Manevi annem evde ışıkları bile yakmazdı
Güncelleme Tarihi:
Serkan AKKOÇ/İSTANBUL
Oluşturulma Tarihi: Aralık 19, 2005 00:00
Servetinin faiz gelirini 4 yaşındayken kendisini alevlerin arasından kurtaran Fatih İtfaiyesi görevlilerine bırakan Mahmure Birsen Sakaoğlu’nu manevi oğlu Mustafa Sakaoğlu anlattı. Mustafa Sakaoğlu, ‘Annemler, çok sıkıntı çekmişler. Hep para kolay kazanılmaz derlerdi. Evde otururken ışıkları bile yakmazdı’ diye konuştu.
Mahmure Birsen Sakaoğlu, 17 Aralık 2003 tarihinde, 94 yaşında yaşamını yitirdi. 3 yıl önce hazırladığı vasiyetinde, 12 trilyona yakın servetinin faizini, Fatih İtfaiyesi çalışanlarına, avukatı Kaya Açıkel, hesabının bulunduğu bankanın müdür yardımcısı Meral Çolakoğlu, aile dostu eski vali Erdoğan İzgi ve maliyeci Hakkı Sağlam’a bıraktı. Henüz 4 yaşındayken manevi evlat olarak aldığı Mustafa Sakaoğlu’na da otomobilinin ve ailesinin masraflarını karşılayacak bir para ödenmesini vasiyet etti. Mahmure Hanım’ın herkes tarafından otoritesinin yanında cimriliğiyle de tanındığını söyleyen manevi evlat Mustafa Sakaoğlu, şunları söylüyor:
![/images/100/0x0/55eb2f8cf018fbb8f8b0e4d2]()
HALI BİLE YOKTU
‘Çok varlıklı olmasına rağmen, onların yanında olduğum otuz yıla yakın zaman içinde hiçbir zaman lüks yaşadıklarına şahit olmadım. Hesap işleri de annem tarafından yürütüldüğü için böyle bir şeye hiçbir zaman izin vermedi. Yüzlercesini alabilecekken otomobil sahibi olmayı hiç düşünmediler. Oturduğumuz evde doğru dürüst bir mobilya yoktu. Değil mobilya evde halı bile yoktu. Akşamları evde ışıklar kapalı otururduk. Onlarca yıl öncesinde aldığı elbiselerini giydiğini bilirim. Her zaman parayı kolay kazanmadıklarını, özellikle ABD’ye gittikleri yıllarda çok sıkıntılı günler geçirdiklerini anlatırdı. Ben gerçek ailemin ekonomik sıkıntıları nedeniyle Sakaoğlu çiftinin manevi oğlu olmuştum. Ama trilyonlarca servetin içinde hiçbir zaman zengin hayatı yaşamadım. Bana çocukluğumda bir oyuncak veya çikolata aldıklarını bile hatırlamıyorum. Zaten kendileri de böyle yaşıyordu.’
Bir konfeksiyon atölyesinde asgari ücretle çalışan Mustafa Sakaoğlu, manevi annesi Mahmure Birsen Sakaoğlu’nun mirastan mahrum ettiği kardeşi Selahattin İzmirli ve yurtdışındaki yeğenlerinin Fatih 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açtıkları vasiyete itiraz davalarına müdahil olarak giriyor.
