Marmara depremine 'nükleer' öneri

Güncelleme Tarihi:

Marmara depremine nükleer öneri
Oluşturulma Tarihi: Kasım 15, 2006 10:49

Deniz Bilimcisi Prof. Dr. Atilla Uluğ, Marmara’da biriken enerjinin tek seferde boşalamayacağını belirterek, deprem enerjisinin nükleer bir patlamayla boşaltılabileceğini söyledi. Prof. Uluğ, büyük bir nükleer patlamayla enerjinin boşaltılması önerisinin benimsendiğini ve Bakanlar Kurulu’nda konuşulduğunu açıkladı.

Haberin Devamı

'TEK SEFERDE KIRILMA OLMAZ'

Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü Deniz Bilimleri Anabilim Dalı Başkanı Prof.Dr. Atilla Uluğ, Marmara’daki deprem enerjisinin yapay yolla boşaltılabileceğini belirterek, 1999 depreminden sonra Bakanlar Kurulu’nun bu öneriyi tartıştığını söyledi. Uluğ, deniz tabanının yapısı nedeniyle Marmara’da tek seferde büyük bir yırtılma olamayacağını öne sürdü.

'YETERLİ BİRİKİM VAR'

Türkiye’de yöneticilerin depremi yeterince ciddiye almadığını, araştırmalara kaynak ayrılmadığı için yabancı araştırmacıların raporlarına bağımlı kalındığını iddia eden Uluğ, "Türkiye’de deprem alanında yeterli bir birikim var. Marmara fay haritaları ilk kez Türk araştırmacılar tarafından yayınlandı" dedi.

'NÜKLEER PATLAMA ÖNERİM BENİMSENDİ'

YÖNTEM
"Kopma noktasına yaklaşan fayı tespit edildiğinde, yeraltındaki gözenek suyunun basıncını arttırarak ya da patlatma yoluyla deprem enerjisi açığa çıkarılabiliyor. Bütün dünyada bu sistemler kullanılıyor. Mesela Amerika’da, eski petrol kuyularına yağ pompalanarak, yer kabuğu kaygan hale getirilip suni deprem yapılıyor”

Haberin Devamı

17 Ağustos’tan sonra Marmara Çınarcık çukurunda, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin denetiminde büyük bir nükleer patlama yapılarak biriken enerjinin boşaltılmasını önerdiğini açıklayan Prof. Uluğ,  “Bu nükleer patlamayla fayın takıldığı yeri açalım, suni bir deprem meydana getirelim dedim. Bu görüşüm benimsendi, Bakanlar Kurulu’nda konuşuldu. Böyle bir patlama yaparsak hakikaten fayda takılmış olan o enerjiyi boşaltabiliriz ama o zaman 7 veya 7,5 şiddetindeki deprem açığa çıkar. Bunu yaptığınız zaman insan kaybı olmayacak belki ama pek çok maddi hasar meydana gelecektir. ‘Herkes devletten tazminat talep eder ve devlet bu tazminatın altından kalkamaz’ dediler. Konuyu kapattık” dedi.

'MARMARA DENİZİ’NDEKİ FAY TEK SEFERDE KIRILAMAZ'

Marmara’nın ezilmiş, büzülmüş bir yapısı olduğunu ve yaşının 5-6 milyondan fazla olmadığını belirten Uluğ, “Marmara denizinin içerisinde kristalize sırtlar, yükseltiler, çukurluklar var.” dedi. Uluğ, bu nedenle Jeologların dediği gibi tek bir yırtılmanın olamayacağını şu şekilde örneklendirdi: “Gazete kağıdını elinize alıp yırtabilirsiniz. Ama o gazete sayfasının 2-3 yerine bant yapıştırırsanız yırtamazsınız. Hersek burnundan başlayacak ve öbür taraftan Çanakkale’ye, Saros’a kadar gidecek yırtılmayı benim ölçülerim göstermiyor. Bizim ölçtüğümüz faylar bir yere kadar geliyor, takılıyor sonra tekrar yırtılıyor. Kuzey Anadolu fayı aslında öyledir” dedi.

