Güncelleme Tarihi:
SU SORUNU CUMHURİYETLE YAŞIT | ||
Kentin su şebekesinin, Cumhuriyet tarihinden eski olduğu söyleniyor. Yer yer kanalizasyon karıştığına dair iddialar da var. Belediye başkanı Abrulkadir Tutaşı, teras sistemiyle inşa edildiği için Mardin'in Türkiye'nin en zor su alabilecek iki şehrinden biri olduğunu söylüyor (Diğeri Ağrı). On günde bir, ya da 24 saat hiç su almayan yerler var. Bu yüzden su ihtiyacı tankerlerle karşılanıyor. DYP'li Belediye Başkanı Tutaşı, 60 km. ötedeki Beyazsu'dan su getirme projesinin, belediyenin bütçesini çok aştığını, milletvekillerinin de hiç ilgilenmediğini söylüyor. "Yerel seçimlerde malzeme yapmak için erteliyorlar" diyor. Mardin'in üçü AKP'li, ikisi CHP'li, biri bağımsız altı milletvekiline duyurulur. |
Altı milletvekili unuttu gitti bizi
Güvenlik sorununu çözen Mardin'in şu yıllarda en önemli derdi işsizlik, ekonomik durgunluk, yoksulluk, yatırım eksikliği, öğretmen ve doktor ihtiyacı, susuzluk ve eğitimle ilgili açıklar olarak sıralanabilir. Ve tabii, inanç ve kültür turizmi konusunda dünyanın yıldız şehirlerinden biri olma potansiyeli nedeniyle, geleceğini turizme bağladığı için, bu konuda da acil ilgiye ihtiyacı var.
Değerler bilinmiyor
Maalesef, başta kendi altı milletvekili olmak üzere ne politikacıların, ne Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın, ne Koruma Kurulları'nın şehirle ilgili bir icraatı sözkonusu. 'Ee hadi artık' diyesi geliyor insanın. Daha ne bekliyorsunuz? Onca yıllık tarih, camiler, kiliseler, manastırlar, medreseler, kendine özgü eski taş evler, bunların kaçı, dünyanın hangi ülkesinde var ki? Neden sahip olduğunuz değerleri görmezden geliyorsunuz?
Esnafın hali içler acısı
Mardin Organize Sanayi bölgesi, atıl durumda. 70 fabrikadan sadece yedisi çalışıyor. Habur sınır kapısından çalışan nakliye araçları sayesinde ekonomisini canlı tutan Mardin, Irak Savaşı nedeniyle yatırımların durması ve Habur kapısından nakliyatın sınırlandırılmasından sonra ??mahvolmuş??
durumda. Bir klişe vardır ya, ??esnaf kan ağlıyor?? diye. Bu Mardin'de bir klişe değil, gerçeğin ta kendisi. Sanayicinin işleri durmuş, nakliye araçları çürümeye terkedilmiş, kısaca çarşılarda en ufak bir hareket yok.
İşsizlik sorunu facia
YÖK'TEN EVET ÇIKARSA | ||
Büyük kentlerde Mardinli on bin üniversite öğrencisi bulunduğunu söylüyorlar. Bu üniversite çağındaki gençlerinin yüzde 60'ı. Yani yüzde 40 açıkta. 13-14. yüzyıllarda eğitim ve bilimin başkenti olan Mardin'de, yüksek okul var ama bir fakülte yok. Mimarlık ve eğitim fakültesi istiyor Mardinliler. Diyarbakır Dicle Üniversitesi senatosu açılmasına karar vermiş. YÖK'ün evet demesini bekliyorlar. Bu çalışmalar için bir Üniversite Kurma ve Yaşatma Derneği kurulmuş. Üniversitenin binası da hazır, valiliğin tahsis ettiği eski hükümet konağı. Mardin ??okumak?? istiyor.. |
Yaşanan korkunç ve acı gerçekler
Devlete ve işadamlarına ait binaların önünde, yardım bekleyenler kuyruk oluşturuyor. Yoksulluğun boyutunu şu rakamlarla da anlayabilirsiniz: 2000 yılı itibarıyla kentte toplam nüfus 705 bin 098'miş; 2003 temmuz itibarıyla yeşil kart sahibi olanların sayısı ise 280 bin 806. Ben oradayken bayram öncesiydi; Belediye Başkanı Tutaşı, çarşıda bayramını kutlayan birkaç kişiye benim yanımda harçlık verdi ve anında şehre bir şayia yayıldı:
??İstanbul'dan bir kadın gelmiş, para dağıtıyor.?? Bu kez benim ardımda kuyruklar oluştu.
