Güncelleme Tarihi:
'Fast Food’ anlayışına karşı başlatılan ’Slow Food ’hareketinin Antalya ayağı, çocuklar başta olmak üzere herkesi sağlıklı gıda tüketilmesi konusunda bilinçlendirmek, bölgeye özel ürünleri canlandırıp yaygınlaştırmak ve geleneksel pişirme teknikleri konusunda çalışmalar yürütmek amacıyla kuruldu. Şubat ayında oluşturulan Slow Food Antalya Grubu, kendisine isim olarak Demre’yle özdeşleyen ’mavi yengeçler’i seçti.
SAĞLIKLI, YEREL YİYECEKLER
İtalya’da Carlo Petrini liderliğinde 1986 yılında kurulan ve kısa sürede uluslararası alana yayılan Slow Food hareketinin Antalya grubunun kurucu lideri Ezgi Bağlan Gülenç, girişimin amacı konusunda şu bilgiyi verdi:
"Slow Food hazır, sağlıksız, fahiş fiyatlarla satılan, yerel olmayan, katkılı gıdaya ve ’Fast Food’a karşı bir tepki amacıyla kurulmuştur. Amaç şimdiki ve gelecek nesli geleneksel ve yerel yiyecekleri, ata tohumları ve pişirme yöntemlerini korumaları ve devam ettirmelerinin ne kadar gerekli ve değerli olduğu hakkında bilinçlendirmek; yerel olanı, sağlıklı ve geleneksel olanı tercih etmek, unutmamak ve yaygınlaştırmak için çalışmalar yapmaktır."
İYİ, TEMİZ VE ADİL GIDA
Bu girişimin ’iyi, temiz ve adil gıda’ sloganı çerçevesinde harekete geçtiğini belirten Ezgi Bağlan Gülenç, şöyle konuştu:
"İyi, gıdadan anlamamız gereken vitamin, besin değeri ve tadın yanı sıra bize sunduğu faydaların tam anlamıyla o gıdada bulunduğu anlamına gelir. Temiz, gıda üretilirken doğaya ve insana zarar vermeden, doğa dostu bir şekilde üretildiği, bizler için sağlıklı koşullarda yetiştirildiği anlamına gelir. Adil, gıda üreticisinin iyi şartlarda çalıştığını, işgücü anlamında sömürülmediğini, meyve ve sebzelerin, hayvanların iyi ve gerekli şartlarda yetiştirildiğini (açık ortamda otlayan inekler, serbest gezen beslenen tavuklar gibi), bu gıdaların adil fiyatlarla satılarak soframıza gelmesi gerektiğini, her kesimden ve gelir grubundan insanın iyi ve temiz gıdaya ulaşabilmesini, bunu her insanın hak ettiğini temsil eder."
TARHANA ULUSLARARASI TANITIMA ÇIKIYOR
Gülenç, Antalya’daki çalışmalar konusunda bilgi verirken, bu yöredeki farklı tarhana tekniklerini kayıt altına alıp belgesel hazırlayacaklarını söyledi. Bu amaçla Antalya’da Elmalı, Gömbe, Manavgat, Korkuteli ve Burdur’da Yeşilova bölgesindeki yöresel tarhana yapım teknikleri hakkında bilgi topladıklarını belirten Gülenç, 13-14 Eylül günlerinde eski Foça’da yapılacak ’Tarhana Şenliği’ne katılacaklarını kaydetti.
İTALYA VE GÜNEY KORE’DEN KATILIM
Şenliğe Güney Kore ve İtalya’dan da bir heyet geleceğini aktaran Ezgi Bağlan Gülenç, şunları kaydetti:
"Bu yüzlerce yıllık geçmişi olan tarhananın tanıtımı için değerli bir fırsat. Antalya bölgesindeki farklı tarhana tekniklerini kayıt altına alıp bir belgesel hazırlayacağız. Amacımız, geniş yemek kültürümüzün önemli bir parçası ve çok eski bir geçmişi olan tarhananın tüm çeşitlerinin bir araya toplanarak, ev yapımı tarhanayı uluslararası boyuta taşımak ve tanıtmak; ayrıca tamamen katkısız ve oldukça besleyici olan bu yiyeceğin koruma altına alınması ve tanıtımına önem verilmesi. Bir neslin, içinde hiçbir besleyici değer bulunmayan, kimyasal katkılarla üretilen, reklamlarda diyetisyenlerin bile sağlıklı olduğu yalanına alet olduğu bir hazır çorbayı tüketerek büyümesine engel olunabilir."
ANTALYA’DA ’YÖRESEL YEMEKLER AKŞAMI’
Antalya mutfağının çok zengin olmasına rağmen kentte yöresel yemekler sunan tek bir lokanta dahi bulunmadığına dikkati çeken Slow Food Antalya’nın kurucu lideri Gülenç, Antalya Tanıtım Vakfı’nın desteğiyle, önümüzdeki aylarda ’yöresel yemekler akşamı’ düzenlemeyi planladıklarını söyledi. Gülenç, "Her ay Antalya çevresinden bir ilçe ya da köyün yemekleri mercek altına alınacak, o yörenin yemekleriyle bir akşam yemeği düzenlenecek" dedi.