Oluşturulma Tarihi: Temmuz 30, 2002 00:00
MAYDANOZ Adası.Hani İspanya ve Fas'ın iki hafta önce uğruna sille tokat birbirlerine girişecekleri kaya parçası var ya, işte Cervantes dilinde oraya böyle deniliyor.Adına kitakse! Bırakın maydanozu, o taş yığının üstünde osurukotu bile yetişmez.Peki, İbn Rüşd lisanındaki tanımı daha mı cuk oturuyor ? Ne gezer.Aynı yer Arabide ‘Leyla Adası’ diye anılıyor ki, kıvrak kalça Oryantalist fantazmaları bir kenara bıraksak dahi, itiraf edin ki ‘Leyla’ adı çok daha dişi şeyler çağrıştırır.Oysa, sipsivri ve kupkuru bir falezin dişilikle ne ilgisi olabilir?* * *MAYDANOZDU, Leylaydı meselesini geçelim, konu aslında çetrefil boyut taşıyor.En önce şu kesin ki, Fas sahiline bir taş atımlık mesafedeki Akdeniz adacığının Haşimi krallık egemenliği altında bulunması uluslararası hukuk açısından tartışılamaz.Ama Madrid bunu kabullenmiyor, çünkü Rabat ‘Maydanoz’a bir kez maydanoz olduğu takdirde, Afrika kıyısında İspanya'ya ait Ceuta ve Melilla kolonilerini de talep edecek. Dolayısıyla, Aznar'ın ülkesi, ezelden beri diplomatik lugatte ‘modus vivendi’ denilen türden zımni bir uyuşmayla milliyeti askıya alınmış olan ada statükosunda değişim istemiyor.Zaten bunun içindir ki, üç-beş Fas neferi sembolik bayrak dikmek için kaya parçasına çıkınca, etekleri tutuşan İspanya Lejyon komandolarını derhal helikoptere doldurdu ve Arabi askerleri gerisin geri karşı tarafa yolladı. ABD araya girmeseydi, savaşa ramak kalmıştı.Şu an müzakere başladı ama Rabat pazarlık masasına yukarıdaki Ceuta ve Melilla'yı da yatırmak istediğinden, Madrid ise bunu reddettiğinden, ufukta kolay çözüm gözükmüyor.Şimdi gelelim madalyonun öteki tarafına...* * *SORARIM size, ortada fol yok yumurta yokken ve Fas palavrasyonunun tam tersine, ‘Maydanoz - Leyla Adası’nın Cebelitarık Boğazı'ndaki göçmen ve esrar kaçakçılığıyla mücadelede en ufak bir zapti değeri bulunmazken, Rabat niçin aniden celalleniverdi?Allah'ın keçi çıkmaz ve osurukotu bitmez kayasını neden birdenbire hatırlayıverdi ?Çünkü, Mağribi ülkede durum berbat. Melun Babası 2. Hasan üç yıl önce öldüğünde ‘şunu yapacağım, bunu eyleyeceğim’ vaatleriyle tahta kurulan 6. Muhammed, sözümona ‘sosyalist’ başbakan atamaktan ve kınalı gelinle gerdeğe girmekten başka tek halt yapmadı.İşsizlik, rüşvet, yolsuzluk, sefalet, despotizm, esrarkeşlik yine gırla gidiyor.Eh, totaliter ve otoriter rejimler iç bünyede dara girince hemen dış düşman yaratırlar. Vatan, millet, Sakarya, ‘milli dava’ seferberliğiyle ‘mide davası’nı hasıraltı ederler.İşte, Fas'ın ‘Maydanoz değil Leyla Adası’dır çığırtkanlığı da buradan kaynaklanıyor.Ve Allah'ı var, mahdum bey pederinden iyi ders almış. * * *ÖYLE, zira fi tarihinde bunun babacığı da tamamen aynı taktiği uygulamıştı.İspanya Güney Sahra'yı terkettiği an bedevileri ‘Yeşil Yürüyüş’ adı altında develere bindiren o mendebur Hasan hem çölü ‘zaptederek’ fosfat madenlerini deve; hem de bilhassa, katlettiği masumlardan dolayı duyulan büyük hoşnutsuzluğu ‘milli dava’ya kanalize etmişti.Zaten, kıçı sıkışan Arjantin diktatoryasının Malvinas adaları ‘sefer’ine çıkmasından, sonu gözükmüş Yunan cuntasının Kıbrıs'ta darbe tezgahlamasına, iç yangını söndürebilmek umuduyla dış yangına körükle giden otoriter ve totaliter rejimler saymakla bitmez.Evet, hak ve hukuk ‘Maydanoz Adası’na ‘Leyla Adası’ dememizi gerektiriyor.Ama leylalığa kapılıp, Fas despotizminin aslında özgürlüğe ve demokrasiye maydanoz olduğunu hiç unutmayalım..
button