Güncelleme Tarihi:
Erdoğan burada yaptığı konuşmada, çok zorlu, çetin yollardan geçtiklerini belirterek, "İnişler, çıkışlar yaşadık. Hiçbir zaman umudumuzu kaybetmedik. Kendimize inandık. Fikrimize güvendik. Milletin çizdiği istikametten başlayarak bugünlere geldik" dedi.
Üniversitelerdeki çeşitli yasakları ortadan kaldırdıklarını söyleyen Erdoğan, "Bu ülkede başörtüsü ile yavrularımız üniversitelere girebilir duruma geldi. Tabi kolay olmadı. Türkiye’nin en acil meselesi olan terör meselesinde kararlı adımlar attık. Alkol konusunda bazı düzenlemeler yaptık. Ona dahi 'Alkolü yasakladılar' dediler. Düzenleme getirdik, yasaklamadık. Bundan rahatsız olan çevreler var. Gelişmiş olan ülkelerde bunun örnekleri çok fazlasıyla var. 'Gece saat 22.00 ile 06.00 arasında alkollü içki satışı yapılamaz' dedik. Bundan rahatsız oldular. Arabada alkollü içki içilemez. Karayolunda, benzin istasyonlarında alkollü içki satışını yasakladık. Biz bunu niye yapıyoruz? Anayasanın 58. maddesini uyguluyoruz. Bu fakir, bu ülkede milletinin oyu ile Başbakan olduysa anayasanın kendisine verdiği görevi yerine getirmekle mükelleftir" diye konuştu. Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin (İBB) bazı mekanlarında alkol alınmasını yasakladığını aktararak, "Alkol almak için İstanbul'da özel yerler var. Oralarda gidip içersin. İBB'nin tesislerinde alkolü kaldırdıktan sonra buralar dolmaya başladı. Daha önce buralar millete kapalıydı. Belli bir kesime açıktı. Benim ülkemde kırsal kesimde yaşayan vatandaşım 'Ben bu merkezin insanıyım' dedi. Alkolü alıp trafiğe çıkıyor. Trafikte ya önündekine ya karşı şeritte olana bindiriyor. Karşısında alkolsüz olan vatandaş da gidiyor. Yazarken, çizerken 'Trafik terörü' diyoruz da, trafik terörünün en önemli sebebi olan alkollü içki noktasında niçin bizim yanımızda yer almıyorsun? Bu da terörle mücadele" dedi.
AKM'Yİ YIKACAĞIZ
Erdoğan, "kaymak bir tabaka"nın attıkları her adımda önlerine çıktığını belirterek, "Mesele şu; bize diyorlar ki, 'Yol yapın, ama sistemin sorunlarına asla dokunmayın. Siz konut yapın, ama şehirlere ruh kazandırmayın. Genç nesillerin formatlanmasına müsaade etmeyin. Millet neyi tercih ediyorsa ona oyunu verecek. İdare-i maslahatla hareket edin, günü geçiştirin. Demokrasiye hukuka güç kazandırmayın'. 10 buçuk yıl boyunca bu dirençle karşı karşıya olduk. Biz bunların hiç birine 'Eyvallah' etmedik. Hiç bir mafyatik örgüte diz çökmedik. Sırtımızı önce Hakka sonra halka dayadık. Milletin karşısında kendimizi hesaba çektik. Türkiye'de sandığı hazmetmeyi öğrenmesi gereken bir anlayış bugün varlığını sürdürüyor. Siyaset üretemeyenlerin, sandıkta rekabet edemeyenlerin bugün bile var olduğunu görüyoruz" diye konuştu. Gezi Parkı için yapılan eylemlere de değinen Erdoğan, şunları söyledi: "Sandıkta kazanamayacaklarını bilenlerin farklı yollarla üzerimize geldiklerini görüyoruz. Biz iktidardayız. Bu anlayış yüzünden muhalefet görevini de biz üstleniyoruz. Tarihi tekerrür etmek isteyenlere tarihi hatırlatıyoruz. Birkaç gündür Taksim'de Gezi Parkı'nda eylem yapılıyor. Katılımcılar malum kişiler. Provake edenler malum örgütler. Taksim Gezi Parkı'nda ağaçlar kesiliyormuş. Siz buna inanıyor musunuz? Bunun aslı neyse o şekilde anlatmak lazım. Taksim'de bir yayalaştırma projesi kapsamında bir duvar yıkılıyor. Orada bir genişletme yapılması için 6-7 ağaç sökülüyor. Bütün bunlara rağmen bir kıyamet. İstanbul'un orta refüjlerine 10 yaş grubu üzerinde yurt dışından ağaç ithal etmek suretiyle ağaçlandırma çalışması yaptık. Aynı dönemde İstanbul'da bir üniversite kurmak için Zekeriyaköy'de on binlerce yetişmiş ağaç kesildi. 