Okullar öğretmensiz, hastaneler doktorsuz
Mardin Milli Eğitim Müdürü Abdülmenaf Bilgin, 150 sınıf, bin de branş öğretmeni açıkları olduğunu söylüyor. Anlattığına göre, kız öğrencilerin okumaması gibi bir sorun yokmuş, umarım doğrudur. Ancak 34 okulda bilgisayar sınıfı olduğunu, ama bir tek bilgisayar olmadığı için hepsinin kapatıldığını anlatıyor. Bu da hayır ve eğitimsever iş dünyasına duyurulur. Ancak sevindirici gelişmeler de yok değil, birkaç köy okulunda sponsor firmaların katkılarıyla bilgisayar sınıfları açılmış.
Soruyoruz kadınlar nerede?
Mardin'e bu gidişim, 21 Kasım'a, yani kentin kurtuluşunun 84. yıldönümüne rastladı. O akşam Belediye Başkanlığı'nın düzenlediği ve validen tugay komutanına, metropolitten müftüye, milli eğitim müdüründen muhtarlara, tüm mülki erkânın katıldığı bir iftar yemeği vardı. Ancak yemekte tek kadın yoktu. Bu Mardin'in önemli sorunlarından biri. Kadınlar can güvenliği ve medeni haklar açısından da çok kötü durumda.
Öylesine zor ki
Kızıltepe'de bir kadın merkezi olan Kad-Mer'den Nilgün Yıldırım'ın anlattıkları, insanın dudağını uçuklatıyor. Belediye Başkanı olarak bir kadını seçen (Cihan Sincar) Kızıltepe, kadın üzerinde töre baskısının en yoğun yaşandığı ilçelerden biri. Taşlanarak öldürülen Şemse Allak olayı tüm Türkiye'yi dehşete düşürmüştü, ancak mahkemelere ya da medyaya yansımayan pek çok olay yaşanıyor orada. Kadınlar mirastan mahrum bırakılıyor, eğitilmiyor, sadece bir erkekle görüldüğü için değil, sinemaya gittiği ya da bir radyo programına telefon açtığı için bile öldürülebiliyor ya da intihara zorlanıyor. İstemediği kişilerle evlendiriliyor. Evde dövülüyor.
Bakalım Hayallarim olsa da
"Evinden çıkamayan kadınların bölgesi" diyor Yıldırım. Bakın onun ağzından bölgede kadın olmak nasıl bir şey:
"Ben bir kadınım. Hayallerim Mezopotamya kadar geniş, dünyam küçük bir barınak. Daha beşikteyken yazılmış kaderime inat nefes alıyorum. Işıklar görüyorum uzaklarda ama adımlarım sayılı, aşarsam ışık ateş olur ben yanarım. Eteğimin boyu uzun, dilim kısadır. Suskunluğum töredendir. Töre nedir bilir misiniz? O sinsi küçük bir taştır, yüksek kayalıklı karlı bir dağa düşen. Kaydıkça çoğalır, yuvarlandıkça ağırlaşır ve ezer. Derdi kadınladır ama pazarlığı erkekle yapar. Hükmü kesindir. Cehaletle beslenir." Mardin'in kadınları da Türkiye'deki kadınların ilgisini bekliyor.
25 sivil toplum görev başında
Mardin'de aktif 25 sivil toplum kuruluşu var. Kent konseyi üç ayda bir toplantı yapıyor. Meslek sahibi Mardinlilerden gönüllülere, esnafa her kesimin katıldığı bu toplantılarda kentin sorunları konuşuluyor, uzlaşmayla karar veriliyor. Konsey, bir hayli mesafe almış durumda. Kültürel değerlerin korunması konusunda özellikle. Mesela iki üç yıl içinde halkın yarısından fazlasına oturduğu tarihi evin değeri anlatılmış. Yerel Gündem 21 ve Kent Konseyi Genel Sekreteri, eski belediye başkanı Aydın Saraçoğlu, şöyle diyor.
