Güncelleme Tarihi:
- Mağara dalgıçlığı ne tür bir uzmanlık gerektirir, bir okulu var mı?
- Çeşitli düzeylerde eğitim veren uluslararası ve ulusal birkaç kurum var. Açık deniz dalgıçlığıyla temel farklılıklardan biri, istediğiniz zaman yüzeye çıkamamanız. Başaşağı durduğunuz bir ortamda olduğunuzdan, yüzeye çıkmak için geri dönüş yolunuzu dikey aramanız gerek. Sonra bu tür mağaralar yanıltıcıdır. Girdiğinizde su tertemiz olabilir ancak dönüş yaptığınızda bulanıklaşır, görüş mesafesi yok olur. Bu nedenle yüzeyden mağaraya inmede kullanabileceğiniz bir rehbere ve her türlü ekipmanın (bilgisayar, fener, tank, regülatör, palet, bıçak, maske vs.) birkaç tane yedeğine sahip olmanız gerek. Oksijeninizin bir kısmını mağaraya girmek, bir kısmını dışarı çıkmak ve bir kısmını da acil durumlar için idareli kullanmalısınız.
- Kaç yıldır dalıyorsunuz?
- 11 yaşımdayken tüple dalış yapmaya başladım ve bir daha da sudan hiç çıkmak istemedim. Mağara dalgıçlığına 1990’da başladım. Avrupa, Asya, Orta, Güney ve Kuzey Amerika ve Karayipler’de binlerce dalış yaptım, sualtında yaklaşık 20 bin saat geçirdim. Daldığım en derin nokta 150 metre. Mağara dalgıçlığı benim için kesinlikle bir hobinin ötesinde, hem bir tutku hem de iklim değişiklikleri, kaynak yönetimi ve biyoloji üzerinde çalışma yapmaya ve risklerin tahmin edilmesinin boyutlarını keşfe yönelik bilimsel bir çalışma alanı.
- Dünyanın çeşitli bölgelerinde yaptığınız dalışlar arasında sizi en çok etkileyen dalış ve keşifler hangileri?
- Mağaralar, köpekbalıkları ve iklim değişikliği konusunda belgeseller çektim. Ayrıca pek çok Hollywood filminde dalgıçlıkla ve suyla ilgili rollerde dublörlük yaptım. Unutamadığım dalışlardan birini iki sene önce, İtalya’nın Marche bölgesinde yaptım. Yerin altından çıkan hidrojen-sülfat gazlarından oluşan bir jips mağarasında onlarca metre aşağı dalmak zorunda kaldık. Mağarada son derece ilginç, henüz ne olduğu bilinmeyen mikrobiyel canlılar vardı. Bakteri numuneleri toplamak için bu mağaranın dibinde soğuk sulara dalma onuruna sahip oldum.
OKSİJENİN SINIRLI AMA DEVAM ETMEK İSTİYORSUN
- Batık bir mağarada ya da mavi deliklerde yeni keşiflere doğru ilerlemek nasıl bir duygu?
- İlk defa sizin gireceğiniz bir ortama dalmanın yaşattığı hissi tarif etmek imkânsız. Burada sessizlik daha yoğun, konsatrasyon ve odaklanma daha fazla. Bir yandan dışarı çıkmaya yetecek oksijenin azaldığını biliyorsun ama bir yandan da ilerlemeye devam etmek için güçlü bir istek duyuyorsun...
- Peki bu isteğin insan hayatına mal olduğu oluyor mu?
- Florida’da son 40 senede 300’den fazla insanın sualtı mağaralarında öldüğünü biliyorum. Ünlü bir kâşif, fotoğrafçı ve çevreci olan kılavuzum Wes Skiles da dahil olmak üzere çok sevdiğim arkadaşımı dalış kazalarında kaybettim.
- Sizin ve ekibinizin bu dalışlar sırasındaki keşifleri neler oldu?
- İklim değişiklikleri ve deniz seviyesi yükselişi oranlarını anlamamıza yardımcı olacak jeolojik numuneler, milyarlarca yıl önceki yaşamın ve Mars gibi diğer gezegenlerdeki yaşamın nasıl olduğuyla ilgili biyolojik numuneler ve kıyıya yakın mağaralarda oksijensiz, suyu tuzlu ortamlarda iyi korunmuş arkeolojik bulgular çıkarıyoruz. Temiz suyun nerede bulunduğunu daha iyi anlıyoruz. Bulduğumuz fosillerin çoğu, o ülkede kalıyor. Ev sahibi ülkeler ve ulusal müzeleriyle ortak çalışıyoruz. Daha çok az şey yaptık. Planım, yaşım iyice ilerleyene, hatta ölene kadar keşfe devam etmek.
Bazen binlerce kilo ağırlığındaki ekipmanları taşımanın fiziksel zorluğu oluyor. Ancak daha zor olanı; ailemden uzun süre ayrı kalmamın neden olduğu ruhsal durum. İklim değişikliği konusunda, dünya çapında üne sahip uzman bir deniz bilim profesörü olan Amy Clement ile evliyim. İki oğlum var: Lincoln 4, Jasper 7 yaşında
VAN DEPREMİ DOĞAL BİR SONUÇ
Çevre antropolojisi, insanların doğal kaynakları nasıl kullandıklarına, kaynakların durumunun ve iklim gibi diğer çevresel faktörlerin kültür, sosyal sistem, din veya ekonomiyi nasıl etkileyeceğine odaklanır. Son zamanlarda küresel ısınma, kasırga, deprem gibi tehlikelere odaklandık. Ülkenizde yakın zamanda meydana gelen trajik deprem (Van depremi), doğal bir tehlikenin, acil durumlarda ne yapmak gerektiği gibi insanların aldığı kararlardan nasıl etkilendiğinin bir örneği. Benim yaşadığım tropik bölgede meydana gelebilecek bir fırtına, bir ülkede binlerce insanı öldürürken, diğerinde çok az zarara neden oluyor. Farklı sosyo-ekonomik ve kültürel faktörlere dayalı, farklı hassasiyetlere sahibiz.
Kızımın doğumunda 300 ağaç diktik
Ceyda Düvenci Oyuncu / O DA BİR YEŞİL
Çöplerimi ayrıştırıyorum. Cam, kâğıt ve plastik atıkları ayrı çöplere atıyorum. Plastik şişe yerine cam şişe tercih ediyorum. Düzenli olarak ağaç dikiyorum. Hatta kızım Melisa doğduğunda onun için 300 tane ağaç dikildi. Doğum şekeri olarak da ziyarete gelenlere çam ağacı tohumları dağıttık. Bunun dışında, haftalık meyve sebze alışverişimi Nazilli’de organik tarım yapılan bir çiftlikten karşılıyorum. Kendi bahçem var. Orada kimyasal olmayan, sebze ve meyvelerin artıklarından elde edilen gübreyi tercih ediyorum. Tarım ilacı kullanmıyorum.
237 bin kişinin gezdiği sergiyi görün
Bİ’ŞEY YAPMALI
Küresel ısınmanın hangi boyutlara ulaştığını öğrenmek ve alabileceğiniz önlemler hakkında bir fikir edinmek istiyorsanız ‘İklim Değişikliği: Hayata Tehdit ve Yeni Enerji Geleceği’ sergisini gezebilirsiniz. Amerikan Doğal Tarih Müzesi’nin 2008’de New York’ta açtığı ve 237 bin kişi tarafından ziyaret edilen sergi 15 Ocak 2012’ye kadar Santralistanbul Ana Galeri’de. Sergi alanında gerçekleştirilen ücretsiz atölye çalışmalarına da katılabilirsiniz.