Malta sürgünü gibiler
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Şubat 24, 2010 00:00
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, ‘Balyoz Darbe Planı’ iddiaları kapsamında 48 askerin gözaltına alınmasını “Malta sürgünleri”ne benzetti. Baykal, “Sanki Türkiye’de darbe yapıldı ya da Türkiye işgal edildi, yabancı güçler memleketi allak bullak etmeye başladılar. Malta sürgünleri yeniden Türkiye’nin gündemine geliyor” dedi.
Baykal, dün CHP Grubu’nda şunları söyledi:
Şerefle döndüler
İstanbul’u işgal eden yabancı gücün girişimiyle bu memleketin evlatları toplanmış Malta’ya sürgüne gönderilmişti. En ağır suçlamalar ortaya atılmıştı. Yargılamalardan hiçbir şey çıkmadı. Hepsi şerefli vatansever insanlar olarak topluma döndüler. Şimdi Türkiye tekrar böyle bir tabloya doğru sürüklenmek isteniyor. Bu manzara başka türlü izah edilemez.
Gelen sütçü değilse
Faşizmden demokrasiye geçen ülkelerde dahi bu çapta bir tasfiye, sindirme operasyonu gerçekleşmedi. Sabaha karşı 4’te kapınız çalındığı zaman, “Gelen olsa olsa sütçüdür” diyebiliyorsanız, demokrasi vardır. Hukuk adamı, siyaset adamı, gazeteci, emekli asker, kapı çalındığında “Eyvah geldiler” diyorsa o ülke demokratik ülke olmaktan çıkmış demektir.
12 Eylül’ü yargıla
‘Darbe düşüncesiyle tatbikat yaptılar’ diye 7 yıl sonra hesap soruyorsun. Peki, fiilen askeri müdahaleyi gerçekleştirenler hakkında niçin harekete geçmiyorsun? Bu hukuk süreci değildir, bu bir siyasal hesaplaşma sürecidir.
Bakanın da haberi var
Bir askeri tatbikat vesilesiyle, aslında bir askeri darbeye yönelik bir proje ortaya koymuşlar. Bu tatbikattan, Genelkurmay’ın, bütün yetkililerin, Milli Savunma Bakanı’nın haberi var, saklı gizli bir şey değil. Bu arada “Sen askeri darbe planlaması yapıyorsun” diye düşünmüşler? 7 yıl sonra mı düşündünüz?
Pijamalı komutanlar
Her şey ortada. Resmi bir tatbikat uygulaması. O olay darbe hazırlığıymış. Bunlar onu yaparken, bunların amirleri neredeydi? Onların bakanları, başbakanları neredeydi? O zamanki komutanlar şimdi pijamalarını giymişler, televizyon seyrediyor.
Kim kimi fişliyor
Bir AKP Kahramanmaraş Milletveki, (Avni Doğan) “Arkadaşlar sakın oylarımızı azaltmayın. Oyumuz gerilerse, bu Ergenekoncular intikam alır” diyor. Ve ekliyor, “...fişleme sırası bizde” Kim kimi fişliyor, ne biçim laf bu? Ancak, bu sözler olayın dürüstçe ifade edilmesidir.
Malta’ya 145 vatansever sürüldü
6. Ordu komutanı Ali İhsan Sabiş Paşa ve emireri İbrahim Ahmet’in 29 Mart 1919’da İngilizler tarafından tutuklanmasıyla başlayan ve Mustafa Kemal’in Samsun’a çıkışından 9 gün sonra 28 Mayıs’ta 55, 2 Haziran’da ise 11 tutuklamayla devam eden sürece Malta Sürgünü adı veriliyor. İşgal Kuvvetleri’nce Ekim 1920 yılını kadar süren tutuklamalar sonucunda toplam 145 vatansever Malta’ya sürüldü ya da gıyabında tutuklama kararı çıkarılarak sürgüne gönderilme kararı alındı. Aralarında Ali Fethi Okyar, Ziya Gökalp, Hüseyin Cahit Yalçın, Şükrü Kaya, Yunus Nadi gibi önemli isimlerin de bulunduğu Malta Sürgünleri’nin esareti 1921 yılı içinde sona erdi.
