MEB-UNICEF iş birliğiyle hazırlanan çalışma raporu, “Şiddet Nedir, Ne yapmalıyız” başlığıyla MEB'in internet sitesinden de yayınlandı.
Raporda, “Fiziksel İstismar”, “Fiziksel istismarın sonuçları”, “Aile İçi Şiddet”, “Aile İçi Şiddetin Çocuk Üzerindeki Olası Etkileri”, “Çocuklar Arasındaki Duygusal ve Fiziksel İstismar”, “Sindirme Davranışlar”, “Çocuğun Sindirildiğinin belirtileri”, “Sindiren Çocuğun Özellikleri”, “Anne-Babaların Bilmesi Gerekenler” ve “Ebeveynlere Öneriler” başlıklarıyla şiddet konusu çeşitli açılardan ele alınıyor.
“Şiddetin öğrenildiği” vurgulanan raporda, aile içi şiddet davranışlarına tanık olan ya da bu davranışlara maruz kalan çocukların problem ya da çatışma çözmek için şiddeti benimseme olasılığının yüksek olduğu belirtildi.
EVDEN VE OKULDAN KAÇIYORLAR
Rapora göre, evde şiddet gören veya şiddete maruz kalan çocuklar, pasif oluyor veya içe kapanıyor. Bu çocukların genellikle derslerde başarısı düşük ve dikkat eksikliği problemleri bulunuyor. Şiddete uğrayan çocukların okuldan ve evden kaçma oranları daha yüksek. Aile içi şiddet gören çocuklarda saldırgan davranışlar artıyor. Yatağı ıslatma, hayvanlara eziyet etme ve alkol, sigara, madde bağımlılığı gibi davranışlar da sık görülebiliyor. Aile içi şiddet uzun dönemde çocuğu ebeveynlerin davranışlarını model almaya itiyor.
“KIZLAR DA BİRBİRİNİ SİNDİRİYOR”Çocuk veya ergenler arasında “sindirme” olaylarına okullarda rastlandığı belirtilen raporda, çocuk ve ergenlerin birbirlerini sindirmelerinin fiziksel veya duygusal ya da her ikisinin karışımı şeklinde olabileceğine işaret edildi. Bu çerçevede bir çocuğun bir başka çocuğu, bir grubun tek bir çocuğu ya da diğer bir grubu hedef olarak seçebileceğine dikkat çekilen raporda, şöyle denildi:
“Uzun bir zaman bu olgu büyümenin bir parçası olarak görülmüş ve çocuklar büyüdükçe bu davranışlarından vazgeçeceklerine inanılmıştır. Ancak bu olayın çocuklar arasında yaşanan günlük kavgalardan ayırt edilmesi çok erken dönemlerde tanınması ve müdahale edilmesi gereken bir durumdur. Müdahale edilmediği takdirde sindirme duygusal, sosyal ve akademik açıdan ciddi sonuçlar doğurabilir.
İsim takma, dışlama, alay etme, diğerlerine saldırgan bir biçimde davranma, sorunları kaba kuvvetle çözmeye çalışma çocuk ve ergenler arasındaki fiziksel ve duygusal istismarın örneklerindendir. Sindirme, süre giden fiziksel ve psikolojik saldırganlık davranışıdır ve maruz bırakılan kişinin kendisini güçsüz hissetmesine neden olur.
Sindirme, daha çok erkek çocuklar arasında yaygın olsa da kızların da birbirlerini sindirdikleri ya da sindirildikleri bilinmektedir. Ancak erkek çocuklarıyla kız çocukları birbirinden farklı sindirme yolları seçme eğilimindedirler. Örneğin, erkek çocukları çoğunlukla fiziksel güç kullanırken, kızlar genellikle alay etme, dedikodusunu çıkarma ya da dışlama gibi dolaylı yolları seçerler.”
SİNDİRİLEN ÇOCUKLARDA ORTAYA ÇIKAN DAVRANIŞLAR
Rapora göre, sindirilen çocuklarla ilgili belirtiler şöyle:
- Kayıp ya da yırtık giysiler,
- Kesikler, yaralar, morluklar,
- Eşyalarının sık sık kaybolması ya da çalınması,
- Okul performansında değişiklikler,
- Gizlilik,
- İletişimsizlik, sosyal ilişki azalması,
- Yatak ıslatma,
- Okula gitmeyi istememe,
- Uyku ve yeme bozuklukları,
- Şiddeti ifade ederken yazı, resim, müzik gibi farklı ifadeler kullanmak,
- Odaya kapanma davranışında artma.
Genellikle çok fazla arkadaşı olmayan, pasif, düşük benlik saygısına sahip, güvensiz, sosyal becerileri yeterince gelişmemiş ve kendisini savunamayan çocukların sindirildiği belirtilen raporda, sosyal, uzlaşabilen ve alternatif çözümler sunabilen çocukların ise sindirilemedikleri kaydedildi.