Başarılı çalışma
"Artık duvarlarını badanayla kapatmıyorlar, esnaf kendi kendine dükkanların arasındaki fayansları söküp taşları ortaya çıkarmaya başladı" Kadın meclisleri, çocuk meclisleri, spor, tiyatro, bilgisayar kursları, kitap, ilaç yardımları gibi çalışmalar da onlara ait. Mardin'in tanıtımıyla uğraşıyor, artık uluslararası festival ve sempozyumlara katılıyorlar.
Merdinar Projesi sayesinde 199 binanın röleve çalışması yapıldı, harita ve belgeler 2004'te teslim edilecek. AB, Dünya Bankası, UNESCO gibi kuruluşlara başvurular yapılacak.
Yeri gelmişken Mardin'in UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinden çıkmasının nedeni de ??atılması?? değil, medyaya yansıdığı gibi. Kent olarak başvurdukları için kazanma şansı az olacağından, geri çekilip bölge bölge başvurmayı düşünüyorlar. Dediğim gibi Mardin kendi başına uğraşıyor, tek eksiği Türkiye'nin ilgisi. Mimarlar Odası Başkanı Yılmaz Altındağ, Dünya Kültür Mirası listesine aday bir şehrin hiçbir belediyesinde mimar olmadığını söylüyor. Başkanın buna cevabı, ??Devlet atama yapmıyor??
şeklinde. Zaten ona bir dokunsanız, bin ah işitiyorsunuz. ??Ankara ve İstanbul'un söktüğü kaldırımlarla biz burada bir şehir yaparız?? diyor Başkan Tutaşı. ??İnsanlar çöpten beslenirken ben nasıl çöp vergisi toplayayım?? diye soruyor. Belediye gelirlerinin artması gerektiğini söylüyor.
VALİ TEMEL KOÇAKLAR: MARDİN BAŞARACAK
Dört yıldır Mardin Valiliği görevini yürüten Temel Koçaklar da Mardin'in geleceğini inanç ve kültür turizminde görüyor. Bu konuda pek çok çalışmaya imza attı. Restorasyonlara ön ayak oldu, tanıtım broşürleri bastırdı, internet sitesi açtı.
Vali Koçaklar, ??Mardin, dünya uygarlıklarının başkenti. Hıristiyanlığın ilk kilisesi burada. Medreseleriyle bir üniversiet şehri. Tıp astronomi çalışmaları yapılmış. Amacımız turizm potansiyelini ortaya çıkarmak ve dünyaya tanıtmak?? diyor. İlginin giderek arttığını söylüyor. Kimi kiliseler kömür deposu olarak kullanılıyormuş, kimi tarihi binalarda insanlar yaşıyormuş, hepsinin birer birer temizlenip koruma altına alındığını belirtiyor.
Kentin hem görünümünü, hem de imajını değiştirmeye, standartları yükseltmeye çalıştıklarını ifade eden Koçaklar'a göre en önemli sorun cehalet. Şöyle devam ediyor: ??2000 yılında turizmden bahsetsen gülerlerdi, ev almaya kalkana, ne yapacaksın bu harabeyi derlerdi. Şimdi durum farklı. Gelenler biz masalları yaşıyoruz, rüya gibi diyorlar. Mardin başaracak. Dünyada yıldız şehir olacak.??
KÖYLERE DÖNÜŞ
Mardin'de terör yıllarında 129 köy, 138 mezra boşalmıştı, evler yakılıp yıkılmıştı. Şimdi köylerin 120'sine, mezraların da 73'üne dönüş gerçekleşti.
Bu köylere çimento gibi inşaat malzemesi, hayvan yardımları yapılıyor.
Yarısına elektrik verildi. Elektrik verildikçe su da veriliyor. Valiliğin, bağcılığı, şarapçılığı canlandırmak için de çalışmaları var. Vali Koçaklar, ??GAP sularının artık Mezopotamya ovasına gelmesi lazım. Sulu ziraate geçmeliyiz. 225 bin hektar alanımız var. Bir de buraya işi bilenlerin gönderilmesi gerek...?? diyor.