Mirasçı olacağım için nüfuslarına bile almadılar
Babasının kendisini nüfuslarına almak istemesinin de annesi Mahmure hanım tarafından her zaman reddedildiğini anlatan Sakaoğlu, ‘Beni nüfusuna alması halinde tek váris olacağımı bildiği için, gerçek ailemin servetinin peşine düşeceğinden korkardı hep’ dedi. Kendisinin yanında olduğu zamanlarda da annesinin birçok defa vasiyetini hazırladığını anlatan Mustafa Sakaoğlu, şöyle konuşuyor:
‘Mirasını itfaiyecilere bırakmak istediğini biliyordum. Yazdığı her vasiyetinde itfaiyeciler yer alıyordu. Bir vasiyetname metni hazırlıyor, unuttukları veya çıkarmak istedikleri olduğunda yenisini yazıyordu. Bunların birçoğunda ben yanındaydım. Bu yüzden el yazısını da tanıyorum. Mahkemelere yansıyan vasiyetnamedeki el yazısı annemin kendi el yazısı. İtfaiyeciler dışında vasiyete eklediği avukatı, bankacısı, aile yakını eski vali ve diğerleri, onun işlerini yürütmesinde yardımcı olanlar. Bir keresinde ihtiyacım olduğu için bir miktar para istediğimde bana ‘Üç beş kuruş param var’ demişti. Ölümüne kadar akli dengesinde herhangi bir problem yaşamamıştı. Her zaman zekasına ve çalışkanlığına hayran olmuşumdur.’
HALI BİLE YOKTU
‘Çok varlıklı olmasına rağmen, onların yanında olduğum otuz yıla yakın zaman içinde hiçbir zaman lüks yaşadıklarına şahit olmadım. Hesap işleri de annem tarafından yürütüldüğü için böyle bir şeye hiçbir zaman izin vermedi. Yüzlercesini alabilecekken otomobil sahibi olmayı hiç düşünmediler. Oturduğumuz evde doğru dürüst bir mobilya yoktu. Değil mobilya evde halı bile yoktu. Akşamları evde ışıklar kapalı otururduk. Onlarca yıl öncesinde aldığı elbiselerini giydiğini bilirim. Her zaman parayı kolay kazanmadıklarını, özellikle ABD’ye gittikleri yıllarda çok sıkıntılı günler geçirdiklerini anlatırdı. Ben gerçek ailemin ekonomik sıkıntıları nedeniyle Sakaoğlu çiftinin manevi oğlu olmuştum. Ama trilyonlarca servetin içinde hiçbir zaman zengin hayatı yaşamadım. Bana çocukluğumda bir oyuncak veya çikolata aldıklarını bile hatırlamıyorum. Zaten kendileri de böyle yaşıyordu.’
Bir konfeksiyon atölyesinde asgari ücretle çalışan Mustafa Sakaoğlu, manevi annesi Mahmure Birsen Sakaoğlu’nun mirastan mahrum ettiği kardeşi Selahattin İzmirli ve yurtdışındaki yeğenlerinin Fatih 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açtıkları vasiyete itiraz davalarına müdahil olarak giriyor.
Mirasçı olacağım için nüfuslarına bile almadılar
Babasının kendisini nüfuslarına almak istemesinin de annesi Mahmure hanım tarafından her zaman reddedildiğini anlatan Sakaoğlu, ‘Beni nüfusuna alması halinde tek váris olacağımı bildiği için, gerçek ailemin servetinin peşine düşeceğinden korkardı hep’ dedi. Kendisinin yanında olduğu zamanlarda da annesinin birçok defa vasiyetini hazırladığını anlatan Mustafa Sakaoğlu, şöyle konuşuyor:
‘Mirasını itfaiyecilere bırakmak istediğini biliyordum. Yazdığı her vasiyetinde itfaiyeciler yer alıyordu. Bir vasiyetname metni hazırlıyor, unuttukları veya çıkarmak istedikleri olduğunda yenisini yazıyordu. Bunların birçoğunda ben yanındaydım. Bu yüzden el yazısını da tanıyorum. Mahkemelere yansıyan vasiyetnamedeki el yazısı annemin kendi el yazısı. İtfaiyeciler dışında vasiyete eklediği avukatı, bankacısı, aile yakını eski vali ve diğerleri, onun işlerini yürütmesinde yardımcı olanlar. Bir keresinde ihtiyacım olduğu için bir miktar para istediğimde bana ‘Üç beş kuruş param var’ demişti. Ölümüne kadar akli dengesinde herhangi bir problem yaşamamıştı. Her zaman zekasına ve çalışkanlığına hayran olmuşumdur.’