Güncelleme Tarihi:
Prof. Dr. Mustafa Öztürk, Marmara’nın 25 metre derinlikten tabana kadar riskli durumda bulunduğunu belirterek “Oksijen normal seviyelerin çok altında. Çünkü Karadeniz’den gelen kirli sular Marmara’da 5-6 ay kalıyor” dedi. Müsilajın yani deniz salyasının ise sanayi ve tarımsal atık sulardaki azot (N), fosfor (P) ve karbon (C) birikiminden kaynaklandığını, küresel ısınmanın da bunu arttırdığını anlatan Öztürk, Marmara Denizi’nin “Ben ölüyorum, kurtarın” diye alarm verdiğinin altını çizdi.
HASSAS ALAN İLAN EDİLMELİ
Tarım, Çevre, Ulaştırma Bakanlıkları ile belediyelerin acilen bir masa etrafında bir araya gelmeleri gerektiğini vurgulayan Öztürk, uyarılarını ve çözüm önerilerini ise şöyle sıraladı: “Acilen hassas alan ilan edilerek, ileri kademe arıtmaya geçilmeli. Yani şu anda normal arıtmada belediyeler ve sanayi atık suları sadece karbondan arındırılarak denize veriliyor. İleri kademe arıtmaya geçildiğinde azot ve fosfordan da arındırılması gerekiyor. Bunun getireceği ek maliyet sadece yüzde 5 ila 10 arasında olur. Müsilaj yüzeyde balıkların solungaçlarına yapışır ya da kaçmalarına neden olur. Dibe çöktüğünde ise barbun, tekir gibi dip balıklarını yok eder. Bunu süpürmek de yanlıştır. Araçlara yapışır, yok olmaz. Rüzgârın etkisiyle yer değiştirir ya da bir süre sonra dibe çöker. Azot, karbon, fosfor yok olmaz. Kurtulmak için kirliliğin azalması gerekir.”