Meclis’teki yemenili kahraman

Güncelleme Tarihi:

Meclis’teki yemenili kahraman
Oluşturulma Tarihi: Haziran 13, 1999 00:00

Haberin Devamı

DSP Amasya Milletvekili Gönül Saray, siyasetin yeni yüzlerinden biri. FP milletvekili Merve Kavakçı'nın TBMM'de protesto edilişi sırasında diğer DSP'li kadın milletvekillerinin elini tutup kürsünün önünde barikat kurmaya çalışan Saray'ın geçmişini, kişiliğini, siyasete bakışını sorularla irdeledik...

Mecliste yemeni takacak

Merve Kavakçı'nın TBMM'de protesto edilmesi sırasında kürsü önünde barikat kurmaya çalışan DSP'li kadın milletvekillerinden Gönül Saray, pantolon giyebilme mücadelesi verecek ama mini eteğe karşı. Saray, seçmenine ‘‘boynuna taktığı yemeniyi Meclis'te de çıkarmama sözü’’ vermiş.

Neden siyasete girdiniz?

- Dostlarımla biraraya geldiğimde, masalarda birşeyler konuşurken inanılmaz biçimde vatan kurtarıyordum.

Bu kez ertelemenizi engelleyen neydi?

- Benim köyüm olan Dereli, terörizmle tanıştı. TİKKO girdi ve iki subayımız şehit oldu. Güneydoğu'daki oyunun benim köyümde de tezgahlanmaya çalışılması beni rahatsız etti. O gün adaylık dilekçemi DSP'ye verdim. Çünkü bilen birilerinin birşey yapması gerekiyordu.

Daha önce DSP ile bir temasınız var mıydı?

- DSP'den hiç kimseyi tanımıyordum. Hatta üye bile değildim.

Birinci sıraya konulacağınızı tahmin etmiş miydiniz?

- Pek beklemiyordum açıkçası. 36 başvuru olduğunu duydum. DSP'nin güçlü bir araştırması var, çevreden, bankalardan, ticaret erbaplarından araştırıp beni layık gördükleri için çok mutluyum.

Madem ki siyasete öyle bir noktada karar verdiniz...

- Sadece o noktadan demek yanlış. Ben sıfırdan bir yerlere gelmiş bir hanımım. Prenses değilim.

İlk girişiminizi anlatabilir misiniz?

- Özal döneminde büyük bir dış ticaret furyası başlamıştı. Dış ticareti öğrenip kendimi hazır hissedince kendi şirketimi kurmaya karar verdim. İlk olarak İran'a un sattım.

Affedersiniz, bir kadın olarak İran ile iş yapmak zor değil miydi?

- Çok zordu. O nedenle de bu başörtüsü meselesi beni son derece rahatsız ediyor.

O ülkelere gittiğinizde çarşaf giymek zorundaydınız sanırım. Bir kadın olarak çarşafa bürünmek nasıl bir duygu?

- Kötü bir duygu. Orada hiçbir zaman mühendis olarak görülmedim veya bilgimle, beynimle muhatap alınmadım. Elim sıkılmadı, gözüme bakılmadı.

Demek o gün Merve Kavakçı'ya karşı protestoda öne çıkmanızın gerisinde bu yaşadıklarınız var...

- Tabii o bir reaksiyon. 1982'den beri gezmiş, görmüş bir insan olarak içgüdüsel bir reaksiyondu.

O gün gördüğünüz meclis ile düşlerinizdeki meclis ne kadar uyuşuyor?

- Düşlediğim meclise yakınız. Meclisin gençleşmesini arzu ediyordum. Şimdi DSP'deki isimlerin çoğu yeni. Bir de 12 kadın var. Atatürk döneminde meclisteki kadın oranı yüzde 4.5 olmuş. Bugün 4.8. DSP sayesinde çok partili dönemin rekoru kırıldı. Bu açıdan da özlediğim bir meclis.

