Manisa’ya alkışlarla tahliye

Örgüt üyesi oldukları iddasıyla yargılanan Manisa'lı 5 genç alkışlarla tahliye oldu. DGM'deki dünkü duruşma öncesinde CHP İzmir Milletvekilleri Sabri Ergül, Manisa Milletvekili Erdoğan Yetenç, demokratik kitle örgütü temsilcileri ve sanatçılar ile aileler gençlere destek verdi.

DHKP/C örgütü üyesi oldukları iddiasıyla yargılanan 16 sanıktan, yaşları 20 ile 26 arasında değişen 10 gencin toplam 76 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldığı Manisa davasında, İzmir DGM, Yargıtay'ın bozma kararına uydu. Böylece suçun vasfı değişirken, 820 gündür umutla özgürlüklerine kavuşacakları günü bekleyen son 5 genç de alkışlarla tahliye edildi. İzmir DGM'deki dünkü duruşma öncesinde CHP İzmir Milletvekilleri Sabri Ergül, Manisa Milletvekili Erdoğan Yetenç, demokratik kitle örgütü temsilcileri ve sanatçılar ile aileler gençlere destek verdi. Duruşmaya Bergama Cezaevi'nde tutuklu bulunan Emrah Sait Erda, Levent Kılıç, Aşkın Yeğin, Faruk Deniz ve öğretmen Ali Göktaş getirildi.

TTutuksuz sanıklardan Özgür Zeybek, Ayşe Mine Balkanlı, Münüre Apaydın, Fulya Apaydın, Sema Taşar, Boran Şenol, Jale Kurt, Abdullah Yücel Karakaş ve Hüseyin Korkut da duruşmaya katıldı.

BERAT ETTİLER

Trabzon'da okuyan Erdoğan Kılıç ise gelmedi. M.G. ise olay tarihinde 14 yaşında olduğu için Çocuk Mahkemesi'nde beraat etmişti. İddianamede 15 yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasına çarptırılması istenen gençlerin işlediği iddia edilen suçun vasfı, Yargıtay'ın bozma kararıyla değişti, bu kez 3 ile 5 yıl arasında hapisle cezalandırılmaları istendi. Mahkeme Emrah Sait Erda, Levent Kılıç, Aşkın Yeğin, Faruk Deniz ve Ali Göktaş'ın tutuklu kaldıkları süreyi gözönünde bulundurarak, tahliyelerine karar verdi. Duruşma, sanık gençlerin daha önce beraat ettikleri Manisa Sulh Ceza Mahkemesi ve Ağır Ceza Mahkemesi dava dosyalarının getirtilmesi için 12 mayıs gününe ertelendi.

KARANAFİLLERLE UĞURLANDILAR

Gençleri alkışlarla karşılayan kalabalık, 5 gencin tahliye işlemleri yapılmak üzere Bergama'ya götürüldüğü cezaevi aracını karanfiller atarak uğurladı. Bergama Cezaevi'ndeki işlemlerden sonra Erda, Yeğin ve Kılıç, yoklama kaçağı oldukları gerekçesiyle Bergama Askerlik Şubesi'ne götürüldü. Tahliye edilen Ali Göktaş ise ‘‘Bu karar, geç alınmış bir karardır. Keşke bu yanlış hiç yapılmasaydı. Doğrusu, tahliye edileceğimizi duyunca şok olduk. Yaşaşın özgürlük’’ dedi.

Davanın seyir defteri

Manisa'da polisin 25 Aralık 1995 tarihinde yaptığı operasyonda, yasadışı DHKP-C örgütü adına faaliyette bulundukları öne sürülen, aralarında lise öğrencilerinin de bulunduğu 16 kişi yakaladı. Bir süre gözaltında tutulan sanıklar, daha sonra İzmir DGM'ye gönderildi ve bunlardan 7'si tutuklandı. Çeşitli hapis cezalarına mahkum edilen 7 sanıktan, cezaevinde yattığı süre gözönüne alınan 2'si tahliye edilirken 5 sanık Çanakkale Cezaevi'ne gönderildi. Sanıkların dava sürecinde, poliste işkence gördüklerini söylemeleri üzerine, Manisa Emniyet Müdürlüğü'nde görevli 10 polis memuru hakkında Ağır Ceza Mahkemesi'nde 70'er yıl ağır hapis cezası istemiyle dava açıldı. Sanık polisler önceleri duruşmalara gelmedi. Savcı mütalaasını değiştirdi ve polislerin 'işkence' yerine 'kötü muamele' yapmaktan 3 aydan 3 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılmalarını istedi. Manisa Ağır Ceza Mahkemesi'nde sonuçlanan davada 10 polis beraat etti.

