Güncelleme Tarihi:
TBMM Başkanı, makamında Diplomasi Muhabirleri Derneği Yönetim Kurulu üyelerini kabulünde her yıl 1 Ekim’de gerçekleştirilen resepsiyonun, bu yıl yapılmaması için talimat verdiğini açıkladı. Çiçek, bu kararı “ülkenin içinde bulunduğu durumu göz önünde tutarak aldığını” söyledi ve ekledi: “TBMM’nin yeni yasama yılı açılış törenleri planlandığı gibi yapılacak. Ancak akşam yapılan resepsiyon iptal edildi.”
BDP’YE ÇAĞRI: SORUMLULUĞUNUZU YERİNE GETİRİN
TBMM Başkanlığının daha ilk günlerinde yemin kriziyle uğraşan Çiçek, CHP’li vekillerin yemin etmelerinde kilit rol oynamıştı. Ancak 12 Haziran seçimlerinde vekil olan BDP’liler hala yemin etmediler. Çiçek, BDP’lilere yönelik çağrısını bir kez daha tekrarladı.
Yeni Meclis’in önünde yeni Anayasa yapmak gibi “zor bir sürecin bulunduğunu” vurgulayan TBMM Başkanı Çiçek, şöyle konuştu:
“Türkiye’de 25. seçimi yaptık. Adaylar seçimlere neden girerler? Parlamentoya seçilmek ve ülkeyi buradan yönetmek için. 12 Haziran seçimlerini de bu parlamento için yaptık. Herkesi görevini yapmaya davet ediyorum. Yeni bir Anayasa yapılacaksa, ki halkın beklentisi de bu yönde, Meclisin en önemli görevi budur. Tüm partilerin bu Anayasa’nın yapılması konusunda katkıları önemlidir. TBMM’de temsil edilen partilerin bu süreçte, Meclis dışındaki partilerden ya da Sivil Toplum Kuruluşlarına göre daha fazla sorumluluğu vardır. Yemin etmek ve parlamento çalışmalarına katılmak hem görev, hem de sorumluluktur. Bu de hep bu sorumluluğun yerine getirilmesi konusunda hep davette bulundum. Mevcut mevzuat ve Anayasa doktrini açısından ön şart göreve başlamak için yemin etmektir. ”
Peki vekillerin yemin etmemesi Meclis çalışmalarını nasıl etkiler? Mesela komisyonlarda çalışma yapılabilir mi?
Çiçek bu konuda çok net konuştu:
“Komisyon çalışmaları da bir yasama faaliyetidir. Yasama faaliyetleri, ‘falanca gelirse yapılır’ gibi bir şarta bağlı değil. Aksi takdirde bir parti ‘ben Meclis’e gelmiyorum’ diyerek tüm Meclis’i tıkayabilir.”
UZUN TUTUKLULUK KONUSUNDA AİHM UYARISI
TBMM Başkanı’na tutuklu vekillerin durumunu da soruyoruz. Çiçek, bu konuda daha genel bir yanıt vererek Türkiye’nin genelindeki uzun tutukluluk sürelerine değiniyor ve çok önemli bir atıfta bulunuyor, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeleri hatırlatıyor.
