Maksat, sağlık olsun

Güncelleme Tarihi:

Maksat, sağlık olsun
Oluşturulma Tarihi: Eylül 30, 1999 00:00

Haberin Devamı

Başbakan Ecevit'in sağlık durumu, kamuoyunda ciddi şekilde tartışılıyor. Seçimden önce başlayan bu tartışma, son günlerdeki ‘‘sürçü lisanlar’’ yüzünden her kesime yayıldı. Şimdi herkes, Ecevit'in sağlık durumunu tartışıyor.

Ecevit'in sağlığını gündeme o getirdi

Cüneyt Arcayürek (Cumhuriyet 31 Mart)

Türk basınında Bülent Ecevit'in sağlığı konusunu gündeme getiren ilk yazar Cumhuriyet'ten Cüneyt Arcayürek oldu. Seçimlerden hemen önce çıkan bu yazı üzerine Ecevit bir açıklama yaparak sağlığını yerinde olduğunu duyurdu. Arcayürek, seçim öncesinde büyük tartışma yaratan bu yazısında şu iddiayı ortaya atmıştı:

‘‘Önemli birşey var. Kameraların önüne çıkan Başbakan Ecevit'in, bedensel hareketlerinde çok dikkati çeken bir durağanlık göze çarpıyor. Kolları dikey ve hareketsiz. Kimi zaman konuşmakta zorlanıyor ve eski hızını yitirmiş. Hatta zaman zaman yürürken yardıma gereksiniyor.

Son zamanlarda devletin tepe noktalarında sorumluluk taşıyan en az iki kaynaktan Ecevit'in sağlık sorunlarıyla ilgili ‘‘ciddi haberler’’ geldi. Bu kaynaklar; rahatsızlığın adını vermekten çekiniyor. Ancak ‘‘uzun süreli, ince ve derin nitelikli bir hastalık’’tan söz ediyorlar. Benzeri sağlık olaylarını gözleyenlere göre rahatsızlık, ‘‘bir çeşit Parkinson’’ olabilir.

Doktor değilim ama durum ciddi olabilir

Emin Çölaşan (Hürriyet, 28 Eylül)

ECEVİT'in eski Ecevit olmadığını, bazı sağlık sorunları olduğunu hepimiz biliyoruz. Daha doğrusu gördüklerimizden anlıyoruz. Ecevit'le iki saat süren bir canlı yayına çıkmıştım. Stüdyoya geldi ve iki saat boyunca, reklam araları dahil yerinden kımıldamadı. Gelirken ve giderken dikkatle baktım, hareketleri son derece yavaştı. Reklam aralarında sohbet ederken ayakkabılarına gözüm ilişti. Altı kalın lastik ayakkabı giyiyordu. Ağustos sıcağında giyilecek bir şey değildi. Nedenini kafamda çözemedim. Çok yorgundu ve ağzından çıkan sözleri zor duyuyorduk. İçimden ‘‘Allah sağlık versin’’ demiştim. Ancak, kamuoyu bu son olayın üzerinde çok dikkatle durmalıdır. Doktor değilim ama bir başbakan kısa süre önce kutlanan bir ulusal bayramı unutmuşsa, yani saatleri, günleri, haftaları değil, kafasında ayları karıştırmaya başlamışsa, durum ciddi olabilir.

Gün, Ecevit'i destekleme günü

Yalçın Doğan (Milliyet 29 Eylül)

ECEVİT, Türkiye'yi etkileyecek görüşmeler için ABD'de. Clinton'la tam görüşeceği gün, Türkiye'de hasta olduğuna ilişkin yayınlar başlıyor. Bu zamansız tavrın hepimizin kaderini olumsuz etkileyeceği ortada. Başbakan hasta olabilir. Çok ciddi sağlık kontrolünden geçmesi gerekebilir. hatta, bu durum bazı siyasal sonuçlar doğurabilir. Buna da herkes katlanır. Ama, bunları özellikle bugün ele almanın sadece zararı var. Tam görüşme günü Ecevit'i yıpratmak ülkeyi yıpratmakla eşanlamlıdır. Gün yekvücut olarak Ecevit'i destekleme günüdür.

