Güncelleme Tarihi:
KOLAY KAZANILMIŞ ZAFER YOKTUR
“Van Gölü kıyısında inşa ettiğimiz Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nden Millet Bahçesi’ne kadar bölgeyi tarihi önemine yakışır eserlere kavuşturduk. Malazgirt için Anadolu’daki tarihimizin sıfır noktası tanımı yapılır. Bizim tarihimizde kolay kazanılmış zafer yoktur. Malazgirt Zaferi’nin de gerisinde çok büyük fedakârlık vardır. Sultan Alparslan bu geniş coğrafyada birliğin ve adaletin tesisi için samimi gayret göstermiştir. Devletinin sınırlarını genişleten Sultan Alparslan, Malazgirt Kalesi’ni almış ve Halep’e kadar ulaşmıştı. Bizans İmparatoru ise Selçuklu ilerleyişini engellemek için yola çıkmıştı. Bizans ordusunun sergilediği vahşeti haber alan Sultan Alparslan istikametini Ahlat’a çevirmişti.
SIRADAN BİR ZAFER DEĞİLDİR
Sulh mümkün olmayınca savaş kaçınılmaz hale gelir. 26 Ağustos 1071 tarihinde yapılan meydan savaşında Bizans büyük bir bozguna uğrarken, Selçuklu Devleti tarihin en büyük zaferlerinden birini kazanmıştır. Türk obaları adım adım bu toprakları vatan haline dönüştürmüştür. İnşa edilen camiler, medreseler, kütüphaneler, çarşılar, hanlar, bu toprakları yepyeni bir çehreye büründürmüştür. Bizim medeniyetimizin kökü hakka ve adalete dayalı fetih medeniyetidir. Güveni, huzuru, refahı hâkim kılmak için verdiğimiz büyük mücadelelerin şahididir. Bizim için Malazgirt tarihin tozlu sayfalarındaki sıradan bir zafer değildir.
HAMASET DEĞİL YENİ BİR ŞAHLANIŞ
Malazgirt’ten başlayıp İznik’e ve Konya’ya, Söğüt’ten başlayıp Bursa, Edirne ve İstanbul’a bir asır önce de Ankara’ya ulaşan bu yürüyüşün her anı bizim için ibretlerle doludur. Türkiye, doğu ve batıya ait ne varsa hepsini bağrını basan bir büyük medeniyet mirasının bugünkü varisi olarak yeni bir şahlanış içindedir. Bu atılımı gençlerimizle birlikte zafere ulaştırmakta kararlıyız. Bu asla içi boş bir hamaset, kibir ürünü bir böbürlenme, romantik bir mazi özlemi değildir; tam tersine hakikatin ta kendisidir. Çünkü dünyada bu kadar geniş bir alanda anıtlarıyla, şehitlikleriyle, camileriyle, tarihi eserleriyle iz bırakmış başka bir millet yoktur. Bu izleri takip ederek Moğolistan’ın derinliklerinden Adriyatik kıyılarına kadar her yerde bize ait eserlere sahip çıkıyoruz.
Eğer bugün bölgesinde ve dünyada gücü, itibarı, etkisi giderek artan bir Türkiye varsa bunu ecdadın çok büyük bir coğrafyaya serptiği sevgi tohumlarını yeniden filizlendirmeye borçluyuz.
ARTIK ZİRVEYE ÇIKMIŞ OLACAĞIZ
Eğitimden sağlığa, adaletten güvenliğe, ulaştırmadan enerjiye, her alanda ülkemizi gelişmiş ülkeler ligine kadar getirdik. Dünyanın küresel, siyasi ve ekonomik düzenin yeniden biçimlendiği şu dönemi de istikrar ve güven iklimini koruyarak değerlendirdiğimizde artık zirveye çıkmış olacağız. Malazgirt Zaferi’nin 1000. yıldönümü olan 2071’i uzun vadeli vizyonumuzu belirlememizin arkasında bu vardır.”
CUMHURİYETİMİZİN 100. YILI DA FETİHİN 600. YILI DA BİZİM
Cumhuriyetimizin 100. yılı da bizimdir, İstanbul’un fethinin 600. yılı da bizimdir, Malazgirt Zaferi’nin 1000. yılı da bizimdir. Hicret’in 1500. yılı da bizimdir. Nasıl fetihlerimizle, ilim gönül insanlarımızla, sahip çıktığımız, ihya ettiğimiz eserlerimizle geçmiş bizimse teknolojisiyle, yenilikçiliğiyle, yapay zekasıyla; hiç unutmayın gelecek de bizimdir. Çünkü biz tarihin bize yüklediği hiçbir sorumluluktan kaçmamış, hiçbir fedakârlıktan sakınmamış, emeğini ve gerektiğinde canını ortaya koymaktan çekinmemiş bir milletiz. Çünkü biz Türkiye’yiz. Çünkü biz dünyanın en kadim topraklarına sahip çıkan Türk milletiyiz. Çünkü biz insanlığın vicdanıyız, mağdurların umut kapısıyız. Ne zaman ki bu vasıflarımızı kaybedersek işte o zaman ahiretimizi tehlikeye atmış oluruz. Ne zamanki medeniyetimizin ve tarihimizin emanetini yere düşürürsek işte o zaman akıbetimizi belirsizliğe sokmuş oluruz. Hiç kimsenin ülkemize ve milletimize böyle bir kötülüğü yapmasına göz yummayacağız. Anadolu’daki tarihimizin sıfır noktası Malazgirt’ten bir kez daha söz veriyoruz, büyük ve güçlü Türkiye yolunun kesilmesine rıza göstermeyeceğiz.
BU YOLDA YALNIZ OLMADIĞIMI GÖSTERİYOR
Gençler daha çok çalışacak, daha çok gayret gösterecek, mücadele edecek ve Türkiye’yi 2023 hedeflerinden 2053 ve 2071 vizyonundan ayrı düşürmeyeceğiz. Milletimizin başını yere eğdirmeyecek, gençlerimizin umutlarının kırılmasına meydan vermeyeceğiz. Milletimizin daima yanı başında olan devletine gösterdiği güven, yürüdüğüm yolda yalnız olmadığımı gösteriyor.
DURMAK GERİ DÖNMEK YAKIŞMAZ
Bazıları bu ülkenin ve milletin bırakınız 50 yıl sonrasını 50 dakika sonrasını bile düşünmüyor, bunun sorumluluğunu hissetmiyor olabilir. Ama bizim vizyonumuz işte budur, hayali olmayanın hedefi olmaz, hedefi olmayanın yolu olmaz. Tarihin gösterdiği istikamette yürümeye devam edeceğiz. Anadolu’daki 1000 yıllık varlığımızın her dönemi gibi bugünlerimiz de kolay geçmiyor. Bir yandan terör, diğer yandan tabii felaketlerin etkileriyle yüzleşiyoruz. Önümüzde pek çok fırsatın, imkânın olduğunu da biliyoruz. İstiklal Marşı bile ‘korkma’ diye başlayan bir millete yeğis yakışmaz. Durmak, duraksamak, geri dönmek, yakışmaz. Bu kükremiş sel gibi millete zincir vuracak gafiller, gerektiğinde dağları yırtacak azme ve kararlılığa sahip olduğumuzu unutmasınlar.