Sindirilen çocukların ailelerine şu önerilerde bulunuldu:
- Çocuğunuzun okulda sindirildiğini öğrenmek stresli ve rahatsız edici bir deneyimdir. Aklınızın karışması, öfke ve suçluluk hissetmeniz son derece doğaldır. Ancak yine de aşırı tepki göstermemeye, sakin kalmaya özen gösterin,
- Asla çocuğunuzu kavga etmesi ya da kendisine yapılan davranışlara benzer şekilde yanıt vermesi yönünde cesaretlendirmeyin,
- Çocuğun öğretmeninden, idarecilerden ve rehber öğretmeninden olabildiğince detaylı bilgi toplayın. Bunun bir kereye özgü bir olay mı, yoksa uzun bir süredir devam eden ve tekrarlayan bir olay mı olduğunu öğrenin,
- Kendi çocuğunuzu, kendinizi, sindiren çocuğu ve onun ailesini suçlamaktan kaçının,
- Bu dönemde çocuğunuzun etrafındaki arkadaşlarıyla ilişkilerini güçlendirmede ona yardımcı olun. Örneğin birkaç arkadaşını eve davet edin,
- Çocuğunuzun duygularını ifade etmesine izin verin. Sindirme davranışına maruz kalan çocuklar utanç, suçluluk ve korku duyabilirler. Ona, bütün bunların normal olduğunu, sindiren çocuğun onu kontrol etmek için onda bu duyguları özellikle uyandırmaya çalıştığını, bu olayın onun suçu olmadığını vurgulayın,
- Hiç kimsenin onu sindirmeye, istismar etmeye ve onunla dalga geçmeye hakkı olmadığını anlatın,
- Çocukla birlikte olası tepkilerin neler olabileceğini tartışın (tepki göstermemek, oradan uzaklaşmak, yardım istemek, kendine güvenli bir biçimde yürümek, diğer çocuklardan ayrılmamak, bu tür çocuklara sataşmamak gibi)
SİNDİREN ÇOCUKLAR
Sindiren çocukların ise genellikle kendileri ihmal ve istismar edilen, duyarsız, ilgisiz, sevgiden ve sıcaklıktan yoksul ebeveyn tutumlarıyla karşı karşıya kaldıkları ifade edilen raporda, bazı ailelerde fiziksel şiddet kullanılmamasına karşın evdeki çok katı disiplin kuralları ve cezaların da öfkeli ve saldırgan olabileceklerine işaret edildi. Bazı ailelerin ise saldırganlığa karşı hoşgörülü olmalarının “sindiren” çocuklar yetişmesine yol açtığı vurgulandı.
EBEVEYNLERE ÖNERİLER
Raporda, ebeveynlere şu önerilerde bulunuldu:
- Çocuğunuzun hangi TV programlarını izlediğini takip edin. TV,
sinema ve medyadan şiddet içerikli mesajlara maruz kaldıklarını göz ardı etmeyin. İzledikleri bu görüntüleri taklit edebileceklerini unutmayın.
- Oynadıkları bilgisayar oyunlarını gözden geçirin. Bu oyunlarda şiddet normalleştirilebilir. (Araba kullanırken bir adamı ezmenin puan kazandırması gibi)
- Video-bilgisayar oyunları, TV veya komşularda görebileceği şiddet olayları hakkında konuşun. Çevrelerinde ve medyada gördükleri şiddet olaylarının gerçek hayatta nelerle sonuçlanabileceğini kafalarında canlandırmalarını isteyin,
- Sorunları nasıl çözdüğünüzü çocuklarınızla paylaşın,
- Çocuğunuzun öfke patlamasını, aşırı kavga etmesini, hayvanlara şiddet uygulamasını, arkadaşının olmamasını izleyin,
- Ne zaman özür dilediğini, özür dilemenin ona ne kattığını ve kaybettirdiğini konuşun,
- Affetmeyi öğrenmezse intikam duygularını besleyecek ve içindeki öfke beklenmedik bir anda patlayarak şiddet sergilemesine yol açacaktır. Affedebilmeyi öğretin,
- Çocuğunuzla iletişim kanallarını açık tutmaya çalışın, Arkadaşlarını tanımaya çalışın, eve davet etmesine izin verin,
- Çocuğunuzun vaktinin büyük kısmı okulda geçmektedir. Okul yaşantısını desteklemenin bir yolu da o gün neler yaşadığını, derslerde neler yaptığını anlatacağı bir vakti çocuğunuza ayırmaktır,
- Arkadaşlarına kesinlikle kötü davranmamasını söyleyin,
- Eğer evde şiddet uygulanıyorsa ne yapsanız anlamsız olacaktır. Kendiniz model olmadıkça çocuğunuzdan uygun davranış göstermesini bekleyemezsiniz,
- Şiddet gösteren çocuklar kötü değildir. Ancak durum ne kadar çabuk ele alınır ve ne kadar erken müdahale edilirse sonuç almak da o kadar kolaylaşır,
- Şiddet gösteren çocuklar diğer çocuklar tarafından dışlandıklarından kendilerine benzer çocukları kolayca bulurlar,
- Dövmek, eve kapatmak, rüşvet vermek çare değildir,
- “Böyle gördük böyle gider”, “Başka dilden anlamıyor” mantığı ile problem çözülmez,
- Sabırlı olun, değişimin uzun süre alabileceğini unutmayın,
- Özellikle ergenlik döneminde sıklıkla yaşanan güç savaşlarından kaçının. Sakinliğinizi korumaya çalışarak, doğru model olun. Yaşadığınız çatışmaları kontrol etme güç savaşlarına dönüştürmeyin.