Oluşturulma Tarihi: Mart 22, 2002 00:00
İSTANBUL ve Çanakkale boğazlarından yılda yaklaşık 50 bin gemi geçiyor.İstanbul'un üzerinde Demokles'in Kılıcı gibi sallanan deniz kazalarını hadi şimdilik bir yana bıkalım...Peki bu gemilerin sıvı ve katı atıkları ne olacak?Atıkları Marmara'nın sularına bırakmak gemi kaptanlarının insafına kalmış.Vicdanlı kaptan ne yapıyor?Ya Türkiye Denizcilik İşletmeleri'nin atık arıtma tesislerine yanaşıyor ya da işletmelere bağlı iki taşeron gemiye atıklarını boşaltıyor.Doğal olarak 50 bin gemiye sadece bunlar hizmet veremeyeceği için devreye kaçak hizmet sunan şirketler de giriyor.Bunların aldıkları sıvı atıkları ne yaptıkları ise meçhul.Denetim olmadığı için tekrar denize dökmeleri işten bile değil...Şimdi sıkı durun esas habere geçiyorum.Türkiye'nin elinde, hem atık toplayan, hem atıkları ayrıştıran ve geriye kazandıran dünyadaki 5 ekolojik gemiden bir tanesi var... Ama ne yazık ki bundan gerektiği gibi yararlanamıyor.Geminin adı BSEC Marmara-1. (BSEC, Karadeniz Ekonomik İşbirliği anlamında.)Ukrayna Çevrecilik Akademisi profesörlerinden İgor Reşetnikov tarafından tasarlanan gemi 1998 yılından beri İzmit'te.Belediye Başkanı Sefa Sirmen'in girişimiyle İzmit'e getirilen gemi, halen ‘‘İzmit Atık ve Atıkları Arıtma, Yakma ve Değerlendirme Anonim Şirketi) kısa adıyla İzaydaş tarafından işletiliyor.Geminin arıtma kapasitesi günde 500 ton.Peki kapasitesini kullanıyor mu?Hayır...Profesör İgor Reşetnikov, ‘‘Ne yazık ki, kapasitemizin çok altında çalışıyoruz. Düşünün ki BSEC Marmara-1 Ege, Karadeniz ve Akdeniz'in tek ekolojik gemisi ama İzmit'e demirli olduğu için işlevini tam olarak yerine getiremiyor’’ diyor. Projesine öylesine gönül vermiş ki, geminin peşinden Türkiye'ye gelmiş buraya yerleşmiş.Mesele esasında basit. İzmit, Boğaz trafiğinden hayli uzakta. Yani geminin tam kapasitesini kullanması ve para kazanması için İstanbul'a getirttilmesi gerek.Marmara Boğazlar ve Belediyeler Birliği'nin Genel Sekreteri Fikret Toksöz, ‘‘Gemi İstanbul için son derece yararlı keşke elimizde onun gibi birkaç gemi olsaydı’’ diyor.Profesör Reşetnikov, derdini anlatmak için Vali Erol Çakır ile de görüşmüş.Vali Çakır, geminin Ahırkapı açıklarına getirilmesine sıcak bakmış ve bu konuda Çevre Bakanlığı İl Müdürlüğü'nden bir rapor istemiş.Görüşme kasım ayında gerçekleşmiş... Henüz bir gelişme yok.Çevre Müdürlüğü ne diyor?VALİ Erol Çakır'ın BSEC Marmara-1'in İstanbul'a getirtilmesi için rapor istediği İl Çevre Müdürü Yavuz Çengel telefonda önce ‘‘bu gemiye ayrıcalık tanıyamalız’’ diyor.Ayrıcalık tanıyamayız dediği dünyadaki 5 ekolojik gemiden biri.Parantez açalım: Diğerleri Hollanda, Finlandiya, Almanya ve Japonya'ya ait.Ayrıca kime karşı ayrıcalık onu da anlamış değilim. Çünkü yukarıda değindiğim gibi atık toplama işinin büyük bir kısmını zaten korsan çalışan gemiler yapıyor.BSEC Marmara-1'in en büyük özelliği de atıkları işlemesi. Türkiye'de bu işi bir tek o yapıyor, bir de Türkiye Denizcilik İşletmeleri.Çengel karşı karşıya konuştuğumuzda, ‘‘Geminin İstanbul'da çalışması için yasal engel yok’’ diyor. Geminin lisansı var, Türk bayrağı çekilmiş.Çengel'e göre ‘‘ortam oluşamadığı için İstanbul'da çalışamıyor.’’Ortamın oluşması ne demek?Çengel şöyle izah ediyor: ‘‘Atıkların toplanması için uluslararası standartlarda bir kontrol mekanizması oluşturmak gerek. Bunun üzerinde çalışıyoruz.’’Çengel'in sözünü ettiği kontrol mekanizması ne zaman devreye girer bilemem. Bu arada Marmara'nın suları gelişigüzel toplanan atıklar nedeniyle sürekli kirleniyor. BSEC Marmara-1 ise İzmit'te ‘‘iş’’ bekliyor.Çengel'den öğrendiğime göre, denizle ilgili kararlarda Valilikten, Belediyelere, sahil güvenlikten, liman ve gümrük yetkililerine kadar 10 kurum söz sahibiymiş.Sanıyorum işte bu yüzden göz göre göre, hem Marmara Denizi'ni, hem müthiş para kaybediyoruz.Çünkü yine Çengel'in dediğine göre, Boğazlardan geçen gemilerden atık toplama, sintine temizleme, atıkları işleme gibi işlemlerden yılda 50 trilyon kazanabilirmişiz...Armani İstanbul'a geliyorGEÇTİĞİMİZ yıl İstanbul'da 1.5 milyon dolarlık yatırımla, mutfak ve banyoların sergilendiği Moda Bagno mağazasını açan Yunanlı işadamı Nikos Varveris ikinci dükkanını açmaya hazırlanıyor.Varveris'in ortağı ise ünlü modacı Giorgio Armani.Armani'nin ev dekorasyonuyla ilgili tasarımlarının satıldığı Armani Casa'nın İstanbul şubesi önümüzdeki pazartesi günü hizmete girecek.İstanbul'daki Armani Casa 300 metrekarelik bir alana yayılıyor ve 700 bin dolara malolmuş. Benzerlerine Milano, Paris, New York, Los Angeles ve Atina'da rastlamak mümkün.Küçük bir sürpriz: Varveris, Armani Casa'nin açılışı için ünlü modacının İstanbul'a gelmesini bekliyor.
button