Güncelleme Tarihi:
Türkiye'nin demografik yapısı ve olası senaryolara göre projeksiyonlar hakkında gündemdışı söz alan CHP İzmir Milletvekili Canan Arıtman, Türkiye'de her yıl 1,4 milyon çocuğun dünyaya geldiğini söyledi. Arıtman, TÜİK'in verileriyle yapılan bir projeksiyona göre, doğurganlık hızının şimdiki oranı olan 2,1'de sabit kalması durumunda 2057'de Türkiye nüfusunun 96,5 milyon olacağını savunarak, bunun 3 çocuk olması durumunda 2057'de Türkiye nüfusunun 130 milyona ulaşacağını ifade etti.
“DAHA ÇOK YOKSUL, DAHA ÇOK İŞSİZ...”
Hitler'in de kadınlara, çocuk, mutfak ve kiliseden oluşan 3 K formülü önerdiğini, ancak hem ülkesini hem dünyayı felakete sürüklediğini anlatan Arıtman, AK Parti iktidarının da kadın bedeni üzerinden, onu baskı altına alarak siyaset yaptığını söyledi.
Kadınların toplumdan silinmesinin türbandan sonraki ikinci adımının, çok doğurtmak olduğunu ileri süren Canan Arıtman, bunların birbirinin devamı olan politikalar olduğunu iddia etti.
Arıtman, “Kadınlara, 'En az 3 çocuk doğurun' demek, kadın düşmanlığıdır. Bilim bilmemektir. Milleti sevmemektir. Vatana ihanettir. Daha çok çocuk; daha çok yoksul, daha çok işsiz, daha çok erzak torbası ve daha çok oy içindir. Bugün günümüzde İspanya'da kadınlara bakanlık görevi verilirken, ülkemde kadınlara 3 çocuk doğurma görevi veriliyor. Yazıklar olsun” diye konuştu.
ATATÜRK'ÜN SÖZLERİYLE YANIT VERDİ
CHP'li Arıtman'ın konuşmasına yanıt veren Devlet Bakanı Nimet Çubukçu, Arıtman'ın, “Vatana ihanet” nitelemesine, Mustafa Kemal Atatürk'ün 1 Mart 1923 tarihinde TBMM'nin açılış konuşmasındaki sözleriyle karşılık verdi. Çubukçu, Atatürk'ün, “Efendiler, nüfus bir milletin en hayati sorumluluklarından birisidir” dediğini ve nüfusun korunması ve artırılmasına dikkat çektiğini söyledi.
Bakan Çubukçu, modern toplumda söylene gelen, “Bakabildiğin kadar çocuk” düşüncesinin, arka planında da paradoksal bir ilişkiyi barındırdığını belirterek, “Bakabileceğin kadar çocuk düşüncesi, sadece yoksul ailelere yöneltilmiş bir söylem olması açısından manidardır” dedi.
“65 YAŞ ÜZERİ NÜFUS ARTACAK”
Türkiye'de nüfus politikalarının 1960 sonrası ve öncesi diye ikiye ayırarak incelenmesi gerektiğini ifade eden Çubukçu, 1960 sonrasında nüfus artış hızını planlayan, nüfusun azaltılmasına teşvik eden politikalarının izlendiğini söyledi.
Çubukçu, 2000 yılından beri Türkiye'de doğurganlık hızının beklenenden çok hızlı şekilde düştüğü, yaş yapısının da değişime uğradığını ifade etti.
Çubukçu, 0-14 yaş grubu 2000 yılından 2050 yılına kadar mutlak olarak 20.2 milyondan 17.1 milyona gerileyeceğini ve toplam nüfus içindeki payının yüzde 30.7'den yüzde 17.7'ye düşeceğini anlattı.
Nimet Çubukçu, aynı dönemde 15-64 yaş grubunun, 43.6 milyondan 62.4 milyona çıkacağını ve toplam nüfus içindeki payının da 2020 yılında yüzde 69.1'e ulaşarak zirve yapacağını ve 2050 yılında tekrar aynı seviyeye gerileyebileceğini söyledi. Çubukçu, söz konusu dönemde 65 ve üzeri yaş grubunun mutlak olarak artacağını belirtti.
Bakan Çubukçu, 2002 yılındaki nüfus artışına göre 3.6 milyon olan yaşlı nüfusun, 2050 yılında 4.7 artarak yaklaşık 17 milyona ulaşacağını, bu grubunun toplam nüfus içindeki oranının da yüzde 17.6'ya çıkacağını belirtti.
Türkiye'nin yaş piramidinin diğer gelişmiş ülkelerle karşılaştırıldığı zaman, klasik piramit şeklinden, ileri yaş gruplarının oranının arttığı, yaşlı nüfusun ağırlık kazandığı, sütun şekline doğru eğrildiğini görüldüğünü anlatan Çubukçu, “Bu döneminin sonunda yaşlanmaya başlayacak olan Türkiye nüfusunun içinde bu süreci, diğer ülkelerde olduğu gibi tersine çevirmek mümkün değildir. Nitekim, tarihsel olarak doğurganlık düzeyi düştükten sonra tekrar yükselen başka hiçbir toplum yoktur. Avrupa ülkelerinde doğurganlık düzeyinin düşmesi sonucunda ortaya çıkan yaşlanma olgusuyla Türkiye çok yakın bir gelecekte karşı karşıya kalacaktır” diye konuştu.
“BİLGİ SAHİBİ OLMADAN...”
Kendisine laf atan CHP'li Arıtman'a, “Bilgi sahibi olmadan, fikir sahibi olma özelliğine sahipsin. Herhangi bir bilgisi olmadan fikir beyan edenlerin durumuna düşüyorsun” diyen Nimet Çubukçu, “Vatan haini” nitelemesine de Atatürk'ün sözleriyle karşılık verdiğini anımsattı.
Çocuk sayısının düşmesinin, özellikle nüfusun kalitesini de tehdit edeceğini; ortalama çocuk sayısının 1'e inmesinin, bir nesil sonra yetişenlerin aile bağları içinde yapılanamamasına neden olacağını anlatan Çubukçu, “Yani dayı, amca, teyze, hala, kuzen gibi yakın akrabalık ilişkilerinin neredeyse ortadan kalkacağı bir döneme giriş demektir” diye konuştu.
Nüfus politikaları hakkında bilgi de veren Devlet Bakanı Çubukçu, “Nüfus politikası gibi çok önemli bir konuda 2000'li yıllarda hala daha 1960'lı yılların tartışmalarının zihin yapısıyla anlatılmaya çalışılması, 'Az çocuk, çok çocuk' gibi, 'Bakabileceğin kadar çocuk' gibi konuşuluyor olmasını, toplumumuz için çok önemli zaman kaybı olduğunu ifade etmek isterim” dedi.
ÖDP Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Ufuk Uras da yaptığı gündemdışı konuşmada, Meclisin misket bombalarının yasaklanması için adım atmasını istedi.
AK Parti Sivas Milletvekili Selami Uzun da Divriği Demir Çelik
İşletmesindeki işten çıkarmalara dikkat çekti.
İşten çıkarılan 25 güvenlik görevlisinin yerine başka illerden güvenlik görevlileri getirildiğini iddia eden Uzun, “Erdemir'in özelleştirilmesi sırasında yabancılara satılmasın diye ay yıldızlı tişört giyen Coşkun Ulusoy, Oyakbank'ı yabancılara satmaktan çekinmemiştir. İşten çıkarmaların sorumlusu kendisidir” dedi.