Güncelleme Tarihi:
Duruşmada mağdur Ayhan Altıntaş, "İsrail Devleti önlem olsun diye yüz hakim ve yüz avukattan oluşan bir heyet oluşturdu. Bizim olayın mağdurları olarak hakkımızı arayabileceğimiz tek yer burası. Bırakın burada herşeyi anlatalım" diyince Mahkeme Başkanı Ümit Kaptan, "Ben devlet yargılamıyorum. Ben sadece iddianameye bağlıyım" diye konuştu.
"HELİKOPTERLERİN SESİ HALA KULAKLARIMDA"
İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada ifadesi alınan Mavi Marmara gemisi çalışanlarından Fazlı Kurt, "Hızımızı düşürdük ve ağır seyirde ilerliyorduk. Denizden ve havadan eş zamanlı olarak yanaşıp gerçek mermilerle atış açtılar. Helikopterlerin sesi hala kulaklarımda. Bazen duyamıyorum. Bizim hiçbir müdahalemiz olmadı ama onlar sürekli ateş ediyorlardı" dedi. Gemiye önce sis bombası atıldığını belirten Hüseyin Tamgüney ise, "Daha sonra da kulakları sağır edecek derecede ses çıkaran bir ses bombası atıldı. Ardından da nefesleri kesecek kadar kuvvetli gaz bombası attılar" şeklinde konuştu. İsrail askerlerinin önce kısa süre yapay mermilerle ateş ettiklerini belirten Tamgüney, hemen ardından da gerçek mermiler ile ateş ettiklerini söyledi.
MAHKEME BAŞKANI: "BEN DEVLET YARGILAMIYORUM, SADECE İDDİANAMEYE BAĞLIYIM"
Saldırı sırasında Mavi Marmara gemisinde bulunan ve geminin organizasyon işlerini sağlayan Ayhan Altıntaş da ifadesinde ayrıntılara girince Mahkeme Başkanı Ümit Kaptan tarafından uyarıldı. Altıntaş "İsrail Devleti önlem olsun diye yüz hakim ve yüz avukattan oluşan bir heyet oluşturdu. Bizim olayın mağdurları olarak hakkımızı arayabileceğimiz tek yer burası. Bırakın burada herşeyi anlatalım. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Kaptan, "Ben devlet yargılamıyorum. Ben sadece iddianameye bağlıyım" dedi.
"DÜNYAYA YAYIN YAPMIYORUM"
Altıntaş ifadesini uzatınca Mahkeme Başkanı yine müştekiyi ifadesini kısa tutması konusunda uyarıda bulundu. Altıntaş’ın "Bütün dünya bu olayda 9 şehit olduğunu biliyor burada önemli olan ayrıntılar demesi üzerine Başkan Kaptan, "Ben burada dünyaya yayın yapmıyorum. Ben size yaptıklarını soruyorumm" diye konuştu.
İfade veren mağdurlardan olay anında Defne gemisinde bulunan kameraman Abdullah Camioğlu, İsrailli askerlerin kendisini cezaevine götürdüklerinde kendisine "Madem Gazzelileri bu kadar çok seviyorsunuz o zaman onları ülkenize alın. Biz dost olabiliriz. Gazzelileri araya sokup bizi düşman yapmayın. Türkiye’ye selam söyleyin" dediklerini savundu.
"AİLEME ÖLDÜĞÜM HABERİ GİTMİŞ"
Mavi Marmara gemisinde bulunan gazeteci Sümeyye Ertekin ise, Ashdod Limanı’ndan cezaevine götürüldüklerinde kendilerine yakınlarını aramak için telefon hakkı verildiğini belirterek, "Telefonda tercüman olmadığı için İngilizce konuşmamızı istediler. Ben de İngilizce bilen kardeşimin telefonu açması için dua ettim. Kardeşim açtı ona ’Ben Sümeyye iyiyim’ dedim. O önce benim olduğumu anlamadı, sesimi tanıyınca ise çok şaşırdı ve çığlık attı. Şaşırmasının nedeni ise aileme benim öldüğüm haberi gitmiş. Bazı sitelerde ise hala ’mekanı cennet olsun’ ibareleri yer alıyor" ifadesini kullandı. Duruşmada toplam 13 mağdurun ifadesi alındı. Böylece daha önceki celselerde dinlenenlerle birlikte yaklaşık 500 mağdurdan 49’u dinlenmiş oldu. 117 mağdurun ise gelecek celse duruşmaya katılamaları için çağrı kağıdı gönderilmesine hükmeden mahkeme duruşmayı 20 Mayıs 2013 tarihine erteledi. Avukat Yasin Şamlı ise adliye çıkışında yaptığı açıklamada sanıklara Adalet Bakanlığı tarafından gönderilen tebligatlara cevap gelmediğini belirterek bir sonraki duruşmada Mavi Marmara gemisinde keşif talep etmeyi düşündüklerini ifade etti.