Ecevit'e ne olduğunu bilmek hakkımız

Güngör Mengi (Sabah 29 Eylül)

Kişisel bir sağlık sorunu, sadece demokratik olmayan bir toplumda devlet sorunu haline gelebilir. Demokratikleşme, Anayasa değişikliğinden önce işte bu yüzden ulusal boyutta bir zihniyet değişikliği gerektiriyor. Ecevit'e ne olduğunu bilmek hakkımız. Bu bilgi yalnız milletin ve devletin değil, Ecevit'in de menfaatidir!

Alzhemier'in en tipik göstergesi

Zülfü Livaneli (Sabah 29 Eylül)

Alzhemier hastalığının en tipik göstergesi zaman ve mekanı karıştırmak. Bülent Ecevit'in böyle bir hastalığa yakalanmamış olmasını ummak istiyorum. Dileriz ki sağlığında hiç bir aksama yoktur ve sergilediği garip davranışlar yorgunluk eseridir. Ama bir ülkenin idaresi tahminlere, niyetlere dayandırılamaz. Ecevit'in bir an önce çok güvenilir bir sağlık kuruluşuna muayene olması ve sonucu açıklaması gerekir.

Hasta değil sadece yorgun

Yavuz Donat (Sabah 29 Eylül)

Profesör Dr. Mehmet Haberal, Ecevit'in sağlık sorunu bulunmadığını, sadece yorgun olduğunu söyledi. ‘‘Herkes kendisini Sayın Ecevit'in yerine koysun, o zaman beni daha iyi anlarsınız’’ diyen Haberal, Başbakan'ın unutkanlık ve dil sürçmelerini de yorgunluktan kaynaklandığını belirtti.

Karşınızdayım, bari teşhisi de siz koyun

Başbakan Ecevit, ‘‘sağlık problemleri var’’ yönündeki haberlere patladı. Başbakan, ‘‘Medyada sağlık sorununuz olduğu yönünde haberler yer alıyor’’ hatırlatmasını yapan bir gazeteciye, ‘‘İşte karşınızdayım. Bari teşhisi de siz koyun’’ dedi. Ancak Ecevit, bu sözlerini söylemeden hemen önce yine şaşırdı. ABD'ye gelirken 30 Ağustos Zafer Bayramı'nı kutlayan Ecevit, Başkan Bill Clinton ile Beyaz Saray'da görüşmesinden hemen sonra, ‘‘Türkiye ile ABD ilişkileri’’ diyeceğine şaşırıp, ‘‘Başkan Clinton ile Türkiye İsrail arasındaki mevcut ilişkileri görüştük’’ dedi. Ancak daha sonra yanlışının farkına varıp özür diledi ve cümlesini düzeltti.

Washington Enstitüsü'ndeki konuşmasında, Clinton için ‘‘Başbakan’’ diyen Ecevit, Kıbrıs ile de Irak'ın isimlerini karıştırdı.

Ecevit, akşam Mayflower otelindeki basını bilgilendirme toplantısında da İsrail ile İran'ı karıştırdı. Güneydoğu'da İsrail ile bir serbest ticaret ve yatırım bölgesi kurulması fikrini anlatırken, bir ara İsrail yerine İran dedi.

Bunu Ecevit için açıklayın

Fatih Çekirge (Star 28 Eylül)

Eğer bir ülkenin başbakanı hakkında, günlerdir hastalığı üzerine çok ciddi iddialar ortaya atılıyor ve bu iddialar bakanlık kulislerinde yükseliyorsa, gazeteciler buna kayıtsız kalamaz. Ecevit, bu ülkenin yalnızca Başbakan'ı değildir. Ecevit, demokrasi tarihimizin mihenk taşlarından biridir. İşte bu yüzden, Ecevit'i sevenlerin, O'nun bu tür söylentilerle daha fazla yıpratılmaması için artık mutlaka resmi bir açıklama yapmaları gerekiyor. Üstelik bunu, önce Ecevit için yapmaları gerekiyor.

