Marka marka olmadan Cilalı İbo markaydı

Güncelleme Tarihi:

Marka marka olmadan Cilalı İbo markaydı
Oluşturulma Tarihi: Aralık 15, 2002 01:30

Yıllarca Türk sinemasına ve tiyatrosuna hizmet verdi. Sayısız filmde ve sayısız oyunda rol aldı, yönetmenlik yaptı.

Ortaoyunu geleneğimizin en önemli temsilcilerinden biri olduğu için Dümbüllü Ödülü aldı. Modern tiyatronun en iyi oyuncularından biri olarak Scape'nin Dolapları adlı oyununda gösterdiği üstün performanstan dolayı Legion D'Honneur ödülüne layık görüldü. Avustralya'dan Amerika'ya kadar dünyayı bir baştan diğerine dolaştı. Gittiği ülkelerde sahneye çıktı, Metro Golden Mayer stüdyolarında çekilen filmlerde oynadı.

Zeki Müren, Ayhan Işık, Fikret Hakan, Fatma girik gibi devrin ünlü jönleri ve aktristleriyle aynı filmlerde rol aldı. Kimi zaman 2.5 liraya talim etti, bazen büyük jönlerden bile fazla kazandı. Tiyatro ve sinemanın hem mutfağında görev aldı hem de sahne ışıklarının önünde parladı. Uzun zamandır sesi soluğu çıkmıyordu. Neredeyse unutulmak üzereydi. Arada bir, televizyon kanalları marifetiyle eski Türk filmlerindeki solgun fotoğrafları geçiyordu önümüzden, hepsi o kadar.

Geçen yıl Sinan Çetin'in ‘‘The Bank’’ adlı filminde oynamaya başladığı duyulunca orta yaşlardaki sinemaseverler onu heyecanla hatırladı. Evet Feridun Karakaya yani ‘‘Cilalı İbo’’ yıllar sonra yeniden beyazperdeye dönmüştü. Ama yine de sınırlı sayıda insan onu görebildi.

Ama geçtiğimiz hafta başlayan Turkcell reklam filminin yeni bölümleri televizyonlarda göründüğü andan itibaren herkes onu konuşuyor. Özgür kıza ‘‘Hişşşşt uyuma kız’’ diyen muzip ihtiyar Cilalı İbo'nun ta kendisi. O matrak sesi, hafif peltek konuşması, yuvalarında durmadan dönen gözleriyle yeniden karşımızda işte.

Hayatında hiç içki, sigara, kahve, gazoz ve çay içmedi. Çok az meyve yedi. Hep sarışın kadınları sevdi, esmerlerle birlikte olmadı. Hatta yatağına kadar gelen bir kadını sırf esmer olduğu için geri çevirdi.

1929 yılında İstanbul'da Avukat Nazım Bey'le Rana Hanım'ın üçüncü çocuğu olarak dünyaya geldi.

Genç cumhuriyetin ödünsüz hukuk adamlarından biri olan babacığını Atatürk'ün ölümünden bir yıl sonra kaybetti. İlkokulu Fındıklı'da, ortaokulu geçtiğimiz günlerde yanarak tarihe karışan Ortaköy'deki Gazi Osman Paşa Ortaokulu'nda, liseyi Kabataş Erkek Lisesi'nde okudu. Sahneye daha minicik bir çocukkken adım attı.

Henüz orta birdeyken rol aldığı bir temsil sırasında devrin büyük tiyatro adamı Necdet Mahfi Ayral'ın dikkatini çekti. Mahfi Ayral, İstanbul Şehir Tiyatroları'nda bir çocuk tiyatrosu kurmak istediği için yetenek avına çıkmıştı. Daha ilk durakta karşılaştığı Feridun Karakaya'yı hemen kaptı ve çocuk tiyatrosunu onun hiperaktif performansı etrafında oluşturmaya başladı. Bu küçük adam sahnelerin tozunu attırıyordu.

