Güncelleme Tarihi:
Komor Birliği devleti bayrağıyla Gazze'ye insani yardım taşıyan ve İsrail'in saldırısına uğrayan Mavi Marmara gemisinin hukuk heyeti, Komor devletinden aldığı yetkiyle İsrail'i Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne (UCM) şikayet etti.
Mavi Marmara hukuk heyetinden avukat Ramazan Arıtürk ve avukat Cihat Gökdemir, UCM'nin kurucu sözleşmesi olan Roma Statüsü'nün taraflarından biri olan ve geminin bayrağını taşıması nedeniyle işlenen suçların yargılanması için başvuru yetkisine sahip Komor Birliği devleti adına Lahey;de İsrail'e dava açtı.
Dava avukatlarından Ramazan Arıtürk, UCM'nin önünde yaptığı açıklamada, "31 Mayıs 2010 tarihinde İsrail'in saldırdığı Mavi Marmara gemisinde ölen, yaralanan ve bundan zarar gören kişiler adına Komor Birliği devleti adına Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne başvuruda bulunduk" dedi.
UCM savcılarının başvuruyu kabul ettiğini belirten Arıtürk, 31 Mayıs ve devam eden günlerdeki suçlara dair görüntü, doküman, belgeler ve diğer deliller ile tanık, mağdur ifadeleri, video ve fotoğraflar, otopsi raporları, diğer adli tıp raporları, bilirkişi raporları ve BM İnsan Hakları Konseyi Genel Kurulu'nda kabul edilen BM İnsan Hakları Konseyi Uluslararası Vaka İnceleme Heyeti Raporu'nu Roma Sözleşmesi çerçevesinde mahkemeye sunduklarını kaydetti.
İsrail başbakanı ve komutanlar da yargılanabilir
Avukat Arıtürk, başvurunun ardından, saldırı emri veren İsrail Başbakanı, Milli Savunma Bakanı, Deniz Kuvvetleri Komutanı ve Genelkurmay Başkanı olmak üzere, bu süreçte haksız fiilleri gerçekleştirenlerin yargılanması ve ceza alması noktasında sürecin başladığını ifade etti.
İhlal edilen uluslararası hukukun burada tecelli edeceğine inandıklarını belirten Arıtürk, "Umuyor ve bekliyoruz ki bu saldırının emrini verenler bu binada yargılanır. Bu anlamda Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin görevini yerine getirmesini umuyoruz" dedi.
Arıtürk, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Uluslararası Ceza Mahkemesi savcıları tarafından yürütülecek olan bu mahkeme eğer atıl kalırsa, bu mahkemenin bazı ülkelerin hegemonyası altında olduğu ve sadece bazı ülkelerin siyasi terbiye aracı olarak kullanıldığı şeklinde anlaşılacaktır. Öte yandan biz inanıyoruz ki; bu suçtan zarar gören insanlar da yapmış olduğumuz bu başvuru neticesinde haklarını alacaklar ve kendilerine karşı haksız uygulamaları ve katillerin yargılanışını göreceklerdir."
"Yargısal olarak İsrail'in peşindeyiz"
Mahkemeye başvuran avukatlardan Cihat Gökdemir ise UCM'nin bir tarafı olan Komor Birliği devleti adına dava açtıklarını ifade ederek, "İsrail'in bu davalardan kurtulmak için siyasi ve bürokratik her türlü yola başvurmasına rağmen, biz hem Türkiye'de hem UCM'de hem de mağdurların ülkelerinde yargısal olarak İsrail'in peşinde olduğumuzu vurgulamak istiyoruz" dedi.
Gökdemir, İsrail'in, hem Mavi Marmara'da hem de Filistin'de işlediği suçları kabul etmediği müddetçe ve bunlarla ilgili siyasi olarak geri adım atmadığı müddetçe bu davaların her platformda devam edeceğini vurguladı.
İsrail, 31 Mayıs 2010 tarihinde Gazze'ye insani yardım götüren Mavi Marmara gemisine uluslararası sularda saldırmış ve 9 Türk vatandaşı hayatını kaybetmişti.