Manastırın ormanlık alanı işgal ettiği iddiası
Güncelleme Tarihi:
A.A
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 28, 2008 10:51
Mardin'in Midyat ilçesinde 3 muhtar, Deyrulumur Manastırı'nın köylerin sınırlarını ihlal ve ormanlık alanı işgal ettiği iddiasıyla Midyat Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulundu.
Midyat'ın Yayvantepe köyü muhtarı İsmail Erkan, Eğlence köyü muhtarı Süleyman Düz, Çandarlı köyü muhtarı İsa Dilek, Süryanilere ait Deyrulumur Manastırı'yla ilgili dilekçeyi Midyat Cumhuriyet Savcılığına verdi.
Savcılıkça işleme konulan dilekçede, Deyrulumur Manastırı'nın, Yayvantepe, Eğlence ve Çandarlı köyleri sınırları içerisindeki meşe ağaçlarından oluşan 100 hektar alanın çevresi duvarlarla çevrilmek suretiyle ormanlık alanı işgal ettiği ileri sürüldü.
Manastırın köylerin sınırlarını ihlal ve ormanlık alanı işgal ettiği iddia edilen dilekçede şu ifadelere yer verildi:
“Söz konusu bölgede ibadet yeri olarak bulunan manastır, yıllar geçtikçe ormana ait yerleri işgal etmekte, meşe ağaçları kesilerek işgal edilen yerin etrafına 8-10 metre yüksekliğinde duvarlar örülmektedir. Alan, manastırın mülkiyetine katılmaya çalışılmaktadır. Dünyanın hiçbir yerinde bir ibadet yerinin sınırları bu kadar geniş değil. Bölgedeki manastır yönetimi, ibadete yeterli alanların dışına çıkarak orman alanlarını işgal etmektedir. Söz konusu ibadethanenin bitişiğindeki ormanlık alan, meşeler kesilmek suretiyle futbol sahasına dönüştürülmektedir. Bütün bu alanlardaki meşeler kesilerek yakacak olarak manastırda depolanmıştır. Yaklaşık 5 yıllık yakacak depo edilmiştir.”
Dilekçede, manastırın ihlal ettiği sınırlar ve etrafını çevrelediği ormanlık alanda daha önce köylülerin hayvanlarını otlattığı ve söz konusu köylerde yaklaşık 3 bin 500 küçükbaş, bin büyükbaş hayvan bulunduğu kaydedilen dilekçede, köylülerin mağdur edildiği savunuldu.
İşgal edilen yerlerin orman vasfında olduğu, hiçbir şekilde özel mülkiyete ait olmadığı belirtilen dilekçede, “Orman alanları manastır yönetimince haksız işgal edilmiştir. Bu durum hukuka ve hakkaniyete aykırıdır. Kamuya ait bu alanların işgalinin bir an önce önlenmesi gerekmektedir” denildi.
“ORMAN KATLİAMI YAPILMAMAKTADIR”
Mor Gabriel Manastırı Vakfı Başkanı Kuryakos Ergün, manastırın bin 600 yıllık geçmişi olduğunu söyledi.
Çevreye zarar vermediklerini, ağaçların kesilmediğini savunan Ergün, şöyle konuştu:
“Söylendiği gibi orman katliamı yapılmamaktadır. Sınırlarımız 1938 yılında civar köylerin muhtar ve azaları ile belirlendi. Muhtar ve azaların imzaladığı krokiler elimizde. Manastır, Güngören köyüne bağlı ve köyün sınırları içerisinde gözüken bir mabettir. Manastıra dışarıdan gelecek yabani ve otlatılan hayvanların ormana zarar vermemesi için duvar örüldü. İddia edilenin aksine orman ve çevreye kimlerin zarar verdiği gün gibi ortadadır. Yetkililerin bölgeye gelmesi halinde, kimlerin orman katliamı yaptığı ortaya çıkacaktır. Karşı dava açmak için hazırlıklarımızı sürdürüyoruz.”
Savcılıkça işleme konulan dilekçede, Deyrulumur Manastırı'nın, Yayvantepe, Eğlence ve Çandarlı köyleri sınırları içerisindeki meşe ağaçlarından oluşan 100 hektar alanın çevresi duvarlarla çevrilmek suretiyle ormanlık alanı işgal ettiği ileri sürüldü.
Manastırın köylerin sınırlarını ihlal ve ormanlık alanı işgal ettiği iddia edilen dilekçede şu ifadelere yer verildi:
“Söz konusu bölgede ibadet yeri olarak bulunan manastır, yıllar geçtikçe ormana ait yerleri işgal etmekte, meşe ağaçları kesilerek işgal edilen yerin etrafına 8-10 metre yüksekliğinde duvarlar örülmektedir. Alan, manastırın mülkiyetine katılmaya çalışılmaktadır. Dünyanın hiçbir yerinde bir ibadet yerinin sınırları bu kadar geniş değil. Bölgedeki manastır yönetimi, ibadete yeterli alanların dışına çıkarak orman alanlarını işgal etmektedir. Söz konusu ibadethanenin bitişiğindeki ormanlık alan, meşeler kesilmek suretiyle futbol sahasına dönüştürülmektedir. Bütün bu alanlardaki meşeler kesilerek yakacak olarak manastırda depolanmıştır. Yaklaşık 5 yıllık yakacak depo edilmiştir.”
Dilekçede, manastırın ihlal ettiği sınırlar ve etrafını çevrelediği ormanlık alanda daha önce köylülerin hayvanlarını otlattığı ve söz konusu köylerde yaklaşık 3 bin 500 küçükbaş, bin büyükbaş hayvan bulunduğu kaydedilen dilekçede, köylülerin mağdur edildiği savunuldu.
İşgal edilen yerlerin orman vasfında olduğu, hiçbir şekilde özel mülkiyete ait olmadığı belirtilen dilekçede, “Orman alanları manastır yönetimince haksız işgal edilmiştir. Bu durum hukuka ve hakkaniyete aykırıdır. Kamuya ait bu alanların işgalinin bir an önce önlenmesi gerekmektedir” denildi.
“ORMAN KATLİAMI YAPILMAMAKTADIR”
Mor Gabriel Manastırı Vakfı Başkanı Kuryakos Ergün, manastırın bin 600 yıllık geçmişi olduğunu söyledi.
Çevreye zarar vermediklerini, ağaçların kesilmediğini savunan Ergün, şöyle konuştu:
“Söylendiği gibi orman katliamı yapılmamaktadır. Sınırlarımız 1938 yılında civar köylerin muhtar ve azaları ile belirlendi. Muhtar ve azaların imzaladığı krokiler elimizde. Manastır, Güngören köyüne bağlı ve köyün sınırları içerisinde gözüken bir mabettir. Manastıra dışarıdan gelecek yabani ve otlatılan hayvanların ormana zarar vermemesi için duvar örüldü. İddia edilenin aksine orman ve çevreye kimlerin zarar verdiği gün gibi ortadadır. Yetkililerin bölgeye gelmesi halinde, kimlerin orman katliamı yaptığı ortaya çıkacaktır. Karşı dava açmak için hazırlıklarımızı sürdürüyoruz.”