Güncelleme Tarihi:
Haydarpaşa'da denize karşı bir tepenin üzerinde kurulu olan İngiliz Mezarlığı'nda, Kırım ve Dünya Savaşları'nda hayatını kaybeden askerlerin yanısıra siviller de gömülü. İngiliz Mezarlığı, içinde piknik yapılan bizim mezarlıklar için de bir ibret vesikası.
ÖNÜNDEN geçerken fark etmenin imkanı yok. Alt ve üst olmak üzere iki girişi var ama bir patikanın sonundaki alt giriş her zaman kapalı. Bir tarafı demiryolları ve deniz, diğer tarafı GATA Hastanesi.
Haydarpaşa İngiliz Mezarlığı, Britanya Milletler Topluluğu Savaş Mezarları Komisyonu'nun koruması altında. Britanya Milletler Topluluğu, İngiltere ve eskiden İngiltere'nin sömürgesi olan ülkelerden oluşuyor. Aralarında Avustralya, Yeni Zellanda ve Hindistan var. Türkiye'de bu kapsamda olan mezarlıklar Gelibolu Yarımadası ve İstanbul'da bulunuyor.
Mezarlık topraklarının İngilizler'e devredilmesi, bir dönem Selimiye Kışlası'nda görev yapan Florance Nightingale tarafından gerçekleştirilmiş. Hemşirelik mesleğine büyük katkıları olan Nightingale, bunun için sultanın özel bir ferman çıkarmasını sağlamış. Mezarlık 35 dönümlük bir alan üzerinde üç bölümden oluşuyor. Kırım ve Dünya Savaşları’nda ölenlerin olduğu ve İngiliz Konsolosluğu'nun sorumlu olduğu sivil bölüm.
Kırım bölümü hemen girişte. Burada Florance Nightingale tarafından kurulan ilk organize askeri hastane olan Selimiye Kışlası'nda hayatını kaybeden askerler yatıyor. Kırım Savaşı'na katılan ama cephede değil, kolera salgını nedeniyle hastane koğuşlarında ölen İngiliz askerlerinin sayısı altı bin dolayında. Salgın nedeniyle toplu mezarlara gömülen askerlerden çok azının mezar taşı var.
Kırım Savaşı'nda ölen İngilizler'in anısına 1857 yılında dikilen anıtın bir yüzünde Nightingale için konmuş bir plaka var. Şöyle yazıyor: ‘‘Yüzyıl önce bu mezarlığın yanında yaptığı işler, çok sayıda insanın acısını dindiren ve hemşirelik mesleğine büyük katkıda bulunan Florance Nightingale'in anısına....''
Aynı bölümde bulunan diğer anıtların arasında kırılmış bir sütun var. Bu sütun, Kırım'da ölen Alman askerlerin anısına dikilmiş. Ayrıca İngilizler tarafından 1855'te Tarabya'ya dikilen ancak daha sonra buraya transfer edilen bir başka anıt da bulunuyor. Anıtla birlikte İngiliz ordusu ve donanmasına mensup 18 rütbeli askerin mezarı da transfer edilmiş.
Sivil mezarlar ile Kırım mezarlığı arasında bulunan, I. ve II. Dünya Savaşları'na ait mezarlıkta toplam 450 asker gömülü. Sadece Birinci Dünya Savaşı'nda hayatını kaybeden askerlerin sayısı 400'ün üzerinde. Çoğu Türkiye'de ölen savaş esirleri. İçlerinde isimsiz Rus ve Hint askerleri, henüz 17 yaşındayken ölen erler var. Mezarların 39 tanesi II. Dünya Savaşı'nda ölenlere ait.
Milli parka benziyor
İlk sivil mezarın 1867'de açıldığı sanılıyor. Şu anda siviller bölümünde 700'den fazla mezar var. Bunların içinde Dünya Savaşları dışında ölmüş askerlerin mezarları da bulunuyor. Sivil mezarlığına son gömü üç yıl önce yapılmış. Burada I. Elizabeth döneminde Türkiye büyükelçisi olan Sir Edward Barton'un ve İstanbul konsolosu Sir Nicholas O'Connar'ın yüzyıl dönümünde yapılan mezarları yer alıyor.
Mezarların, çimlerin, ağaçların ve çiçeklerin bakımı Çanakkale'de iki ay boyunca özel eğitim gören iki bahçıvan tarafından yapılıyor. Çimler öyle bakımlı, herşey öyle sessiz ve düzenli ki, insanın aklından arada bir sırf huzur bulmak için ziyaret etmek geçiyor. Görevlilerden İbrahim Çetinkaya, karısı ve iki çocuğuyla birlikte mezarlıkta kendileri için yapılan müştemilatta yaşıyor. Verandası, tahta panjurları ile müştemilattan daha fazlası aslında. Çetinkaya işini babasından devralmış.
Çimler kışın 20 günde, yazınsa haftada bir biçiliyor. Şehitlikte bulunan çiçeklerin ve ağaçların bakımı yapılıyor. Mezarlık ziyaretçi bakımından pek şanslı sayılmaz. Bazen bir ay boyunca kimsenin uğramadığı oluyor. En yoğun dönem ise Çanakkale’de ölenlerin anıldığı nisan ayı. Sivillerin bulunduğu bölümün ziyaretçisi, askerlerin mezarlığından daha fazla oluyor.