Güncelleme Tarihi:
3. Murad, Manisa'da şehzade iken 1583'te cami, medrese, imaret ve dükkánlardan oluşan külliyenin yapımına başlandı. Cami, külliyesiyle birlikte 1592 yılında tamamlandı. Klasik Osmanlı mimarisinin en süslü yapıtlarından biri olan caminin ilginç ve aşamalı bir yapım öyküsü vardır. Şehzade Murad, bugünkü caminin bulunduğu alanda 1570'lerde bir cami inşa ettirir ve daha sonra padişah olarak İstanbul'a gider. Ancak caminin küçük olmasından yakınan Manisalılar'ın istekleri doğrultusunda, genişletme çalışmaları yapılırken cami tamamen yıkılır. 3'üncü Murad, yeniden yapılacak caminin planlarını Mimar Sinan'a çizdirir. Ancak bu sıralar çok yaşlanmış olan Sinan'ın yerine hassa mimarlarından Mahmud Ağa, onun ölümü üzerine de Mimar Mehmed Ağa, Manisa'ya getirilir. Vakfiye gelirleri ve 3'üncü Murad'ın sağladığı kaynaklarla 1583'te inşaat yeniden başlatılarak, 1592'de bugünkü şekliyle tamamlanır. Cami ve medrese arasına 1812 yılında Karaosmanoğlu Hüseyin Ağa tarafından, külliye mimarisine uyum sağlayacak kütüphane eklenmiştir. Burası günümüzde çocuk kütüphanesidir. Kesme taştan inşa edilen caminin, mukarnaslı mermer taç kapısı, kitabesi, fildişi, bağa ve ceviz ağacından yapılmış iki kanatlı oyma ve kündekári ahşap kapısı, klasik Osmanlı cami mimarisinin en güzel örneklerini oluşturur. Beş kubbeli son cemaat yerindeki pencere ve mihrabiyelerin üstünde çini ayetler vardır.