15 ile 30 yaş arasında ağaç kesildi. Buradan o ağaçlar taşındı. Buna karşı ben savaş yaptım. Hapse girdim. Açılışa katılan Cumhurbaşkanı, 'Bu üniversitenin kuruluşuna karşı çıkanlar nerede?' diyor. Ben o yasal mücadeleyi bırakmadım. Hapisten çıktım buna yine karşı çıktım. Üniversiteyi mahkeme devlete verdi. Şimdi onlar bizim kiracımız durumundalar. O ağaçlar kesilirken, bu ülkenin ana muhalefeti neredeydi? Bu ülkede çevreci geçinenler neredeydi? Kim yapıyor, kim konuşuyor, neden yapıyor? Mesele bu. Eğer biz yapıyorsak onlara göre suçtur, eğer malum çevreler yapıyorsa, 'Devletin malı deniz' bu mantıkla gidiyorlar. Gezi Parkı'nda şu anda verilmiş kesin bir karar yok. Dert, 'Acaba AK Parti'ye nasıl vururuz? Bu Başbakan'a nasıl vururuz?' Dert bu. Nereden vurmaya kalkarsanız kalkın sizin vuruşlarınız bize kar etmez. İnşallah bu Topçu Kışlası yerini alacak. Şu anda hedeflerimizin arasında AKM'yi yıkmak da var. AKM'yi yıkacağız, kültür merkezini inşallah orada farklı şekilde onu yapacağız."
BAHÇELERİNİZE DİKİLECEK AĞAÇ DA VERELİM
CHP'nin Kadıköy'de bugün yapılacak mitingi iptal etmesi ile ilgili olarak da "Beşiktaş'ta toplanma kararı verdiler. 'Taksim'e yürüyeceklermiş' dediler. 'Bırakın yürüsünler' dedim. Bunlar ne istiyor? Bunu öğrenelim. Ne istedikleri de belli değil. Ağaç istiyorsanız, ağaç verelim. Burada ağaç bol. Bahçelerinize dikilecek ağaç da verelim. Bunlar da böyle bir kararlılık yok. İlla Topçu Kışlası olmaz diyorsanız, kusura bakmayın bu olacak. Daha önce olup da yıkılanı biz yapıyoruz" dedi. Erdoğan, Topçu Kışlası'yla ilgili İdare Mahkemesi'nin aldığı karar için de "İdare Mahkemesi bakıyorsunuz bir karar veriyor. 'İdarenin savunması alınıncaya kadar yürütmenin durdurulması' dedi. İdare kim? Kültür Bakanlığı. İnşaat mı başladı? Şu anda ihale mi yaptık? Burada soru işaretleri doğuyor. Bu ülkede kimsenin attığı adımı bu kadar dikkati bir kenara koyarak atması doğru değil. Hele hele yargı. Şu anda muhalefet bu tür kararın arkasında durarak, konuşuyor" dedi. Erdoğan, CHP'ye de seslenerek, "Ben CHP'ye diyorum ki, bu tür provokasyonların içine girme, yanlış yapıyorsun. Doğabilecek her türlü yanlışın faturası senindir. CHP'nin bu noktada çok hassas, çok dikkatli olması gerekir. Türkiye'nin çözüm sürecinde olduğu bir dönemde bu tür adımın atılması düşündürücüdür" diye konuştu.
Erdoğan, "bir avuç kaymak tabaka"nın bu ülkeye dayatma yapmasına müsaade etmeyeceklerini söyleyerek, "Bu ülkede kaymak tabakanın dediği olmuyor. Bu ülkeyi artık bir kısım medya yönetmiyor. Bu ülkede sadece milletin dediği olur. Taksim Gezi Parkı'ndaki eylemin bitirilmesini istiyoruz. Oradaki projeye onay veren CHP'nin kalabalıkları tahrik etmekten vazgeçmesini bekliyoruz" dedi.
Bu arada etkinliğin gerçekleştiği Yıldız Teknik Üniversitesi'nde alınan yoğun güvenlik tedbirleri de dikkat çekti. Özellikle Erdoğan'ın konvoyunun üniversiteden çıkışı sırasında yol boyunca korumaların dizildiği görüldü.