Güncelleme Tarihi:
Mahkeme, devlet sırlarına ilişkin, ‘Bir suç olgusuna ilişkin bilgileri içeren belgeler, devlet sırrı olarak mahkemeye karşı gizli tutulamaz’ hükmünü hatırlatarak sanık kimlik bilgilerinin ‘ivedi’ olarak bildirilmesini istedi.
Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde işlenen faili cinayetlere ilişkin aralarında ‘Yeşil’ kod adlı Mahmut Yıldırım ile PKK itirafçısı Abdulkadir Aygan'ın bulunduğu 5 sanıklı dosyanın, 11 sanıklı JİTEM dosyasıyla birleştirilmesine karar verildi. Sanık sayısı 16'ya ulaşan davanın görülmesine Diyarbakır 6'ıncı Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. Duruşmaya, müdahil avukatları Tahir Elçi, Barış Yavuz, Burhan Deyar ve Serdar Çelebi katıldı. Mahkeme, İçişleri Bakanlığı'na, nüfus bilgileri kapalı sanıklardan Ali Ozansoy, Hüseyin Tilki, Fethi Çetin ve Kemal Emlük'ün bu bilgilerinin istenmesine ilişkin gönderilen yazıya yanıt geldiğini bildirdi. Mahkeme heyeti, bakanlığın sanık kimlik bilgileriyle ilgili istemine olumsuz cevap verdiğini gelen yazıda, sanıkların kimliklerinin değiştirildiği, koruma tedbiri uygulanarak, yüklü harcamalar yapıldığını ve deşifre olmaları halinde çok sayıda sorun çıkacağının yer aldığını açıkladı. Bakanlığın mahkemeye gönderdiği yazıda ayrıca, sanıklar için çok büyük meblağlarda devlet tarafından harcama yapıldığı ve kimlik bilgilerinin açıklanması durumunda devlete güvenin azalmasına neden olacağı savunuldu.
Duruşmada söz alan müdahil avukatlarından Tahir Elçi, iddianamelerden birinde Mehmet Kılıç'ın inin Antalya’dan askerlik görevini yaparken, JİTEM'e üye olduğunu öne sürdüğü kişiler tarafından alıkonularak, Irak vatandaşı olduğu için 100 bin dolar karşılığında Saddam Hüseyin'e teslim edildiğini savundu. Avukat Elçi, Irak’ta idam edilen Mehmet Kılıç'ın eş ve kızının suçtan zarar görmesi olasılığına karşı ‘duruşmalara katılan' olarak kabul edilmelerini isterken, Genelkurmay Başkanlığı ve Jandarma Genel Komutanlığı hakkında ‘suça konu delillerin karartıldığı’ iddiasıyla Diyarbakır 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde yaptığı suç duyurusu istemini yineledi. Avukat Elçi ayrıca, Diyarbakır'daki 7'nci Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı'na yazı gönderilerek Cem Ersever, Arif Doğan, Şaban Bayram Hikmet Köksal ve iddianamede ismi geçen diğer askeri personel hakkında işlem yapılıp, yapılmadığının sorulması gerektiğini söyledi.
AİHM TAZMİNAT DAVASI ÖRNEĞİ
Mahkeme heyeti, sanıklardan PKK itirafçıları ve JİTEM üyesi olduğu ileri sürülen Ali Ozansoy, Hüseyin Tilki, Fethi Çetin ve Kemal Emlük'ün kimlik bilgilerini bildirmeyen İçişleri Bakanlığı'na yeniden müzakere yazılarak ‘ivedi’ olarak sanıkların yeni kimlik bilgilerinin bildirilmesini istedi. İçişleri Bakanlığı'nın olumsuz yazısına karşı, Anayasa'nın 2, 5, 6, 9, 10, 11'inci maddelerini hatırlatan mahkeme, uyuşmazlık mahkemesinin yargılamaya yetkili makamın adil yargı makamları olduğuna nihai olarak karar verdiğini hatırlattı.