Sağlık tartışması ülke yararına olmadı

Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan, Başbakan Bülent Ecevit'in sağlığıyla ilgili olarak başlatılan tartışmayla ilgili olarak, ‘‘Kendisiyle en yakın çalışma ilişkisi içindeki hükümet üyesi olarak bütün samimiyetimle söylüyorum: bu konudaki yorum ve spekülasyonlar doğru değil’’ dedi.

Önceki günkü bir açıklamasında, ‘‘Eğer Ecevit'in böyle bir hastalığı varsa ve saklıyorsam namerdim’’ diyen Özkan, dün Hürriyet'e yaptığı açıklamada da şunları söyledi:

‘‘Sayın Başbakanımızın sağlık durumunda hiçbir şey yok. Kendisinin sağlığı yerinde. Basınımızın ve kamuoyumuzun Sayın Başbakanımızın sağlık durumuyla yakından ilgilenmesini doğal karşılıyorum. Ancak, basınımızda bu konuda başlatılan tartışmanın gerçek durumla bağdaşmayan bir görüntü kazandırılmasına üzülmemek mümkün değil.Kendisiyle en yakın çalışma ilişkisi içindeki hükümet üyesi olarak bütün samimiyetimle kamuoyumuza şu hususu vurgulamak istiyorum: Bu konuda yapılan yorum ve spekülasyonlar, tek kelimeyle, doğru değildir. Ayrıca, bu tartışmaların Sayın Başbakanımızın yurtdışında, Amerika'da ülkemiz açısından büyük önem taşıyan bir görüşmeye denk düşen bir sırada yapılması da ülkemiz bakımından yararlı olmamıştır. İddialar, Sayın Başbakanımızın ABD'ye hareketinden önce havaalanında yaptığı açıklama sırasında kullandığı bir ifadeye dayandırılıyor. Elimizi vicdanımıza koyup düşünelim: Bu, her insanın, özellikle bu tür yoğun bir çalışma temposu yürüten herkesin başına gelebilecek bir durumdur. Hepimiz ne kadar dikkatli davranırsak davranalım, bazen kastımız olmayan sözcükler ya da ifadeler kullanabiliyoruz.’’

Ruhat Mengi

(Sabah 7 Eylül)

Şiddetli unutkanlık yaşıyormuş

ACABA sağlık durumu Başbakan Bülent Ecevit'in Amerika seyahatini kaldırabilecek mi? Her ne kadar kendisi ‘‘İyiyim, sağlığımda endişe edecek birşey yok’’ diyorsa da, gerçeğin böyle olmadığı yakınında bulunanlar tarafından etrafa yayılmakta. Fiziksel rahaksızlığını bir yana bıraksak bile, belleğinde önemli değişiklikler olduğu, şiddetli unutkanlık yaşadığı söyleniyor. Bu unutkanlık belirtilerinden dikkat çeken biri, KKTC Başbakanı Derviş Eroğlu kendisini ziyarete geldiğinde yaşanmış. Görüşme sırasında ellerini yıkamaya giden Ecevit, döndüğünde ikinci kez ‘‘Aa, hoşgeldiniz’’ demiş...

İsmet Solak

(Hürriyet 27 Eylül)

İçim cız etti

ARKADAŞIMIZ Şaban Sevinç, Esenboğa dönüşünde sordu: ‘‘Abi, Bülent Bey hasta mı?’’ İrkildim... Sustum. Sözün nereye geleceğini bekledim: ‘‘Basın toplantısı yaptığı salona girdiği andan itibaren rahatsız gibi bir izlenim aldık. Örneğin, 26 Eylül'ü 26 Ağustos ile karıştırdı.’’ İçim birden cız etti...

Fatih Altaylı

(Hürriyet 29 Eylül)

Ecevit'e ayıp ediliyor

ANNEMİN doğum gününü bir ay önceden kutladığım da olmuştur. Bu küçük şaşkınlığa dayanarak Ecevit'in bunadığını iddia etmek ayıptır. Ancak Ecevit'in ciddi sağlık sorunları olduğu da bir gerçek. Yıldırım Aktuna, Ecevit'te ciddi bir Parkinson problemi olduğunu söylemişti. Doğru olabilir. Ecevit'in sağlık sorunları vardır ama Başbakanımız'a bunak demek ayıptır, haksızlıktır.



Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!