Malatya davası 28 Şubat'a ertelendi

Güncelleme Tarihi:

Malatya davası 28 Şubata ertelendi
Oluşturulma Tarihi: Ocak 14, 2008 23:06

Haberin Devamı

Tutuklu sanıklardan sadece Hamit Çeker ile tutuksuz yarğılanan Kürşat Kocadağ ve Mehmet Göçke’nin ifadeleri alındı. Diğer tutuklu sanıkların ifade ve savunmalarının 25 Şubat'ta yapılacak üçüncü duruşmada alınması kararlaştırıldı.

ÇEKER'DEN TÜYLER ÜRPERTEN İTİRAF

Tutuklu yarılanan Hamit Çeker'in tüyler ürperten ifadesi, duruşmaya katılan ve olayda öldürülenlerin yakınlarını şok etti. 2006 yılında Malatya'ya gelerek İhlas Vakfı'na yerleştiğini belirten Çeker, burada Cuma, Salih ve Emre ile tanıştığını belirtti. Çeker, Emre Günaydın'ın misyonerlik faaliyetlerinden bahsettiğini ve Türk kızlarına fuhuşa sürükleyerek kazanç elde ettiklerini söylediğini anlattı. Çeker, kendilerini Emre Günaydın'ın zorladığını belirterek, olay günü yaşananları şöyle anlattı:

Haberin Devamı

“Emre Malatya’da 40 ev kilisesi oldugunu, insanların zorla dinlerini değiştirdiklerini söyledi. Nisan ayının ilk haftası Emre, internette Ozan diye biri ile tanıştığını O’nun da kendisini Zirve yayınevindeki Necati Aydın’a yönlendirdiğini söyledi. Artık harekete geçeceğini söyledi. Bizden kişi başı 50’şer YTL istedi. Vermedik ayrıldık. Daha sonra Emre kiraladığı araba ile yurda geldi. Kurusıkı tabanca ile atış yaparken yakalandığını söyledi. Kafeteryada bize gösterdi. 3 adet silah vardı. Silahların gerçek olup olmadığını bilmiyorum. Araba ile dolaşırken, PTT yakınlarında bir yerden Emre, 5 adet bıçak aldı. Meyve bıçağı idi. Uçları sivriydi. Bıçakların parasını ben ödedim. Olay günü saat 07.30’da Zirve yayıncılığın bulunduğu yere gittik. Yayınevinin karşısındaki çay ocağında kahvaltı yaptık. Salih aracı arka tarafa çekti. Bize birer bıçak, bana küçük kurusıkı silahı verdi. Diğer silahlaran birini Abuzer’e birini de Cuma’ya verdi. Hep beraber kitapevine çıktık. Kapalıydı. Biz de Emre’lerin spor salonuna gittik. Saat 09.30’du. Orada Emre'ye karşı çıktık. O da dönüşün olmadığını, kimseye zarar gelmeyeceğini, sadece bilgi ve belgelerin alınıp PKK ile bağlantılarını destekler nitelikteki belgeleri almak olduğunu söyledi. Yeniden Zirve yayınevinin bulundugu yere gittik.”

Haberin Devamı

Tutuklu sanık Hamit Çeker'in bundan sonra katliamla ilgili anlattıkları vahşetin tüm çıplaklığıyla gözler önüne serdi.

Çeker, ifadesine şöyle devam etti:

