Güncelleme Tarihi:
TBMM’de 27’nci yasama dönemini değerlendiren Meclis Başkanı Mustafa Şentop, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin (CHS) ilk uygulama döneminde kırılan rekorlarla başkanlık sisteminin verimlilik açısından kendisini kanıtladığını savundu. Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Şentop, güncel tartışma konularında şunları söyledi:
TABİİ Kİ SİSTEMDE İYİLEŞTİRME OLABİLİR
“Ben önümüzdeki dönemden itibaren sistemin daha da yerli yerine oturacağı kanaatineyim. CHS başkanlık sistemidir; onda bir tereddüt yok. Sistemin tam anlamıyla yerleşmesi ve her anlamda sağlıklı işlemesinin temini için şüphesiz atılabilecek bazı iyileştirme adımları bulunmaktadır. Anayasal düzeyde değişikliği gerektirecek bir husus olmadığı kanaatindeyim hâlâ.
(14 Mayıs’ta yasama ve yürütme farklı ittifaklarda olursa) Eğer öyle bir şey olursa, ki ben ihtimal vermiyorum, olduğu takdirde de sistemin iyi işleyeceği kanaatindeyim. Nasıl birtakım uzlaşmalar, ittifaklar meydana getirmişse bu sistem, daha sonraki sürçlerde de parlamento ve yürütme kompozisyonuna göre işleyebilecek bir mekanizmayı ortaya koyar. Bundan bir tereddüdüm yok.
SONUCA HERKES RIZA GÖSTERİR
(Sandıkta darbe savı) Tecrübeli arkadaşlarımızın niyetlerini yorumlamam doğru değil. Seçim seçimdir, darbe ve müdahaleler, müdahaledir. 14 Mayıs 2023’te Türkiye bir seçim yapacak. 1950’den itibaren 110’a yakın seçim yaptı Türkiye. Bu seçimlerin hepsi milletimizin bir demokratik olgunlukla gerçekleştirdiği ve sonuçları da yine milletimiz tarafından bir demokratik olgunlukla kabul edilmiş seçimlerdir. Dünyada en şeffaf seçim yapan bir ülkeyiz. Seçimlerin kazananı olur ama kaybedeni olmaz. Sonuçta milletimizin kararıdır, herkes buna rıza gösterir.”
DOKUNULMAZLIK ARTIK DEĞİŞMELİ
Üzülerek belirtmeliyim ki, 27’nci dönemde, makul sınırlar dahilinde kabul edilemeyecek derecede fazla dokunulmazlık tezkeresi ulaşmıştır. Yasama dokunulmazlığı tezkerelerinin sayısı maalesef 2 bin 2’ye ulaşmıştır. Yeni anayasa için yapılacak çalışmalarda yasama dokunulmazlığı konusunun da, varlık amacı göz önünde bulundurularak yeniden ele alınmasının, bu kapsamda milletvekillerinin özgürlüklerinden ve dolayısıyla Meclis çalışmalarından alıkonulmamaları güvence altına alınarak haklarındaki suç iddialarıyla ilgili maddi gerçeğin araştırılmasını mümkün kılacak bir formülün değerlendirilmesinin faydalı olacağı kanaatindeyim.
ANKETTE KAZANAN YÖNETMİYOR
İlginç bir siyasi alışkanlık var: Seçim bitiyor ertesi gün, ‘Yeniden seçim olsun, bu sefer biz kazanacağız’ falan diyenler, anket şirketlerinin verileriyle dolaşanlar oluyor. Çok itibar etmiyorum anket şirketlerine, zaten göreceksiniz. Bunların önemli kısmı siyasi propaganda aracı olarak kullanıldı. Türkiye’de iki tür seçim başarısı var, bir anketlerde seçim kazananlar, bir de sandıkta seçim kazananlar var. Memleketi ankette kazananlar yönetmiyor, sandıkta kazananlar yönetiyor. Seçime kalan süre kısaldıkça anketlerden kendi itibarlarını, işlerini önemseyenler yavaş yavaş makul noktalara da geliyor. Ben Sayın Cumhurbaşkanı’mızın tereddütsüz ve net bir şekilde ilk turda kazanacağı kanaatindeyim. Bugünkü tablonun Meclis, yasama ve yürütme bakımından değişmeyeceği kanaatindeyim.