Güncelleme Tarihi:
- Türkiye'ye geldikten sonra hayatınız birden değişti. Tam olarak nasıl oldu bu durum?
Türkiye'ye döndüğüm zaman beş ay boyunca oturdum sonra benimle bir röportaj yapıldı ve herşey değişti. Dizilerden teklif geldi, bunların arasından "Elif"i seçtim. Dolunay Soysert'ten oyunculuk dersleri almaya başladım. Sonra dizi kadrosu belli olunca daha kolay oldu herşey. İnsanlarla tanışınca çok rahatladım. Yapabildiğim şeyleri ekranda da yapabiliyor muyum ona çalıştık.
- Önceki röportajınızda "Avustralya'da oyuncu olabilmem için çok yılların geçmesi lazım" demişsiniz. Neden?
Benim orada bir dizi teklifi alma ihtimalim çok daha azdı çünkü Türkiye'deki kadar fazla sayıda dizi yok. Sadece iki tane dizi var insanların izlediği. Reklam ajanslarına yazılıyorsunuz ama o kadar çok insan var ki. Ben daha çok kamera arkasında olmayı istiyordum ama şimdi de oyunculuk çok cazip geliyor.
- Hiç kamera arkasıyla ilgilendiniz mi?
Avustralya'dayken lise sonda kısa filmler çektim. Çok iyi notlar aldım ve yaptığım filmler başka üniversitelere örnek olması açısından gönderildi.
- Eskiden Türk filmlerini sevmezken bir gün annenizin "Gora"yı izletmesiyle Türk sinemasının değiştiğini görmüşsünüz. Daha önce hiç duymamışmıydınız "Gora"yı?
Yok duymamıştım. Okul olduğu için takip edemiyordum Türkiye'yi. Sonuçta 8 sene boyunca Avustralya'ya alışmıştım ve Türkiye'ye gelmeyi çok istemiyordum. Sonra tatil için buraya geldim ve bir baktım ki her şey çok değişmiş Türkiye'de. İngiltere'deki ailemin de yanına gittim ama İstanbul'da kalmaya karar verdim. Böylece hem İngiltere'ye yakın olur hem de annemin yanında kalabilirdim.
OKULDA YARAMAZ BİR ÇOCUKTUM
- Ailenizin ayrı olması sizi çok etkiledi mi?
Oldu açıkçası. Küçükken İngiltere'ye çok gidip geliyordum. Ailemin İngiliz tarafından kopmak çok zor geldi. Bir kuzemin vardı ve büyürken hep yanımdaydı. Ben onun değerini ve önemini Avustralya'dayken anladım. Bu yüzden zorluk yaşadım.
- Asi bir tarafınız var gibi Emo'lar gibi...
Evet asi bir tarafım var ama Emo değilim. Metal ve rock dinliyorum daha çok ama her türlü müziği dinlerim. Emo'larla ilgili şöyle bir anım var. Biz bir arkadaşımla geyik olsun diye bir belgesel çekecektik ve Emo'ları çekmek istedik. Onlara bize konuşsunlar diye "Alternatif müzik belgeseli çekiyoruz" dedik. Bu sayede bizimle konuştular. Belgeseli daha sonra izleyince çok eğlenmiştik.
- Okulda da yaramaz biri miydiniz?
13 yaşındayken bir gün okula giderken siyah oje sürmüştüm ve bana bakıp arkamdan "Satanist bu" diye konuşmaya başladılar. Ben de anlam veremedim, siyah oje ile ne ilgisi vardı şeytanın. Sonra arkamdan "Bütün gece kendini kesiyor" diye iftira attılar. Sonra bir gün bir arkadaşımla bahçede oturuyorduk. Başka kızlar gelip "Siz satanist misiniz, cadı mısınız" gibi sorular sormaya başlayınca önce konuşmaya çalıştım kızlarla ama bana "Siz şeytana inanıyorsunuz" deyince bir tanesi sinir oldum ve ona yumruk attım. Sonra da iki gün uzaklaştırma cezası aldım, aynı şekilde o da uzaklaştırıldı çünkü hata bende değildi sadece.
- Bundan sonra üniversiteye devam etmek istiyor musunuz?
Tam olarak ne yapacağıma karar veremedim. Oyunculuk da olabilir, kamera arkası da, bunun dışında güzel resim de çiziyorum. Mesela kot pantolonlarıma desenler yapıyorum.
Annem bana hiç baskı yapmadı
- Bu diziyi seçmenizde anneniz Suna Yıldızoğlu'nun etkisi oldu mu?
Annem beni hiçbir şekilde bir tarafa itmeye çalışmadı. Temponun çok yoğun olacağını söyledi ve "Buna katlanabileceğini düşünüyorsan yap" dedi. Başrolü oynayacak olmam, oyunculuk dersleri alabilecek olmam kararımı vermemde daha etkili oldu. İnanmadığım bir senaryo olsaydı zaten oynamazdım.
- Elif karakteri sizi yansıtıyor mu?
Yok Elif çok saf biri. Bana hep "Çok masum bir yüzün var" diyorlar ama ben böyle çok saf biri değilim.