“Emre, Abuzer ile yukarı çıktı. Bizi daha sonra çağıracağını söyledi. 15 dakika sonra bize mesaj geldi, Emre bizi çağırdı. Kapıyı Uğur Yüksel açtı. İçerde iki kişi vardı. Biri yabancı uyrukluydu. Bir süre sonra Uğur Yüksel telefon görüşmesi yapıp kapıya yöneldi ve Necati Aydın’ın geldiğini söyledi. Emre bizi O’nunla da tanıştırdı. İçeride Hıristiyanlık üzerine bir sohbet başladı. Ben konuşmaları dinleyemedim. Sohbet Emre ile Necati arasında geçiyordu. Necati, “Hepimiz İsa’nın çocuklarıyız’ deyince ortam daha da gerildi. Emre lavaboya gitti. Döndüğünde birden hareketlendi ve yabancı kişinin boğazına bıçağı dayadı. Diğerlerine de yere yatmalarını, yoksa hepsini öldüreceğini söyledi. Necati ve Alman’ı, Cuma iple bağladı. Uğur’u da Emre bağladı. Ben ve Salih başlarında bekledik. Emre bizden bilgi ve belgeleri aramamazı istedi. Bir adet flaş disk gördüm ve onu Emre’ye verdim. İş yerinin telefonları çalmaya başladı. Emre fişlerini çekti. Ben, Salih, Abuzer ve Cuma, Emre’ye artık gidelim dedik. O da yok, ‘Bunlar artık beni biliyor. Öldürmeden gitmem’ dedi. Elinde bıçakla Salih’in üzerine yürüyerek Necati Aydın’ı boğmasını söyledi. Salih de bir süre sıktıktan sonra ‘Ben yapamam’ deyip bıraktı. Sonra Emre, Necati’nin üzerine yürüdü. Salih engellemeye çalıştı. Salih’in elinin kanadığını fark ettim. Emre Necati Aydın’ı boyun kısmından bıçaklamaya başladı. Bu sırada Necati ve diğerlerinin eli, ayağı ve ağızları bağlıydı. Bu arada lavaboya giden Emre elinde havlu ile geldi. Bıçaklama sırasında Necati’den ses gelmedi. Havluyu yabancının yüzüne örterek boğazını kesti. Sonra belinden bıçakladı. Ondan sonra Uğur Yücel’in cep telefonu çaldı. Emre telefonu açmasını ve arayanlara Altınkayısı Oteli’ne gelmelerini, toplantıda olduklarını söylemesini istedi. Bu sırada kapı zili çaldı. İki kişinin geldigini dürbünden gördük. Ama kapıyı açmadık. Uğur telefonun şarjı bitiyor diyerek kapattı. Bıçaklanan 2 kişi hareketsiz yatıyordu. Pencereden aşağı baktığımda, kapıya gelen iki kişinin telefonla görüştüğünü gördüm. Cuma da diğer pencerenin köşesine gitti. Uğur’un nasıl öldürüldüğünü görmedik. Sadece ‘İsa’ diye bağırdığını duydum. Başında Salih, Emre ve Abuzer vardı. Sonra kapı çalmaya başladı. Kapıda polisin olduğunu Abuzer söyledi. Abuzer’in balkondan aşağı indiğini gördüm. Sonra Emre inmeye çalıştı. Emre’nin düştüğünü gördüm. Biz de kapıyı açıp teslim olduk.” dedi

Haberin Devamı

AYDIN'IN EŞİ İSYAN ETTİ

Duruşmada sanık avukatlarının sorusu üzerine Hamit Çeker, “Cinayetin işlendiği dakikalarda Necati Aydın’ın rahat etmesi için başının altına poşet koydum” ifadesine, Necati Aydın’ın eşi Şemsa Aydın tepki gösterdi. Şemsa Aydın, “Hem eşlerimizi kesmeye gidiyorlar, hem de burada rahat ettirmek için bir şeyler yaptık diyorlar, bunun adı alçaklıktır” diye haykırdı.

Mahkeme Başkanı’nın Şemsa Aydın’ı söz almadan konuştuğu gerekçesiyle salon dışına çıkarmak istemesi üzeri gerginlik yaşandı. Müdahil avukatların itirazı üzerine Mahkeme Başkanı kararından vazgeçti.

EMRE İLE POLİS İLİŞKİSİ

Hamit Çeker, olay öncesi Emre Günaydın'ın anlatıklarını polise bildirmeyi düşündüğünü de belirterek, “Ancak Salih bana Emre’nin Emniyet Müdürü ile oturup kalktığını söylediği için bu düşüncemizi gerçekleştirmedik. Hatta bu olaydan bir kaç ay önce Cuma ve Salih’in anlattığına göre Emre bir şahsı bıçaklamış bu olayı Salih görmüş. Emre, Sümer Karakolu'nda bir polisle görüşmüş ve bu olay kapanmış” diye konuştu.

Haberin Devamı

Tutuksuz yargılanan Mehmet Gökçe de, Emre’nin kendisine bir hart disk getirirse, kopyalayıp kopyalamayıncını sordugunu ve kendisinin de kopyalayabileceğini söyledigini, ancak olaydan hiç bir şekilde haberinin olmadığını söyledi.
İfadelerin alınmasından sonra mahkeme heyeti, duruşmayı 28 Şubat tarihine erteledi.

Mağdur avukatlarından Orhan Kemal Cengiz, duruşma sonunda yaptığı açıklamada gerçek suçluların ortaya çıkacağını, olayın sadece 5 kişi ile sınırlı olmadığını ve dava gösterilen ilgiden memnun olduklarını söyledi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!