SİNEMA AŞKI BÜYÜYOR

Askerlik dönüşü tiyatroya devam etti. Bu sırada sinemada ufak defek roller almaya başladı. Ömer Lütfi Akad'ın yönettiği bir filmle gösterdiği başarıdan ötürü Türk Oscar'ını aldı. Türk Sinemasevenler Derneği'nin dağıttığı Bronz Oscar heykeline layık görüldüğünde film başına 2.5 lira alıyordu:‘‘Bu ödülden sonra herhalde şöyle 100-150 bin lira verirler’’ diye düşündü. Ama işler ansızın öyle kesat bir hale geldi ki değil 150 lira almak eskiden eline geçen 2.5 lirayı bile veren olmadı.

Şehir Tiyatrosu'nda kadrolu olarak çalışması Karakaya'yı rahatlatıyordu ama içindeki sinema aşkı büyümeye devam ediyordu. Annesi, büyükannesi, askerden döndükten sonra bir baltaya sap olabilmesi için doğru dürüst bir iş tutmasını istiyorlardı. Ailesinin ‘‘doğru dürüst iş’’ dediği bilinen ve aile geleneğine uygun olan mesleklerdi. Eski İstanbullu bir aile olan Karakayalar'ın çoğu hukukçu, deniz subayı, devlet memuru falandı. Büyükannesi torununun üniforma giymesini, ata binmesini çok arzuluyordu. O oyuncu olup çıktıktan sonda bir gün, Ah oğul ah, demişti, bir orman memuru bile olamadın!

ZEKİ MÜRENLE İLK FİLM

1957'de devrin ‘‘Sanat Güneşi’’ Zeki Müren'in sinemada da parladığı yıl oldu. Osman Seden bir gün Feridun Karakaya'yı çağırarak Zeki Müren'le tanıştırdı. Berduş isimli bir film çekilecekti ama bir eksik vardı. Komik adam rolleri için seçilen Münir Özkul hastalanmıştı. Osman Seden de başrol oyuncusu Zeki Müren'e Münir Özkul yerine Karakaya'nın oynamasını önermişti. Müren, yeni oyuncunun şöyle bir yüzüne bakıp, başını yana çevirerek ‘‘Ama bu meşhur değil ki’’ diye itiraz etti. Osman Seden sesini çıkarmadı. Zeki Müren, Karakaya'ya dönerek yüzünü bir müddet izledikten sonra ‘‘Peki, ne diyelim olsun bari’’ deyince iş tamam oldu. Berduş'ta Zeki Müren'in yanında bulunan boyacı İbrahim rolünde Feridun Karakaya olağanüstü bir başarı gösterdi. Siperliği yukarı kalkık şapkanın altına tebeşirle Cilalı İbo yazmışlardı. Bazı sahnelerde kendiliğinden oluşturduğu mizansenle Zeki Müren'i bile gölgede bıraktı.

Berduş'un ardından Gurbet isimli bir filmde de rol alan Karakaya'yı artık yolda gören herkes tanımaya başladı. Ama, Gurbet'teki rolüyle değil Berduş'taki Boyacı İbrahim tiplemesiyle. Böylece Cilalı İbo adlı tip ortaya çıktı. 1959'da çekilen Cilalı İbo Casuslar Arasında filmi yeni bir markanın habercisi oldu. Türk sineması yeni bir kahraman kazandı. Cilalı İbo, Sadri Alışık'ın Turist Ömer'i ve Kemal Sunal'ın İnek Şaban'ı ortaya çıkmadan yıllarca önce kendine has bir karakter olarak sınırlarını çizdi.

Feridun Karakaya Cilalı İbo'yu şöyle tarif ediyor: ‘‘Komik, saf, cesur, temiz yürekli, sapına kadar erkek, gariplerin yardımına koşan, sevdikleri için canını veren bir Türk insanı.’’

Cilalı İbo, büyük bir ilgiyle karşılaşınca aynı başlıkla tam 11 film çekildi. Feridun Karakaya, askerden sonra evlendiği ilk eşini kanserden kaybetti. 25 Ekim 1959'da evlendiği ikinci eşi Merih Hanım'dan iki evlat sahibi oldu: Ferit ve Cem Karakaya.

