Güncelleme Tarihi:
Erbakan'ın geçen hac ziyaretinin bir skandala yol açtığı anlaşıldı. Başbakanlık adına THY'den kiralanan uçak, benzin parası çıkışmayınca Medine'de az daha mahsur kalıyordu. Devreye giren Erbakan'ın kahyası ve özel şoförü Osman Akgün, benzin parasını ödeyip, skandalın daha da büyümesini önledi.
RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan'ın, ailesi, partili bakan ve milletvekilleriyle birlikte gittiği hac ziyaretinin, bir skandala sahne olduğu ortaya çıktı. Erbakan ve RP'liler için Başbakanlık adına THY'den kiralanan uçağın, benzin parasının çıkışmaması üzerine, Ankara'ya dönemeyip Medine'de mahsur kalma tehlikesiyle karşı karşıya kaldığı saptandı.
Erbakan ve beraberindekilerin Medine'de mahsur kalmalarına yol açabilecek skandal, Erbakan'ın aynı zamanda kahyalığını da yapan özel şoförü Osman Akgün'ün benzin alınması için yaklaşık 3 bin dolar borç vermesiyle son anda aşıldı. Akgün, Hürriyet'e olayı şöyle anlattı:
‘‘Medine'den Ankara'ya dönüşte uçağa benzin alınmak istendi. Ancak, pilotların benzin almak için kullandıkları kredi kartları mı geçerli sayılmadı, yoksa başka bir şey mi oldu bilemiyorum ama sorun çıktı. Bunun üzerine pilotlara, benzin alınması için yaklaşık 3 bin doları ben kendi cebimden verdim. Türkiye'ye dönünce de THY bu parayı bana geri ödedi.''
Başbakanlık adına dönemin Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı Doç. Dr. Doğan Aydal tarafından kiralanan uçağın kira bedelini de, THY'ye yine Akgün ödemişti. Uçağın kira bedeli olan 6 milyar 568 milyon liranın THY'ye ödenmesi nedeniyle tutulan 25 Nisan 1997 tarihli tutanakta Akgün'ün imzası bulunuyordu. Akgün, şunları söyledi:
‘‘Başbakan ve ailesi de dahil olmak üzere bu geziye katılan herkes kendi parasını ödedi. Ben de, ödenen bu paraları toplayıp THY'ye uçak kiralama bedeli olarak teslim ettim.''
Akgün, büyük tartışmalara neden olan uçağın, Mesut Yılmaz'ın Başbakan olur olmaz ilk iş olarak görevden alarak eski görev yeri olan Gazi Üniversitesi'ne gönderdiği Aydal tarafından Başbakanlık adına kiralanmasıyla ilgili de şu bilgiyi verdi:
‘‘Başbakan hacca gidecek. Uçak kiralanması gerekiyor. Ancak birinin muhatap olup uçağı kiralaması lazım. Ben kiralamaya kalksam, çıkıp ‘Sen kimsin' diyebilirler. Başbakan'ın özel kalemi rica edince, Doğan Bey Müsteşar Yardımcısı olarak, yani bir yetkili olarak uçağın kiralanmasında bize yardımcı oldu. Doğan Bey'in yaptığı sadece resmi bir muhatap olmaktan ibarettir.''
Dönemin RP'li eski Devlet Bakanı Lütfü Esengün de, ANAP İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı'nın yazılı soru önergesine verdiği yanıtta, kiralama işleminin Başbakanlık Müsteşar Yardımcılığı'nca yapıldığını, ancak Başbakanlık bütçesinden bu iş için herhangi bir ödemede bulunulmadığını belirterek, ‘‘Uçak ücreti olarak ödenen 6 milyar 568 milyon lira yolculuğa katılanlar tarafından ödenmiştir'' dedi.
Aydal'ın THY ile imzaladığı sözleşmenin, ‘uçağı kiralayanın adı' bölümünde ‘Başbakanlık' ifadesine yer verilmesi dikkat çekti. Sözleşmede, ‘Resmi görevliler dışında geziye katılanlar olduğu takdirde, Başbakanlık tarafından bu satışlardan gezi ücreti tahsil edilmesi ve tarafımıza ödenmesi halinde sözleşme bedelinden düşülecektir'' denildi.