Alp ULAGAY
Oluşturulma Tarihi: Haziran 22, 2002 20:41
Ünlü dağcı Nasuh Mahruki, şimdi başka maceraları deniyor. Tanrı Şiva'nın evi kabul edilen Tibet'teki Kailash Dağı'na bu kez motosikletle gitti, oradaki festivale katıldı, hacı oldu.
Nasuh Mahruki, geçen yıl Kaşgar, Urumçi taraflarında. Alman plakalı bir motosiklet görür. Ünlü macera fotoğrafçısı Michael Martin'dir bu. Arkadaş olurlar. Martin ona Kailash Dağı'ndaki Sagadava festivalinden bahseder. Birlikte bir gezi düzenlemeye karar verirler. Mahruki bu festivalin önemini şöyle anlatıyor: ‘‘Budizm, Hinduizm, Caini dini ve Tİbet'in eski dini Bön dinindeki efsanelere göre Meru diye bir dağ var. Kailash Dağı'nı onun dünyadaki yansıması olarak kabul ediyorlar. Ayrıca tanrı Şiva'nın da evi. Batı Tibet'te, ulaşılması çok zor. Her sene mayısta burada Sagadava festivali yapılıyor. Birçok kişi haftalar süren yolculuk sonunda Kailash Dağı'na ulaşıyor.’’
İşte Nasuh Mahruki ve Demir Kardaş, Almanlarla buluşarak, beşi motosikletli toplam sekiz kişi uzun bir maceradan sonra dağa ulaştılar. Ulaşılması çok zor olduğu halde festival çok kalabalıktı: ‘‘İnanılmaz bir görüntüydü. Dağda arkanıza baktığınızda ip gibi binlerce insan görüyordunuz.’’ Dönüş yolu da maceralıydı: Kimi yerde sal kullandılar, aşırı sıcakta motosikletleri bozuldu, ama sonunda bu hac gezisini başarıyla bitirdiler.
NASUH MAHRUKİ GEZİSİNİ YAZDIKutsal dağa yolculukYedi-sekiz yıldır Himalayalar'ı, Nepal ve Tibet kültürünü yakından tanıyorum. Dünyanın bu coğrafyasına çeşitli vesilelerle defalarca gittim, bütün zorluklarına ve tehlikelerine rağmen her seferinde de büyük bir coşku, heyecan, tatmin ve mutluluk duydum. İçimde hep bir ukte olarak kalan, dünyanın en kutsal dağı kabul edilen Kailash dağına ziyareti, yıllardır hayal ediyordum. Sonunda bu yaz bu hayalimi, oldukça da kendine özgü bir şekilde gerçekleştirme fırsatı buldum.
Tibet'te motosikletle seyahat etmek, öncelikle izinler ve resmi prosedürler açısından son derece zorlu ve uzun bir ön hazırlığı gerektiriyor. Nitekim biz de yaklaşık bir yıl önceden planlama ve altı ay önceden de izinler için başvuru çalışmalarını başlatmıştık. İkinci zorluk ise yükseklik ve yol koşullarından kaynaklanıyor. Son derece değişken, her boydan çukurlu, mıcırlı, iri taşlı, kumlu, kaygan, dar ve yüksek dağ geçitleriyle ve bir de köprü olmayan dere geçişleriyle dolu bozuk yollar, hele Batı Tibet'e doğru artık yol denebilecek bir şeyin bile kalmadığı, sadece arazi üzerinde Batı'ya doğru ilerlediğiniz sürece ve motosiklet için gerçekten zor, yorucu, hatta tehlikeli etaplar içeriyor.
Demir Abiyle (Kardaş) birlikte, Delhi'ye kadar uçakla giderek, buradan başladığımız seyahatin ilk zorluğu Hindistan'ın dayanılmaz sıcağı oldu. Bu sıcakta bir buçuk gün gümrükte perişan olma pahasına sonunda motosikletlerimizi alıp Katmandu'ya doğru yola çıkabildik. Ekibin diğer üyeleriyle burada buluşacağız.