Yargıtay'ın bozma gerekçesi

Manisalı liseliler davasında İzmir DGM önceki kararında 10 sanığı çeşitli hapis cezalarına çarptırmıştı. Yargıtay 9'uncu Ceza Dairesi, yasadışı DHKP- C örgütü üyesi oldukları iddiasıyla mahkum olan 5 gençle ilgili kararı, 'eksik soruşturma' nedeniyle bozdu. Bozma kararında sanıkların, 'pankart açmak, yazı yazmak ve işyerinde yangın çıkarmak iddialarıyla yargılandıkları davada beraat etmelerinin gözönüne alınmaması' gerekçe gösterildi. Yargıtay'ın bozduğu kararda, hepsi de 20 yaşında olan Ayşe Mine Balkanlı, Münire Apaydın, Sema Taşar ve Özgür Zeybek 2 yıl 6 ay, Jale Kurt 3 yıl 9 ay, 24 yaşındaki Emrah Sait Erda ve Levent Kılıç, 25 yaşındaki Faruk Deniz ve Aşkın Yiğit ile 30 yaşındaki Ali Göktaş 12 yıl 6 ay hapis cezasına mahkum edilmişti. Aynı davada yargılanan diğer sanıklar Erdoğan Kılıç, Fulya Apaydın, Boran Şenol, Abdullah Yücel Karakaş ve Hüseyin Korkut DGM'de, yaşı küçük olduğu için dosyası ayrılan M.G. ise Çocuk Mahkemesi'nde beraat etmişti.

Suçun niteliği değişti

Sanıklar Devlet Güvenlik Mahkemesi'ndeki davada daha önce Türk Ceza Yasası'nın 168'inci maddesine göre yargılandı. Bunlardan 5'i suçlu bulunarak, 'Devletin emniyetine karşı silahlı çete kurmak yada üyesi olmak' suçlamasıyla 10 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasıla yargılanıp mahkum oldu.

Yargıtay'ın bozma gerekçeleri ile suçun niteliği değişti. DGM sanıkları, Türk Ceza Yasası'nın 169'uncu maddesine göre, ‘‘Çetecilere yardım etmek’’ iddiasıyla yargılanacak. Bu suçun cezası da 3 yılla 5 yıl arasında değişiyor.

Ağlatan özgürlük

Tiyatrocu Demet Akbağ ve Bir Demet Tiyatro ekibi dün Manisa davasına destek için İzmir DGM'nin önündeydiler. Akbağ sevincini serbest kalan Özgür Zeybek'e sarılarak gösterdi. Demet ve Zeybek'in sevinçten ağladıkları görüldü. Yıllardır binlerce kez alkışlanan Türk sinemasının Sultanı Türkan Şoray ise bu kez hukukun zaferini alkışlayanlar arasındaydı. Arkadaşlarının tahliye kararını öğrenen tutuksuz sanık Ayşe Mine Balkanlı ise sevinç, gözyaşlarını tutamadı.

Sanatçılardan destek

İzmir DGM'de Manisalı gençlerin duruşmasını Türkan Şoray, Yılmaz Erdoğan, Demet Akbağ, Edip Akbayram, Mahsun Kırmızıgül, Ferhat Tunç, Menderes Samancılar, Settar Tanrıöğen, Sinan Bengier, Serhat Özcan, Onur Akın, Bican Günalan, Cem Akgün, Suavi, Olgun Şimşek, Cahit Taş, Deniz Erdoğan, Caner Alkaya, Emire Şans Umar, Deniz Özerman, Binnur Kaya, Devin Özgür Çınar, Necati Akpınar, Celal Tak, Engin Günaydın, Can Kahraman izledi. Sanatçılar Yılmaz Erdoğan'ın okuduğu açıklamada ‘‘Manisa Davası olarak kamuya yansımış olan gençlerimize, çocuklarımıza yapılan işkence uygulamasına ve yüklenmeye çalışılan suça karşı bütün parti ve siyasi gruplardan bağımsız olarak duruşmaya geldik. Hiçbir organize gurubun, suçu ne olursa olsun bir insana insanlık dışı muamele uygulamasına, işkence yapılmasına onların bedenlerinde sosyal yaşamlarında ruhsal yapısında onarılmaz tahribatlar açmasına izin vermeyeceğiz’’ dediler.