Güncelleme Tarihi:
GAZZE’YE insani yardım taşıyan üç gemiden biri olan Mavi Marmara 31 Mayıs 2010’da saat 04.30 sıralarında İsrail askerlerinin baskınına uğramıştı. Gemide bulunan 10 yardım görevlisi, açılan ateş sonucu öldürüldü. BM İnsan Hakları Konseyi, olaydan 5 ay sonra hazırladığı raporda, en az 6 kişinin yargısız infaz edildiğini rapor etmişti. Ses ve gaz bombaları ile savaş alanına dönen ve onlarca kişinin yaralandığı gemide bulunan çok sayıda gazeteciden biri de kameraman O. E.’ydi.
DEHŞETİ YAŞADI
O. E. dehşeti yaşadığı olay ile ilgili Mayıs 2018’da manevi tazminat talebiyle İstanbul 30. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde dava açtı. Avukat Duygu Delibaş’ın imzasını taşıyan dava dilekçesinde, E.’nin yaşadıklarına da ayrıntılı bir biçimde yer verildi. Dilekçeye göre, elleri arkadan kelepçelenen E., askerlerin kötü muamelesine maruz kaldı; darp edildi. Saatlerce soğuk havada ıslak halde gemide bekletilen E., 2 gün gözaltına tutulduktan sonra Türkiye’ye dönüşüne izin verildi.
60 BİN TL TALEP EDİLDİ
Maliye Hazine’sine karşı açılan davada O. E.’ye 60 bin liralık tazminat ödenmesi talep edildi. Dilekçede, İsrail ile Türkiye arasında Eylül 2016’da varılan anlaşma gereği, hukuki sorumluluğun Türkiye’de olduğu kaydedildi. Anlaşma gereği, İsrail tarafı Türkiye’ye 20 milyon dolar ödemişti. Maliye Hazinesi’ adına yapılan savunmada ise, alacağın zaman aşımına uğradığı, davanın reddine karar verilmesi istendi.
İSTİNAF HAKLI BULDU
Mahkeme yaptığı yargılama sonrası kararını 2019 sonunda verdi. Mahkeme, talebin idareye yöneltilmesi kaydedilerek davayı reddetti. Karara itiraz edildi. Dosyaya bakan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin hatalı değerlendirmede bulunduğu kaydedildi. Daire, yerel mahkemenin kararını kaldırdı. Bu kararla birlikte, O. E.’ye de tazminat alabilme yolu açıldı.
Meslektaşları davaları kazanmıştı
ÖTE yandan, O. E. ile birlikte gemide bulunan gazeteciler E. A. ile E. S. de Mayıs 2018’de tazminat davası açmıştı. Ayrı ayrı görülen davalarda E. A.’ya 50 bin, E. S.’ye ise 35 bin liralık manevi tazminatın yasal faizi ile ödenmesine hükmedilmişti. Bilindiği gibi, sebepsiz zenginleşmeye yol açmamasına dikkat edilen manevi tazminat davalarında, hâkimin takdir yetkisi belirleyici.