Güncelleme Tarihi:
Duruşmadan önce Kayseri Adliye binası önünde toplanan grup adına konuşan davanın avukatlarından Uğur Yıldırım, Mavi Marmara saldırısında hayatını kaybeden Furkan Doğan'ın tazminat davası için bugün burada olduklarını söyledi.
İsrail'in yaptığı olduğu insanlık katliamına karşı Türkiye'de, dünyanın değişik ülkelerinde ve yerel mahkemelerde İsrail'in peşini bırakmayacaklarını belirten Yıldırım, açtıkları davalarla İsrail'in haksız eylemlerinin cezalandırılmasını sağlayacaklarını ifade etti.
Yıldırım, İsrail ile Türkiye arasındaki pazarlıkların tekrardan başladığı hatta bir tazminat indiriminin söz konusu olduğu gibi bazı açıklamaların medyaya yansıdığını ifade ederek, "Bu konuda şehit yakınları ve Mavi Marmara katılımcıları olarak daha önce basın açıklamaları yapıp fikrimizi beyan etmiştik. Burada ödenecek tazminat da haksızlığın karşılığı olacaktır. Bir cezalandırma olacaktır bu. Türkiye Cumhuriyeti devleti bugün İsrail ile tazminat pazarlıklarının içindeyse mutlaka İsrail'in bu tazminatı haksız fiil tazminatı olarak yaptıklarını kabul edip bununla ilgili ceza olarak bu tazminatı ödemesi gerekir. Bu tazminatın uluslararası boyutlarda gereken limitlerde olması gerekir, bu cezanın caydırıcı olması için. Kesinlikle ve kesinlikle altını çizerek söylüyorum ki herhangi bir ceza davasının düşürülmesi bu tazminatlar için hiçbir pazarlık konusu edilmemesi gerekir" dedi.
Kayseri İHH İnsani Yardım Derneği Başkanı Şaban Sözduyar ise Mavi Marmara davası ile ilgili avukatların gereğini yapacaklarını belirterek, Türkiye'de ve uluslararası arenada mücadelelerinin devam edeceğini ifade etti.
Kayseri 3. Asliye Hukuk Mahkemesindeki duruşmaya avukatlar ve Kayseri İHH İnsani Yardım Vakfı üyeleri katıldı. Çok kısa süren duruşmada hakim, davanın reddine karar verdi.
Uğur Yıldırım, duruşmanın ardından öğle saatlerinde Kayseri İHH İnsani Yardım Derneğinde basın toplantısı düzenledi.
Yıldırım, davanın hakimi Mehmet Mutlu Bartan'ın İsrail'in yargılanamayacağından bahisle davanın reddine karar verdiğini söyledi.
"Kararın Yargıtay'dan bozularak döneceğine inancımız tamdır"
Kararın hukuki garabet olduğunu öne süren Yıldırım, şöyle devam etti:
"Verilen karar sonrası, salonda oluşan tepkilere, Hakimin "Giderken bize mi sordunuz" şeklindeki beyanı ise daha vahimdir. Türkiye Cumhuriyeti hukuk sistemi, mağdur olan vatandaşlarının yurt içinde ya da dışında karşılaştığı tüm haksız fiillere karşı hem cezai hem de hukuki dava açma haklarını garanti altına almıştır. Herhangi bir ülkenin, özellikle dünya zalimi İsrail'in yaptığı zulüm karşılıksız kalmamalıdır. Hiçbir mahkeme de dünya zalimi İsrail'in yargılanamayacağı ön kabulü ile davalara bakmamalıdır. Söz konusu karar temyize tabi olup, hukuka ve hakkaniyete aykırı olan kararın Yargıtay'dan bozularak döneceğine inancımız tamdır. Mahkemenin tebligat ve tercüme işlemleri gibi usuli eksikliklerini dahi gidermeden alelacele bu kararı vermesi düşündürücüdür."