Güncelleme Tarihi:
3.661 yılda bir buralara gelen Marduk, en son İÖ 1649’da Dünya’da facialara sebep olmuş. Serdar Turgut’un köşesinde yazdığı, Burak Eldem’in de bir kitapta anlattığı “iddiaya göre”, ABD’de çok az sayıda insan başımıza gelecekleri biliyor, onun için Amerika apar topar su kaynaklarına, petrol bölgelerine (Irak) el koymaya çalışıyormuş.
Tabii bu bilimsel açıdan kabul gören, daha doğrusu “resmen” kabul gören bir iddia değil. Şimdilik bir “felaket senaryosu” sadece.
GİZLENEN BİR BAŞKA SENARYO
Gazetelerde, dergilerde okudunuz. Ben de size, müsaade ederseniz, bir başka “felaket senaryosu” aktaracağım. Bu söyleyeceğim de “büyük güçler” tarafından bizden gizleniyor.
Şöyle ki...
Önümüzdeki birkaç sene içinde, petrol talebi ve tüketim hızla artmaya devam ederken, dünya petrol üretimi inişe geçecek. Petrol açığı dünyanın ekonomik (ve ekonomiye bağlı olarak siyasal ve sosyal) dengelerini altüst edecek.
Bu hesap King Hubbert denilen bir projeksiyon metoduyla ortala çıkıyor. Hubbert, Amerikan yurtiçi petrol üretiminin 1970’lerde pik noktaya ulaşacağını hesaplamış, hesabı doğru çıkmıştı.
Bu metodun diğer petrol yataklarına uygulaması da aynı sonucu veriyor: “Kara üçgen” denilen İran-Irak-Suudi Arabistan hariç, diğer bölgelerde petrol üretimi geriliyor.
King Hubbert metoduyla yapılan hesaba göre, Ortadoğu petrol üretimi yaklaşık 2010 senesinde (Irak petrolünün devreye girişine, Çin’in şu an rekor seviyede olan kalkınma hızına göre bu tarih bir iki sene oynayabilir) gerilemeye başlayacak. Yani pik noktası 2010 civarında aşılacak.
İlk darbeyi (uçak benzini sebebiyle) hava taşımacılığı ve (azotlu gübre sebebiyle) tarım sektörü yiyecek. Ardından kara taşımacılığı, turizm, petrokimya, otomotiv sektörleri petrol sıkıntısının etkilerini yaşayacak.
Paris Milletvekili (Çevreci) Yves Cochet “Bu bir kehanet değil, bilimsel bir hesap, ama yöneticilerimiz bilmemeyi, duymamayı, görmemeyi tercih ediyorlar” diyor. Tabii gerçeği görüp söyleyenler de çıkıyor arada. Mesela İngiltere’nin eski Çevre Bakanı Michael Meacher, Financial Times’a yaptığı açıklamada “Medeniyet, son dönemlerdeki en ciddî ve muhtemelen en ağır krizini yaşayacak” diye uyarıyordu.
Jeolog Colin Campbell, Birleşmiş Milletler’i hemen önlem almaya çağırıyor. (1) Fakir veya kalkınmakta ülkelerin asgarî petrol ihtiyacı garanti altına alınsın (2) Petrol sıkıntısından doğacak spekülatif kârlar engellensin (3) Herkes tüketimini kıssın, yenilenebilen enerji kaynaklarını geliştirsin... vs. BM bütün bunları koordine etsin, denetlesin.
Yves Cochet diyor ki, iç petrol üretiminin gerilediği 1970 yılından beri, Amerika’nın bütün askerî operasyonları, petrol kaynaklarını kontrole yöneliktir.
1980’lerin başında, ABD, petrol kaynaklarını ve fiyatları tekrar kontrolüne alabilmek için, Saddam Hüseyin’i silahlandırıp İran’a saldırttı, Suudi Arabistan’ın işbirliği yaparak üretimi arttırmasıyla da fiyatlara etki yaptı. Birinci Irak Savaşı’nın (1991) tek sebebi petroldü.
Aynı şekilde, ABD’nin Balkanlar’daki çatışmalara süratle ve bütün ağırlığıyla müdahalesinin tek hedefi, Rusya’yı petrol bölgelerinden uzak tutmaktı. Petrol yollarını tutmak için, ABD, Bosna’dan Orta Asya’ya kadar İslamcılar’la, teroristlerle, Blair’in son Libya seyahatinin gösterdiği gibi, dünkü can düşmanlarıyla işbirliğine gitmekten çekinmedi. Büyük Orta Doğu Projesi de, insan hakları, demokrasi filan gibi safsatayı boşverin siz, petrol kaynaklarını kontrol etmeyi hedefliyor.
Yani?
Yani, 2012’de Marduk gelir de ortalık karışır mı, bilemem.
Ama dünyada eşi benzeri görülmemiş bir petrol sıkıntısı yaşanacağı, bunun ekonomiye büyük bir darbe indireceği, başta Türkiye gibi ülkelerin de canına okunacağı kesin.
MİŞ !