Oluşturulma Tarihi: Kasım 11, 2001 00:00
Kısa sürede çok satan kitaplar listesine giren ‘‘Mazhar Osman, Kapalı Kutudaki Fırtına’’ adlı kitabın önemli bir bölümünün ‘‘intihal’ (çalıntı), kalan kısmının da maddi hatalarla dolu olduÄŸu iddia edildi. Halen Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi doktoru olan Åžahap Erkoç, Liz Behmoaras'ın yazdığı ve bugüne kadar beÅŸ baskı yapan kitapta tespit ettiÄŸi ‘‘intihalleri’’ ve ‘‘maddi yanlışları’’ ortaya koymak için oturup 23 sayfalık bir de makale kaleme aldı. 3P (Psikiyatri, Psikoloji, Psikofarmakoloji) dergisinde yayımlanan bu makalede, kitabın çalıntı olduÄŸuna dair iddialarını örneklendirdi. Hatta yazarın ortaokul düzeyindeki devrim tarihi bilgisinden bile mahrum olduÄŸunu öne sürdü. Kitabı eleÅŸtiren sadece Dr. Åžahap Erkoç deÄŸil. Akademik çevrelerin yakından tanıdığı psikiyatr Prof. Günsel Koptagel-Ä°lal da benzer ÅŸeyler düşünüyor. EleÅŸtirilerin muhatabı Liz Behmoaras ise ‘‘intihal’’ iddialarını reddetti ve maddi hataları da yeni baskıda düzelteceÄŸini söyledi. Ne var ki, kitabın beÅŸinci baskısı piyasada olmasına raÄŸmen henüz herhangi bir deÄŸiÅŸiklik yapılmış deÄŸil.Suçlanan yazar Liz Behmoaras Åžahap Erkoç eleÅŸtiriyi kiÅŸisel kavgaya döktüKitabım biyografik özellikler taşıyan bir roman ya da roman tarzında yazılmış bir biyografi. Dr. Åžahap Erkoç meseleyi eleÅŸtiriden çıkartıp kiÅŸisel bir kavgaya dönüştürdü. Evet, 432 sayfalık kitabın 67 sayfasında Tevfik SaÄŸlam'ın ‘Nasıl Okudum?’ isimli kitabından faydalandım. Maddi hatalar yapmış olabilirim. Bu da psikiyatri tarihine yabancı olmaktan, eski Türkçe metinleri anlayamamaktan kaynaklanmıştır. Kitabın yeni baskısında, maddi hataları düzelteceÄŸim, düzeltmeyi Åžahap Bey'i yatıştırmak amacıyla deÄŸil, okurlarıma duyduÄŸum saygıdan ötürü amaçlıyorum. Ä°ki yıl önce tasarlamış olduÄŸum kitabımın Mazhar Osman'in 50'inci yıldönümü olan 31 AÄŸustos'ta çıkması, uygun bir zamanlama olur diye düşündüm ve bu nedenle hızlı çalıştım. Daha uzun zamanda yazsaydım kimi hatalardan kaçınabilir miydim, dürüstçesi bilmiyorum.TeÅŸekkür bölümünde yer alan her kiÅŸiyle kesinlikle görüştüm. Vakitlerini bana ayırdıkları için teÅŸekkürü borç bildim. Teyp kayıtlarımda var. Bu konuda birinin inkárı söz konusu ise onunla anında yüzleÅŸmeye hazırım. Fakat bu demek deÄŸil ki, teÅŸekkür ettiÄŸim kiÅŸiler kitabımı yayınevine teslim etmeden önce okuyup tıbbi hataları taradılar. Bunu birkaç kiÅŸiden rica ettim ama kabul etmediler. Bu türden bir sorumluluÄŸa ve mesaiye mecbur olmadıkları için, isimlerini vermemeyi daha uygun buluyorum. Sadece ÅŸunu belirteyim: Åžahap Bey'le de bilgilerinden yararlanmak üzere görüşmek istedim. Yaklaşık bir yıl önce yaptığımız telefon konuÅŸmasında, ‘‘benimle kiÅŸisel nedenlerden dolayı’’ görüşmek istemediÄŸini belirtti. Çalıntı iddiasını 23 sayfalık makalede anlatan Dr. Åžahap Erkoç Kes yapıştır yapmışMazhar Osman, Kapalı Kutudaki Fırtına'' kitabını ilk elime aldığımda özenle hazırlanmış ciddi bir çalışma olduÄŸunu düşünmüştüm. Ama kitabı