Güncelleme Tarihi:
Komisyonda verilen bilgiler özetle şöyle:
DÖRT TÜRÜ KEŞFEDİLDİ
- Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürü Ahmet İpek: Dünya Sağlık Örgütü raporuna göre yaklaşık 21 bin bitkinin ilaç sektöründe kullanıldığı, ülkemizde türlerin 500 kadarının tıbbi amaçla kullanıldığı ifade ediliyor. Ormancılar olarak ‘ayı üzümü’ dediğimiz, tarımcıların ‘mavi yemiş’ diye ifade ettikleri ve en çok Amerikalıların ve İngilizlerin tükettiği çayın ülkemizde olmadığını sanıyorduk. Halbuki Artvin’den Sakarya’ya kadar doğal olarak bunun dört türünün olduğunu tespit ettik. ÇAYKUR Genel Müdürlüğümüzce de bunların çay haline dönüştürülmesi için ortak bir proje başlatıyoruz. Osmanlı döneminde bu çayın içildiğini tespit ettik. Safranın sadece Safranbolu’da birkaç ailenin gerçekleştirdiği üretim dışında Mardin ve Şanlıurfa ’da da yetiştirildiğini ve Osmanlı döneminde ihraç edildiğini öğrendik.
BUĞDAY GENİNDE OYNAMA YOK
- Tarımsal Araştırmalar (TAGEM) Genel Müdürü Özkan Kayacan: Gen bankamızda gerek Ankara gerekse İzmir’de 120 binden fazla bitkiyi saklamaktayız. Bugün tükettiğimiz buğdayı, siyezi, kara kılçığı, işte diğer yerel çeşitlerimizi koruyacağız ki koruyoruz. Türkiye’de yerli olarak yetiştirdiğimiz, ıslah ettiğimiz çeşitlerin tamamı yerel buğdaylar üzerinden yapılıyor. Bunları da seleksiyon yöntemiyle yapıyoruz. Yani genlerinde herhangi bir oynama yok. 2 bin 306 tıbbi bitki ve tohum örneği de ulusal gen bankamızda saklanmaktadır. Tarımsal mekanizasyon ve işçilik maliyetini düşürmemiz gerekiyor. Tarım 4.0 ve yapay zekada bu tip alet, makine geliştirmek üzere birtakım çalışmalar başlattık.
- Bitkisel Üretim Genel Müdürü Fuat Fikret Aktaş: Yaklaşık 11 bin 707 bitki türümüz, 3 bin 649 da endemik (yöreye özgü) ürünümüz var. 280 milyon dolar ihracatımız, 254 milyon dolar da ithalatımız var. 2000-2018 arasında üretimimiz yüzde 329, ekiliş alanımız da yüzde 40 artmıştır. m Bülent SARIOĞLU/ANKARA