Haberin Devamı


“MARMARA’DA TUSUNAMİ OLABİLİR”

'MARMARA'NIN DİBİ ENTERESAN'
"İzmit depremi dört depremle oluştu. Kuzeyin İzmit tarafı kırıldı, geldi Çınarcık Çukuru’nun oralarda bir yerde kaldı, durdu. Şu an Marmara’nın güneyinde, Hersek Burnu’nu geçiyor aslında, yani Yalova taraflarının orada bir yerde kaldı fay. Marmara Denizi’nin böyle tek seferde yırtılamayacak kadar enteresan bir yapısı var"

Tusunami olabilmesi için deniz tabanında aniden bir dağ veya çukurluk oluşması gerektiğini kaydeden Uluğ, Marmara’da bin metreyi geçen çukurların olduğunu söyledi. Uluğ, şöyle devam etti:  “Onların yan tarafındaki bir toprak parçası heyelan yapabilir. Yani orada su eksilir, bir çukurluk olur, düştüğü yerde de suda yükselti olabilir. Denizaltı heyelanları da tusunami üretebilir.”

Haberin Devamı

'HÜKÜMETİMİZ İÇİN BİLİM DEĞİL IMF ÖNEMLİ'

Bayındırlık İskan Bakanlığı’nca ulusal deprem kapsamındaki bir projesinin kabul edildiğini, ödeneğinin de çıkarıldığını ancak IMF personel istihdamına onay vermediği için sorun yaşadıklarını anlatan Uluğ, Ege’de fayların çoğu deniz dibinde olduğu için Devlet Planlama Teşkilatı’ndan deniz dibine koymak için üç sismometre istediklerini ama kabul görmediğini söyledi.

ARAŞTIRMADA DIŞA BAĞIMILILIK

Deprem konusunda Türkiye’nin son derece bilgili olduğunu belirten Prof. Dr. Uluğ, deniz dibindeki araştırmaların yabancı gemiler tarafından yapılıyor olmasını Türkiye’nin dışa bağımlılık konusundaki isteği olarak yorumladı. Bir ihtimal olarak araştırmalarda elde edilen bilgilerin Türkiye’den saklanabileceğini savunan Uluğ, “Bu araştırmalar sırasında sadece deniz dibindeki fay hatlarını değil, bizim yeraltı kaynaklarımızı da tespit ediyorlar. Bize fay haritalarını sunuyorlar” dedi. Uluğ, bir soru üzerine “Japonlarla çalışmak, milli açıdan da bilim açısından da hep daha yerinde bir karar olur diye düşündüm” diye konuştu.

Haberin Devamı

“FAY BOYU DEPREM BÜYÜKLÜĞÜNÜ VERMEZ”

Prof. Dr. Uluğ, Marmara’da depremiyle ilgili tartışma konularından “kırık fay” meselesinin farklı yorumlanmasını şöyle açıkladı: “Jeologlar, ‘70 km kırılırsa 6.5 fay kırılır, 60 km kırılırsa 5 fay kırılır’ hesabı yapıyorlar. Böyle bir şey 10 parametreden biridir. Bir fay, boyu diyelim ki 30 km, öyle bir yırtılma yapar ki normal 70 km yırtan faydan çok daha fazla hasar yapar. Bazı yerlerde yırtılma yavaş olur, bazı yerlerde bütün fay zonu aniden yırtılır. Yırtılmanın bir sürü faktörleri vardır; bunları jeofizikçiler bilir. Onun için fay boyuyla deprem büyüklüğü tartışmasını ben sağlıklı bulmuyorum”.

'ŞAŞAALI TATBİKATLAR YERİNE OKULLARI ONARIN'

Haberin Devamı

Uluğ, deprem tatbikatları hakkındaki görüşlerini ise şöyle anlattı: “Tatbikatlar, depremi gündemde tutması açısından güzeldir ancak insanlar daha uzun soluklu ve daha düşük maliyetlerle bilgilendirilebilir. Tatbikatlarının yararını kabul etmekle birlikte, milyarlara mal olan bu şaşaalı tatbikatlar yerine o bütçeyle üç okulun daha güçlendirilmesini tercih ederim. Deprem hakkında yapılan bilgilendirmeler uzun soluklu ve kontrollü olmalıdır. Deprem ülkelerinde öncelikle fay hattına yakın olan binaları yıkıyorlar veya güçlendiriyorlar.”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!