Güncelleme Tarihi:
Bolu Yeniçağa Çok Programlı Anadolu Lisesi’nde hem matematik öğretmenliği hem de okul müdürlüğü yapan İlknur Pınarcı, web 3 araçları ve ‘metaverse’ teknolojisi üzerine çalışmaya 3 yıl önce başladı.
Çalışmalarını matematikle birleştirmek için ilk adımı bir Avrupa Birliği girişimi olan eTwinning projesi hazırlayarak attı ve öğrencilerine matematik sorularının gerçek hayattaki karşılığını göstermek için bir dijital evren oluşturdu.
Bir buçuk yıldır matematik dersini metaverse üzerinden anlatan İlknur öğretmen, öğrencileri üzerindeki gözlemlerini, çalışmalarının sonuçlarını ve son yıllarda çok tartışılan eğitim ve teknoloji ilişkisini şöyle anlattı:
DİJİTAL EVREN TASARLADI
“Matematik soyut kavramlarla, kurallarla ve formüllerle dolu bir alan. Çocuğun bir şeyi sevebilmesi için önce zihninde anlamlandırması gerekiyor. Mesela türev, integral gibi konularla günlük yaşam arasında bir bağ kuramıyor. Bağ kuramayınca da ‘Bu benim gerçek hayatta ne işime yaracak?’ diyor. Burada gelişen teknoloji imdadımıza yetişti. Matematik ve geometride, konunun günlük yaşamdaki yerini sanal alanda tasarladım. Eğitim senaryolarını metaverse alanında inşa ettim.
AVATARLA DERS ANLATTI
Mesela en büyük ortak bölen (EBOB) ve en küçük ortak kat (EKOK) konusunda klasik sorular vardır. Bir arsanın etrafını ağaçlandırmakla ilgili soru buna örnektir. Bu soru için bir arazi oluşturduk. Yaşlı bir amcayı o tarlanın başına koyduk. Bu amca avatarıyla oradaki öğrenciden yardım istiyor. ‘Alanın boyutları şu, tarlamı ağaçlandırmak istiyorum, eşit aralıklarla dikeceğim, bunun da maliyetini en aza indirmek istiyorum. Kaç fidan almam gerekir?’ diye soruyor. Bu gibi örneklerle çocuk konunun gerçek hayatta karşılığı olduğunu net bir şekilde anlıyor. Ve o önyargı kırılıyor. Metaverse uzun yıllardır var ama eğitime entegrasyonu daha çok yeni başladı, iyi analiz etmek lazım. Eğitimde kullanacağımız aracın ne olduğunu bilmek çok önemli. Açıkçası lisedeki öğrencilerin bu alanı çok fazla talep ettiklerini biliyorum. VR gözlükleri takmak, o dünyaya dahil olmak, neyle karşılaşacaklarını bilmemek çocukta önce bir merak uyandırıyor. Laboratuvarımızı ve bu modeli diğer okullardan misafir öğrencilerimize de sunuyoruz. Öğretmenlerin de teknolojiyle ilişkilerini artırması gerekiyor.”
‘ETWİNNİNG’LE ÖĞRETMENLERE EĞİTİM
eTwinning projesiyle 9 farklı ilden 10 matematik öğretmeni ile İspanya, Romanya, Moldova ve Ürdün olmak üzere 4 ülkeden 5 yabancı öğretmene eğitim verdik. Daha sonra MEB’in ‘Matematik Seferberliği’ çerçevesinde yürütülen ‘Meta-Mat’ projesi kapsamında, bu öğretmenler tarafından13 farklı okuldan seçilmiş 57 öğrenciye de bu eğitim yöntemini uyguladık. Öğrenciler üzerinde yaptığımız ‘Matematik Tutum Ölçeği’ sonuçlarına göre, 5 üzerinden 2 olan derse karşı ilginin 4’e yükseldiğini gördük. Yani çocuklar bu şekilde sunulan matematiği sevdi. İlgiyi sağladık, şimdi yöntemin akademik başarıya etkilerini ölçeceğiz.