CANAVAR KUĞUYU KAPTI

Feridun Karakaya, ikinci eşi Merih Hanım'la 1987'de boşandı. Daha sonra da 1958 doğumlu Ayşegül Hanım'la üçüncü evliliğini yaptı. Dokuz yıldır evli olan Karakaya çifti, Esentepe'de, bahçe içindeki iki katlı evlerinde yaşamlarını sürdürüyor. ‘‘O bir melek’’ diye söz ettiği Ayşegül Hanım'la evlendiği dönemde, ‘‘Sonunda canavar, kuğuyu kaptı’’ diye açıklama yaparak herkesi gülmekten kırıp geçirmişti.

Feridun Karakaya, seks filmleri furyasında, Cilalı İbo'yu yem etmemiş olmakla gururlanıyor: ‘‘Allah muhtaç etmesin Ekrem Bora gibi büyük bir aktör bile bu furyadan nasibini aldı. O devirde film başına 100 bin lira alıyordum. Bana seks filmi karşılığı tam 10 milyon teklif ettiler ama kabul etmedim.’’

1980'den sonra tam 22 yıl hiçbir filmde rol almadı. Geçen sene geçirdiği ağır kalp krizinin ardından 3.5 ay komada kaldı. Yoğun bakımdan çıktıktan sonra bir ay boyunca da hastanede dinlendi. Hastane odasındaki uzun dinlenme döneminde bir gün saçları aslan yelesine benzeyen bir adam kapıyı tekmeyle açarak girmiş ve ‘‘Hadi ihtiyar kurt, böyle miskin miskin yatacağına kalk yataktan film çevireceğiz’’ demiş. Gelen adam yönetmen Sinan Çetin'di.

HİŞŞŞT UYUMAYIN

Kalktı, hemen giyindi, taburcu kağıtlarını imzaladı ve o adamın peşinde aynı gün film setine gitti. Banka adlı filmde, mal müdürü rolünü üstlendi. Oğlu Cem de belediye başkanını oynuyordu.

Karakaya, iki yönetmeninden Sinan Çetin ve Serdar Erener'den sitayişle söz ediyor: ‘‘Sinan, aslan gibi bir yönetmen. Serdar Erener'le ikisi çakmak taşıyla kav gibiler. Bir araya geldiler mi ateşler fışkırıyor yaptıklarından.’’ Turkcell reklamındaki rolü de Sinan Çetin teklif etmiş Feridun Karakaya'ya.

Şimdi biraz rahatsız. Evinde dinleniyor. Beyaz perdenin, tiyatro sahnelerinin bu unutulmaz yüzü, bir an önce iyileşip kaldığı yerden devam edeceği günleri dört gözle bekliyor. Vedalaşırken arkamızdan sesleniyor,

‘‘Hişşşşt uyumayın, kendinize mukayyet olun’’...

KARAKAYA'NIN OYNADIĞI BAZI FİLMLER

Görünmeyen Adam İstanbul'da - 1955

Beyaz Mendil - 1955

Şehir Yıldızları - 1956

Berduş - 1957

Gurbet - 1959

Gönül Kimi Severse - 1959

Cilalı İbo Casuslar Arasında - 1959

Cilalı İbo Yıldızlar Arasında - 1959

Cilalı İbo'nun çilesi - 1960

Cilalı İbo Zoraki Baba - 1961

Cilalı İbo Rüyalar Aleminde - 1962

Cilalı İbo Kızlar Pansiyonunda - 1963

Cilalı İbo Perili Köşkte - 1963

Cilalı İbo ve Kırk Haramiler - 1964

Beş Şeker Kız - 1964

Seveceksen Yiğit Sev - 1965

Sinekli Bakkal - 1967

Vuruldum Bu Kıza - 1968

Mısır'dan Gelen Gelin - 1969

Cilalı İbo Almanya'da - 1970

Cilalı İbo Yetimler meleği - 1971

Cilalı İbo Teksas Fatihi - 1971

Banka - 2002
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!