Ender TÜRKKAN/ MARMARİS(Muğla), (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Ekim 02, 2007 11:56
JEOFİZİK mühendisi Prof.Dr. Övgün Ahmet Ercan, Muğla'nın Marmaris İlçesi İçmeler Beldesi'nde 65 yıl sonra işletilmek istenilen manganez madeni ocağının çevresinde dolaşanların seks gücünün artacağını savundu. Bölgede yeniden maden çıkarmaya kalkmanın çevreye, turizme ve ekonomiye zarar vereceğini savunan Prof.Dr. Ercan, maden ocağı ve etrafının sağlık turizmine hizmet etmesinin daha yararlı olacağını belirtti.
Mehmet Bekmez ve Talip Özçelik adlı iki girişimci, İçmeler'deki ‘Julian Forest’ otelin karşısında ve sadece 50 metre uzağındaki, milli park alanı içerisinde yer alan ve 1938- 42 yıları arasında İtalyanlar tarafından işletilen maden ocağından tekrar manganez çıkarmak için geçen Ocak ayından itibaren gerekli izinleri almaya başladı. 2005'te değiştirilerek yürürlüğe giren Maden Yasası doğrultusunda girişimciler, gerekli izinlerin bir bölümünü alırken Milli Parklar Genel Müdürlüğü buna onay vermedi. Müdürlük, çam ormanı ve şifalı olduğu bilinen Gölenye Deresi'nin de bir bölümünü kapsayan 64 dönümlük alanda maden aranmasını onaylamadı. Bunun üzerine taraflar mahkemelik olunca durum, yerel yayın yapan ‘Kanal 48' televizyon kanalı aracılığıyla kamuoyuna yansıdı.
Turizm ve doğa alanının içindeki maden ocağının yeniden faaliyete geçeceği olasılığı ilçedeki çevrecilerin tepkisine yol açtı. Marmaris Belediyesi Kent Konseyi Çevre Komisyonu, konu hakkında bilimsel rapor hazırlaması amacıyla İstanbul Çevre Federasyonu'nun 2'nci Başkanı da olan İstanbul Teknik Üniversitesi'nden (İTÜ) emekli öğretim üyesi Jeofizik Mühendisi Prof.Dr. Övgün Ahmet Ercan'ı ilçeye çağırdı. Prof.Dr. Övgün Ahmet Ercan, hazırladığı raporu ve düşüncelerini, tartışmalara yol açan maden ocağında düzenlediği basın toplantısıyla açıkladı. Maden Yasası'nı çevre ve doğayı gözetmediği, madenciler ile yabancı sermayeyi kolladığı gerekçesiyle eleştiren Prof.Dr. Ercan, bu alanda maden aramanın hata olacağını anlattı. Prof.Dr. Övgün Ahmet Ercan, şöyle devam etti:
“Dünyanın hiçbir yerinde turizm ve milli park alanı içerisinde maden işletmesine izin verilmez. Ancak, maalesef bizim maden yasamız, buna müsait. Madencilik sessiz sedasız yapılacak bir iş değil. Patlamalar ve toz içinde gerçekleştirilir. Bir otele bu kadar yakın, ormanlık ve dere kıyısındaki bir yerde yaşanacak bu gelişmelerin turizme ve çevreye zarar vereceği kesindir. Ham haliyle tonu 50 dolara satılan manganezden bir yılda elde edilecek kazanç milyon doları bile bulmayacaktır. Öte yandan ülke ekonomisine her yıl yaklaşık 1.5 milyar dolar kazandıran Marmaris turizmi büyük zarar görebilir. Türkiye'nin birçok yerinde manganez madeni varken burada tekrar maden aranmasına izin verilmemeli.”
Prof.Dr. Ercan, demir-çelik ve ilaç sanayinde hammadde olarak kullanılan manganezin sağlık turizmine de hizmet edebileceğini belirterek şöyle devam etti:
“Manganezin sağlık açısından da faydaları vardır. En büyük özelliği de seks gücünü arttırmasıdır. Her taşın insanlara sağlık açısından faydası vardır. İnsanlar kaya parçalarının salgılarından etkilenirler. Bu maden ocağının çevresinde dolaşanların, kötü duyguları iyiye dönüşür, sevme, sevilme dolayısıyla da seks gücü artar. Ayrıca burada yeraltı su kaynağı da var. Bu da değerlendirilerek, maden ocağının bulunduğu yer sağlık turizmi kapsamında kullanılabilir. Buraya turlar düzenlenebilir.”
Prof.Dr. Övgün Ahmet Ercan, manganez parçalarını cebine ya da evdeki odalarına koyanların kendilerini iyi hissedeceğini, seks güçlerinin artacağını da öne sürdü.
Marmaris Kent Konseyi Çevre Komisyonu Başkanı Filiz Ersan da bölgede yeniden maden aranmasının önüne geçebilmek için çabalarının süreceğini söyledi. Konuşmaların ardından gazeteciler, 65 yıl önce işletilen 30 metre uzunluğundaki maden ocağına girerek, Prof.Dr. Ercan ve çevrecilerden yerinde bilgi aldı. Bu arada, gazeteciler ve çevrecilerin Prof.Dr. Ercan'ın sözleri ardından, İtalyanlar döneminde çıkarılan ve ocağın önünde küme halinde duran, yaklaşık 15 ton olduğu belirtilen manganez parçalarından ceplerine ve çantalarına koydukları görüldü.