Şerefle döndüler
İstanbul’u işgal eden yabancı gücün girişimiyle bu memleketin evlatları toplanmış Malta’ya sürgüne gönderilmişti. En ağır suçlamalar ortaya atılmıştı. Yargılamalardan hiçbir şey çıkmadı. Hepsi şerefli vatansever insanlar olarak topluma döndüler. Şimdi Türkiye tekrar böyle bir tabloya doğru sürüklenmek isteniyor. Bu manzara başka türlü izah edilemez.
Gelen sütçü değilse
Faşizmden demokrasiye geçen ülkelerde dahi bu çapta bir tasfiye, sindirme operasyonu gerçekleşmedi. Sabaha karşı 4’te kapınız çalındığı zaman, “Gelen olsa olsa sütçüdür” diyebiliyorsanız, demokrasi vardır. Hukuk adamı, siyaset adamı, gazeteci, emekli asker, kapı çalındığında “Eyvah geldiler” diyorsa o ülke demokratik ülke olmaktan çıkmış demektir.
12 Eylül’ü yargıla
‘Darbe düşüncesiyle tatbikat yaptılar’ diye 7 yıl sonra hesap soruyorsun. Peki, fiilen askeri müdahaleyi gerçekleştirenler hakkında niçin harekete geçmiyorsun? Bu hukuk süreci değildir, bu bir siyasal hesaplaşma sürecidir.
Bakanın da haberi var
Bir askeri tatbikat vesilesiyle, aslında bir askeri darbeye yönelik bir proje ortaya koymuşlar. Bu tatbikattan, Genelkurmay’ın, bütün yetkililerin, Milli Savunma Bakanı’nın haberi var, saklı gizli bir şey değil. Bu arada “Sen askeri darbe planlaması yapıyorsun” diye düşünmüşler? 7 yıl sonra mı düşündünüz?
Pijamalı komutanlar
Her şey ortada. Resmi bir tatbikat uygulaması. O olay darbe hazırlığıymış. Bunlar onu yaparken, bunların amirleri neredeydi? Onların bakanları, başbakanları neredeydi? O zamanki komutanlar şimdi pijamalarını giymişler, televizyon seyrediyor.
Kim kimi fişliyor
Bir AKP Kahramanmaraş Milletveki, (Avni Doğan) “Arkadaşlar sakın oylarımızı azaltmayın. Oyumuz gerilerse, bu Ergenekoncular intikam alır” diyor. Ve ekliyor, “...fişleme sırası bizde” Kim kimi fişliyor, ne biçim laf bu? Ancak, bu sözler olayın dürüstçe ifade edilmesidir.
Malta’ya 145 vatansever sürüldü
6. Ordu komutanı Ali İhsan Sabiş Paşa ve emireri İbrahim Ahmet’in 29 Mart 1919’da İngilizler tarafından tutuklanmasıyla başlayan ve Mustafa Kemal’in Samsun’a çıkışından 9 gün sonra 28 Mayıs’ta 55, 2 Haziran’da ise 11 tutuklamayla devam eden sürece Malta Sürgünü adı veriliyor. İşgal Kuvvetleri’nce Ekim 1920 yılını kadar süren tutuklamalar sonucunda toplam 145 vatansever Malta’ya sürüldü ya da gıyabında tutuklama kararı çıkarılarak sürgüne gönderilme kararı alındı. Aralarında Ali Fethi Okyar, Ziya Gökalp, Hüseyin Cahit Yalçın, Şükrü Kaya, Yunus Nadi gibi önemli isimlerin de bulunduğu Malta Sürgünleri’nin esareti 1921 yılı içinde sona erdi.