MECLİSİN ÖĞRETMENİ OLACAĞIZ

Yine de meclisteki erkek egemen hava sizi rahatsız etmiyor mu?

- Türkiye'de, dünyada erkek egemenliği var. Biz bu erkek egemen dünyada birlikte birşeyler yapabilmenin keyfini yaşatmak için Meclise giriyoruz. Farkındaysanız, erkek vekil arkadaşlarımız korkunç centilmenler. Mecliste bize yer vermeye başladılar, ön sıralara oturuyoruz.

Meclisin görünümü değişti yani..

- Evet. Toplumun, çocukların öğretmeni kadınlardır. Meclisin de öğretmeni olurlar. Yıllardır farklı bir Meclis vardı.

Merve Kavakçı'nın türbanı tartışıldı. Ama mecliste kadın giyiminde başka sınırlamalar da var. Örneğin pantolon giyemiyor kadınlar...

- Pantolon giyilmesini çok arzu ederim. Zamanı gelince onun mücadelesini vereceğiz.

Peki mini etek?

- Pek sözkonusu olmamalı bence. İngiltere de örneğin hakimler peruk takarlar. Nedenini hiç düşündünüz mü? Amaç saygınlığı korumaktır.

İyi ama bir kadın milletvekili mini etek giyerse saygınlığını koruyamaz mı?

- Mutlaka korur ama iniş çıkışları unutmamak lazım. Mini eteği sokaklarda, özel hayatımızda giyiyoruz. Mesela hemşireler de o zaman mini etek giysinler gelsinler, hastaya eğilip kalkmanın bir yapısı var. Mecliste belli kurallar olmalı.

Seçim gezilerinizde hep yemeni takmışsınız boynunuza. Neden böyle bir şeyi tercih ettiniz?

- İlkler hayatımda o kadar çok ki; İlk Rusya'ya giden, Rusça okulunu açan Türk kadını. 75 yılda Amasya'dan seçilen ilk kadın milletvekiliyim; halen TSK'da görev yapan bir subayın ilk milletvekili eşiyim; bir çiftçi ailesinden Meclise giren ilk köy kızıyım. ‘‘Aman köylere giderken şalvar giy, kafanı kapat’’ dediler. Buna ihtiyacım yoktu. Zaten köyden çıkmıştım. Yemeni de onun sembolüydü. Seçmenlerime, yemeniyi Meclis'te de boynumdan çıkarmama sözü vermiştim. Ama Merve olayında ters anlaşıldığı için geçici olarak çıkardım.

Eşinizin rütbesini sorabilir miyim?

- Eşimin rütbesiyle ilgilenmiyorum. Hep kendim olarak çıktım, eşim de bana anlayış gösterdi.

Ne zaman başladınız özel sektörde çalışmaya?

- 1982'de Rus ticaret ateşesi olan arkadaşımın teşvikiyle Rusya ile ticarete başladım. Patronum çok hoş para kazanmaya başladı, şirket büyüdü. Ancak verdikleri sözleri tutmadıkları için 1986'da kendi şirketimi kurdum.

AMBARGOYA RAĞMEN IRAK

O zaman iş alanınız değişti mi?

- İthalat ihracata devam ettim. Irak'tan, deterjan sektörünün hammaddesi olan ‘lab’ı getirdim. Halen Irak ile ambargo döneminde ticaretini bırakmayan az sayıdaki şirketten biriyim. Çünkü ambargonun Türkiye'nin ve Irak halkının zararına olduğuna inanıyor ve biliyorum. Tabi git gel, Bakanlar Kurulu'na baskı yap! Sınır ticareti vasıtasıyla labı getiriyorum.

Irak'a nasıl gidip geliyorsunuz? Ürdün üzerinden mi?