Mahkeme, İçişleri Bakanlığı'na AİHM'in Türkiye alehine hükmettiği tazminat davalarından örnek verirken şunları yazdı:
“3 Mayıs 2005 tarihli Çelikbilek-Türkiye davasında maktul Abdulkadir Çelikbilek'in öldürülmesi ile ilgili olarak devletin yetkili makamlarının başvuranın kardeşini öldürülmesi hakkında etkili soruşturma yürütmemesi nedeniyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, ülkemizi tazminata mahkum ettiği dosyaya sunulan belgelerden anlaşılmıştır.”
Mahkeme yazısında devlet sırlarına ilişkin, ‘Bir suç olgusuna ilişkin bilgileri içeren belgeler, devlet sırrı olarak mahkemeye karşı gizli tutulamaz’ hükmünü zapta geçirirken İçişleri Bakanlığı'nın yazısına karşı duruşma tutanağında şu ifadelere yer verdi:
“İçişleri Bakanlığı’nın cevabi yazısında, ‘haklarında koruma tedbiri uygulanmış bulunan bu şahıs ve aileleri için gerektiğinde anılan kanun hükümleri doğrultusunda yüklü harcamalar yapıldığı; şahısların bu şekilde deşifre edilmesi, kanun kapsamında devletçe uygulanan tedbirleri de deşifre ettiği, yeni yaşama ve kimliklerine adapte olmuş bu şahıslar hakkında yeniden korunma tedbirleri alınmasına neden olduğu; şahıslar ve aileleri için yeniden kimlik, iş ve gerekirse fizyolojik görünüm değişikliği yapılması cihetine gidildiği, bunun da sosyal yaşama adapte olmakta zaten zorlanmış olan bu şahısların tekrar yeni bir hayata başlama zorunluluğunu ortaya çıkartmak suretiyle bu şahısların psikolojik olarak büyük sorunlar yaşamalarına neden olduğu daha da önemlisi devletçe yapılan harcamaların çok büyük meblağlarda arttığı ve devlete olan güvenin azalmasına neden olduğu’ gerekçesiyle çete kurup adam öldürdüğü iddia edilen kişilerin kimlik bilgilerinin mahkemeye sunulmadığı; esasen yazı içeriğinde dahi kimliklerin mahkemeye bildirilmesi halinde ortaya çıkacak sorunların telafisinin mümkün olduğunun yazı cevabından anlaşılmıştır. Ancak anlaşılmayacak bir şekilde devletçe yapılan harcamaların çok büyük meblağlarda arttığı gerekçesiyle suç işlediği iddia edilen kişiler Anayasa ve kanun hükümleri gözardı edilerek mahkemeye bildirilmemiştir.”
Mahkeme ayrıca İçişleri Bakanlığı'na ‘uyarı' mahiyetinde, “Suç işleyen bir kişiye araştırma, yakalanma, tutuklanma ve hükmün infazından kurtulması için imkan sağlayan kimse, 6 aydan 5 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır. Bu suçun kamu görevlisi tarafından göreviyle bağlantılı olarak işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır” yazılı ceza kanunundaki ilgili maddeleri hatırlattı.
CEM ERSEVER VE ARİF DOĞAN ASKERİ SAVCILIĞA SORULACAK
Ağır Ceza Mahkemesi, yurt dışında yaşayan PKK itirafçısı Abdulkadir Aygan'ın bulunduğu ülkeden Türkiye’ye iadesi için ‘iade talepnamesi' düzenlenmesini ve sanıklar Hacı Hasan (İbrahim Babat), Adil Timurtaş, Mehmet Zahir Karadeniz, Lokman Gündüz, Hayrettin Toka, Aziz Turan (Abdulkadir Aygan), Ali Ozansoy, Hüseyin Tilki, Fethi Çetin, Faysal Şanlı, Kemal Emlük, Recep Erkal (Tiril), Mahmut Yıldırım ve Muhsin Gül’ün ifadelerinin alınması için mahkemede hazır edilmelerine karar verdi. Mahkeme ayrıca, Kara Kuvvetleri Komutanlığı 7’inci Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı'ndan, Hikmet Köksal, öldürülen Ahmet Cem Ersever, Arif Doğan ve Şaban Bayram hakkında herhangi bir işlem yapılıp yapılmadığının sorulmasını kararlaştırdı.