TİBET PLATOSU’NDAYolculuk genel olarak tehlikeli denebilecek bir
trafik sistemi içinde ancak olaysız geçti. Katmandu'da bir kaç günlük dinlenme ve son hazırlıkların ardından Nepal ve Tibet'i birbirine bağlayan dostluk köprüsünden geçerek Tibet'e girdik. Sınırda bizi Tibet'teki yolculuğumuz boyunca birlikte olacağımız rehberimiz ve iki jeep karşıladı, ertesi gün de Batı Tibet'te kullanacağımız yakıt, yiyecek ve kamp malzemelerini taşıyan kamyonla buluştuk.
Buradan sonra artık hep 4200 - 4300 metrenin üzerindeyiz ve bu durum, bünyeler adapte oluncaya kadar ekip üyelerini birkaç gün hırpalıyor. Yol koşullarının zorluğundan dolayı, günde 8 ila 12 saat motosiklet kullanmamıza rağmen, 200 ile 250 kilometre arasında ancak yol katedebiliyoruz. Tibet'in uçsuz bucaksız platosunda, dağ geçitlerinin arasında, kum fırtınaları ve kar dahil her türlü hava ve yol koşulları zorluğuyla altı gün boyunca boğuştuktan sonra, kutsal Kailash dağına ulaşıyoruz.
KAR MÜCEVHERİHimalayalar'ın bir uzantısı olan Kailash Dağı ve çevresi, çok önemli bir dini merkez konumunda. Kailash Dağı ve çevresini kutsal yapan çok önemli özellikler var. İlki, Asya'nın en önemli nehirlerinden dördünün kaynağının Kailash'ın yakınlarında bulunması, İndus, Brahmaputra, Sutlej ve Karnali nehirleri aynı bölgeden doğuyor; Kailash Dağı bir bereket kaynağı. İkincisi, Hinduizm inancına göre, Kailash'ın Tanrı Shiva ve eşinin evi sayılmasından ötürü kutsal bir bölge olması. 6714 metre yüksekliğindeki Kailash Dağı her zaman karla kaplı. Bu yüzden Tibet dilinde, ona, 'Kar Mücevheri' deniyor. Budist inancına göre ise Kailash, dünyanın eksenini oluşturan dağ. Yüzyılda bir kez ruhlarını arındırmak için Tibetliler, Hindular, Jainler ve Bön dini izleyicileri Kailash'a Dağı'nı tavaf ederek ibadetlerini yerine getiriyorlar.
Bu yılki dinsel seremoniyi diğer yıllardan ayıran en önemli özellik, Tibet takvimine göre bu yılın At Yılı olması. Bu zorlu hac yolculuğunu bu yıl gerçekleştirmek inanışa göre diğer yıllardan 13 kat daha değerli.
Kailash'ın hemen yanındaki bir diğer önemli yer ise Manasarovar Gölü. Kailash'ın güneyindeki Manasarovar gölü, dünyanın en temiz tatlı su kaynaklarından biri. Hindularca, Tanrı Brahma'nın zihinsel olarak yaradılışının gerçekleştiği yer olduğuna inanılıyor. Bu yüzden kıyılarında pek çok manastır yer alıyor.
Kailash Dağı'nın etrafında binlerce hacıyla birlikte bu eşsiz yürüyüşü tamamladıktan sonra, yolculuğumuzun ikinci hedefi Everest Dağı'nın ana kampına doğru uzun ve zorlu yolculuğa başlıyoruz. Tibet'in son derece sert yol ve hava koşullarıyla bir kez daha yüzleşerek, yine günler süren bir yolculuğun ardından, önce dünyanın en yüksek manastırı Rongbuk Manastırı’na, ardından da yedi yıl önce Everest Dağı'nın ilk Türk tırmanışını gerçekleştirirken, iki ay boyunca kullandığımız Ana Kampa varıyoruz.
Katmandu'ya doğru son etabı da hızlı bir şekilde geride bırakarak, anılarımızda eşsiz bir yolculuğun lezzeti ile artık dönüş yoluna geçiyoruz. Bu çok özel ve kolay kolay bir daha yapılamayacak yolculuğa, Borusan ve Seranit firmaları co-sponsor olarak, Mototaş firması ise yedek para konusunda destek vererek katılmıştır.