okudukça, yazarın birçok konuda metodolojik ve tarihsel yanlışlıklar ve yorum hataları yaptığını gördüm. Bazı bölümlerinin de Tevfik SaÄŸlam'ın anılarından intihal olduÄŸunu fark ettim. Tevfik SaÄŸlam'ın hayatından kesitler Mazhar Osman'ın hayat hikáyesi gibi nakledilmiÅŸti. Bu ‘kes-yapıştır’ iÅŸlemi sırasında birçok tarihsel yanlışlıklar ve yorum hataları yapılmıştı. Olaylar ile gerçekleÅŸtikleri tarihler arasında da birçok yerde uyumsuzluk vardı. Bazen de olaylar ile gerçekleÅŸtiÄŸi mekánlar tarihsel gerçeklere uymuyordu. Bazı bölümlerde de tarihsel olarak bir araya gelmemiÅŸ kiÅŸiler, kitaptaki olaylarda bir aradaymışlar gibi gösterilmiÅŸ. Kitabın bütününde anakronizm hakimdi. Yazar, birçok yerde de ortaokullarda okutulan inkılap tarihi düzeyinde bile tarih bilgisi olmadığı izlenimini veriyordu. Birçok konuda da belgeler yerine hayal gücünü kullanmıştı. Benimki bir durum tespiti. Kitapta maddi hatalar ve intihallerin olduÄŸunu ben yazımda kaynaklarla göstermeye çalıştım. Bunun bir suç olup olmadığı etik ve yasal bir konudur. Dilimizde bir söz vardır, ‘‘hamama giren terler’’ derler. Medyada kitapla ilgili olarak kendini gösteren ve belgelere dayalı roman yazdığını söyleyen yazar, eleÅŸtiriye de hazırlıklı olmalıdır. Bu kitap kurgusal roman olarak sunulsaydı, buradaki eleÅŸtirilerin hiçbir yeri olmazdı.Psikiyatrist Prof. DR. Günsel Koptagel-Ä°nal Yazar kendi fantezilerini Mazhar Osman'a maletmiÅŸKitapta beni öncelikle en rahatsız eden ÅŸey, Mazhar Osman'ın seks yaÅŸamını, yazarın kendi fantezilerini kullanarak ön plana çıkarıp, onu, gerek özel hayatında, gerekse meslek hayatında etik kuralları hiçe sayan bir tip, sanki karşısına çıkan eli yüzü düzgün bütün hanım hastalara sarkıntılık eden bir kiÅŸi gibi göstermesidir. Hele medyada bangır bangır yazılıp söylenen o ‘pisuar’lı çirkin sözlerin de ne kadar Mazhar Hoca'nın aÄŸzından çıktığı belli olmadığı halde manÅŸet olarak kullanılması ve yazar hanımın tahminime göre, bundan hiç rahatsız olmayıp, piyasada sürüm uÄŸruna buna itiraz etmemesi de bence ayrı bir skandaldır.Bayan Behmoaras'ın yazdığı Mazhar Osman kitabının satışı ne kadar oldu bilemiyorum ama güçlü bir reklam kampanyası yapıldığı belli. Remzi Yayınevi gibi ciddi olduÄŸuna inandığım ve yıllardır, bilimsel deÄŸeri yüksek olan pek çok kitap yayımlamış bir yayınevinin Mazhar Osman gibi önemli bir kiÅŸinin biyografisinde, onun asıl deÄŸerinin ikinci plana itilerek, pek çok mesleki ve bilimsel gerçeÄŸin atlanıp yüzeysel bir biçimde sunulmasına ve yaÅŸamının pek de önemli olmayan (gerçekliÄŸi de kuÅŸkulu) yanlarının abartılarak verilmesine nasıl razı olduÄŸunu da pek anlayabilmiÅŸ deÄŸilim.Kitabın, her ne hikmetse, bir baÅŸlangıcında, bir de son sayfasında, kendisine bilgi veren kiÅŸilere teÅŸekkür ile bu kiÅŸilerin adları sıralanmış. Ancak, orada adlarını gördüğüm bazı kiÅŸilerin Mazhar Osman'ı tanımadıklarını ve onunla herhangi bir ilintileri olmadığını biliyordum. Bunlardan bazılarına sorduÄŸumda, kendilerinin herhangi bir bilgi vermediklerini öğrendim.'' Â
button