“NORMLAR HİYERARŞİSİ”
Çiçek, “Anayasa’nın 90. maddesi hak ve özgürlüklerle ilgili anlaşmaları iç hukukun parçası yapmıştır. Üstelik, kanunlarla bu sözleşmeler arasında aykırılık olunca, sözleşmeler öncelik taşır. Her hukukçu normlar hiyerarşisini bilir. Hangi normların öncelikli olduğunu bilir. Tüm kamuoyunun olduğu gibi bizim de beklentimiz bu davaların bir an önce sonuçlandırılmasıdır”
“GEÇMİŞTE YARGI, YASAMAYA DA YÜRÜTMEYE DE MÜDAHALE ETTİ”
Çiçek, “normlar hiyerarşisine” yaptığı vurgunun hemen ardından ise bu kez “kuvvetler ayrılığını” hatırlattı. Yasama ve yürütme organlarının, yargıya müdahale etmelerinin sözkonusu olmadığını söyledi:
“Geçmişte, Anayasa Mahkemesi’nin yasamaya, yürütmeye müdahaleleri oldu. Mesela 367 kararı. Ben o zaman buna sert tepki gösterdim”
“DÜN DÜNDÜR, BUGÜN BUGÜNDÜR DEMEM. GEÇMİŞ AÇIKLAMALARIMLA ÇELİŞMEM”
TBMM Başkanı, tam bu aşamada Türkiye’de Başbakanlık, ardından da Cumhurbaşkanlığı yapmış olan Süleyman Demirel’in çok ünlü bir sözüne, “dün dündür, bugün bugündür” sözüne atıfta bulundu. Çiçek, “Geçmişte, yargının yasama ve yürütmeye müdahalesine tepki koyan bir insan olarak, dün dündür, bugün bugündür demem. Dolayısıyla yargıya müdahale edemem. Her erk, kendi görev alanı içinde faaliyet göstermeli.”
KANUNLARDAKİ YANLIŞLAR MASAYA YATIRILACAK
TBMM Başkanı ile sohbetimizde, gelecek döneme ilişkin bir başka ipucu daha veriyor:
Çiçek, Türkiye’nin mevcut yasalarındaki gerek içerik, gerekse Türkçe yanlışlarını düzeltmeye kararlı. Bu çerçevede çok yakında bir toplantı düzenlemeyi planlıyor. Ancak ne kadar sorarsak soralım, bu konuda daha fazla ayrıntı vermiyor. Sadece yeni Anayasa’nın Türkçesine de “dikkat edileceğini” vurguluyor.
“EDEBİYAT ÖĞRETMENİN ŞİMDİKİ ANAYASA’YA ANCAK 2 VERİRDİ”
Mevcut Anayasa’nın Türkçe açısından çok sıkıntılı olduğunu vurgulayan Çiçek, “Bir cümlede eğer iki ‘ve’ kullanılırsa, o metin Türkçe açısından kötü bir metindiR. Benim edebiyat öğretmenim, eğer bu anayasayı değerlendirseydi ancak 10 üzerinden 2 verirdi” dedi ve devam etti:
“Gelişmiş demokrasilerde hukuk metinleri o ülkenin dilini en güzel kullanan metinlerdir. Mevcut Anayasa’da da, kanunlarda da bu açıdan sıkıntılar var. Yeni Anayasa mümkün olduğunda duru bir metin olmalı.
“HÜKÜMET İSRAİL’DE DOĞRU YAPTI”
TBMM Başkanı’na, Türkiye gündeminin en önemli konusu, İsrail’le ilişkileri de soruyoruz.
“Hükümet, israil’e yönelik bir karar aldı. Bence de doğru bir karar aldı” diyen Çiçek, İsrail’e bir de uyarıda bulundu:
“Birincisi, Türkiye, dostluğunun getiri katsayısı yüksek olan ülkelerin başında gelir. İkincisi, Türkiye İsrail’i ilk tanıyan ülkedir. Üçüncüsü, İsrail de, Türkiye de demokrasi ile idare edilen iki ülke.
Tüm bunlar yan yana getirildiğinde Türkiye ile İsrail ilişkilerinin İsrail açısından önemli olması gerekir. Mavi Marmara konusu uluslar arası hukuk açısından ihlaldir. Hem uluslararası hukuku ihlal edip, hem de onun karşılığı olan tavırları yerine getirmemek olmaz. İsrail’in özür dilemesi gerekir, ölen insanlarımız için tazminat ödemesi gerekir. Bunun bu kadar zor olmaması lazım…”
“BM RAPORU, ULUSLARARASI TEZGAH”
Çiçek, BM’nin Mavi Marmara konusundaki raporunu da eleştirerek, “Bu uluslararası raporların hani tezgahlarda hazırlandığını biliyoruz” dedi. Çiçek, şöyle konuştu:
“Bu tip raporlar, onu hazırlayan kurumların itibarına gölge düşürüyor. BM üzerine zaten birçok konuda gölge düşmüştü. Bu da, bunlara ek oldu…”