vurguluyorum."