- Hayır, arabayla Kuzey Irak'tan geçiyorum Bağdat'a. Habur, Zaho, Musul, Bağdat. 12 yıldır bu böyle. Kuzey Irak enterasan bir yer, neredeyse her km'de bir arama. Arayanlar korucu mu, asker mi, PKK mı belli değil. Güneydoğu'da da öyle. Güneydoğu'da iyi oteller olmadığı için gecelemeniz de evlerde oluyor. Devletin hataları nedir? Kürt vatandaşların hataları nedir? Neler tezgahlanıyor? Bunları yüksek mühendis, girişimci ve hemen tüm dünya ülkelerini Barış Manço gibi dolaşmış bir hanım olarak görüyordum.

Kuzey Irak'ta ya da Saddam bölgesine geçerken problem çıkmıyor mu?

- Hayır, çünkü transit geçip 2.5-3 saatte Musul'a varıyorsunuz. Birileri durdurunca Güneydoğulu bayilerim, Kürt kökenli arkadaşlarım Kürtçe konuşuyorlar, ben oturuyorum.

Madem masalarda vatan kurtarıyordunuz, Kuzey Irak'a gidip gelirken de orasıyla ilgili çözüm projeleri geliştirmişsinizdir...

- Şu anda DSP'nin Amasya milletvekiliyim, bir sürü fikirlerim var, ama bu fikirlerimi mutlaka Dışişleri Bakanlığı vasıtayla söylemem gerekiyor, kabul görür-görmez bilemiyorum, o nedenle açıklama için çok erken.

Sanırım genel hatlarıyla açıklayabilirsiniz.

- Artık dünyada ekonomik savaş yapılıyor. Bilhassa komşularla ekonomik işbirliği, dostluğu da, barışı da getirir. Komşularla, Yunanistan, hatta Ermenistan, İran ve Irak ile iyi ilişkileri de getirir ve terörü önler.

BİRAZ FAZLA SİVRİLDİM

Sahte kira kontratı düzenlediğiniz iddiasıyla hakkınızda dava açıldığı haberleri çıktı. Nedir bu olay?

- Tipik ev sahibi kiracı ilişkisi davası. Benimle tanışmadan önce evsahibiyle tanışsaydınız o zaman görecektiniz.

Ama 25 milyon lira kiraya anlaşıp; sonra düşük bir miktar...

- Ev adıma kiralanmış. İstersem kendi şirketlerime bedava da verebilirim; 8'er milyona da verebilirim, üstünü ben tamamlarım. Bu doğal bir şey. Hem sözkonusu olan 3 milyon 600 bin liradır. İmzam da yok, taklit de yok. İnanın bu bana karşı birşeyler bulmak olayıdır.

Neden sorun aransın ki sizinle ilgili?

- Zannederim biraz fazla sivrildim. Örneğin çalışanlara bir tane gül vererek girdim Meclise. Arkasından Merve olayında diğer hanımların elini tutarak kürsünün önüne ilk fırlayan da bendim.

Daha önceden hazırlanıp, aranızda konuşmuş muydunuz?

- Hayır önceden hiç konuşmadık. Fikir, yemin etmesini önlemek için hanımlar olarak etten duvar örerek çevirmekti.

‘MHP’li Nesrin Ünal'ın bize destek vermesini arzu ederdik' demiştiniz.

- Nesrin hanım harika bir tavır sergiledi. İnsanların Allahı bir. Benim Allahımla, Merve hanımın Allahı arasında çok fark olacağını zannetmiyorum. Nesrin hanım, Meclisin kurallarına saygılı davrandı.

Sizce DSP ile MHP koalisyon ortaklığı kurmalı mı?

- Amasya'da MHP birinci, DSP ikinci parti. Seçmen çok net bir tablo ortaya koydu.

İş yaşamınıza devam edecek misiniz? Karar verdiniz mi?

- Allaha çok şükür yazlığım, kışlığım vs. var. İşinizi profesyonel insanlara bırakabilirsiniz ama aklınızın bir yerinde orası olur. O nedenle şirketlerimi kapatmaya karar verdim.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!