Mavi Marmara Raporu açıklaması

Davutoğlu, Paristeki Libya konferansının ardından düzenlediği basın toplantısında, Palmer Raporu ile ilgili New York Times'ta çıkan makalenin hatırlatılması üzerine şunları söyledi: "Bir kere bir üzüntümü ifade edeyim. Bu çok sık rastlanan bir olgu olmaya başladı. Resim konularda yapılan müzakereler, ortaya konan raporlar daha resmen yetkililer tarafından açıklanmadan bazı yayın organlarında yayımlanmaya başlandı. Bu bir müddettir olan ve malesef bütün ilgili taraflarda da bir yönlendirme izlenimi doğuran bir tutum."

Bu raporla ilgili haberin onlar Libya toplantısında iken geldiğini belirten Davutoğlu, BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'la da bu konuyu konuştuğunu bildirdi.
Davutoğlu, onların da şaşkınlık içinde olduğunu söylerek, "Daha Genel Sekretere sunulmamış bir raporun bazı basın organlarında yer alması ciddiyetten uzak bir durum" dedi.

Davutoğlu, konuyla ilgili soruyu, "Türkiye-İsrail ilişkileri bağlamında artık gelişmeler çerçevesinde konuyu ele aldığımızda kapsamlı bir açıklama yapma ihtiyacı söz konusu. İnşallah yarın ülkemize döndüğümüzde muhtemelen öğleden önce saat 11.00'da bu konuda kapsamlı bir açıklama yapacağız ve orada bundan sonraki adımlarla ilgili çok net tutumumuzu ifade edeceğiz" şeklinde yanıtladı.

Bakan Davutoğlu, Türkiye'nin tutumunun zaten belli olduğunu da söyleyerek, 31 Mayıs 2010'da Türk vatandaşlarının katledilmesi ile ilgili o andan itibaren bugüne kadar Türkiye'nin tutumunun net ve açık olduğunu kaydetti.Davutoğlu, "Kim ne söylerse söylesin, hangi basın organında ne yazılırsa yazılsın, bu bizi etkilemez. Türkiye kendi vatandaşlarının hukukunu koruyacak kudrete sahip bir devlettir" dedi.

Raporun basına yansıyan içeriğinin Türkiye'yi rahatsız edip etmediğinin sorulmasına karşılık Davutoğlu, "Bu raporun İsrail'i rahatsız eden çok yönleri de var ama bunları yarın değerlendiririz" dedi.Daha önce bir BM raporu daha yayımlandığını, orada da net olarak ablukanın yasal olmadığına ilişkin net görüşlerin ifade edildiğini hatırlatan Davutoğlu, şunları söyledi:

"Dolayısıyla bizim tutumumuz raporun şöyle ya da böyle çıkmış olması ile ilgili değil. Bizim İsrail'den beklediğimiz somut adımlar vardı. İsrail de bu somut adımları bu raporla irtibatlandırmıştı. Bugün de bu rapor maalesef sızdırıldı. Yani eğer sızmamış olsaydı muhtemelen yarın açıklanacaktı. Bu da çok önemli değil. Ama biz zaten tutumumuzu daha geçen seneden itibaren netleştirmiştik. Bu taraflarca da biliniyordu.

Dolayısıyla rapor şöyle değil böyle çıkmış olsaydı da veya başka türlü olmuş olsaydı da değişmeyecek. İsrail özür dilemedikçe, tazminat ödemedikçe, abluka da dahil beklediğimiz adımları atmadıkça bizim tutumumuz netti zaten. Dolasıyla yarın yapacağımız açıklama raporun içeriğinden daha çok, raporun yayınlanmasına kadar İsrail'in beklediğimiz adımları atmamış olması ile ilgilidir. Ama raporla ilgili tutumuzu da ayrıca yarın açıklayacağım. Ama raporun bir de resmen yayınlanması var, o ayrı bir şey tabii."

Davutoğlu toplantıdan sonra yaptığı açıklamada, “Bugün Libya konusunda yapılan üst düzey toplantıya katılmak için Paris'teydim. Son dönemde önemli gelişmeler yaşandı. Libya'ya ilişkin bu ilk işaretler 15 Temmuz'da görünmeye başlamıştı. İstanbul'daki toplantıda çok önemli kararlar alındı” dedi.
Davutoğlu, İstanbul'da Libya'daki Ulusal Geçiş Konseyi'nin güçlendirilmesi, kaynaklarının artırılması ve tek yetkili temsilci olarak tanınması için ilke kararları alındığını ifade ederek, son aylarda da ciddi değişimler yaşandığını ve Ulusal Geçiş Konseyi birliklerinin Trablus'ta kontrolü ele geçirdiğini kaydetti.
Dışişleri Bakanı Davutoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

“Konseyle ilgili kapsamlı görüşmeler oldu ve Bingazi'ye yaptığım ziyaret sonrasında 10 ülkenin Dışişleri Bakanıyla telekonferans yapmıştık ve görüşlerimizi paylaşmıştık. Ayrıca Paris'te toplanmaya ilişkin ilke kararı da almıştık.”Paris'teki toplantıya katılımın yoğun olduğunu ve bugün belli kararlar alınmasının önemli olduğunu söyleyen Davutoğlu, bugünkü toplantı çerçevesinde Libya'nın mali kaynaklarının bütünüyle serbest bırakılması kararı alındığını hatırlattı. Davutoğlu, “Çünkü bu Libya'nın egemenlik hakkıdır ve bu kaynakların tümüyle kullanılmasıyla ilgili tek yetkili Libya olmalıdır” dedi.

Ulusal Geçiş Konseyi'nin Libya'nın tek temsilcisi olarak tanınması ve BM Genel Kurulu'nda temsil edilmesi gerektiğini belirten Davutoğlu, Libya'nın yeni bayrağının en kısa zamanda BM de dalgalanması gerektiğini bildirdi.Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Libya'da durumun normale dönmesi gerektiğine de dikkati çekerek, ülkelerin kapatılan büyükelçiliklerinin hemen açılması çerçevesinde Türkiye'nin Trablus'a yeni bir büyükelçi atadığını hatırlattı.

Davutoğlu, Türkiye'nın yeni Trablus Büyükelçisi Ali Kemal Aydın'ın dün Tunus üzerinden Libya'ya geçtiğini ve bugünden itibaren hizmet vermeye başlayacağını kaydetti.Bakan Davutoğlu, Libyada durumun normale dönmesi ve güvenlik ortamının iyileştirilmesinin önemine de işaret ederek, ülkenin yeniden inşasına ilişkin faaliyetlere başlanabilmesi için ulusal uzlaşı programının uygulanması gerektiğini vurguladı.

Paris Konferansı çerçevesinde ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ile de görüştüğünü anımsatan Davutoğlu, Clinton ile Libya'nın yanı sıra Suriye, Filistin ve Türkiye-İsrail ilişkileri gibi konuları ele aldıklarını kaydetti.Davutoğlu ayrıca, BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun, Lübnan Başbakanı Necib Mikati ve Güney Kore Dışişleri Bakanı ile de ikili görüşmeler yaptığını kaydetti.Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, basın toplantısının ardından Türkiye'ye dönmek üzere özel uçakla Paris'ten ayrıldı.